Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“Medeni Kanun’da virgül oynatmalarına izin vermeyeceğiz”

CHP Edirne İl Kadın Kolları Sekreteri Burcu Birgül Çolak, iktidarın Medeni Kanunu hedef tahtasına koyduğunu belirterek; “Medeni Kanun’u değil sil baştan yazmak, üzerinde virgül oynatmalarına dahi izin vermeyeceğiz” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 09.02.2024 14:56
Haber Güncellenme Tarihi: 09.02.2024 14:59
Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ
“Medeni Kanun’da virgül oynatmalarına izin vermeyeceğiz”

Cumhuriyet Halk Partisi’nin (CHP) bugün 81 il ve 973 ilçe kadın kolu başkanı tarafından eş zamanlı gerçekleştirilen basın açıklamasına CHP Edirne İl Kadın Kolları da katıldı.

CHP İl Örgütü toplantı salonunda düzenlenen açıklamayı, CHP İl Kadın Kolları Sekreteri Burcu Birgül Çolak okudu. Çolak, iktidarın Medeni Kanunu hedef tahtasına koyduğunu belirtti.

“EŞİT YURTTAŞLIK LAİK DÜZEN İÇİNDE KURULMUŞTUR”

Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşuyla birlikte egemenlik hakkının halka geçtiğini söyleyen Çolak; “Bu, çığır açan bir devrimdir. En büyük ikinci devrim ise eşit yurttaşlık hakkıdır. Eşit yurttaşlık hakkı laik düzen içinde kurulmuştur. 17 Şubat 1926’da kabul edilen Medeni Kanun, 4 Ekim 1926’da yürürlüğe girmiştir. Kanunun yürürlüğe girmesiyle birlikte eğitimde, toplumsal, kültürel, ekonomik ve siyasal yaşamda kadınlar ve erkekler eşit haklara sahip olmuştur. Erkeğin çok eşliliği ve tek taraflı boşanmaya ilişkin düzenlemeler kaldırılarak, evlilikte resmi nikâh zorunluluğu, tek eşle evlilik esası getirilmiştir. Kadınlara boşanma hakkı, velayet hakkı ve malları üzerinde tasarruf hakkı, mahkemede tanıklık yapma, eşit miras hakkı tanınarak; kadın-erkek eşit hale getirilmiştir” ifadelerini kullandı.

“MEDENİ KANUN LAİKLİĞİ ESAS ALIR”

Çolak, Medeni Kanunun görüşüldüğü gün, dönemin Adalet Bakanı Mahmut Esat Bozkurt’un Meclis’teki konuşmasını hatırlatırken; “Bozkurt Meclis’te şunları dile getirmiştir; ‘Türk tarihinin, bendenizin anlayışına göre, en hazin siması Türk kadınıdır. Yeni tasarının aile teşkilâtı ve miras hükümleri şimdiye kadar istenildiği zaman kolundan tutularak bir esir gibi yerden yere vurulan, fakat ta ezelden hanım olan Türk annesini lâyık olduğu saygın mevkiye getirecektir.’ 1926’da çıkarılan Medeni Kanun laikliği esas alır. Din kurallarının değişmezliği vurgulanmış, hukuk kurallarının ise toplumsal ihtiyaçlara göre değişmek zorunda olduğu belirtilmiştir. Laiklik, 11 yıl sonra, 5 Şubat 1937'de Anayasa’ya girmiştir” dedi.

MEDENİ KANUNDAKİ DEĞİŞİKLİKLERİ HATIRLATTI

Türk Medeni Kanunu’nun tarih içinde değişikliğe uğradığını belirten Çolak; “Kadınların örgütlü mücadelesi ve azmi sonucunda 2002 yılında Medeni Kanun daha da güçlendirilmiş, aile hukuku bölümü yeniden düzenlenmiştir. 1992 yılında Anayasa Mahkemesi tarafından iptal edilen ‘evli kadının çalışabilmesini kocanın rızasına bağlayan madde’ Türk Medeni Kanunu’ndan kaldırılmıştır. ‘Aile reisliğine’ dayanan aile modeli yerine, ‘eşitlik’ ilkesine dayalı aile modeli getirilmiştir. Eşit mal paylaşımı ve nafaka ile ilgili gerekli adil düzenlemeler eklenmiştir. Evlenme yaşının, kadın ve erkek için 18 yaşından gün alma koşuluna bağlandığı yasada, evlilik dışı çocuklar da evlilik içi çocuklarla eşit haklara sahip olmuştur. ‘Onur kırıcı davranış’ eşler için boşanma nedeni sayılmıştır. Ayrıca ‘edinilmiş mallara katılma rejimi’, yasal mal rejimi haline gelmiştir. Böylece, aksine bir sözleşme yapılmadığı takdirde, eşlerin evlilik birliği içerisinde edindikleri mallara diğer eş ortaktır” sözlerine yer verdi.

“KADIN HAKLARINI TORBAYA DOLDURUP ÇÖPE ATABİLECEKLERİNİ SANIYORLAR”

Çolak, Türkiye’de kadının insan hakları ve laikliğin büyük tehdit altında olduğunu söyleyerek; “İktidar, durmadan kadınların canları pahasına bedel ödeyerek kazandıkları haklara gözünü dikmektedir. İstanbul Sözleşmesini fesheden, 6284 no’lu kadını şiddetten koruyan yasayı budamaya kalkan AKP’nin yeni hedefi; Medeni Kanun’dur. Gelenek haline getirdiği ‘Torba Yasa’ uygulaması ile biz kadınların haklarını bir torbaya doldurup çöpe atabileceğini sanmaktadır. Oysaki çok yanılmaktadır. İktidar, yine algı yönetimi peşindedir. Boşanmalara erkekler açısından bakmakta ve boşanan kadınlara ödenen yoksulluk nafakasının erkekleri mağdur ettiğini iddia etmektedir” dedi.

“BOŞANMA ERKEKLER AÇISINDAN KOLAYLAŞACAK”

Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Mahinur Özdemir Göktaş’ın 26 Temmuz 2023 tarihinde yaptığı açıklamayı hatırlatan Çolak; “Bakan Göktaş, ‘Ben süresiz nafaka konusunu önemsiyorum. Mağdur olan erkeklerimiz varsa onun da yanındayız’ diyerek kadınların değil erkeklerin yanında yer aldığını açıkça itiraf etmiştir. Adalet Bakanı Yılmaz Tunç ise 6 Kasım 2023 tarihinde bu söylemi bir adım öteye taşımış ve evliliklerde süresiz nafakanın hakkaniyete uygun olmadığını iddia etmiştir. Oysaki süresiz nafaka yoktur. Bakan nafakanın verilme şartlarını elbette çok iyi bilmektedir. Torba yasada yer alacağı belirtilen düzenlemelerden birisi de boşanmaların hızlandırılmasına yöneliktir. Her alanda davaların çok uzun sürdüğü Türk yargı sisteminde, bu vaat kulağa çok hoş gelmektedir ancak gerçek hayatta bu uygulama, çubuğu elimizde kalacak bir elma şekeridir. Boşanma erkekler açısından kolaylaşacak, kadınlar haklarını alamayacaklardır. Anlaşmalı boşanmalarda bile çoğu kadın psikolojik şiddet görmektedir” ifadelerine yer verdi.

“BOŞANMALARDA ARABULUCULUĞA GEREK YOKTUR”

Çolak, aile arabuluculuğuna da dikkat çekerek; “Dillerine pelesenk ettikleri bir başka konu ise aile arabuluculuğudur. Oysaki boşanmalarda arabuluculuğa gerek yoktur, hâkimin sulh yetkisi vardır. Kaldı ki boşanmak isteyen kadınlar, adliyede bile öldürülmektedir. Arabulucu tarafından uzlaştırılmak üzere bir araya getirildiğinde, kadının can güvenliği yoktur. Ayrıca arabuluculuk sistemi aile hukukunda uygulanmaz. Altında imzamız olan CEDAW yani; Birleşmiş Milletler Kadına Yönelik Her Türlü Ayrımcılığın Önlenmesi Sözleşmesi de bunu şart koşar” dedi.

“ŞERİAT ÇAĞRISI YAPANLARA GEÇİT VERMEYECEĞİZ”

CHP’nin bugün sadece 81 il ve 973 ilçede tek ses değil; bütün kadın örgütleri ve demokrasi bileşenleriyle ile tek ses olduğunu vurgulayan Çolak; “Ailede eşitlikten, toplumda eşitlikten vazgeçmiyoruz. Medeni Kanun’u değil sil baştan yazmak, üzerinde virgül oynatmalarına dahi izin vermeyeceğiz. Medeni Kanun’u yok sayan, Cumhuriyet değerlerine düşman olup şeriat çağrısı yapanlara asla geçit vermeyeceğiz. Hem Meclis’te, hem de sahada direneceğiz. Örgütlü gücümüzle ve kadın hareketiyle kenetlenerek mücadeleyi büyüteceğiz. Medeni Kanun için ‘sil baştan’ diyenleri siyasetten sileceğiz” sözlerine yer verdi.

UĞUR AKAGÜNDÜZ

Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.