Hava Durumu

#Açıklama

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Açıklama haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Açıklama haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Edirne Barosu’ndan Gözaltı Tepkisi: “Derhal Bırakılmalılar” Haber

Edirne Barosu’ndan Gözaltı Tepkisi: “Derhal Bırakılmalılar”

Edirne Barosu, 22 Mart Cumartesi günü Trakya Üniversitesi’nden Olin kavşağına yürüyen ve gözaltına alınan 17 kişi ile ilgili basın açıklaması yaptı. Edirne Adliyesi önünde düzenlenen basın açıklamasına Edirne Baro Başkan Vekili Aygün Ulubey Ergüden ve yönetim kurulu üyeleri, Edirne Belediye Başkan Yardımcıları Cenk Ergüden ve Ertuğrul Tanrıkulu, Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Edirne İl Başkanı Özgür Hata, CHP Edirne Merkez İlçe Gençlik Kolları Başkanı Emir Can Taylan, bazı sendika ve oda temsilcileri ile vatandaşlar katıldı. “HUKUK DEVLETİ İLKESİ VE İNSAN HAKLARINA AÇIKÇA AYKIRIDIR” Edirne Baro Başkan Vekili Aygün Ulubey Ergüden, toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkının, Anayasa’nın en temel demokratik haklarından biri olduğunu belirterek; “Anayasamızın en temel demokratik haklarından biri olan toplantı ve gösteri yürüyüşü düzenleme hakkı çerçevesinde 22 Mart 2025 tarihinde gerçekleşen yürüyüş sırasında, meslektaşımız Av. Merve Demir ile birlikte yürüyüşe katılan 16 vatandaşımız gözaltına alınmıştır. 2911 sayılı kanuna muhalefet gerekçesi ile mensubumuz Av. Merve Demir ile 16 vatandaşın gözaltında tutulması hukuk devleti ilkesine ve insan haklarına açıkça aykırıdır” ifadelerini kullandı. “TÜM SAVUNMA MESLEĞİNE YAPILAN BİR SALDIRIDIR” Hiçbir gerekçe ile anayasal hakların kullanılmasının engellenemeyeceğini söyleyen Ergüden; “Ayrıca, avukatların hem savunma hem de hakların korunması noktasında toplumun güvence mekanizmalarından biri olduğu da gözetildiğinde, Anayasa ile güvence altına alınan haklarını kullanmak da başta olmak üzere her türlü baskıdan bağımsız olmalıdır. Mensubumuza yönelik gerçekleştirilen bu gözaltı işlemi, sadece bireysel bir hak ihlali değil; aynı zamanda tüm savunma mesleğine yapılan bir saldırıdır” dedi. “SONUNA KADAR TAKİPÇİSİYİZ” Ergüden, hukuk devleti ilkeleri gereği hiçbir kişinin sadece düşünceleri için keyfi bir şekilde gözaltına alınamayacağını vurgularken; “Anayasal bir hak olan toplantı ve gösteri yürüyüşü hakkını kullanan meslektaşımız 3 gündür gözaltında tutulmaktadır. Bu tür müdahaleler, sadece özgürlükleri ihlal etmekle kalmamakta, aynı zamanda toplumsal barış ve güvenliği tehdit etmektedir. Bu sebeple, derhal gözaltına alınan mensubumuz Av. Merve Demir ile birlikte gözaltına alınan tüm kişilerin serbest bırakılmasını talep ediyoruz. Ayrıca, bu tür hak ihlallerinin bir daha yaşanmaması için Hukukun üstünlüğüne olan inancımızı her zaman koruyarak, bu tür olayların karşısında duracağımızı ve hak mücadelesini savunmaya devam edeceğimizi ve bu olayın da sonuna kadar takipçisi olduğumuz kamuoyuna duyuruyoruz” sözlerine yer verdi. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Birleşik Kamu – İş’ten 8 Mart Açıklaması Haber

Birleşik Kamu – İş’ten 8 Mart Açıklaması

Birleşik Kamu – İş Konfederasyonuna bağlı sendikalar adına Edirne’nin Saraçlar Caddesi’nde 8 Mart Dünya Kadınlar Günüyle ilgili ilgili “8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü’nde kadınların yüzyıllardır süren eşitlik ve özgürlük mücadelesine, 8 Mart 1857 tarihinde yapılan grevde yaşamını yitiren 129 kadın emekçiye ve emek mücadelesinde yaşamını yitiren tüm kadınlara selam olsun” denildi. Açıklamada şu ifadelere yer verildi: “Türkiye’de ataerkil sınırlar içinde var olma mücadelesi veren kadınlar, yönetici pozisyonlarında yüzde 20, parlamentoda ise sadece yüzde 17 oranında temsil edilmektedir. Tüm eğitim düzeylerinde kadınların aleyhine gerçekleşen ücret farkı, eğitim seviyesi yükseldikçe daha da derinleşmektedir. Cinsiyetçi iş bölümünün dayatmalarıyla ev içi sorumluluklarla yüklenen kadınlar, işgücü, yönetim ve sosyal yaşamda sınırlı yer bulabilmekte, erkeklere kıyasla daha düşük ücretlerle çalışmakta ve işyerlerinde mobbing ile tacize maruz kalmaktadır. Tüm bu eşitsizlikler, kadınları bireysel yoksulluk ve yoksunluğa itmektedir. Kamuda ve özel sektörde terfi süreçlerinde kadınlar erkek meslektaşlarına kıyasla daha fazla engelle karşılaşırken, yönetim kademelerinde kadın temsili yok denecek kadar azdır. Türkiye’nin en büyük bakanlıklarından olan Milli Eğitim Bakanlığı’nda OECD’nin yaptığı en son araştırmaya göre öğretmenlerin yüzde 56’sı kadın iken, okul müdürü kadınların oranı ise sadece yüzde 7’de kalmıştır. Sağlık Bakanlığı’nda da bu durum çok farklı değildir: Yine son yapılan araştırmaya göre ülkemizde başhekimlerin yüzde 88.9 erkeklerden oluşurken sadece 11.1’i kadınlardan oluşmaktadır. Kadın emeğinin bu denli değersizleştirildiği bir düzende, gerçek anlamda bir eşitlikten söz etmek ne yazık ki mümkün değildir. Mustafa Kemal Atatürk, kadın haklarını bir lütuf olarak değil, toplumun ilerlemesi için bir gereklilik olarak görmüştür. Avrupa’daki birçok ülkeden önce kadınlara seçme ve seçilme hakkı tanınmış, eğitimde ve iş hayatında eşit koşullar sağlanmaya çalışılmıştır. Kadın, Atatürk devrimlerine göre sadece anne veya eş olarak değil, birey olarak tanımlanmış ve toplumsal gelişimin temel taşı olarak görülmüştür. Ülkemizde Evlenme İstatistiklerine göre resmi olarak ilk evliliğini 2024 yılında yapmış olan kadınların ortalama evlenme yaşı 25,8’e çıkmıştır. Bu oran yüksek görülse de ülkemizde hala çocuk yaşlarda evlendirilen ve eğitimden mahrum bırakılan kız çocuklarının sayısı azımsanmayacak kadar fazladır. Ancak bugün gelinen noktada Atatürk’ün kadın devrimi ile verilen haklar büyük bir gerileme sürecine sokulmuştur. Kadınlar eğitimde, istihdamda ve karar alma mekanizmalarında arka plana itilmiştir. Kadınları kamusal alandan uzaklaştırmaya yönelik geliştirilen tüm politikalar, Cumhuriyet’in aydınlanmacı anlayışına açıkça aykırıdır. Kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet, Türkiye’de artık bir toplumsal kriz haline gelmiştir. Her gün en az bir kadın, en yakınındaki erkekler tarafından öldürülmekte, şiddet vakaları artarak devam etmektedir. 2024 yılında 394 kadın cinayeti ve 258 şüpheli kadın ölümü gerçekleşmiştir. Mevcut yasalar yeterli caydırıcılığı sağlamadığı gibi, cezasızlık politikaları katilleri cesaretlendirmektedir. Devlet, kadınları koruyamamakta, faillerin ‘iyi hal’ ve ‘haksız tahrik’ indirimleriyle cezasız kalmasına göz yummaktadır. İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılmasıyla birlikte kadınların yaşam hakkı doğrudan hedef alınmış, kazanılmış haklar birer birer ortadan kaldırılmaya çalışılmıştır. Kadına yönelik şiddeti önlemek için somut ve caydırıcı politikalar hayata geçirilmediği sürece bu vahşetin önüne geçmek mümkün olmayacaktır. Artık yeter. Kadınların yaşam hakkını korumak ve toplumsal cinsiyet eşitliğini sağlamak adına somut adımlar atılmasını istiyoruz. İş yerlerinde kadınlara yönelik ayrımcılığın sona erdirilmesi, eşit işe eşit ücret ilkesinin benimsenmesi ve kadınların iş gücüne katılımını teşvik edecek politikaların geliştirilmesi gerektiğini savunuyoruz. Kadın çalışanların istihdamını artırmak adına başta kreş desteği olmak üzere, esnek çalışma saatleri ve güvenceli iş koşulları gibi düzenlemelerin bir an önce hayata geçirilmesi çağrısında bulunuyoruz. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu olarak, kadınlara yönelik ayrımcılığın sona ermesi ve şiddetle etkin mücadele için yasal düzenlemelerin hayata geçirilmesini savunuyoruz. Bu kapsamda, İstanbul Sözleşmesi'ne yeniden dönülmesini, 6284 sayılı yasanın eksiksiz uygulanmasını ve ILO 190 Sayılı Şiddet ve Taciz Sözleşmesi'nin Türkiye tarafından onaylanmasını talep ediyoruz. Kadına yönelik şiddetin önlenmesi için faillerin en ağır cezalarla yargılanması ve caydırıcı önlemler artırılmalıdır. Ancak, yalnızca cezai yaptırımların yeterli olmadığını, kadınların güvenli bir yaşam sürebilmesi için koruyucu ve önleyici politikalar bir an önce hayata geçirilmelidir. Kadın emeğinin sömürülmediği, kadınların eşit ve özgür bireyler olarak toplumsal yaşamda hak ettiği yeri aldığı, şiddetin son bulduğu bir Türkiye mümkün.”

Edirne, Bayram Tatiline Hazır Haber

Edirne, Bayram Tatiline Hazır

Edirne valisi yunus sezer bugün mesai bitimiyle başlayacak olan bayram tatilinde il genelinde, gümrük kapılarında alınan tedbirlerle ilgili açıklamalarda bulundu. Kapıkule Gümrük Kapısı’nda alınan tedbirleri yerinde görerek basın mensuplarına açıklamalarda bulunan Vali Sezer, vatandaşların huzurlu ve güvenli bir şekilde bayram tatilini geçirmeleri için tüm önlemleri aldıklarını söyledi. Bayram ve yaz tatili dolayısıyla gurbetçi girişlerinde bugün itibariyle atışların yaşandığını belirten Vali Sezer; “Bayram tatilinden dolayı burada hem il genelinde alınan tedbirleri yerinde görmek hem de bayramdan dolayı ve gurbetçi sezonu dediğimiz Avrupa'daki hemşerilerimizin memleketlerini ziyaretleri hasediyle bir yoğunluk oluşacak. Bu çerçevede gümrük kapılarımızda inceleme yapmak üzere buradayız. Yarın arife. Zaten kapılarımızda yıl boyunca büyük bir yoğunluk var ve bu yoğunluk her yıl yüzde 10, yüzde 15 oranında artarak devam ediyor. Bu geçen ramazan ayında özellikle Ramazan tatili boyunca günlük ortalama olarak 450 bin yolcu giriş ve çıkış yaşanmış. Aynı zamanda 108 bin de araç giriş ve çıkışı yaşanmış. Bu çok büyük bir yoğunluk. Özellikle gümrük kapımızda yoğun bir trafik vardı. Bu sene de bugün sabah itibariyle bu yoğunluk yeniden artmaya başlanmıştı. Sabah oradaki büyük amirliğimizle ve gümrük makamlarımız bu bilgileri verdiler. Geçen yıl özellikle bu üç aylık dönemde 22 Haziran'la yine Eylül ayının başlangıcından sonuna doğru olan kısımda büyük bir araç giriş ve çıkışı oldu. Şimdi bu dönemde de özellikle gurbetçi sezonu dediğimiz 22 Haziran, 15 Eylül döneminde geçen yıl toplam 616 bin araç giriş ve çıkışı olmuş. Çok büyük bir rakam. Yine bu sene de 2024 yılında da yine aynı dönem için geçen yıl 700 bin aracın geri çıkış yapacağını görüyoruz. Hem bayram tatili boyunca hem de bayram tatilinden sonra gurbetçi sezonumuzda gelen hemşerilerimizi, gelen vatandaşlarımızı karşılamak üzere tüm tedbirlerimizi kapılarımızda, gişelerimizde almış durumdayız. Bu dönemde hem Gümrük Ticaret Bakanlığımız gümrük personeli takviyesinde bulundular, hem de Emniyet Genel Müdürlüğümüzün gümrük kapılarımıza personel takviyesi oldu. Bizler bu geçişlerle ilgili olarak geçen yıllarda yaşanan aksaklıkları gözünün alınarak kapılarda kendimiz daha hızlı geçişlerle ilgili düzenlemelere gittik. Hem Emniyet hem de Gümrük Bölge Müdürlüğümüz ortak beraber çalışarak birtakım düzenlemeler yerine getirdiler. Yine hemşerilerimiz geldiği zaman, vatandaşlarımız geldiği zaman onları karşılayacağımız alanlar dinlenebilecekleri alanlar oluşturuldu. Burada geçen yıl Yurt Dışı Türkler Topluluğumuzla beraber çadır alanları, bekleme alanları oluşturulmuştu. Bu sene de yine aynı şekilde yurt dışı Türkler Topluluğu, Valiliğimiz ve birtakım sivil toplum kuruluşlarımızla beraber hem Bulgaristan tarafında hem de Türkiye tarafında bu beklemeler için tedbirlerimizi almış bulunuyoruz. Umuyorum ki seri geçişler olacak. Çünkü Bulgaristan tarafıyla da yoğun bir şekilde görüşmelerimiz devam ediyor. Hemşerilerimizin beklemeden vatanlarına gidermeleri için gerekli tedbirleri almak zorundayız” dedi. “TÜM TEMENNİMİZ TRAFİK KAZALARI OLMASIN” Bayramlarda yaşanan trafik kazalarının olmamasını temenni ettiklerini, bu konuda ek tedbirler alındığını belirten Edirne Valisi Yunus Sezer; “Bayram boyunca Trafik çok önemli. Bayramınızı ağız tadıyla geçirelim. Hiçbir eve hiçbir aileye bir acı, keder girmesin. Bütün temennimiz bu. Bunun için İçişleri Bakanlığımız, güvenlik tedbirleriyle ilgili genelge yayınladı. Biz de ilimizde genelgeyle birlikte toplantılar düzenledik ve herkesin sorumluluklarını kendilerine tebliğ ettik. Bu manada da radar denetimleri, insansız hava araçlarıyla ilgili yapılan denetimler, drone denetimleri, yine emniyet kemeri denetimleri, motosiklet denetimleri, alkollü araç kullanımıyla ilgili denetimlerimiz ve şehirler arası otobüslerle ilgili sivil ekiplerin denetimleri ve resmi ekipleri denetimleri konusunda bu dönemde hızlı bir şekilde devam edecek ve artarak devam edecek. Bu çerçevede emniyet ve jandarma 202 araç, 169 trafik personeli ve 49 trafik timi olacak şekilde çalışmalarını bu dönemde devam ettirecekler. Sağlık ve itfaiyemiz görevi başında olacak. Bu çerçevede bin 732 sağlık personelimiz İl merkezi ve ilçelerimizde görev yapacaklar. Yine 1387 itfaiye personelimiz de orman personelimizle beraber, AFAD'ımızla beraber yine aynı şekilde bayram sürecinde olası yangınlara karşı teyakkuz halinde olacaklar. Kurban Bayramı süresince de bulunduğumuz gümrük kapılarında 622 gümrük personelimiz ve 190 emniyet personelimiz olmak üzere 812 personelimiz 24 saat esasına göre buradaki trafik akışının ve ziyaretçi akışını kesmeden kolaylıkla giriş ve çıkış yapmalarını sağlayacak şekilde görevleri başında olacaklar. Ben şimdiden yarın bayram ziyaretlerimiz olacak ama bütün vatandaşlarımıza bayramı huzur içeriz güvenlik içerisinde geçirmeleri için trafik kurallarına uymalarını, ne kendilerini ne de karşı taraftakileri riske atacak şekilde trafik kurallarını ihlal etmelerini istemiyoruz. Biz her zaman görevimizin başındayız. Bütün yollarda emniyetimiz görev alacaklar. Yoruldukları zaman dinlensinler. Sağlıklı bir şekilde ulaşacakları yerlere gitsinler. Ve ağız ve tadıyla bir bayram geçirelim istiyoruz” diye konuştu. ŞENER ŞENTÜRK

Nalça: “27 Mayıs Darbesi Tarihte Silinmez Bir Leke” Haber

Nalça: “27 Mayıs Darbesi Tarihte Silinmez Bir Leke”

Demokrasi tarihinde kara bir leke olan 27 Mayıs 1960 Darbesi’nin vicdanlarda açtığı yaraların unutulmaması amacıyla AK Parti Teşkilatları tarafından 81 ilde eş zamanlı olarak basın açıklaması düzenlendi. Edirne’de de İl Başkanlığı İnsan Hakları Birim Başkanı Murat Nalça, Kadın Kolları İnsan Hakları Birim Başkanı Yesim Erişmiş ve Gençlik Kolları İnsan Hakları Birim Başkanı Beril Üğdül tarafından AK Parti İl Başkanlığı Binasında yapılan açıklamada, 27 Mayıs darbesinin insanlık tarihine kara bir leke olarak geçtiği belirtildi. AK Parti İnsan Hakları Başkanlığı adına basın açıklamasını okuyan Nalça, Türk demokrasisine ilk hançerin Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen ilk darbe olan 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi ile atıldığını söyledi. Üzerinden yarım asırdan fazla geçmesine rağmen benzer bir senaryonun da 15 Temmuz’da sahnelenmeye çalışıldığını söyleyen Nalça, Türk milletinin 15 Temmuz’da demokrasi düşmanlarına en büyük dersi verdiğini ifade etti. “TÜM DEMOKRASİ ŞEHİTLERİMİZİ RAHMETLE ANIYORUZ” Nalça, tüm demokrasi şehitlerini rahmetle anarak; “Türk demokrasisine ilk hançerin saplandığı toplum mühendisliğinin temelleri, Cumhuriyet döneminde gerçekleştirilen ilk darbe olan 27 Mayıs 1960 Askeri Darbesi ile atılmıştır. 27 Mayıs Darbesi, milli iradeden kopan bir zihniyetin ürünü olarak vicdanlara, hukuka, tarihe ve insanlığa silinmez bir leke bırakmıştır. Dönemin tek partili CHP yönetimiyle girdikleri seçim yarışında rekor oyla iktidara gelen Adnan Menderes ve yol arkadaşları, kısa süre içinde gerçekleştirdikleri projelerle Türkiye’ye çağ atlatmışlardır. Milletimizin milli ve manevi değerlerini Anadolu’dan silmeye çalışan CHP iktidarının anti-demokratik uygulamalarını izale etmiş, tek parti rejiminin en büyük ayıplarından ‘Türkçe Ezan’ uygulamasını kaldırarak Anadolu’nun Ezan-ı Muhammedi’ye olan özlemini gidermişlerdir. Devlet ve vatandaşın kuvvetli bağından rahatsız olanlar çeşitli yalan ve iftiralarla 1960 yılında, askerin namlusunun Çankaya Köşkü’ne çevrilmesini sağlamışlardır. Doğrudan millete savaş açan cuntacı zihniyet, demokratik yönetime anti-demokratik yöntemlerle el koyarak seçilmiş yöneticileri tutuklamış, tiyatrovari ‘Yassıada Yargılamaları’ ile masum insanları hukuk dışı şekilde idam etmiştir. İdam edilenler Milletin Vekilleri değil bilakis demokrasi ve milli iradeye olan inançlarıyla Türk Milleti olmuştur. Üzerinden yarım asırdan fazla geçmesine rağmen benzer bir senaryo da 15 Temmuz’da sahnelenmeye çalışılmıştır. Ancak Milletimiz vakur duruşuyla, millet iradesi üzerinde tahakküm kurmak isteyenlerin oyunlarını 15 Temmuz’da son kez bozmuş; Cumhurbaşkanımız, Genel Başkanımız Sayın Recep Tayyip ERDOĞAN liderliğinde, 15 Temmuz’da demokrasi düşmanlarına en büyük dersi vermiştir. Bu vesile ile Türkiye’de darbe dönemlerinin kapandığını ve darbelere karşı mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtiyor; demokrasi ve özgürlüklerin daim olması adına canlarını feda eden Adnan Menderes ile Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan olmak üzere tüm demokrasi şehitlerimizi rahmetle anıyoruz. Demokrasimize ve irademize düşman olan şer odaklarını hiçbir zaman unutmayacağız” diye konuştu. HİLAL PEKER

Kamuda Tasarruf ve Verimlik Paketi açıklandı Haber

Kamuda Tasarruf ve Verimlik Paketi açıklandı

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, yaklaşık 65 yıldır Türkiye'de tasarruf genelgeleri ile kamu harcamalarında kontrol sağlamaya yönelik çalışmalar yapıldığını ifade etti. Mali disiplini esas alan bir siyasi yaklaşım içinde, Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın başkanlığını yaptığı hükümetler döneminde ise 10 adet genelgenin yürürlüğe konulduğunu hatırlatarak, sonuncusunun 30 Haziran 2021 tarihinde yürürlüğe konan bu genelgeler ile kamu harcamalarının belli kurallara bağlandığı belirtildi. Yılmaz, son dönemlerde yaşanan gelişmelerin bu alanda daha geniş bir çerçevede ve daha güçlü adımlar atma ihtiyacını ortaya çıkardığını söyledi. 16 Nisan Kabine Toplantısı akabinde Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Orta Vadeli Programın güçlendirilmesi doğrultusunda kamuda tasarruf artışı, yatırımların önceliklendirilmesi ve yapısal reformların hızlandırılması hususlarını ifade ettiğini hatırlatan Yılmaz, "6 Mayıs Kabine Toplantısı akabinde 'Kamuda taşıtlar, binalar, haberleşme giderleri, cari harcamalar, hizmet içi eğitim, yurtdışı seyahat, kamu istihdamı gibi alanlarda’ tasarruf kültürünü güçlendirici adımlar atılacağını ve bu yönde gerekli talimatları verdiklerini belirtmişlerdir. 7 Mayıs tarihinde sosyal medya kanalıyla yaptıkları paylaşımda ise ‘bir taraftan üretip yeni pazarlara ihraç ederken, diğer taraftan içeride tasarruf kültürünü yaygınlaştırmamız gerekiyor. Buna kamu olarak inşallah biz öncülük ve rehberlik edecek, daha az kaynak kullanarak daha fazla etkide bulunacak projelere ağırlık vereceğiz' ifadelerini kullanmışlardır. Birazdan sunulacak olan çalışmamız ilgili tüm kurumlarımızın katkısı sonucunda bu talimatın tekemmül ettirilmesi ile oluşturulmuştur" diye konuştu. Tasarruf ve verimli kaynak kullanımı konusunda yaptıkları bu güncellemede iki önemli gelişme etkili olduğunu söyleyen Yılmaz, "Birincisi geçen yıl yaşadığımız tarihimizin en büyük deprem afetinin yaralarını süratle sarma ihtiyacımız, ikincisi pandemi sonrası tüm dünyanın gündemi haline gelen enflasyon ile ülkemizin kararlı bir şekilde mücadele etme iradesidir. Bugün sunduğumuz paket tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya koyduğumuz, birbirini destekler mahiyette diğer paketler ile birlikte anlam ifade etmektedir. Kamuda tasarruf programımız ile sadece zorunlu olmayan harcamaları azaltmakla kalmıyor, aynı zamanda kamu tüketim ve yatırım harcamalarında verimliliği esas alıyoruz. Kamu hizmetlerini aksatmadan, güncel ihtiyaçlara odaklanıp önceliklendirme yaparak, yeni yöntemleri ve teknolojileri kullanmak suretiyle birim kaynakla daha fazla sonuç üretmeyi hedefliyoruz" şeklinde konuştu. Geçen yıl yaşanan depremlerin ilk aşamada hesap edilen maliyetinin 104 milyar doları bulduğunu bildiren Yılmaz, "Sadece merkezi idare bütçesinden deprem için tahsis edilen ödenek 2023 yılında 960 milyar TL’dir. 2024 yılı başlangıç ödeneği ise 1 trilyon 28 milyar TL olmuştur. Bu ödenekler azalmakla birlikte, önümüzdeki yıl da devam edecektir. Bu büyük ilave yükün bütçe açıkları üzerinde oluşturduğu etki ortadadır. Geçen yıl bütçe açığımızın milli gelire oranı yüzde 5,2 olurken, deprem harcamaları hariç tutulduğunda bu açık yüzde 1,6 seviyesine gerilemektedir. Bu yılın bütçesi hazırlanırken belirlenen yüzde 6,4 oranındaki açığın da önemli bir kısmı deprem bağlantılı harcamalardan kaynaklanmaktadır. Kamuda tasarruf ve verimlilik paketi toplum olarak depremin yaralarını sarma konusunda milli dayanışma sergilediğimiz bir dönemde, deprem harcamalarından en küçük bir fedakarlık yapmadan kamu dengelerini sağlıklı bir zeminde sürdürme politikamızı yansıtmaktadır. Bu vesileyle depremde kaybettiğimiz canlarımıza tekrar Allah’tan rahmet diliyor, bu zorlu süreçte depremzede kardeşlerimizin yanında olan kamu, özel kesim ve sivil toplumdan her bir kişi ve kuruluşa teşekkür ediyorum" ifadelerini kullandı. Yılmaz, ortaya koydukları yeni paketin bir yandan deprem bağlantılı çalışmalara güç verirken, diğer yandan halkın temel sorun olarak gördüğü enflasyon konusunda yürüttükleri kararlı mücadeleye katkı sunduğunun altını çizdi. “Enflasyon ile mücadelede para politikalarının yanı sıra maliye politikaları ve yapısal reformlar önem taşımaktadır” Enflasyon ile mücadelede para politikalarının yanı sıra maliye politikaları ve yapısal reformlar önem taşıdığını vurgulayan Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, Orta Vadeli Programın da bu temel çerçeve ile şekillendirildiğini aktardı. Kamunun tasarruf yapması ve verimliliği artırmasının daha az bütçe açığına, daha az kamu borçlanmasına ve faiz yüküne, makro tasarruf oranının artmasına ve daha az cari açığa yol açacağını ifade eden Yılmaz, “Talep yönlü katkısının yanı sıra, bitme aşamasına yakın projelere, sulama ve rekabet gücünü artırıcı altyapılara yoğunlaşan kamu yatırımları arz yönlü artışla da enflasyon ile mücadelemizi güçlendirici etkide bulunacaktır” açıklamalarında bulundu. Orta Vadeli Programın enflasyonu düşürmeye yönelik politikalarının yıllık bazda belirgin sonuçlarını bu yılın ikinci yarısında görmeye başlayacaklarını belirten Yılmaz, “Gelecek yıl yüzde yirminin altında, 2026 yılında ise tek haneli enflasyona ulaşmaya kararlıyız. Geçmişte başardık, yine başaracağız. Bunu sağlarken büyümeyi, istihdamı ve sosyal dengeleri azami oranda gözetmeye devam edeceğiz. Amacımız, istikrar içinde büyümek ve kalıcı sosyal refah artışı sağlamaktır. Bu paket ve izleyen diğer çalışmalarımızla geçen yıl olduğu gibi bu yıl da bütçe açığının milli gelire oranını başlangıçta öngörülenin altında gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Geçen yıl milli gelire oranla yüzde 6,4 olarak tahmin edilen bütçe açığı, yıl sonunda yüzde 5,2 olarak gerçekleşmişti oldukça olumlu bir performans sergilemiştir. Bu yıl sonunda da benzer bir oranda iyileşmeyi hedefliyoruz. Harcama disiplininin yanı sıra, tahsilat oranlarını artırma ve kayıt dışılıkla daha etkin mücadele gibi yöntemlerle, kamu gelirlerinde sağlayacağımız iyileşme de bu hedefimize katkıda bulunacaktır” şeklinde konuştu. Bugün sunulacak olan tasarruf ve verimlilik paketinin geçmişten bazı farklılıklar da arz ettiğine dikkat çeken Yılmaz, “Geçmişten çıkardığımız derslerle bu dönem aldığımız tedbirleri daha sıkı bir izleme sistemi ile hayata geçireceğiz. Ayrıca hesap verebilirlik mekanizmalarını güçlendirerek, haklı bir gerekçeye dayanmayan sapmaları engellemeyi amaçlıyoruz. Bugün ilan edilen programın hayata geçirilmesinde idari ve kanuni olmak üzere iki ayaklı bir çalışma yürütülmektedir. Kanun gerektirmeyen hususlar konusunda hazırlıkları son aşamaya gelmiş olan genelge taslağı kısa bir süre içinde (bu hafta) Sayın Cumhurbaşkanımızın onayına sunulacaktır. Kanun gerektiren hususlarda ise grubumuz ile yürütülmekte olan hazırlıklar Meclisimizin takdirine arz edilecektir” dedi. Yapılacak idari düzenlemelerin tüm kamu kurum ve kuruluşlarını kapsayacak bir anlayış içinde hazırlandığını vurgulayan Yılmaz, “Genelgemizde tek istisna, konumu gereği TBMM olacaktır. Bu konuda Meclis Başkanımız kendi uhdesinde benzer bir çalışma yürüttüğünü ifade etmişlerdi. Yaptığımız görüşmelerde Meclisimiz tarafından alınan önlemlerin sonuçlarının kamuoyu ile paylaşılacağını da öğrenmiş bulunuyoruz. Kendilerine bu anlamlı tutumları için şükranlarımızı sunuyorum. Kanuni düzenleme gerektiren hususlarda parti farkı gözetmeksizin tüm grupların desteğini beklediğimizi özellikle ifade etmek istiyorum” ifadelerini kullandı. Yılmaz, tüm bu çalışmalara vizyonu ve güçlü siyasi iradesi ile yön veren Cumhurbaşkanı Erdoğan’a şükranlarını sundu. Cumhurbaşkanı Yardımcısı Yılmaz, çalışmalarda titiz bir hazırlık yürüten Maliye ve Hazine Bakanı Mehmet Şimşek ve ekibine, Cumhurbaşkanlığı İdari İşler Başkanlığına ve Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığına teşekkür etti.

Balkan: “Tabi ki teşekkür edecekti” Haber

Balkan: “Tabi ki teşekkür edecekti”

Havsa geçmiş dönem Belediye Başkanı Aydın Balkan, Havsa Belediye binasına asılan geçmiş dönem borç listesi için açıklamada bulundu. 31 Mart 2019 itibarı ile şirket borçları hariç 40 Milyon lira civarı borç ve 11 Milyon Lira toplam bütçe ile devraldığını söyleyen Balkan, Havsa Belediye Başkanı Hüseyin Özden’in o dönem CHP Belediye Meclis grubunun da başında, CHP İlçe Başkanlığı’nda ve hesapların bizzat içerisinde olduğunu söyledi. “SIFIR BORÇLA DEVRALMADIK” Balkan, Özden’in borçları afişe ederek 10 yıllık CHP döneminde Belediye’nin "sıfır" borçla devrolduğunu ancak kendisinin belediyeyi batırmış havasına sokulduğunu ve itibar suikastı düzenlendiğini söyledi. Havsa’ya 5 yıllık görev süresi boyunca kazandırdıklarını da açıklayan Balkan, afişin asılmasını teşekkür olarak kabul ettiğini sözlerine ekledi. Aydın Balkan, 10 yıllık CHP Belediyeciliğinin ardından sadece asfalt atabilmek için bile en değerli dükkanların, çarşıdaki en değerli arsanın bile yok pahasına satıldığını ve esnafın mağdur edildiğini söyledi. “YAKIT BİLE ALAMAZ HALDEYDİK” Aydın Balkan açıklamasına şöyle devam etti: “Belediye kasamızda bir kuruş yok, 8 aylık elektriğimiz ödenmemiş, benzinliklerde veresiye hesaplarımız şişmiş, yakıt alamaz haldeydik. Belediye dükkanları alacaklılarca satışa çıkarılmış, esnaflarımız tekrar mağdur olmasın diye satışları durdurmak için son dakikaya kadar elimizden geleni yapmıştık. Hesaplarımızda ve taşınmazlarımızda 38 adet haciz şerhi işli idi.” “PEKİ BELEDİYEYİ NASIL AYAĞA KALDIRMIŞTIK?” Belediyeyi ayağa kaldırma süreci hakkında konuşan Balkan; “5 Yıllık sürede Belediye bütçesini titizlikle yönetmiş, mali disiplini en iyi şekilde kurumsallaştırmış, piyasaya vadesi geçmiş tüm borçları yapılandırarak ödemiş, Havsa’da piyasanın yüzde 90’ını oluşturan küçük esnafımızın tüm borcunu kapatmış, piyasadan gelen 38 hacizli dosyanın tümündeki hacizleri kaldırmıştık. Mazotumuzu peşin alıyor, geldiğimizde 8 aylık borcu olan elektriğimizi de gününde ödüyorduk. Son yıl, 15 mesai arkadaşımız aynı anda emekli olmuş ve hepsinin alın terlerini, emekli ikramiyelerini en üst limitten peşin olarak ödemiştik. Bizden önceki dönem maalesef belediye bir kişi bile emekli olsa ikramiyesini taksitle ödeyebilir olmuştu” diye konuştu. “SAYIN HÜSEYİN ÖZDEN BU İŞİN NERESİNDEYDİ?” Özden’in mevcut durumdan haberdar olduğunu belirten Balkan; “Mevcut Belediye Başkanımız Hüseyin Bey, 2009-2014 ilk döneminde CHP Meclis üyeliği yaptı. İkinci döneminde CHP Belediye Meclis grubunun da başında olan CHP İlçe Başkanlığına geçmişti. Yani tüm hesapların bizzat içinde, karar verici pozisyondaydı. Belediyeyi yönettiğimiz 2019-2023 yılları arasında yine CHP İlçe Başkanlığı görevindeydi. Kısacası hem 10 yıllık CHP dönemini hem de bizim dönemimizi çok iyi biliyordu.  2019’da 40 Milyon Borca karşılık 11 Milyon Gelirimiz vardı. 2024’te 82 Milyon borca karşılık bu yılki öngörülen resmi gelirimiz 80 milyonun üzerindeydi. Peki bu iki döneme de çok hakim, CHP’nin 10 yıllık belediyecilik döneminde karar verici pozisyonda olan Belediye Başkanı Hüseyin Bey, Belediye bütçesinin 5 yılda bu kadar iyi yönetilip toparlandığı için bizlere teşekkür mü edecekti? Yoksa sadece borçlarımızı afişe ederek sanki 10 yıllık CHP döneminde Belediye ‘sıfır’ borçla devrolmuş da bizler belediyeyi batırmışız havasına sokup itibar suikastı mi düzenleyecekti? Tabi ki teşekkür edecekti” dedi. “BU DÖNEMDE BELEDİYEYE NELER KAZANDIRDIK?” Balkan, görev süresi boyunca Havsa’ya kazandırdıkları hakkında konuşarak; “Beş yıllık başkanlık dönemimizde belediyeye biri 12-15 milyon TL değerinde su deposu yanında 13 bin 500 m2 sanayi vasıflı arsa, yine 12-15 milyon TL değerinde Lojistik Merkezinde olan 10300 m2 sanayi vasıflı arsa, 1 adet Hükümet Konağı yanındaki 560 m2’lik konut ve ticari nitelikli yaklaşık 10-12 milyon TL değerindeki arsa kazandırdık. Ayrıca Yeni Hayvan Pazarımızın inşaatı olan 17 bin 500 m2’lik Hazine'den tahsisli arsa, yine bizim Havsa’mıza kazandırdığımız 22 dönümlük Hazine'den tahsisli arsalar ile hem belediyemizi on milyonlarca lira ödemeden kurtarıp, hem de mevcut pazarın 20 dönümlük kullanım alanın tamamını Belediyeye bıraktık. Beş yıllık hizmet süremiz boyunca tüm bu borçları öderken mevcut kur ile 100 milyon liranın üzerinde yatırım ile Havsa’mızı çok daha yaşanabilir bir hale getirdik. Sağ ol başkanım, istesek bu afişi sizlere astıramazdık” ifadelerini kullandı. ERGİN SÖZER

“Yangın çıkış nedeni itfaiye raporuyla anlaşılacak” Haber

“Yangın çıkış nedeni itfaiye raporuyla anlaşılacak”

Trakya Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi’ndeki yangını soğutma çalışmaları sürüyor. Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu ile birlikte inceleme yapan Edirne Valisi Yunus Sezer, yangının kesin çıkış nedeninin itfaiye raporuyla ortaya çıkacağını söyledi. Vali Sezer “Yaklaşık bir saat önce başlayan bir yangın söz konusu. Çatı katında ve itfaiyemiz hızlı bir şekilde AFAD ve diğer birimlerimiz hızlı bir şekilde müdahale ettiler. Şu an itibariyle soğutma çalışmaları devam ediyor. Sadece çatıya sirayet eden bir yangın. Bununla ilgili olarak da tabii 9’uncu katta çocuk servisimiz var. Orada risk almamak adına onları alt katlara aldık. Altı tane çocuğumuz da Devlet Hastanesine sevk edildi. Herhangi bir yaralama, herhangi bir hastalara etki eden bir durum yok. Şu an itibariyle de büyük oranda yangınla ilgili kontrol sağlanmış durumda. Ama soğutma çalışmaları devam ediyor” dedi. YANGININ SEBEBİ ARAŞTIRILIYOR Yangının çıkış nedeniyle ilgili bir soruya Vali Sezer “Yangın sebebiyle ilgili olarak tabii yangın bittikten sonra itfaiyemiz gerekli raporu düzenleyecektir. Şu an itibariyle yani yangının söndürülmesiyle daha çok meşgul oluyorlar. Yani belki oradaki elektrik aksamından olabilir. Ya da başka bir sebepten olabilir. Onunla ilgili net bir şey rapor sonucunda ortaya çıkacaktır. Şu anda hastaları etkileyen bir durum söz konusu değil. Yanımızda rektörümüz de var biz sadece en üst katı tedbir amaçlı olarak alt katlara tahliye ettik. Şu anda hastalarımızı etkileyen bir durum söz konusu değil” ifadelerini kullandı. YOĞUN BAKIM HASTALARI NAKLEDİLDİ Rektör Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu ise yangınla ilgili olarak şu açıklamalarda bulundu: “Dokuzuncu kattaki hastalar yerlerine dönerler. Sadece dumandan etkilenmesinler diye ve tedbir amaçlı boşaltıldı. Yoğun bakım hastaları tedbir olsun diye hızlıca Devlet Hastanesine aktarıldı. Çok şükür şu anda hastalarımıza herhangi bir zarar dokunmadı. Ben çok hızlı müdahale eden itfaiye ekibine ve sayın Valime çok teşekkür ediyorum.” MERT ERİŞKİN

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.