Trakya Üniversitesi tarafından düzenlenen Her Yönüyle Deprem Sempozyumu bugün başladı. 19-20 Ekim tarihleri arasında düzenlenen sempozyuma, Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu’nun yanı sıra çok sayıda akademisyen ve öğrenciler katıldı.
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitler anısına 1 dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başlayan sempozyumda, Trakya Üniversitesi tanıtım filmi gösterildi.
“DEPREMİ HER YÖNÜYLE KONUŞMAK İSTEDİK”
Gösterimin ardından sempozyumun açılış konuşmasını Trakya Üniversitesi Doğal Afet Yönetimi Araştırma ve Uygulama Merkezi (TÜDAM) Müdürü Prof. Dr. Mehmet Ali Kaya yaptı. Kaya, konuşmasında 6 Şubat’ta Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremlerle herkesin çok büyük bir acı yaşadığını belirterek; “Ülke olarak bit travma oldu. O acıyı birlikte sarmaya çalıştık. Bu travmayı bugün de yaşıyoruz. Trakya Üniversitesi, o günlerde ilk ekibini depremin birinci gününde yola çıkarmıştı. Sonra orada mutfak kurduk. Deprem, yer bilimlerinin bir parçası. Depremin ne ve nasıl olduğunun parametlerinin cevapları bizde ama yaşanan afeti, afetten çıkarıp risk yönetimi gibi konulara evirmek başka bir şeydi. Böyle olunca depremi doğrudan doğruya ele almaktansa her yönüyle depremi konuşmak istedik. Bu sempozyum bu anlamda gerçekleşti” ifadelerini kullandı.
“İLK EKİPLERİMİZİ SAMANDAĞ’A GÖNDERMİŞTİK”
Kaya’nın konuşmasının ardından sempozyumda bir konuşma da Rektör Tabakoğlu yaptı. Tabakoğlu, konuşmasında sempozyumda farklı alanlardan 35 bildiri yer alacağını söyleyerek; “AFAD ve Bakanlığımızın değerli temsilcileri, Kandilli Rasathanesi’nden, çeşitli üniversitelerden değerli akademisyenlerin bir araya geldiği bir etkinliğe dönüştü. Biz, hızlı bir organizasyonla ilk ekiplerimizi Samandağ’a göndermiştik. Daha sonra Sayın Valimiz Elbistan’a görevlendirilince bütün ekiplerimizle Elbistan’a odaklandık ve orada bir ocak kurduk. 1 aydan fazla hizmet verdik. Orada Trakya Üniversitesi’nden 288 mensup görev aldılar. Onlar artık bundan sonra olabilecek depremler için de yetiştiler. Pek çok konteynerler, malzemeler götürdük. Şimdi bunu kurumsallaştırmak istiyoruz” dedi.
“ARAP LEVHASI DOĞU ANADOLU’YU SIKIŞTIRIYOR”
Tabakoğlu’nun konuşmasının ardından sempozyumdaki ilk sunumu İstanbul Teknik Üniveristesi Jeoloji ve Endüstri Mühendisliği emekli üyesi Prof. Dr. Yücel Yılmaz yaptı. Yılmaz, ‘Anadolu’da depremler neden oluyor? Edirne’de deprem olur mu?’ konulu sunumunda Anadolu’da olan depremler ve nedenlerine dikkat çekti. Yılmaz, yeryüzündeki depremlerin belirli kuşaklar üzerinde yoğunlaştığını belirterek; “Bizim ülkemiz de Alp-Himalaya kuşağında son derece etkin depremlerin olduğu bir yer. Ülkemizde depremlerin ana tetikçisi, Arap levhasıdır. Arap levhası, saatin tersi yönünde kuzeye ilerleyerek Doğu Anadolu’yu sıkıştırıyor. Yılda yaklaşık 18-20 mm hızla gidiyor. Bu biriktiği zaman dev bir kuvvet haline dönüşüyor” sözlerine yer verdi.
“ADANA’DA ÖNEMLİ BİR FAY OLACAK”
Yılmaz, Anadolu’nun hareket noktalarına dikkat çekerek; “Doğa Anadolu, 2 gücün arasında sıkışıyor. Doğu Anadolu yükselmeye devam ediyor. Ortadaki kısım gücü Batı’ya doğru transfer etmeye başlıyor. Batı Anadolu’da da kuzey-güney geriliyor. Sonuçta da Anadolu’da fayların oluşturduğu depremler süregeliyor. Doğu’da neredeyse deprem olmayan yer yok gibi. Büyük bir ihtimalle gelecek önemli fay Adana’da olacak. Dolayısıyla bunun geliştireceği fayın kaçma ve sıkışmalı bir deprem bekliyorum” dedi.
“DEPREM OLUŞTURACAK AKTİF FAY YOK”
Kuzey Anadolu Fayı’nın ise Doğu’da Bingöl’den başladığını söyleyen Yılmaz; “Tüm Anadolu’yu ve Marmara denizini biçip geçiyor, Ege denizine gidiyor. MTA’nın yapmış olduğu haritada Trakya’da büyük bir deprem üretebilecek bir fay çizilmemiş. Ama Trakya’da birçok fay görülüyor. 35 milyon yıldan beri Trakya havzamız, kenarlarıyla birlikte büyümüş, genişlemiş, çökmüş. Sismik kesitlerin ve önemli derinliklerin kalınlığını araştırdığımız zaman, fayların günümüze gelirken etkinlikleri sönümlenmiş. En son gelişen çökeller bunların üzerini örtmüş. Deprem oluşturacak aktif fayları görmüyoruz. MTA, bir hafta önce çizdiği aktif fay haritasında, Trakya’da hiçbir fay koymadı” ifadelerine yer verdi.
“EDİRNE ZEMİNİNDE DEPREME DAYANAMAYACAK ÇOK BİNA VAR”
Yılmaz, tarihsel kayıtlarda Edirne ve çevresini etkileyen depremler olduğuna dikkat çekerek; “Edirne çevresini etkileyen depremselliğin ana kaynağı Kuzey Anadolu Fayı’dır. Uzaklığı ve büyüklüğü oranında etkilemeye devam edecektir. En önemlileri Mürefte, Tekirdağ ve Saros’tur. Kuzey Anadolu Fayı, Marmara denizi içinde devam ediyor. İstanbul çevresini etkileyecek çok büyük bir deprem olacak. İstanbul’u buna hazırlamak lazım. Edirne’miz de bunlara çok yakın, en az 100 kilometre uzaklıkta. Doğrudan bir Edirne fayı yok ama Kuzey Anadolu Fayı hareket ettiği zaman Edirne’nin zemininde bu depreme karşı dayanamayacak çok fazla bina var. Çünkü Edirne’nin temelinde çok güçlü olmayan zemin çok fazla. Depremin gücünü artıracak zeminler var. Edirne çevresinde büyük deprem olma ihtimali zayıf. Kuzey Anadolu Fayı’ndaki depremler burayı etkileyecektir. 100 kilometreden daha uzak olmasına rağmen Edirne sarsılacaktır. Sağlam olmayan zeminlerin üzerindeki yapılar ile kötü yapılar çok ciddi etkilenecektir” dedi.
“TOPLUMU DEPREME KARŞI HAZIRLAMAK GEREKİR”
Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğunu vurgulayan Yılmaz; “Toplumu depreme karşı hazırlamak gerekir. Bunun 2 yolu vardır. Öğrencileri ilkokul 1’den lise sona kadar eğitim sistemleri içine deprem dersi koymamız gerekir. Deprem kavramını sindirip merak eden, soran ve sorgulayan nesiller yetiştirmek de gerekir. Bu ikisini mutlaka yapmamız gerekir” diye konuştu. Yılmaz’ın sunumunun ardından sempozyum, çeşitli sunumlarla devam etti. Sempozyum, yarın sona erecek.
UĞUR AKAGÜNDÜZ