Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Kayıcı, Nevruz’un tarihini anlattı

Trakya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Haluk Kayıcı, “Türk Kültüründe Nevruz” konferansında Nevruz Bayramı’nın çıkış noktası ve tarihi gelişimi ile ilgili sunum yaptı. Kayıcı, Orta Asya’dan Anadolu’ya kadar uzanan geleneğin süreç içinde değişimine de dikkat çekti.

Haber Giriş Tarihi: 21.03.2024 16:41
Haber Güncellenme Tarihi: 21.03.2024 16:44
Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ
Kayıcı, Nevruz’un tarihini anlattı

Trakya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Haluk Kayıcı, Edirne Lisesi’nde düzenlenen “Türk Kültüründe Nevruz” konferansında Nevruz Bayramı’nın anlamı ve önemini anlattı.

Edirne Lisesi Konferans Salonu’nda düzenlenen konferansta Kayıcı, Nevruz Bayramı’nın, Türklerin Yenisey ve Orhun civarında konakladığı dönemlerden günümüze ulaştığını söyleyerek; “Batı’ya doğru geldikçe de her karşılaştığı toplulukta bir şeyler bırakıyor ve o topluluklardan da bir şeyler alıyor. Nevruz aslında kelime anlamıyla bir Farsça kelime gibi duruyor. Nev, yeni; Ruz da gün demek. Yani yeni gün anlamına geliyor” ifadelerini kullandı.

“DİĞER ADI ERGENEKON BAYRAMI’DIR”

Kayıcı, 21 Mart tarihinin Türklerin eski takvimine göre yılbaşı olarak da kutlandığını belirterek; “Türk dünyasında Çin Seddi’nden Adriyatik’e kadar bütün topluluklar bugün Nevruz’u kutluyor. Bunların dini ne olursa olsun bütün Türk toplulukları kutluyor. Bir diğer adı da Ergenekon Bayramı’dır. Geniş bir coğrafyada aslında Nevruz’un birçok ismi bulunuyor. Bugün yörük bayramı olarak da kutlanıyor. Bugün aslında Hristiyanların kutsal günü olan Paskalya Günü’nün de başlangıcıdır. Birbirimize hep bir şeyler katmışız” dedi.

“OSMANLILAR ÇOK CİDDİ ŞEKİLDE KUTLUYOR”

Türk topluluklarının İslam’ı kabulünden sonra Nevruz’a farklı anlamlar da kattığını söyleyen Kayıcı; “Kur’an’ın indirilmeye başlandığı gün de Nevruz olarak anılıyor. Hz. Ali’nin doğum günü, Hz. Adem’in çamurunun yoğrulduğu gün de Nevruz olarak kutlanıyor. Selçuklulara baktığımız zaman ise 21 Mart’ı yılbaşı olarak kutluyorlar. Osmanlılarda ise çok ciddi bir şekilde kutlanıyor. Padişahlar Nevruz’un ne olduğunu biliyor. Hem Nevruziye diye bir şiir türü var, hem de bugün Manisa’da dağıtılan Mesir Macunu aslında Nevruziye ismiyle başlatılıyor. Padişahın katıldığı törenlere de Nevruz-u Sultani ismini veriyorlar” sözlerine yer verdi.

“ATATÜRK’ÜN KATILDIĞI NEVRUZ TÖRENİ VAR”

Kayıcı, Cumhuriyet dönemindeki Nevruz Bayramı kutlamalarına da dikkat çekerek; “Daha Cumhuriyet ilan edilmeden, 22 Mart 1922’de Ankara’da Nevruz şenliklerine katılan okullar var. 1926 yılına kadar resmi olarak kutlanıyor. Mustafa Kemal Atatürk’ün de katıldığı Nevruz töreni var. Bu törende Rusya, Azerbaycan, Afganistan ve Buhara elçileriyle birlikte Nevruz kutlamalarını seyrediyorlar. 1926 yılına kadar resmi olarak kutlandıktan sonra bu tür geleneksel bayramları resmi olarak kutlamanın muhtemelen bazı noktada sıkıntıları oldu ve kutlamasını ahaliye bırakıyorlar. Edirne’de de ahalinin Nevruz’u kutladığını biliyoruz” dedi.

“HIDRELLEZ BAZI RİTÜELLERİNİ NEVRUZ’DAN ALMIŞ”

Hıdrellez ve Nevruz arasındaki benzerliklere de dikkat çeken Kayıcı; “Hıdrellez, 5-6 Mayıs’ta kutlanıyor. Oradaki birçok geleneğin aslında Nevruz’dan oraya geçtiğini söyleyebiliriz. Nevruz’da birinci özellikle aslında Ramazan ve Kurban bayramlarında yaptığımız ritüeller olan evi temizlemek, mezarlıkları ziyaret etmektir. Bunlar aslında Nevruz Bayramı ile de yapılan geleneklerdir. Kültür böyle bir şeydir. Yeni kültürler bir başkasını istila edebiliyor veya farklı bir ritüel, bir başkasından rol kapabiliyor. Özellikle Edirne’de kutlanan Hızır ile İlyas’ın buluştuğu gün Hıdrellez, bazı ritüellerini Nevruz’dan almış. Bugün Hıdrellez dediğimiz kavram aslında yanlış kutlanıyor. Bu kavram, bizim Orta Asya’dan buraya getirdiğimiz bir bayram. Ama biraz turizm işine benzettiler” ifadelerine yer verdi.

“MART DOKUZU ADIYLA DA KUTLANIYOR”

Kayıcı, Sovyet Sosyalist Cumhuriyetler Birliği’nin (SSCB) dağılmasının ardından Türk Cumhuriyetlerinin Nevruz’u ciddi bir şekilde kutlanmaya başladığını söyleyerek; “1991 yılında Kültür Bakanlığı bunu yeniden resmi olarak kutlamaya başladı. Edirne’de Nevruz şenlikleri, ‘Mart Dokuzu’ adıyla kutlanıyor. Yörükler arasında Bahar Bayramı’nın başlangıcı. Gaziantep ve çevresinde Sultan Nevruz adıyla kutlanıyor. Nevruz günü Nevruz sofrası kuruluyor ve ‘S’ harfiyle başlayan 7 çeşit yemek hazırlanıyor. Kurban kesiliyor. Hızır ve İlyas’ın ziyaret etmesi için kapı önlerine un seriliyor. Ateş yakılıyor” dedi.

“ATEŞTEN ATLAYANLARIN 1 YIL HASTALANMAYACAĞINA İNANILIYOR”

Ateşin insanlık tarihi için çok önemli olduğunu belirten Kayıcı; “Ateş, dünyada güneşin uzantısı olarak kabul ediliyor ve Nevruz ateşi ritüelin başlaması için önemlidir. Ateşin üzerinden atlanırken, ‘Ağırlığım, uğurluğum sende kalsın, kırmızılığın bana, sarılığım sana’ söyleniyor. İnanca göre ateşten atlayanların 1 yıl boyunca hastalanmayacağı sembolik olarak inanılıyor. Temennimiz; gerek Nevruz’un, gerekse milli ve dini bayramlarımızın kutlanmaya devam etmesidir” diye konuştu. Sunumun ardından Edirne Lisesi Müdürü Recep Şentürk, Kayıcı’ya teşekkür belgesi verdi. Şentürk, programda her yıl 21 Mart Nevruz Bayramı’nın Edirne Lisesi’nde kutlanacağını duyurdu.

UĞUR AKAGÜNDÜZ

Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.