Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Açıklama

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Açıklama haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Açıklama haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Edirne, Bayram Tatiline Hazır Haber

Edirne, Bayram Tatiline Hazır

Edirne valisi yunus sezer bugün mesai bitimiyle başlayacak olan bayram tatilinde il genelinde, gümrük kapılarında alınan tedbirlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Kapıkule Gümrük Kapısı’nda alınan tedbirleri yerinde görerek basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Vali Sezer, vatandaşların huzurlu ve güvenli bir şekilde bayram tatilini geçirmeleri için tüm önlemleri aldıklarını söyledi. Bayram ve yaz tatili dolayısıyla gurbetçi girişlerinde bugün itibariyle atışların yaşandığını belirten Vali Sezer; “Bayram tatilinden dolayı burada hem il genelinde alınan tedbirleri yerinde görmek hem de bayramdan dolayı ve gurbetçi sezonu dediğimiz Avrupa'daki hemşerilerimizin memleketlerini ziyaretleri hasediyle bir yoğunluk oluşacak. Bu çerçevede gümrük kapılarımızda inceleme yapmak üzere buradayız. Yarın arife. Zaten kapılarımızda yıl boyunca büyük bir yoğunluk var ve bu yoğunluk her yıl yüzde 10, yüzde 15 oranında artarak devam ediyor. Bu geçen ramazan ayında özellikle Ramazan tatili boyunca günlük ortalama olarak 450 bin yolcu giriş ve çıkış yaşanmış. Aynı zamanda 108 bin de araç giriş ve çıkışı yaşanmış. Bu çok büyük bir yoğunluk. Özellikle gümrük kapımızda yoğun bir trafik vardı. Bu sene de bugün sabah itibariyle bu yoğunluk yeniden artmaya başlanmıştı. Sabah oradaki büyük amirliğimizle ve gümrük makamlarımız bu bilgileri verdiler. Geçen yıl özellikle bu üç aylık dönemde 22 Haziran'la yine Eylül ayının başlangıcından sonuna doğru olan kısımda büyük bir araç giriş ve çıkışı oldu. Şimdi bu dönemde de özellikle gurbetçi sezonu dediğimiz 22 Haziran, 15 Eylül döneminde geçen yıl toplam 616 bin araç giriş ve çıkışı olmuş. Çok büyük bir rakam. Yine bu sene de 2024 yılında da yine aynı dönem için geçen yıl 700 bin aracın geri çıkış yapacağını görüyoruz. Hem bayram tatili boyunca hem de bayram tatilinden sonra gurbetçi sezonumuzda gelen hemşerilerimizi, gelen vatandaşlarımızı karşılamak üzere tüm tedbirlerimizi kapılarımızda, gişelerimizde almış durumdayız. Bu dönemde hem Gümrük Ticaret Bakanlığımız gümrük personeli takviyesinde bulundular, hem de Emniyet Genel Müdürlüğümüzün gümrük kapılarımıza personel takviyesi oldu. Bizler bu geçişlerle ilgili olarak geçen yıllarda yaşanan aksaklıkları gözünün alınarak kapılarda kendimiz daha hızlı geçişlerle ilgili düzenlemelere gittik. Hem Emniyet hem de Gümrük Bölge Müdürlüğümüz ortak beraber çalışarak birtakım düzenlemeler yerine getirdiler. Yine hemşerilerimiz geldiği zaman, vatandaşlarımız geldiği zaman onları karşılayacağımız alanlar dinlenebilecekleri alanlar oluşturuldu. Burada geçen yıl Yurt Dışı Türkler Topluluğumuzla beraber çadır alanları, bekleme alanları oluşturulmuştu. Bu sene de yine aynı şekilde yurt dışı Türkler Topluluğu, Valiliğimiz ve birtakım sivil toplum kuruluşlarımızla beraber hem Bulgaristan tarafında hem de Türkiye tarafında bu beklemeler için tedbirlerimizi almış bulunuyoruz. Umuyorum ki seri geçişler olacak. Çünkü Bulgaristan tarafıyla da yoğun bir şekilde görüşmelerimiz devam ediyor. Hemşerilerimizin beklemeden vatanlarına gidermeleri için gerekli tedbirleri almak zorundayız” dedi. “TÜM TEMENNİMİZ TRAFİK KAZALARI OLMASIN” Bayramlarda yaşanan trafik kazalarının olmamasını temenni ettiklerini, bu konuda ek tedbirler alındığını belirten Edirne Valisi Yunus Sezer; “Bayram boyunca Trafik çok önemli. Bayramınızı ağız tadıyla geçirelim. Hiçbir eve hiçbir aileye bir acı, keder girmesin. Bütün temennimiz bu. Bunun için İçişleri Bakanlığımız, güvenlik tedbirleriyle ilgili genelge yayınladı. Biz de ilimizde genelgeyle birlikte toplantılar düzenledik ve herkesin sorumluluklarını kendilerine tebliğ ettik. Bu manada da radar denetimleri, insansız hava araçlarıyla ilgili yapılan denetimler, drone denetimleri, yine emniyet kemeri denetimleri, motosiklet denetimleri, alkollü araç kullanımıyla ilgili denetimlerimiz ve şehirler arası otobüslerle ilgili sivil ekiplerin denetimleri ve resmi ekipleri denetimleri konusunda bu dönemde hızlı bir şekilde devam edecek ve artarak devam edecek. Bu çerçevede emniyet ve jandarma 202 araç, 169 trafik personeli ve 49 trafik timi olacak şekilde çalışmalarını bu dönemde devam ettirecekler. Sağlık ve itfaiyemiz görevi başında olacak. Bu çerçevede bin 732 sağlık personelimiz İl merkezi ve ilçelerimizde görev yapacaklar. Yine 1387 itfaiye personelimiz de orman personelimizle beraber, AFAD'ımızla beraber yine aynı şekilde bayram sürecinde olası yangınlara karşı teyakkuz halinde olacaklar. Kurban Bayramı süresince de bulunduğumuz gümrük kapılarında 622 gümrük personelimiz ve 190 emniyet personelimiz olmak üzere 812 personelimiz 24 saat esasına göre buradaki trafik akışının ve ziyaretçi akışını kesmeden kolaylıkla giriş ve çıkış yapmalarını sağlayacak şekilde görevleri başında olacaklar. Ben şimdiden yarın bayram ziyaretlerimiz olacak ama bütün vatandaşlarımıza bayramı huzur içeriz güvenlik içerisinde geçirmeleri için trafik kurallarına uymalarını, ne kendilerini ne de karşı taraftakileri riske atacak şekilde trafik kurallarını ihlal etmelerini istemiyoruz. Biz her zaman görevimizin başındayız. Bütün yollarda emniyetimiz görev alacaklar. Yoruldukları zaman dinlensinler. Sağlıklı bir şekilde ulaşacakları yerlere gitsinler. Ve ağız ve tadıyla bir bayram geçirelim istiyoruz” diye konuştu. ŞENER ŞENTÜRK

Nalça: “27 Mayıs Darbesi Tarihte Silinmez Bir Leke” Haber

Nalça: “27 Mayıs Darbesi Tarihte Silinmez Bir Leke”

Demokrasi tarihinde kara bir leke olan 27 Mayıs 1960 Darbesi’nin vicdanlarda açtığı yaraların unutulmaması amacıyla AK Parti Teşkilatları tarafından 81 ilde eş zamanlı olarak basın açıklaması düzenlendi. Edirne’de de İl Başkanlığı İnsan Hakları Birim Başkanı Murat Nalça, Kadın Kolları İnsan Hakları Birim Başkanı Yesim Erişmiş ve Gençlik Kolları İnsan Hakları Birim Başkanı Beril Üğdül tarafından AK Parti İl Başkanlığı Binasında yapılan açıklamada, 27 Mayıs darbesinin insanlık tarihine kara bir leke olarak geçtiği belirtildi. AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı adına basın açıklamasını okuyan Nalça, Türk demokrasisine ilk hançerin Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen ilk darbe olan 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi ile atıldığını söyledi. Üzerinden yarım asırdan fazla geçmesine rağmen benzer bir senaryonun da 15 Temmuz’da sahnelenmeye çalışıldığını söyleyen Nalça, Türk milletinin 15 Temmuz’da demokrasi düşmanlarına en büyük dersi verdiğini ifade etti. “TÜM DEMOKRASİ ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE ANIYORUZ” Nalça, tüm demokrasi şehitlerini rahmetle anarak; “Türk demokrasisine ilk hançerin saplandığı toplum mühendisliğinin temelleri, Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen ilk darbe olan 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi ile atılmıştır. 27 Mayıs Darbesi, milli iradeden kopan bir zihniyetin ürünü olarak vicdanlara, hukuka, tarihe ve insanlığa silinmez bir leke bırakmıştır. Dönemin tek partili CHP yönetimiyle girdikleri seçim yarışında rekor oyla iktidara gelen Adnan Menderes ve yol arkadaşları, kısa süre içinde gerçekleştirdikleri projelerle Türkiye’ye çağ atlatmışlardır. Milletimizin milli ve manevi değerlerini Anadolu’dan silmeye çalışan CHP iktidarının anti-demokratik uygulamalarını izale etmiş, tek parti rejiminin en büyük ayıplarından ‘Türkçe Ezan’ uygulamasını kaldırarak Anadolu’nun Ezan-ı Muhammedi’ye olan özlemini gidermişlerdir. Devlet ve vatandaşın kuvvetli bağından rahatsız olanlar çeşitli yalan ve iftiralarla 1960 yılında, askerin namlusunun Çankaya Köşkü’ne çevrilmesini sağlamışlardır. Doğrudan millete savaş açan cuntacı zihniyet, demokratik yönetime anti-demokratik yöntemlerle el koyarak seçilmiş yöneticileri tutuklamış, tiyatrovari ‘Yassıada Yargılamaları’ ile masum insanları hukuk dışı şekilde idam etmiştir. İdam edilenler Milletin Vekilleri değil bilakis demokrasi ve milli iradeye olan inançlarıyla Türk Milleti olmuştur. Üzerinden yarım asırdan fazla geçmesine rağmen benzer bir senaryo da 15 Temmuz’da sahnelenmeye çalışılmıştır. Ancak Milletimiz vakur duruşuyla, millet iradesi üzerinde tahakküm kurmak isteyenlerin oyunlarını 15 Temmuz’da son kez bozmuş; Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN liderliğinde, 15 Temmuz’da demokrasi düşmanlarına en büyük dersi vermiştir. Bu vesile ile Türkiye’de darbe dönemlerinin kapandığını ve darbelere karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtiyor; demokrasi ve özgürlüklerin daim olması adına canlarını feda eden Adnan Menderes ile Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan olmak üzere tüm demokrasi şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Demokrasimize ve irademize düşman olan şer odaklarını hiçbir zaman unutmayacağız” diye konuştu. HİLAL PEKER

Kamuda Tasarruf ve Verimlik Paketi açıklandı Haber

Kamuda Tasarruf ve Verimlik Paketi açıklandı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, yaklaşık 65 yıldır Türkiye'de tasarruf genelgeleri ile kamu harcamalarında kontrol sağlamaya yönelik çalışmalar yapıldığını ifade etti. Mali disiplini esas alan bir siyasi yaklaşım içinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığını yaptığı hükümetler döneminde ise 10 adet genelgenin yürürlüğe konulduğunu hatırlatarak, sonuncusunun 30 Haziran 2021 tarihinde yürürlüğe konan bu genelgeler ile kamu harcamalarının belli kurallara bağlandığı belirtildi. Yılmaz, son dönemlerde yaşanan gelişmelerin bu alanda daha geniş bir çerçevede ve daha güçlü adımlar atma ihtiyacını ortaya çıkardığını söyledi. 16 Nisan Kabine Toplantısı akabinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Orta Vadeli Programın güçlendirilmesi doğrultusunda kamuda tasarruf artışı, yatırımların önceliklendirilmesi ve yapısal reformların hızlandırılması hususlarını ifade ettiğini hatırlatan Yılmaz, "6 Mayıs Kabine Toplantısı akabinde 'Kamuda taşıtlar, binalar, haberleşme giderleri, cari harcamalar, hizmet içi eğitim, yurtdışı seyahat, kamu istihdamı gibi alanlarda’ tasarruf kültürünü güçlendirici adımlar atılacağını ve bu yönde gerekli talimatları verdiklerini belirtmişlerdir. 7 Mayıs tarihinde sosyal medya kanalıyla yaptıkları paylaşımda ise ‘bir taraftan üretip yeni pazarlara ihraç ederken, diğer taraftan içeride tasarruf kültürünü yaygınlaştırmamız gerekiyor. Buna kamu olarak inşallah biz öncülük ve rehberlik edecek, daha az kaynak kullanarak daha fazla etkide bulunacak projelere ağırlık vereceğiz' ifadelerini kullanmışlardır. Birazdan sunulacak olan çalışmamız ilgili tüm kurumlarımızın katkısı sonucunda bu talimatın tekemmül ettirilmesi ile oluşturulmuştur" diye konuştu. Tasarruf ve verimli kaynak kullanımı konusunda yaptıkları bu güncellemede iki önemli gelişme etkili olduğunu söyleyen Yılmaz, "Birincisi geçen yıl yaşadığımız tarihimizin en büyük deprem afetinin yaralarını süratle sarma ihtiyacımız, ikincisi pandemi sonrası tüm dünyanın gündemi haline gelen enflasyon ile ülkemizin kararlı bir şekilde mücadele etme iradesidir. Bugün sunduğumuz paket tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya koyduğumuz, birbirini destekler mahiyette diğer paketler ile birlikte anlam ifade etmektedir. Kamuda tasarruf programımız ile sadece zorunlu olmayan harcamaları azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda kamu tüketim ve yatırım harcamalarında verimliliği esas alıyoruz. Kamu hizmetlerini aksatmadan, güncel ihtiyaçlara odaklanıp önceliklendirme yaparak, yeni yöntemleri ve teknolojileri kullanmak suretiyle birim kaynakla daha fazla sonuç üretmeyi hedefliyoruz" şeklinde konuştu. Geçen yıl yaşanan depremlerin ilk aşamada hesap edilen maliyetinin 104 milyar doları bulduğunu bildiren Yılmaz, "Sadece merkezi idare bütçesinden deprem için tahsis edilen ödenek 2023 yılında 960 milyar TL’dir. 2024 yılı başlangıç ödeneği ise 1 trilyon 28 milyar TL olmuştur. Bu ödenekler azalmakla birlikte, önümüzdeki yıl da devam edecektir. Bu büyük ilave yükün bütçe açıkları üzerinde oluşturduğu etki ortadadır. Geçen yıl bütçe açığımızın milli gelire oranı yüzde 5,2 olurken, deprem harcamaları hariç tutulduğunda bu açık yüzde 1,6 seviyesine gerilemektedir. Bu yılın bütçesi hazırlanırken belirlenen yüzde 6,4 oranındaki açığın da önemli bir kısmı deprem bağlantılı harcamalardan kaynaklanmaktadır. Kamuda tasarruf ve verimlilik paketi toplum olarak depremin yaralarını sarma konusunda milli dayanışma sergilediğimiz bir dönemde, deprem harcamalarından en küçük bir fedakarlık yapmadan kamu dengelerini sağlıklı bir zeminde sürdürme politikamızı yansıtmaktadır. Bu vesileyle depremde kaybettiğimiz canlarımıza tekrar Allah’tan rahmet diliyor, bu zorlu süreçte depremzede kardeşlerimizin yanında olan kamu, özel kesim ve sivil toplumdan her bir kişi ve kuruluşa teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Yılmaz, ortaya koydukları yeni paketin bir yandan deprem bağlantılı çalışmalara güç verirken, diğer yandan halkın temel sorun olarak gördüğü enflasyon konusunda yürüttükleri kararlı mücadeleye katkı sunduğunun altını çizdi. “Enflasyon ile mücadelede para politikalarının yanı sıra maliye politikaları ve yapısal reformlar önem taşımaktadır” Enflasyon ile mücadelede para politikalarının yanı sıra maliye politikaları ve yapısal reformlar önem taşıdığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Orta Vadeli Programın da bu temel çerçeve ile şekillendirildiğini aktardı. Kamunun tasarruf yapması ve verimliliği artırmasının daha az bütçe açığına, daha az kamu borçlanmasına ve faiz yüküne, makro tasarruf oranının artmasına ve daha az cari açığa yol açacağını ifade eden Yılmaz, “Talep yönlü katkısının yanı sıra, bitme aşamasına yakın projelere, sulama ve rekabet gücünü artırıcı altyapılara yoğunlaşan kamu yatırımları arz yönlü artışla da enflasyon ile mücadelemizi güçlendirici etkide bulunacaktır” açıklamalarında bulundu. Orta Vadeli Programın enflasyonu düşürmeye yönelik politikalarının yıllık bazda belirgin sonuçlarını bu yılın ikinci yarısında görmeye başlayacaklarını belirten Yılmaz, “Gelecek yıl yüzde yirminin altında, 2026 yılında ise tek haneli enflasyona ulaşmaya kararlıyız. Geçmişte başardık, yine başaracağız. Bunu sağlarken büyümeyi, istihdamı ve sosyal dengeleri azami oranda gözetmeye devam edeceğiz. Amacımız, istikrar içinde büyümek ve kalıcı sosyal refah artışı sağlamaktır. Bu paket ve izleyen diğer çalışmalarımızla geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bütçe açığının milli gelire oranını başlangıçta öngörülenin altında gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Geçen yıl milli gelire oranla yüzde 6,4 olarak tahmin edilen bütçe açığı, yıl sonunda yüzde 5,2 olarak gerçekleşmişti oldukça olumlu bir performans sergilemiştir. Bu yıl sonunda da benzer bir oranda iyileşmeyi hedefliyoruz. Harcama disiplininin yanı sıra, tahsilat oranlarını artırma ve kayıt dışılıkla daha etkin mücadele gibi yöntemlerle, kamu gelirlerinde sağlayacağımız iyileşme de bu hedefimize katkıda bulunacaktır” şeklinde konuştu. Bugün sunulacak olan tasarruf ve verimlilik paketinin geçmişten bazı farklılıklar da arz ettiğine dikkat çeken Yılmaz, “Geçmişten çıkardığımız derslerle bu dönem aldığımız tedbirleri daha sıkı bir izleme sistemi ile hayata geçireceğiz. Ayrıca hesap verebilirlik mekanizmalarını güçlendirerek, haklı bir gerekçeye dayanmayan sapmaları engellemeyi amaçlıyoruz. Bugün ilan edilen programın hayata geçirilmesinde idari ve kanuni olmak üzere iki ayaklı bir çalışma yürütülmektedir. Kanun gerektirmeyen hususlar konusunda hazırlıkları son aşamaya gelmiş olan genelge taslağı kısa bir süre içinde (bu hafta) Sayın Cumhurbaşkanımızın onayına sunulacaktır. Kanun gerektiren hususlarda ise grubumuz ile yürütülmekte olan hazırlıklar Meclisimizin takdirine arz edilecektir” dedi. Yapılacak idari düzenlemelerin tüm kamu kurum ve kuruluşlarını kapsayacak bir anlayış içinde hazırlandığını vurgulayan Yılmaz, “Genelgemizde tek istisna, konumu gereği TBMM olacaktır. Bu konuda Meclis Başkanımız kendi uhdesinde benzer bir çalışma yürüttüğünü ifade etmişlerdi. Yaptığımız görüşmelerde Meclisimiz tarafından alınan önlemlerin sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılacağını da öğrenmiş bulunuyoruz. Kendilerine bu anlamlı tutumları için şükranlarımızı sunuyorum. Kanuni düzenleme gerektiren hususlarda parti farkı gözetmeksizin tüm grupların desteğini beklediğimizi özellikle ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Yılmaz, tüm bu çalışmalara vizyonu ve güçlü siyasi iradesi ile yön veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şükranlarını sundu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, çalışmalarda titiz bir hazırlık yürüten Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek ve ekibine, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığına ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığına teşekkür etti.

Balkan: “Tabi ki teşekkür edecekti” Haber

Balkan: “Tabi ki teşekkür edecekti”

Havsa geçmiş dönem Belediye Başkanı Aydın Balkan, Havsa Belediye binasına asılan geçmiş dönem borç listesi için açıklamada bulundu. 31 Mart 2019 itibarı ile şirket borçları hariç 40 Milyon lira civarı borç ve 11 Milyon Lira toplam bütçe ile devraldığını söyleyen Balkan, Havsa Belediye Başkanı Hüseyin Özden’in o dönem CHP Belediye Meclis grubunun da başında, CHP İlçe Başkanlığı’nda ve hesapların bizzat içerisinde olduğunu söyledi. “SIFIR BORÇLA DEVRALMADIK” Balkan, Özden’in borçları afişe ederek 10 yıllık CHP döneminde Belediye’nin "sıfır" borçla devrolduğunu ancak kendisinin belediyeyi batırmış havasına sokulduğunu ve itibar suikastı düzenlendiğini söyledi. Havsa’ya 5 yıllık görev süresi boyunca kazandırdıklarını da açıklayan Balkan, afişin asılmasını teşekkür olarak kabul ettiğini sözlerine ekledi. Aydın Balkan, 10 yıllık CHP Belediyeciliğinin ardından sadece asfalt atabilmek için bile en değerli dükkanların, çarşıdaki en değerli arsanın bile yok pahasına satıldığını ve esnafın mağdur edildiğini söyledi. “YAKIT BİLE ALAMAZ HALDEYDİK” Aydın Balkan açıklamasına şöyle devam etti: “Belediye kasamızda bir kuruş yok, 8 aylık elektriğimiz ödenmemiş, benzinliklerde veresiye hesaplarımız şişmiş, yakıt alamaz haldeydik. Belediye dükkanları alacaklılarca satışa çıkarılmış, esnaflarımız tekrar mağdur olmasın diye satışları durdurmak için son dakikaya kadar elimizden geleni yapmıştık. Hesaplarımızda ve taşınmazlarımızda 38 adet haciz şerhi işli idi.” “PEKİ BELEDİYEYİ NASIL AYAĞA KALDIRMIŞTIK?” Belediyeyi ayağa kaldırma süreci hakkında konuşan Balkan; “5 Yıllık sürede Belediye bütçesini titizlikle yönetmiş, mali disiplini en iyi şekilde kurumsallaştırmış, piyasaya vadesi geçmiş tüm borçları yapılandırarak ödemiş, Havsa’da piyasanın yüzde 90’ını oluşturan küçük esnafımızın tüm borcunu kapatmış, piyasadan gelen 38 hacizli dosyanın tümündeki hacizleri kaldırmıştık. Mazotumuzu peşin alıyor, geldiğimizde 8 aylık borcu olan elektriğimizi de gününde ödüyorduk. Son yıl, 15 mesai arkadaşımız aynı anda emekli olmuş ve hepsinin alın terlerini, emekli ikramiyelerini en üst limitten peşin olarak ödemiştik. Bizden önceki dönem maalesef belediye bir kişi bile emekli olsa ikramiyesini taksitle ödeyebilir olmuştu” diye konuştu. “SAYIN HÜSEYİN ÖZDEN BU İŞİN NERESİNDEYDİ?” Özden’in mevcut durumdan haberdar olduğunu belirten Balkan; “Mevcut Belediye Başkanımız Hüseyin Bey, 2009-2014 ilk döneminde CHP Meclis üyeliği yaptı. İkinci döneminde CHP Belediye Meclis grubunun da başında olan CHP İlçe Başkanlığına geçmişti. Yani tüm hesapların bizzat içinde, karar verici pozisyondaydı. Belediyeyi yönettiğimiz 2019-2023 yılları arasında yine CHP İlçe Başkanlığı görevindeydi. Kısacası hem 10 yıllık CHP dönemini hem de bizim dönemimizi çok iyi biliyordu.  2019’da 40 Milyon Borca karşılık 11 Milyon Gelirimiz vardı. 2024’te 82 Milyon borca karşılık bu yılki öngörülen resmi gelirimiz 80 milyonun üzerindeydi. Peki bu iki döneme de çok hakim, CHP’nin 10 yıllık belediyecilik döneminde karar verici pozisyonda olan Belediye Başkanı Hüseyin Bey, Belediye bütçesinin 5 yılda bu kadar iyi yönetilip toparlandığı için bizlere teşekkür mü edecekti? Yoksa sadece borçlarımızı afişe ederek sanki 10 yıllık CHP döneminde Belediye ‘sıfır’ borçla devrolmuş da bizler belediyeyi batırmışız havasına sokup itibar suikastı mi düzenleyecekti? Tabi ki teşekkür edecekti” dedi. “BU DÖNEMDE BELEDİYEYE NELER KAZANDIRDIK?” Balkan, görev süresi boyunca Havsa’ya kazandırdıkları hakkında konuşarak; “Beş yıllık başkanlık dönemimizde belediyeye biri 12-15 milyon TL değerinde su deposu yanında 13 bin 500 m2 sanayi vasıflı arsa, yine 12-15 milyon TL değerinde Lojistik Merkezinde olan 10300 m2 sanayi vasıflı arsa, 1 adet Hükümet Konağı yanındaki 560 m2’lik konut ve ticari nitelikli yaklaşık 10-12 milyon TL değerindeki arsa kazandırdık. Ayrıca Yeni Hayvan Pazarımızın inşaatı olan 17 bin 500 m2’lik Hazine'den tahsisli arsa, yine bizim Havsa’mıza kazandırdığımız 22 dönümlük Hazine'den tahsisli arsalar ile hem belediyemizi on milyonlarca lira ödemeden kurtarıp, hem de mevcut pazarın 20 dönümlük kullanım alanın tamamını Belediyeye bıraktık. Beş yıllık hizmet süremiz boyunca tüm bu borçları öderken mevcut kur ile 100 milyon liranın üzerinde yatırım ile Havsa’mızı çok daha yaşanabilir bir hale getirdik. Sağ ol başkanım, istesek bu afişi sizlere astıramazdık” ifadelerini kullandı. ERGİN SÖZER

“Yangın çıkış nedeni itfaiye raporuyla anlaşılacak” Haber

“Yangın çıkış nedeni itfaiye raporuyla anlaşılacak”

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeki yangını soğutma çalışmaları sürüyor. Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu ile birlikte inceleme yapan Edirne Valisi Yunus Sezer, yangının kesin çıkış nedeninin itfaiye raporuyla ortaya çıkacağını söyledi. Vali Sezer “Yaklaşık bir saat önce başlayan bir yangın söz konusu. Çatı katında ve itfaiyemiz hızlı bir şekilde AFAD ve diğer birimlerimiz hızlı bir şekilde müdahale ettiler. Şu an itibariyle soğutma çalışmaları devam ediyor. Sadece çatıya sirayet eden bir yangın. Bununla ilgili olarak da tabii 9’uncu katta çocuk servisimiz var. Orada risk almamak adına onları alt katlara aldık. Altı tane çocuğumuz da Devlet Hastanesine sevk edildi. Herhangi bir yaralama, herhangi bir hastalara etki eden bir durum yok. Şu an itibariyle de büyük oranda yangınla ilgili kontrol sağlanmış durumda. Ama soğutma çalışmaları devam ediyor” dedi. YANGININ SEBEBİ ARAŞTIRILIYOR Yangının çıkış nedeniyle ilgili bir soruya Vali Sezer “Yangın sebebiyle ilgili olarak tabii yangın bittikten sonra itfaiyemiz gerekli raporu düzenleyecektir. Şu an itibariyle yani yangının söndürülmesiyle daha çok meşgul oluyorlar. Yani belki oradaki elektrik aksamından olabilir. Ya da başka bir sebepten olabilir. Onunla ilgili net bir şey rapor sonucunda ortaya çıkacaktır. Şu anda hastaları etkileyen bir durum söz konusu değil. Yanımızda rektörümüz de var biz sadece en üst katı tedbir amaçlı olarak alt katlara tahliye ettik. Şu anda hastalarımızı etkileyen bir durum söz konusu değil” ifadelerini kullandı. YOĞUN BAKIM HASTALARI NAKLEDİLDİ Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu ise yangınla ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu: “Dokuzuncu kattaki hastalar yerlerine dönerler. Sadece dumandan etkilenmesinler diye ve tedbir amaçlı boşaltıldı. Yoğun bakım hastaları tedbir olsun diye hızlıca Devlet Hastanesine aktarıldı. Çok şükür şu anda hastalarımıza herhangi bir zarar dokunmadı. Ben çok hızlı müdahale eden itfaiye ekibine ve sayın Valime çok teşekkür ediyorum.” MERT ERİŞKİN

Tabipler sağlıkta şiddete dikkat çekti Haber

Tabipler sağlıkta şiddete dikkat çekti

Edirne Tabip Odası tarafından Tabip Odası Lokali’nde sağlıkta giderek artan şiddete dikkat çekmek amacıyla ve hayatını kaybeden Dr. Ersin Arslan’ı anmak ve tüm hayatını kaybeden sağlık çalışanlarını anmak için basın toplantısı düzenledi. Düzenlenen toplantıya Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun, Edirne Tabip Odası temsilcileri, Genel Sağlık İş temsilcileri, Sağlık ve Sosyal Hizmet Emekçileri Sendikası (SES), Türkiye İşçi Partisi (TİP) Edirne Diş Hekimleri Odası temsilcileri katıldı. Program, Edirne Tabip Odası Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Seher Çimen Özgen’in ortak metni okumasıyla başladı. “BEYAZ KOD VERİLERİ İKİ YILDIR KAMUOYUNA AÇIKLANMIYOR” Özgen, “Uzun yıllardır sağlıkta şiddet vakasına rastlanmayan şehrimizde, son dört ayda iki ayrı sağlıkta şiddet davası görülmüştür. Sonuncusu, yirmili yaşlarında genç bir kadına, bir asistan hekime görevi başında canice saldırılması olayıdır. Geçen ay ikinci duruşması görülen davada saldırgan, tutuksuz yargılanmak üzere salıverilmiştir, hayatına kaldığı yerden devam etmektedir, hatta ihtiyaç olması halinde hastaneye gidip sağlık hizmeti alma hakkını kullanacaktır. Fakat genç meslektaşımız, yaşadığı bu olay nedeniyle mesleğini bırakma noktasına gelmiştir. Aldığı darbeler sonucu görme yetisinde kalıcı hasar oluşma ihtimali doğmuştur ve yaşadığı travmanın etkisini her gün hissetmektedir. Üstüne üstlük, salıverilen saldırgan, sosyal medya üzerinden kendisine tehdit mesajları atmaya ve şiddet uygulamaya devam etmiştir. Bu örnek maalesef münferit değildir. Beyaz kod uygulamasının başladığı günden bugüne yapılan 23 bin 86 beyaz kod çağrısından sadece bir tanesidir. Üstelik bu rakama son iki yılın beyaz kod çağrıları dahil değildir. Zira, Sağlık Bakanlığı, mahkeme kararına rağmen, her yıl katlanarak artan beyaz kod verilerini son iki yıldır kamuoyuyla paylaşmamaktadır” dedi. “HEKİMLER ÖLMEYE DEVAM EDİYOR” Hekimlerin her gün çok fazla şiddete uğradığına değinen Özgen, “Bugün 17 Nisan. Göğüs Cerrahı Dr. Ersin Arslan’ın görev başında kalbinden bıçaklanarak öldürülüşünün 12. yıl dönümü. Bugün, hekimler her gün 100’den fazla şiddet vakasıyla karşılaşmaktadır. Hekimlerin yüzde 87’si hasta ya da yakını tarafından en az bir kere şiddete uğramıştır. Yüzde 59’u sadece son bir yıl içinde şiddete uğramıştır. Yüzde 91’i güvenli bir çalışma ortamına sahip olmadığını düşünmektedir. Bugün hala; Hastanelere silahla girilebiliyor. İstanbul Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Karataş katıldığı bir televizyon programında, hekimler hakkında onlar para için neler söylerler, para için keserler, para için adam bile öldürürler diyerek halkı kin ve düşmanlığa tahrik veya aşağılama suçunu milyonların önünde işleyebiliyor. Sağlık bakanı bütçe görüşmeleri sırasında yurt dışına göç eden hekimlerin bunu para için yaptıklarını ima edip, hekimleri hedef haline getirebiliyor. Şiddet uygulayanlara hiçbir caydırıcı ceza verilmediği gibi bu kişiler, televizyon ekranlarında göğüslerini kabartarak hekim dövmekle övünebiliyor. Cumhurbaşkanı, çareyi göç etmekte bulan hekimlere giderlerse gitsinler diyebiliyor. Bugün hala, hekimler ölmeye devam ediyor! Artık yeter” şeklinde konuştu. “BİR YURTTAŞIMIZ YIL İÇERİSİNDE 10 DEFA DOKTORA GİDİYOR” Vatandaşların yıl içerisinde 10 defa doktora gittiğini vurgulayan Özgen, “Etkili, caydırıcı bir sağlıkta şiddet yasasının çıkması için daha kaç kere darp edilmemiz, kaç kere ölmemiz gerekiyor? Bugün, hekime başvuruda yıllık sayı 850 milyonu aşmış durumda. Yani her bir yurttaşımız yıl içinde ortalama 10 kez doktora gidiyor. Bir başarı hikayesi gibi sunulan bu rakamlar, temelleri 80 darbesinden sonra atılan ve mevcut iktidar döneminde Sağlıkta Dönüşüm Programı olarak resmileşen politikaların iflas ettiğinin göstergesidir. Bu neoliberal politikaların eşit, parasız, nitelikli bir sağlık hizmeti yerine; kışkırtılmış bir sağlık talebi, müşteri haline getirilen hastalar, kar odaklı ve müşteri garantili bir sağlık sektörü, parası kadar sağlık hizmeti alabilen bir toplum yarattığı, özellikle son 20 yılda kanıtlanmıştır. Hekimler ve sağlık çalışanları güvenli ve çalışma barışının korunduğu çalışma ortamlarına sahip değillerdir. Ülkede artan şiddet iklimi, bizlerin sadece çalışma koşullarını bozmakla kalmamış, maalesef can güvenliğimizi de ciddi oranda tehdit eder hale gelmiştir. Her anlamıyla tıkanan sağlık sisteminin tüm sorumluluğu hekimlerin ve sağlık çalışanlarının omuzlarına yıkılmakta, bu durum bizlerin hedef olmasına neden olmakta, sağlık alanında yürütülen politikalar bizlere, şiddet, ölüm, çaresizlik, umutsuzluk olarak geri dönmektedir” ifadelerine yer verdi. “HİÇBİR YERE GİTMİYORYUZ” Hekimlerin yurt dışına göçün sebebinin şiddet olduğunu vurgulayan Özgen, “Sadece 2023 yılında yurt dışında hekimlik yapmak için iyi hal belgesi başvurusu yapan hekim sayısı 3025'tir ve bu sayı her yıl artmaktadır. Özellikle Avrupa ülkeleri yetişmiş insan kalitemizin farkındadır ve artık belli ülkelerde doktorlar için dil şartı bile aranmamaktadır. Sonuçta zaten niteliksel olarak önemli bir kayıp yaşayan sağlık sistemi, bu istifalar ve göçler sonucunda, niceliksel olarak da kayba uğramaktadır. Ülkemizde birçok bölgede, belirli branşlara ait hiç uzman doktor kalmamıştır. Hastalar yüzlerce kilometre uzaklıktaki büyük şehirlere gitmek zorunda kalmaktadır. Hal böyleyken, sağlıkta şiddete karşı daha etkili ve caydırıcı önlemler almadan geçirdiğimiz her gün, onlarca hekim yurt dışına göç etmekte; vatandaşlarımızın sağlıklı yaşama ve eşit-nitelikli bir sağlık hizmetine erişim hakkı, sağlık çalışanlarının çalışma barışı ve çalışma özgürlüğü, iş yeri dokunulmazlığı ve kamu düzeni daha da bozulmaktadır. Bizler, üzgünüz ve öfkeliyiz. Artık hekimlerin ve sağlık çalışanlarının kılına zarar gelmesine tahammülümüz kalmadı. Giderlerse gitsinler diyenlere inat Susmuyoruz! Korkmuyoruz! Hiçbir yere gitmiyoruz! Sizleri, bu mücadeleyi birlikte vermeye çağırıyoruz. Mücadelemiz yitirdiğimiz meslektaşlarımız içindir. Mücadelemiz kendimiz içindir, hayatta kalmak ve mesleğimizi huzurla yapabilmek içindir. Mücadelemiz tüm vatandaşlarımızın sağlık hakkı içindir” diye konuştu. “TÜRKİYE’DE İNANILMAZ BİR HEKİM GÖÇÜ VAR” Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Gürcan Altun da Türkiye’de inanılmaz bir hekim göçü olduğunu belirterek, “Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi’nin geçen yıl vermiş olduğu mezun sayısı 252. Yani biz bu ülkede her yıl 12 tane tıp fakültesi yurt dışına çalışıyor. Türkiye’de inanılmaz bir hekim göçü var. Peki yurt dışına giden hekimler ne için gidiyorlar? Birincil neden şiddet. İkinci neden Sağlık Bakanlığı’nın yapmış olduğu düzenlemeler. Bu uygunsuz düzenlemeler nedeniyle hekimler çalışma ortamlarındaki olumsuzluklar nedeniyle gidiyor” dedi. MERT ERİŞKİN

“Katile en ağır ceza uygulansın” Haber

“Katile en ağır ceza uygulansın”

Edirne Kadın Platformu, Petek Aksak’ın boşanma aşamasındaki Berşan Aksak tarafından katledilmesinin ardından Saraçlar Caddesi’nde basın açıklaması yaptı. Edirne Kadın Platformu adına açıklamayı Av. Merve Demir yaptı. Demir, Edirne’de gerçekleşen kadın cinayetine dikkat çekerek; “Ülkemizde yükselen kadına yönelik şiddetin ve bu şiddetin cezasızlığının sonuçlarını maalesef geçtiğimiz günlerde Edirne’de gerçekleşen bir kadın cinayetiyle daha yaşamış olduk. Katil erkek Berşan Aksak'ın, boşanma aşamasında olduğu eşi olan Petek Aksak’ı silahla ateş ederek katletmesi sonucu 22 yaşındaki genç bir kadın bugün artık aramızda değil. Başta merhume ve sevenlerine baş sağlığı diliyor, gözü yaşlı ailesine sabır diliyoruz” ifadelerini kullandı. “İLK DEĞİL, MAALESEF BU GİDİŞLE SON DA OLMAYACAKTIR” Aksak’ın katledilmesinin ilk olmadığını söyleyen Demir; “Bugün Petek Aksak’ın katledilmesi ilk değildir, maalesef bu gidişle son da olmayacaktır. Bu cinayetin sorumlusu, fail olan eş kadar, sistematik bir şekilde kadına yönelik şiddetin önünü iyi hal indirimleri ve cezasızlaştırma politikaları ile açarak katillerin sırtını sıvazlayanlardır. 6284’ün uygulanmadığı ve İstanbul Sözleşmesi’nin yeniden imzalanmadığı bu koşullarda, katillerin sayıca artması ve daha da cüretkâr olması maalesef kaçınılmaz olandır” dedi. “KADINLAR ARTIK VAROLUŞ MÜCADELESİ VERMEKTEDİRLER” Demir, Türkiye’deki kadınların varoluş mücadelesi verdiklerini belirterek; “Genç bir kadının hayallerini, umutlarını ve geleceğini söndüren bu şiddetten beslenen zihniyet, maalesef ki her geçen gün daha da güçlenmektedir. Kadınlar bugün ülkemizde bırakın eşit yurttaşlık mücadelesini, artık birer varoluş mücadelesi vermektedirler. Ataerkil sistem tarafından katledilmeyecek kadar şanslı olanlarımız tacize, tecavüze, ayrımcılığa, baskıya, mobbinge, şeriatçı fikirlere ve her türlü mahalle baskısına karşı direnmekte ve bu zorluklar her geçen gün artmaktadır. Yıllardır mücadelemizle kazandığımız haklarımız birer birer tırpanlanmakta ve daha mora boyanmış bir ülke ve dünya yerine kapkaranlık bir geleceğe doğru sürüklenmekteyiz” sözlerine yer verdi. YETKİLİLERE SESLENDİ Yetkililere seslenen Demir; “Buradan yetkililere sesleniyoruz; Petek Aksak davasında katile verilebilecek en ağır cezanın uygulanmasını istiyoruz. Bu cinayet gibi yenilerinin olmaması ve kadına karşı şiddetin önüne geçebilmek için 6284’ün uygulanmasını ve İstanbul Sözleşmesi’nin tekrardan yürürlüğe girmesini istiyoruz. Biz artık kız kardeşlerimizin yasını tutmak değil; eşit, özgür bir ülkede ve dünyada birlikte yaşamak istiyoruz. Merhuma ve sevenlerine tekrar baş sağlığı diliyor, gerçekleşecek davanın avukat arkadaşlarımızla birlikte takipçisi olacağımızı ve kadına karşı şiddetle sonuna kadar mücadele edeceğimizi bir kez daha beyan ediyoruz” dedi. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Vali Birol Ekici’nin Turizm Haftası mesajı Haber

Vali Birol Ekici’nin Turizm Haftası mesajı

Kırklareli Valisi Birol Ekici, Turizm Haftası nedeniyle yaptığı açıklamada şunları dile getirdi: “Turizm, sosyal ve kültürel etkinliklerin yanı sıra ekonomik olarak büyümeye ve kalkınmaya büyük katkılar sunan, istihdam yaratan ve gelişmeye etki eden önemli sektörlerden biridir. Ülkemiz dört mevsimin bir arada yaşandığı, tarihten günümüze sayısız medeniyetin topraklarımızda soluklandığı ender coğrafyalardan biridir. Bu stratejik konum ve medeniyet birikimi; bugün sosyal, kültürel ve ekonomik canlılığın en önemli aktörlerinden biri olan turizmin de ana kaynağını teşkil etmektedir. Sahip olduğu zenginlikleriyle, turizmde gerçekleştirilen atılımları ile Türkiye’nin dünya turizmi içindeki önemi giderek artmaktadır. Ülkemizin nadide köşelerinden birisi olan serhat şehrimiz Kırklareli, sayısız doğal güzellikleri ve derin tarihi zenginlikleriyle ülke ve dünya turizmi için önemli bir potansiyeli barındırmaktadır. Güzel İlimiz Kırklareli, zümrüt yeşili ormanların ve turkuaz mavisi denizin buluştuğu saklı cennet Kıyıköyü ve İğneadasıyla,  dünyanın sayılı tabiat harikası subasar ormanlarından biri olan Longoz ormanlarıyla,  mis kokulu lavanta tarlalarıyla, Trakya’nın tek turizme açılmış mağarası olan Dupnisa Mağarasıyla ve sahip olduğu tarihi - kültürel mirası, doğal güzellikleri ve değerleriyle, turizm açısından farklı renk ve tatlar arayanların talep ettiği tüm özellikleri içinde barındıran zengin bir potansiyele sahiptir. Kırklareli Valiliği olarak bizler de ülkemizin cennet köşelerinden olan, önemli doğal ve kültürel güzellikleri barındıran ilimizin tanıtımını en iyi şekilde yapmak için çalışmaktayız. Bu anlayışla ilimiz turizmine katkı sağlayacak her türlü tesis ve hizmet verecek nitelikli insan gücünün arttırılması için çalışmalarımızı aralıksız sürdürmekteyiz. Bu duygu ve düşüncelerle; ilimizin ve ülkemizin turizm alanında daha ileriye götürülmesinde katkı sağlayan, başta turizm sektöründe hizmet veren tüm kurum ve kuruluşlarımız ile sektör çalışanlarımızın Turizm Haftasını en içten dileklerimle kutluyor; sevgi ve saygılarımı sunuyorum.” HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.