Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Nevruz

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Nevruz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Nevruz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Kayıcı, Nevruz’un tarihini anlattı Haber

Kayıcı, Nevruz’un tarihini anlattı

Trakya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Haluk Kayıcı, Edirne Lisesi’nde düzenlenen “Türk Kültüründe Nevruz” konferansında Nevruz Bayramı’nın anlamı ve önemini anlattı. Edirne Lisesi Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansta Kayıcı, Nevruz Bayramı’nın, Türklerin Yenisey ve Orhun civarında konakladığı dönemlerden günümüze ulaştığını söyleyerek; “Batı’ya doğru geldikçe de her karşılaştığı toplulukta bir şeyler bırakıyor ve o topluluklardan da bir şeyler alıyor. Nevruz aslında kelime anlamıyla bir Farsça kelime gibi duruyor. Nev, yeni; Ruz da gün demek. Yani yeni gün anlamına geliyor” ifadelerini kullandı. “DİĞER ADI ERGENEKON BAYRAMI’DIR” Kayıcı, 21 Mart tarihinin Türklerin eski takvimine göre yılbaşı olarak da kutlandığını belirterek; “Türk dünyasında Çin Seddi’nden Adriyatik’e kadar bütün topluluklar bugün Nevruz’u kutluyor. Bunların dini ne olursa olsun bütün Türk toplulukları kutluyor. Bir diğer adı da Ergenekon Bayramı’dır. Geniş bir coğrafyada aslında Nevruz’un birçok ismi bulunuyor. Bugün yörük bayramı olarak da kutlanıyor. Bugün aslında Hristiyanların kutsal günü olan Paskalya Günü’nün de başlangıcıdır. Birbirimize hep bir şeyler katmışız” dedi. “OSMANLILAR ÇOK CİDDİ ŞEKİLDE KUTLUYOR” Türk topluluklarının İslam’ı kabulünden sonra Nevruz’a farklı anlamlar da kattığını söyleyen Kayıcı; “Kur’an’ın indirilmeye başlandığı gün de Nevruz olarak anılıyor. Hz. Ali’nin doğum günü, Hz. Adem’in çamurunun yoğrulduğu gün de Nevruz olarak kutlanıyor. Selçuklulara baktığımız zaman ise 21 Mart’ı yılbaşı olarak kutluyorlar. Osmanlılarda ise çok ciddi bir şekilde kutlanıyor. Padişahlar Nevruz’un ne olduğunu biliyor. Hem Nevruziye diye bir şiir türü var, hem de bugün Manisa’da dağıtılan Mesir Macunu aslında Nevruziye ismiyle başlatılıyor. Padişahın katıldığı törenlere de Nevruz-u Sultani ismini veriyorlar” sözlerine yer verdi. “ATATÜRK’ÜN KATILDIĞI NEVRUZ TÖRENİ VAR” Kayıcı, Cumhuriyet dönemindeki Nevruz Bayramı kutlamalarına da dikkat çekerek; “Daha Cumhuriyet ilan edilmeden, 22 Mart 1922’de Ankara’da Nevruz şenliklerine katılan okullar var. 1926 yılına kadar resmi olarak kutlanıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün de katıldığı Nevruz töreni var. Bu törende Rusya, Azerbaycan, Afganistan ve Buhara elçileriyle birlikte Nevruz kutlamalarını seyrediyorlar. 1926 yılına kadar resmi olarak kutlandıktan sonra bu tür geleneksel bayramları resmi olarak kutlamanın muhtemelen bazı noktada sıkıntıları oldu ve kutlamasını ahaliye bırakıyorlar. Edirne’de de ahalinin Nevruz’u kutladığını biliyoruz” dedi. “HIDRELLEZ BAZI RİTÜELLERİNİ NEVRUZ’DAN ALMIŞ” Hıdrellez ve Nevruz arasındaki benzerliklere de dikkat çeken Kayıcı; “Hıdrellez, 5-6 Mayıs’ta kutlanıyor. Oradaki birçok geleneğin aslında Nevruz’dan oraya geçtiğini söyleyebiliriz. Nevruz’da birinci özellikle aslında Ramazan ve Kurban bayramlarında yaptığımız ritüeller olan evi temizlemek, mezarlıkları ziyaret etmektir. Bunlar aslında Nevruz Bayramı ile de yapılan geleneklerdir. Kültür böyle bir şeydir. Yeni kültürler bir başkasını istila edebiliyor veya farklı bir ritüel, bir başkasından rol kapabiliyor. Özellikle Edirne’de kutlanan Hızır ile İlyas’ın buluştuğu gün Hıdrellez, bazı ritüellerini Nevruz’dan almış. Bugün Hıdrellez dediğimiz kavram aslında yanlış kutlanıyor. Bu kavram, bizim Orta Asya’dan buraya getirdiğimiz bir bayram. Ama biraz turizm işine benzettiler” ifadelerine yer verdi. “MART DOKUZU ADIYLA DA KUTLANIYOR” Kayıcı, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılmasının ardından Türk Cumhuriyetlerinin Nevruz’u ciddi bir şekilde kutlanmaya başladığını söyleyerek; “1991 yılında Kültür Bakanlığı bunu yeniden resmi olarak kutlamaya başladı. Edirne’de Nevruz şenlikleri, ‘Mart Dokuzu’ adıyla kutlanıyor. Yörükler arasında Bahar Bayramı’nın başlangıcı. Gaziantep ve çevresinde Sultan Nevruz adıyla kutlanıyor. Nevruz günü Nevruz sofrası kuruluyor ve ‘S’ harfiyle başlayan 7 çeşit yemek hazırlanıyor. Kurban kesiliyor. Hızır ve İlyas’ın ziyaret etmesi için kapı önlerine un seriliyor. Ateş yakılıyor” dedi. “ATEŞTEN ATLAYANLARIN 1 YIL HASTALANMAYACAĞINA İNANILIYOR” Ateşin insanlık tarihi için çok önemli olduğunu belirten Kayıcı; “Ateş, dünyada güneşin uzantısı olarak kabul ediliyor ve Nevruz ateşi ritüelin başlaması için önemlidir. Ateşin üzerinden atlanırken, ‘Ağırlığım, uğurluğum sende kalsın, kırmızılığın bana, sarılığım sana’ söyleniyor. İnanca göre ateşten atlayanların 1 yıl boyunca hastalanmayacağı sembolik olarak inanılıyor. Temennimiz; gerek Nevruz’un, gerekse milli ve dini bayramlarımızın kutlanmaya devam etmesidir” diye konuştu. Sunumun ardından Edirne Lisesi Müdürü Recep Şentürk, Kayıcı’ya teşekkür belgesi verdi. Şentürk, programda her yıl 21 Mart Nevruz Bayramı’nın Edirne Lisesi’nde kutlanacağını duyurdu. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Nevruz ateşi üniversitede yandı Haber

Nevruz ateşi üniversitede yandı

Trakya Üniversitesi (TÜ) Sağlık Kültür ve Spor Daire Başkanlığı tarafından Bolcaana Yemekhanesi arkasında bulunan bir alanda Nevruz bayramı etkinliği düzenlendi. Programa TÜ Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, Rektör Yardımcıları, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Program ilk olarak saygı duruşu ve İstiklal Marşı ile başladı. Daha sonra ise Nevruz duasının yapılmasının ardından TÜ Rektörü Tabakoğlu bir konuşma yaptı. “KAHRAMANLIK ÖYKÜSÜDÜR” Tabakoğlu, “Büyük ve aziz Türk milleti. Orta Asya'dan başlayan yolculuğuna şimdi boydan boya katederek okyanusa kadar Avrupa üzerinden, Karadeniz üzerinden Avrupa'nın ortalarına kadar Hindistan üzerine Anadolu üzerinden Kuzey Afrika'ya ilerlemiş pek çok medeniyet kurmuş pek çok devlet kurarak her gittiği yerde tarih yazmış. Büyük medeniyetler oluşturmuş büyük kahramanlık öyküsüdür Türk milletinin hikayesi. Son Osmanlı İmparatorluğu'yla yine 3 kıtada 7 iklimde hüküm sürmüş 600 yıl Balkanlar, Kafkasya, Orta Doğu gibi çok zor coğrafyalarda ottoman denilen bir Osmanlı barışını sağlamış. Küçük ulusların dinine, diline karışmadan onları muhafaza etmiş bir barış, adalet, sistemi kurarak büyük bir medeniyet meydana getirmiştir. İmparatorluklar doğmuştur, büyümüştür. Ve yaşlanıp ölürler. Osmanlı İmparatorluğu'nun da son 200 yüz yılı, bin 800’lü yıllardan itibaren bir zayıflama, işgal dönemi yaşamıştır. Türk milletinin daha önce de yaşadığı tarihten silinmek işlediği sahnelere bu topraklar sahne olmuştur” dedi. “ÖĞRENCİLERİMİZİN ELİYLE TÜRK YÜRÜYÜŞÜ BAŞLASIN” Türk milletinin umut olduğuna değinen Tabakoğlu, “Özellikle Edirne 4 işgal görmüş, Balkanlar'dan, Anadolu'da sürülmek işlenmiş katliamlara uğramış bu aziz büyük Türk milleti, Gazi Mustafa Kemal Atatürk ve silah arkadaşları sayesinde Anadolu Ergenekon'unda istirahatte çekilmiştir. Ama şimdi 100’üncü yılınızdayız cumhuriyetimizin. Nüfusumuz elhamdülillah 10 milyon, 20 milyon oldu derken yeryüzünde belki 100 milyona yakın Türk nüfusuyla belki de en kalabalık zamanımızı yaşıyoruz. Ve elhamdülillah Türk milleti tekrar ayağa kalkıyor. 2’inci yüzyıla hazırlanıyor. İşte bu kuru dalda açan çiçekler bu aziz Türk milletinin tekrar yeniden doğuşuna sanki bir işaret gibi. Bu kutlu yürüyüşün tekrar başlayacağına bir güzel nişane gibi karşımızda duruyorlar. Dünya biz tarih sahnesinden çekildiğimizden sonra çok acı günler yaşadı. Emperyalist devletler Afrika'da en son Afganistan'da, Suriye'de, Irak'ta ve Gazze'de gözümüzün önünde insanlara, çocukların üzerine ateşler atan, aç susuz bırakan bir garip medeniyeti maalesef yaşamak zorundalar. Güçlünün haklı olduğu bir medeniyeti yaşamak zorundalar. Ama haklının güçlü olduğu eski gücümüzden güç katan yeni bir medeniyete çok ihtiyaç var. Kimse yok mu diye bağıran o yıkıntılar altında Gazellilerin, Iraklıların, Suriyelilerin, Libya ve mazluma uğramış gadre uğramış pek çok milletin kimse yok mu diye bağırdığında işte biz varız diyebilecek yine ayağa kalkmış zalime dur diyecek bir güçlü Türk milletine büyük ihtiyaç vardır. İnşallah Bunun ayak sesleri geliyor. İnşallah sizlerle sevgili öğrencilerimiz, sizlerin eliyle bu büyük Türk yürüyüşü başlasın. Bu büyük medeniyet tekrar inşa olsun. Ve insanlığa bir nebze çare olsun. Bir nebze kurtuluş olsun diye umut ediyoruz. Türk milleti bir umuttur. Biz bu Nevruz gününde bunu tekrar hatırlıyoruz. Ve bu büyük amaç üzerine tekrar bir araya geliyoruz. Kutlu olsun. Günümüz kutlu olsun. Bu büyük yürüyüşümüz kutlu olsun. Bugün aynı zamanda Hazreti Ali efendimizin de doğum günü diye kabul edilir. O da kutlu olsun. Hem manevi gücümüz hem Türk milletinin gücü bir araya geldiği zaman inşallah zalimlere korkulu rüya olsun. Hepinizin Nevruz gününü kutluyorum. Sevgiyle, saygıyla selamlıyorum” ifadelerine yer verdi. TÜ Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü Arş. Gör. Dr. Öğretim Üyesi Armağan Altay da yaptığı bir konuşmayla Nevruz'u anlattı. “BAHAR BAYRAMININ ADIDIR” Altay, “İnsanoğlu tarihin en eski zamanlarından bu yana yaşam döngüsüne ait geçiş noktalarını çeşitli ritüel ve törenlerle kutlamıştır. Bu törenler temel işlevleri açısından tabiatla uyumlanma, kültürü, doğanın hizasına getirerek onu yeniden yaşam döngüsünü sabit kılma pratikleridir. Bilindiği üzere kökeni itibariyle yeni gün anlamı taşıyan nevruz sözcüğü, Orta Asya'dan Balkanlar'a kadar uzanan Türk coğrafyasında 21 Mart günü büyük bir coşku ve sevinçle kutlanan Bahar Bayramı'nın adıdır. Türk dünyasında bu bayram ayrı bir önem arz etmektedir. Zira aynı zamanda tarihi bir başlangıç anına, bir milada, Demirdağ'ı delerek Ergenekon'dan çıkışa işaret eder. Ezcümle bir milletin yeniden doğduğu gün olarak idrak edilir. 12 hayvanlı eski Türk takvimine göre de 21 Mart günü gece ile gündüzün birbirine eşit olduğu, yani yaşam döngüsünün Kritik geçiş noktasına bir çevrimin tamamlanıp, bir diğerinin başladığı vakte karşılık gelir. Balkan Türkleri de bugünü Mart dokuzu adıyla anmışlardır. Öyleyse tarih ve doğanın çakışmasını ifade eden Nevruz için yenilenme mesleğinin erbabı olan Türk topluluklarının en eski meslek bayramıdır diyebiliriz” şeklinde konuştu. Nevruz ateşini Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu ve rektör yardımcıları birlikte yaktı. Program halk oyunları gösterisi, demir dövme merasimi ile devam etti. Nevruz programı yumurta tokuşturma ile sona erdi. MERT ERİŞKİN

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.