Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makina Mühendisleri Odası (MMO) Edirne Şubesi’nin düzenlediği Trakya’da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu’nun açılış sunumunda Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yaraş, Cumhuriyetin 100’üncü yılında Trakya’nın kültürel mirasına dair kısa genel değerlendirme ve öneriler konulu sunumunu gerçekleştirdi.
Yaraş, Trakya’daki tehlike altında olan kültürel mirasa, Cumhuriyetin ilanı ile geçen 100 yıllık süreçte yapılanları ve 2’nci yüzyılda yapılması gerekenler ile ilgili sunum yaptı. Yaraş, Trakya’daki tüm kültürel mirasın envanterlenmesi gerektiğini vurgularken; Türkiye’de en az envanterleme çalışmasının Trakya bölgesinde yapıldığını belirtti. Traklar, Roma ve Bizans’ın bölgedeki tarihine dikkat çeken Yaraş, bölgede bu konuda çalışmalar yapılması gerektiğini ifade etti. Trakya’da özellikle Kırklareli’nin kaçak kazıların merkezi olduğunu söyleyen Yaraş, Türkiye’de kaçak kazılarda Konya’nın birinci sırada, Kırklareli’nin ise ikinci sırada olduğunu açıkladı.
“TRAK MÜZESİ KURULMALI”
Trakya ile ilgili önerilerini sıralayan Yaraş; “Cumhuriyetimizin 2’nci yüzyılında, Mustafa Kemal Atatürk’ün başlattığı Trakya’daki arkeolojik kazı ve araştırmalara yeniden önem verilmesi, nitelik ve niceliklerinin geliştirilmesi lazım. Trak arkeolojisine ayrı bir önem verilmesi, Bulgaristan ve Yunanistan ile bu konuda ortak projeler geliştirilmeli. Edirne veya Kırklareli’nde Trak Müzesi kurulmalı. Trakya’daki bütün tümülüslerin önce envantere alınması, daha sonra uygun bulunan birinin AB fonları ile kazılıp Bulgaristan’daki gibi örnek bir proje ile ziyarete açılması gerekir. Sit alanları ve içindeki tarihi binaların sağlıklaştırılması, gerekli konservasyon ve restorasyon projelerinin ivedilikle başlatılması lazım. Trakya’ya gelen tüm yüksek öğretim öğrencilerinin ve orta öğretimdeki öğrencilerin kültür mirası ile buluşturulması sağlanmalı. Cumhuriyetin ilk yüzyılında ulus devlet mantığı içinde yapılmış tüm cumhuriyet dönemi kırsaldaki yapılar koruma altına alınmalı. Trakya’nın doğal gaz deposu olma riski nedeniyle projeler başlamadan neye sahip olduğumuzu bilmek için arkeolojik kazı ve araştırmaların ivedilikle öngörülen noktalarda başlaması lazım. 1970’li yıllarda Edirne Arkeoloji Müzesi’nin yan tarafında İstanbul Üniversitesi tarafından kurulan Güneydoğu Avrupa Araştırmaları Enstitüsü’nün kuruluş mantığının araştırılması ve bunun ivedilikle canlandırılması gerekir. Bölgedeki tüm eserlerin erişilebilir dijital ortama aktarılması lazım” dedi.
“YERLEŞKENİN ADI LOZAN OLMALI, TRAKYA ARKEOPARKI KURULMALI”
Yaraş, Edirne ile ilgili de önerilerde bulunurken; “Karaağaç Yerleşkesinin adı ivedilikle Lozan Yerleşkesi olmalı. Yerleşke, müze ve kültürel etkinliklere ayrılmalı. Ayrıca yerleşkede Trakya Arkeopark’ı olmalı. Bu çok önemlidir ve olduğu zaman orasının çehresi değişecektir. Edirne ve Kırklareli’nde mutlaka Balkan kültürlerini tanıtan bir Mübadele Müzesi olmalı. İlhan Koman evinin İlhan Koman Müzesi’ne dönüştürülmesi şarttır. İlhan Koman’ın eserlerinin en azından replikalarının bu müzede sergilenmesi şarttır. Edirne Sarayı, yıllardır farklı kesimler tarafından kazılıyor. Ama 2022 yılında Cumhurbaşkanlığı himayesine geçti. Kazı ve restorasyonlar bambaşka şekilde yapılıyor. Biz içine giremiyoruz. Orada ne yaptıklarını görmeyi bırakın, başında bilimsel bir heyet yok. Bu kazının mutlaka halkı bilgilendirecek şekilde halkın gezebileceği atmosferde olması gerekir. Tamamen kapıları kapatıp, ‘Biz orada kazı yapıyoruz’ mantığında olması, ne yapıldığı bilmeden kazı yapılması trajik bir durumdur” ifadelerine yer verdi.
“MAKEDONYA KULESİ’NDE KENT MÜZESİ KURULMALI”
Edirne Müzesi’nin binasının yetersiz ve küçük olduğunu belirten Yaraş; “Yıllardan beri ideal bir müze haline getirilmeye çalışılıyor. Ama yetersiz. Edirne’nin ciddi anlamda çağdaş müze binalarına kavuşturulması şarttır. Müze ile Selimiye arasında kilise kalıntıları var. Hemen üstü kapatıldı. Bu da Trakya’ya özgü bir şeydir. Selimiye’nin önü ve arkasındaki alan kapatıldı. Buraların teşhire açılması gerekiyor. Üzerini kapatarak, yok farz ederek koruma altına alınmaz. Öyle bir şey yok. Makedonya Kulesi’nde kent müzesi olma projesi geçti. Fakat bir firmaya verdiler. O firma bir türlü parasal kaynağı bulamıyor. Ama 2024-2025 yılında bunun mutlaka tamamlanması, müzenin kurulması ve önüne bir Hadrian heykelinin konulması büyük önem taşıyor” diye konuştu.
UĞUR AKAGÜNDÜZ