Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“NÜKLEER 50 MİLYON İNSANA DEĞER Mİ?”

-Kırklareli DOKU Derneği Başkanı Göksal Çidem, İğneada’ya yeniden gündeme gelen nükleer santral projesinin risk haritasına dikkat çekerek; “Risk haritasına baktığımız zaman; yaklaşık 50 milyon insan risk altına giriyor. 50 milyon insanı riske atmaya değer mi?” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 01.10.2023 17:23
Haber Güncellenme Tarihi: 01.10.2023 17:23
Kaynak: Seçiniz
https://batiekspres.com/
“NÜKLEER 50 MİLYON İNSANA DEĞER Mİ?”

Kırklareli Doğa ve Kültür Derneği (DOKU) Başkanı Göksal Çidem, Trakya bölgesindeki kentlerde yaşanan çevre sorunları ile ilgili açıklamalarda bulundu.

Çidem, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makina Mühendisleri Odası Edirne Şubesi’nin düzenlediği Trakya’da Sanayişleşme ve Çevre Sempozyumu’nun Kırklareli’de düzenlenen ilk programında, ‘Çevre sorunları, mücadele deneyimleri ve çözüm önerileri’ konusunda sunum yaptı. Trakya bölgesindeki yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının durumuna dikkat çeken Çidem, özellikle Ergene nehrinde yaşanan kirliliği hatırlattı. Çidem, Türkiye ve Bulgaristan sınırlarında yer alan Istrancalar’da gerçekleştirilen çalışmaları da açıklarken; buradan doğan suyun İstanbul tarafından kullanılmak istenmesine tepki gösterdi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın açıkladığı projelerdeki ÇED kararları ile ilgili gerçekleştirdikleri çalışmaları da anlatan Çidem, Kırklareli’nin Demirköy ilçesine bağlı İğneada beldesinde yeniden gündeme getirilen nükleer santral projesinin risk haritasına dikkat çekti.

“ERGENE DİYE BİR ŞEY KALMADI”

Trakya bölgesinin, Türkiye topraklarının yüzde 3’ünden oluştuğunu belirten Çidem; “Çanakkale ve İstanbul’u da dahil ederseniz, yaklaşık 33’te 1’i olan bir yerde, ülke nüfusunun neredeyse yüzde 25’i yaşamaya başladı. Ama artık bunu kaldırabilecek gücümüz kalmadı. Bizde her şeyden 3’er tane var. 3 tane dağ, 3 tane deniz, 3 tane orman var. Ama Ergene 1 taneydi. Artık Ergene diye bir şey kalmadı. Çünkü sektörel dağılım suyun başına geldi” ifadelerini kullandı.

“ERGENE AKARSU DEĞİL AKARSIVI”

Bölgedeki planlamaya tepki gösteren Çidem; “Öyle bir planlama yapılmış ki sanayi, madenler Ergene kaynaklarının üzerinde. Hepsi bir yerde. Ergene öldü. Ergene’de piknik yapılacağı, balık tutulacağı, yüzüleceğine dair sözler verildi. Aradan yıllar geçti, Ergene’de değişen bir şey olmadı. Ergene artık akarsu değil, akar sıvı haline gelmiş; niteliği belirsiz sıvı. Nehirlerden, derelerden su akar ama Ergene’den ne yazık ki sıvı akıyor “dedi.

“BULGARİSTAN’DA HAYVAN BİZDE KAMYON ÇIKIYOR”

Istrancalar’ın Bulgaristan ile Türkiye bölümlerine dikkat çeken Çidem; “Bulgaristan tarafı, biyosfer rezerv alanı ve 28 yıldır korunuyor. Karşıya geçtiğinizde tabelada, ‘Dikkat hayvan çıkar’ yazıyor; bizim tarafta, ‘Dikkat kamyon çıkar’ yazıyor. Aynı ormanın bir tarafından hayvan, bir tarafından kamyon çıkıyor. Aslında burada da biyosfer rezerv alanı projesi yapıldı. Buradaki çalışma 2 yıl sürdü ve birçok bilim insanı katıldı. Şimdi raporlar ortada yok. Raporlar UNESCO’ya sunulacaktı. Biz her sene sorduk. 2017 yılına kadar bize verilen cevaplarda UNESCO’ya verilmesi ile ilgili çalışmaların devam ettiği yönündeydi. En sonunda bir cevap verdiler, ‘Biyosfer rezerv ilan edilmesine gerek yoktur’ denildi. Bulgaristan tarafı, burada bulduğu tarihi, kültürel, doğal değeri olan her şeyi işaretiyor. Biz de taş ocağı geldikçe yerlerini işaretliyoruz. Aramızdaki fark budur” sözlerine yer verdi.

“ORMANI KESERSENİZ SEL OLARAK GERİ DÖNER”

Çidem, Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından açıklanan Türkiye’nin meteorolojik afet dağılımı haritasını açıklarken; “2000 yılından sonra müthiş bir afet dağılımı var. Artık her şey afete dönüşmeye başladı. Kuraklık ve selde müthiş bir artış var. Bunun nedeni; ormanı keser, taş bırakırsanız sel olarak geri döner. Yeraltı suyunu bitirirseniz obruk olarak geri döner. Burada her yere baraj planlıyorlar. Niye? İstanbul’a su verecekmişiz. Bizim buradaki suların hepsini alsanız bile İstanbul’un 13 günlük suyuna denk geliyor. Burayı yok etmeye değer mi? İstanbul’un kaçak su miktarı daha önce yüzde 23’lerdeydi, şu anda yüzde 20’lere kadar geldi. İstanbul en son 14 Temmuz’da 3 milyon 550 bin metreküp su kullanmış. İstanbul kayıp kaçağını önlese bizim derelerimizi almasına hiç gerek kalmayacak” dedi.

“TRAKYA DİYE BİR ŞEY KALMIYOR”

Kırklareli’nde gündeme gelen nükleer santral projesi ile ilgili de konuşan Çidem; “Bakan açıkladı. 2015’te tekrar gündeme gelmişti. O zaman bir risk haritası çalışıldı. Risk haritasına baktığımız zaman; yaklaşık 50 milyon insan risk altına giriyor. Trakya diye bir şey kalmıyor. 50 milyon insanı riske atmaya değer mi?” ifadelerine yer verdi.

“KORKUNÇ BİR RAKAM”

Çidem, Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından açıklanan ÇED kararlarına da dikkat çekerek; “Bizim bu hale gelmemizdeki nedenlerden olan verilen ÇED kararlarına baktığımızda; 2022 yılına kadar 73 bin 210 adet ‘ÇED gerekli değildir’ kararı verilmiş. Korkunç bir rakam. ‘ÇED olumsuz’ kararı ise sadece 67 tane. Resmi verilere göre; Kırklareli’de orman alanımız yaklaşık yüzde 1’den fazla azalmış. Tarım alanımız yüzde 3 civarında azalmış. Mera alanımız yüzde 1 civarında azalmış. Artan ise yerleşim alanı; yüzde 14’ten yüzde 19’a yükselmiş. Yüzde 5 kayıp tarım, orman ve merada; artış ise yerleşim yerlerinde” diye konuştu.

UĞUR AKAGÜNDÜZ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.