Trakya Üniversitesi (TÜ) Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı tarafından Bolcaana Yemekhanesi arkasında bulunan bir alanda Nevruz bayramı etkinliği düzenlendi.
Programa TÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Rektör Yardımcıları, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Program ilk olarak saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Daha sonra ise Nevruz duasının yapılmasının ardından TÜ Rektörü Tabakoğlu bir konuşma yaptı.
“KAHRAMANLIK ÖYKÜSÜDÜR”
Tabakoğlu, “Büyük ve aziz Türk milleti. Orta Asya'dan başlayan yolculuğuna şimdi boydan boya katederek okyanusa kadar Avrupa üzerinden, Karadeniz üzerinden Avrupa'nın ortalarına kadar Hindistan üzerine Anadolu üzerinden Kuzey Afrika'ya ilerlemiş pek çok medeniyet kurmuş pek çok devlet kurarak her gittiği yerde tarih yazmış. Büyük medeniyetler oluşturmuş büyük kahramanlık öyküsüdür Türk milletinin hikayesi. Son Osmanlı İmparatorluğu'yla yine 3 kıtada 7 iklimde hüküm sürmüş 600 yıl Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu gibi çok zor coğrafyalarda ottoman denilen bir Osmanlı barışını sağlamış. Küçük ulusların dinine, diline karışmadan onları muhafaza etmiş bir barış, adalet, sistemi kurarak büyük bir medeniyet meydana getirmiştir. İmparatorluklar doğmuştur, büyümüştür. Ve yaşlanıp ölürler. Osmanlı İmparatorluğu'nun da son 200 yüz yılı, bin 800’lü yıllardan itibaren bir zayıflama, işgal dönemi yaşamıştır. Türk milletinin daha önce de yaşadığı tarihten silinmek işlediği sahnelere bu topraklar sahne olmuştur” dedi.
“ÖĞRENCİLERİMİZİN ELİYLE TÜRK YÜRÜYÜŞÜ BAŞLASIN”
Türk milletinin umut olduğuna değinen Tabakoğlu, “Özellikle Edirne 4 işgal görmüş, Balkanlar'dan, Anadolu'da sürülmek işlenmiş katliamlara uğramış bu aziz büyük Türk milleti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları sayesinde Anadolu Ergenekon'unda istirahatte çekilmiştir. Ama şimdi 100’üncü yılınızdayız cumhuriyetimizin. Nüfusumuz elhamdülillah 10 milyon, 20 milyon oldu derken yeryüzünde belki 100 milyona yakın Türk nüfusuyla belki de en kalabalık zamanımızı yaşıyoruz. Ve elhamdülillah Türk milleti tekrar ayağa kalkıyor. 2’inci yüzyıla hazırlanıyor. İşte bu kuru dalda açan çiçekler bu aziz Türk milletinin tekrar yeniden doğuşuna sanki bir işaret gibi. Bu kutlu yürüyüşün tekrar başlayacağına bir güzel nişane gibi karşımızda duruyorlar. Dünya biz tarih sahnesinden çekildiğimizden sonra çok acı günler yaşadı. Emperyalist devletler Afrika'da en son Afganistan'da, Suriye'de, Irak'ta ve Gazze'de gözümüzün önünde insanlara, çocukların üzerine ateşler atan, aç susuz bırakan bir garip medeniyeti maalesef yaşamak zorundalar. Güçlünün haklı olduğu bir medeniyeti yaşamak zorundalar. Ama haklının güçlü olduğu eski gücümüzden güç katan yeni bir medeniyete çok ihtiyaç var. Kimse yok mu diye bağıran o yıkıntılar altında Gazellilerin, Iraklıların, Suriyelilerin, Libya ve mazluma uğramış gadre uğramış pek çok milletin kimse yok mu diye bağırdığında işte biz varız diyebilecek yine ayağa kalkmış zalime dur diyecek bir güçlü Türk milletine büyük ihtiyaç vardır. İnşallah Bunun ayak sesleri geliyor. İnşallah sizlerle sevgili öğrencilerimiz, sizlerin eliyle bu büyük Türk yürüyüşü başlasın. Bu büyük medeniyet tekrar inşa olsun. Ve insanlığa bir nebze çare olsun. Bir nebze kurtuluş olsun diye umut ediyoruz. Türk milleti bir umuttur. Biz bu Nevruz gününde bunu tekrar hatırlıyoruz. Ve bu büyük amaç üzerine tekrar bir araya geliyoruz. Kutlu olsun. Günümüz kutlu olsun. Bu büyük yürüyüşümüz kutlu olsun. Bugün aynı zamanda Hazreti Ali efendimizin de doğum günü diye kabul edilir. O da kutlu olsun. Hem manevi gücümüz hem Türk milletinin gücü bir araya geldiği zaman inşallah zalimlere korkulu rüya olsun. Hepinizin Nevruz gününü kutluyorum. Sevgiyle, saygıyla selamlıyorum” ifadelerine yer verdi.
TÜ Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Arş. Gör. Dr. Öğretim Üyesi Armağan Altay da yaptığı bir konuşmayla Nevruz'u anlattı.
“BAHAR BAYRAMININ ADIDIR”
Altay, “İnsanoğlu tarihin en eski zamanlarından bu yana yaşam döngüsüne ait geçiş noktalarını çeşitli ritüel ve törenlerle kutlamıştır. Bu törenler temel işlevleri açısından tabiatla uyumlanma, kültürü, doğanın hizasına getirerek onu yeniden yaşam döngüsünü sabit kılma pratikleridir. Bilindiği üzere kökeni itibariyle yeni gün anlamı taşıyan nevruz sözcüğü, Orta Asya'dan Balkanlar'a kadar uzanan Türk coğrafyasında 21 Mart günü büyük bir coşku ve sevinçle kutlanan Bahar Bayramı'nın adıdır. Türk dünyasında bu bayram ayrı bir önem arz etmektedir. Zira aynı zamanda tarihi bir başlangıç anına, bir milada, Demirdağ'ı delerek Ergenekon'dan çıkışa işaret eder. Ezcümle bir milletin yeniden doğduğu gün olarak idrak edilir. 12 hayvanlı eski Türk takvimine göre de 21 Mart günü gece ile gündüzün birbirine eşit olduğu, yani yaşam döngüsünün Kritik geçiş noktasına bir çevrimin tamamlanıp, bir diğerinin başladığı vakte karşılık gelir. Balkan Türkleri de bugünü Mart dokuzu adıyla anmışlardır. Öyleyse tarih ve doğanın çakışmasını ifade eden Nevruz için yenilenme mesleğinin erbabı olan Türk topluluklarının en eski meslek bayramıdır diyebiliriz” şeklinde konuştu.
Nevruz ateşini Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu ve rektör yardımcıları birlikte yaktı. Program halk oyunları gösterisi, demir dövme merasimi ile devam etti. Nevruz programı yumurta tokuşturma ile sona erdi.
MERT ERİŞKİN
Kaynak: MERT ERİŞKİN