Doğa ve Kültür Derneği (DOKU) Derneği Yönetim Kurulu Başkanı ve Trakya Platformu Kırklareli Dönem Sözcüsü Göksal Çidem, Kırklareli’nin özellikle Istrancalar bölgesinde açıklanan Rüzgâr Enerji Santrali (RES) ve Enerji Depolama Tesisi (EDT) ile kalker ocağı ve kırma-eleme tesisi projeleri ile ilgili açıklama yaptı.
Batı Ekspres’e konuşan Çidem, temiz enerji olarak adlandırılan RES projelerinin bölgedeki orman ve doğal yaşama olumsuz etkilerini açıklarken; Kofçaz ilçesine bağlı Terzidere, Ahmetler, Kocayazı, Tatlıpınar ve Topçular köylerinde Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) süreci başlatılan 47 rüzgâr türbini ve elektrik depolama tesisinden oluşan İğde RES projesinin, bölgede bugüne kadar açıklanan en büyük proje olduğuna dikkat çekti.
“KIRKLARELİ, İSTANBUL’UN NEFES BORUSUDUR”
Çidem, Kırklareli il genelinde açıklanan doğal yaşama zarar verecek birçok projenin bulunduğunu söylyeyerek; “Sadece Aralık ayında bu projelerin 5 tanesi için halkın katılımı toplantısı vardı. Kırklareli sadece bizim değil; İstanbul’un da hava ve su kaynağıdır. İstanbul’un nefes borusu burasıdır. Biz, Kırklareli ve köyleri için mücadele ediyoruz ama aslında ülke nüfusunun neredeyse yüzde 25’inin yaşam kaynaklarına sahip çıkmaya çalışıyoruz. Daha da proje gelecek ama projelendirmedikleri yer de kalmadı. Üst kesimlerde yer kalmadı, Üsküp korusuna, Yündalan köyüne kadar indiler” ifadelerini kullandı.
“BÜTÜN KOFÇAZ BÖLGESİNİ KAPATIYOR”
ÇED süreci başlatılan 47 rüzgâr türbini ve elektrik depolama tesisinden oluşan İğde RES projesinin santral sahasının büyüklüğüne dikkat çekerek; “Santral sahasının toplam 70 bin dönüm olduğu şimdiye kadarki en büyük proje geldi. Bütün Kofçaz bölgesini kapatıyor. Biz rüzgâr türbinlerine karşı çıkmıyoruz, yerinin yanlış olduğunu söylüyoruz” dedi.
“HABİTAT PARÇALANMASINA NEDEN OLUYOR”
Çidem, RES projelerinin olumsuz etkilerini açıklarken; “RES’ler orman içine yapıldığında habitat parçalanmasına neden oluyor. Orman içinde açılan yollar ve gürültü, yaban hayvanlarının oradan uzaklaşmasına sebep oluyor. Ayrıca flaş etkisi yaratıyor. Türbinlerin dönmesi sırasında kanatlarından dolayı bölgeye bir gölge, bir güneş geliyor. Bu etkiden dolayı kuşlar ağaçlara yuva yapmıyor ve bölgeyi terk ediyorlar” sözlerine yer verdi.
“BU BÖLGE ANA KUŞ GÖÇ YOLU ÜZERİNDE”
Bölgenin, ana kuş göç yolu üzerinde kaldığını belirten Çidem; “Afrika ile Avrupa arasında göç eden kuşlar, bu bölgeyi kullanıyor. Bu kuşlar termal ile hareket ediyor. Orman içlerinin serin olması nedeniyle mola vermek ve dinlenmek için açık yerleri kullanıyorlar. RES’lerin açtığı geniş alanları kuşlar mola verecekleri alan gibi algılıyorlar. Kullanmaya çalıştıklarında da o kadar türbinin olduğu yerde sonuç zaten belli” dedi.
“CANLILARDAN BİRİNİ YOK EDİNCE ZİNCİRLEME ETKİ YAPIYOR”
Çidem, bölgedeki mağara varlığına da dikkat çekerek; “Bizim bölgemiz, karstik bir bölgedir. Türkiye’de en çok mağara olan il Kırklareli’dir. Şu anda Antalya’da 26, bizde de 40 civarında mağara var. Bu mağaralarda yarasalar yaşıyor. RES’ler de yarasaları öldürüyor. Barotravma denilen basınç değişikliğinden dolayı yarasaların ciğerlerinde kanama oluyor ve ölüyorlar. Yarasalar, küresel ölçekte nesli tehlike altında olan türlerdir. Doğadaki canlılardan birini yok ettiğiniz zaman, zincirleme etkisi yapıyor. Yarasalar giderse sinekler çoğalır” ifadelerine yer verdi.
“TOPÇU BABA’NIN MEZARLIĞINI PROJE ALANI İLAN ETTİLER”
Çidem, ÇED süreci başlatılan RES ve EDT projesinin planlandığı yerlerden biri Terzidere köyünü Pazar günü ziyaret ettiğini söyleyerek; “Geçtiğimiz Pazar günü, yine başka bir projenin halkın katılımı toplantısı nedeniyle Terzidere köyündeydik. Burasının yakınında Alevi ve Bektaşi inancına sahip insanların inanç merkezi olan Topçu Baba var. Topçu Baba’nın mezarlığını bile proje alanı ilan ettiler. Doğal varlıkların yanı sıra kültür varlıklarının bile üzerine çökmeye başladılar” dedi.
“KUŞLARA NE BİR GÖKYÜZÜ, NE DE KONACAK BİR DAL KALACAK”
RES projelerinin doğru alanlara planlanması gerektiğini belirten Çidem; “Doğru yere RES kurulduğunda kimsenin diyecek bir şeyi yok. Ama ne kadar temiz enerji olursa olsun yanlış yere kurduğun anda ormanı mahvediyor. Her türbin için en az 10-15 dönüm arasında bir yeri temizliyorlar. RES’in çevresini, süpürme alanı denilen yeri, yangın vs. olmasın diye temizliyorlar. Ayrıca açılan yollar da var. Türbinler arası yollar var. Ana güzergâhtan proje sahasına gidecek yolları da genişletiyorlar. 8-10 metre genişliğinde yollar açıyorlar. Bunu yaptıktan sonra da indirme merkezi neredeyse oraya kadar ormanı kesip iletim hattı çekiyorlar. Ne kuşlara uçacak bir gökyüzü, ne de konacak bir dal kalacak” sözlerine yer verdi.
“BULGARİSTAN ISTRANCALARINDA 1 TANE YOK, BİZDE BİNİ GEÇECEK”
Çidem, Istrancalar’ın Bulgaristan bölümündeki durumu da hatırlatırken; “Bulgaristan tarafındaki Istrancalar’da bir tane RES yok, bizim tarafta bu gidişle sayı bini geçecek. Ormanın sahibi yok. Biz sahip çıkmaya çalışıyoruz ama herkes ile de kötü oluyoruz. Aslında yaşanan artık ne iklim değişikliği, ne de iklim krizi. Şu anda yaşadığımız şey ekokırımdır. Bölgede kurulan sadece birkaç türbinin altında 6 günde toplam 39 tane yarasa ölüsü bulundu. Bu korkunç bir rakam. Burada türü yok ediyorsun. Kuşlar için de büyük bir tehdit. Istrancalar, yarasaların kışlama merkezidir. Her yere RES kurup türü yok edersen bu ekokırımdır. İklim değişikliğini de, krizini de bitirdik artık. Şu anda ekokırım yaşıyoruz” diye konuştu.
UĞUR AKAGÜNDÜZ
Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ