Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tunca Nehri

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Tunca Nehri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tunca Nehri haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Tunca Nehri Kurudu, Yanındaki Yolda Çökme Oldu Haber

Tunca Nehri Kurudu, Yanındaki Yolda Çökme Oldu

Kentte aşırı sıcak ve yetersiz yağış nedeniyle tarımsal sulamada, önemli su kaynaklarından Tunca Nehri'nin bazı kesimleri kuruma noktasına geldi. Debisi 4 metreküp/saniyeye düşen Tunca Nehri'nin yanından geçen toprak yolda çatlaklar oluştu. Zamanla büyüyen çatlaklar nedeniyle yolda yaklaşık 2 metreyi bulan göçükler meydana geldi. Oluşan çatlaklar ve göçükler nedeniyle bölgeye giden toprak yol ulaşıma kapatıldı. Jeoloji Yüksek Mühendisi Osman Candeğer, çatlakların nehrin yamaçları besleyememesinden kaynaklandığını belirterek, "Tunca Nehri'nin renginden de belli olduğu üzere üstündeki yeşilliklerden görünüyor, artık bataklık halini almış. Tunca Nehri'nde her sene olduğu gibi bu sene de gene kuraklıklar nedeniyle su çok azalmıştır. Buraya da bir düzen vermedikleri için çöplük haline dönmüş. Ama asıl sorun bu durgun suda yamaçlardaki su iyice beslenemediği için yamaçlar kurumuş, kuruma çatlakları oluşuyor. Büyük ağaçların nehre doğru hareketiyle görüyoruz. Bu çatlaklar yağışların artmasıyla daha da fazlalaşabilir. Çünkü bu zemin tabii zemin değildir. Tunca Nehri'nin yıllarca biriktirdiği rüsubattan dolgu haline gelmiş bir zemindir. Çatlaklar şu anda tehlike arz etmiyor ama zaman içerisinde nehir kenarına yakın olan ağaçların büyük çoğunluğu da devrilecektir" diye konuştu. Candeğer, çökme ve çatlakların özelliklerini anlatarak, "Tamamen kuraklığa bağlı bu çökmeler, çünkü Tunca Nehri'nde fazla su olsa yamaçlara doğru beslenme olur, yarılmaz bunlar. Dolayısıyla kurağa bağlı olarak yarılıyor. Nehir burasını kendi kendine stabil halde tutuyordu zamanında. Ama kurudukça normal tarlalarda kuraklık çatlakları olur gibi burada da oldu. Dereye yakın olan ağaçların, yaşlı ağaçların hareketiyle oluyor. Çünkü bunlar rüzgarla hareket ediyorlar. Esniyorlar, esnedikçe de aşağı doğru suya doğru akıyor" ifadelerini kullandı. 'YOL GÜNDEN GÜNE DARALIYOR' Bölgede kahvaltı tesisi işleten Taner Şıdım, yolun günden güne çatladığını söyleyerek, "Yolun çökmesinin sebebi kuraklık, nehirde tamamen su bitme seviyesinde. Toprağı da vakum gibi içine doğru çekiyor. Yolları da görüyorsunuz, bayağı bir zarar oluştu. Bu durum yaklaşık 15 günden beri devam ediyor ve gün geçtikçe çökmeler hızlanıyor, yol günden güne daralıyor. Konuyla ilgili DSİ'ye başvurduk, gerekli işlemlerin yapılacağını söylediler. Kendi işletmemizde de su kenarındaki masalarımızı kaldırdık, geriye çektik, şimdi öyle idare ediyoruz. Müşteri kaybımız çok büyük doğal olarak. Şu anda yol kapatıldı ve bir çalışma yapılmasını bekliyoruz. Bizce burada önlem almak için nehir kenarına bir bent yapılmalı" dedi. Hakan Mudrişler ise daha önce böyle bir manzarayla karşılaşmadığını ifade ederek, "Yolun son hali gerçekten çok kötü. Araç geçişi zaten yok. Arkadaşım da burada mekan işletiyor ve çok zor bir durum. Yaya gelenler de yoldan korkarak geçiyorlar. Daha önce burada böyle bir şey yaşamamıştık, ilk defa görüyorum. Bence bu yarıklar, kuraklık nedeniyle oluştu. Nehirde su çekildikçe, toprağı da nehre doğru çekiyor" diye konuştu

ERKİN; “EDİRNE’NİN ŞEHİR PLANLAMASI YANLIŞ” Haber

ERKİN; “EDİRNE’NİN ŞEHİR PLANLAMASI YANLIŞ”

Devlet Su İşleri 11. Bölge Müdürlüğü Müdür Yardımcılığı görevinden emekli Makine Yüksek Mühendisi Hüseyin Erkin, Edirne’de yerleşim yerinin Tunca Nehri’nin iki yakasında kuzeye doğru gelişmesi gereken şehir, batı istikametinde bağcılık yapılan bu toprakları kapsayacak şekilde yanlış bir şehir planlaması yapıldığını söyledi. Yanlışın düzeltilmesi gerektiğinin altını çizen Erkin “Dünyanın bütün şehirlerinde akarsular şehir merkezlerinden akmaktadır” ifadelerine yer verdi. “EDİRNE, TUNCA NEHRİ’NİN İKİ YAKASINA KURULMALI” Edirne’nin şehir planlamasının yanlış olduğuna değinen Erkin “Dünyada Edirne kadar varlıklı olan şehir yok denilecek kadar az belki de hiç yok. Sadece Türkiye’yi kastetmiyorum. Edirne’nin nimetlerinin birçok şehre nasip olmadığını görüyorum. Bu anlamda bu nimetleri görerek, güzel projelerle sergileyerek, yaşayanlara katma değere döndürme ve gelecek nesle iyi bir miras bırakacak anlamda kullanılamadığı görünüyor. Şehrin imar durumunun şekillenmesi bunların başında gelenlerden bir tanesi. Edirne bilindiği gibi Osmanlıya 92 yıl başkentlik yaparak Osmanlının ilk büyüme potansiyelinin Avrupa’ya açılma potansiyelinin kapısı olarak kurulmuş kadim bir şehir konumundadır. Ama ne yazık ki Edirne geçmişinde gerek 2. Dünya Savaşı dönemi, gerek sınır kent anlayışı dolayısıyla bu nimetlerini kullanabilecek imkanı yakalayamamıştır. Gerek yerel yönetim gerekse merkezi yönetim anlayışı itibari ile siyaseten de çok fazla öne çıkamamış bir şehrimiz maalesef. Ancak şehrin geçmiş yerleşimi bakıldığında, 3 nehrin birleşerek düğüm noktası olmuş olan bir vadide bir deltada konuşlanmış olan Edirne şehri, ne yazık ki son 25-30 yıldan bu yana bana göre yanlış bir şehir planlaması düşüncesiyle şuandaki günümüzde yaşadığımız şehircilik problemlerinin yaşanmasına kaynak oluşturmuştur. Dünyanın her yerinde belde şehir ve birçok ilçe merkezinde akarsular etrafında konuşlandığını görüyoruz. Ama ne yazık ki Edirne Tunca Nehri’nin iki yakasında geçmişte konuşlanmış ve Osmanlı bu dönemi çok iyi değerlendirmiştir. Ama son 25-30 yıldan bu yana Edirne, Tunca Nehri’nin iki yakasındaki konuşlanmayı terk ederek, doğuya doğru genişleyerek büyümeye devam ediyor” dedi. “OSMANLI DÖNEMİNDE EDİRNE İSTANBUL’U BESLİYORDU” İmar planının Tunca Nehri’nin iki yakasına doğru olması gerektiğine değinen Erkin “Edirne’nin yeni yerleşim bölgesi dediğimiz bölgede geçmişe baktığımız zaman Edirne’nin başta bağcılık olmak üzere bununla ilgili ‘Edirne’nin Ardı Bayler’ türküsü yakılmıştır bu konu ile ilgili. Üniversitenin Güllapoğlu Yerleşkesi’nin olduğu bölümdeki derenin adı da gül yetiştiriciliğinden kaynaklanmaktadır. Bu derenin adı Güllapoğlu Deresi’dir. Geçmişte Osmanlı döneminde İstanbul’u besleyen şehirlerden birisi Edirne’dir. Özellikle gül şurubu, gül çeşitlerinin yapıldığı ana merkez Edirne’dir. Üzümle ilgili bağcılıkla ilgili ürünlerin yapılış merkezi de yine Edirne’dir. Bu söylediğim Edirne’nin yeni yerleşim yerinde olan bu tarım arazilerinde bu söylediğim bitkilerin yetiştirildiği anlatmak istiyorum. Şehir mutlaka Tunca Nehri’nin iki yakasına doğru, kuzeye doğru genişlemesi gerekirken bu maalesef yapılamayıp, yanlış bir şehir yerleşim planlaması yapılarak günümüz şartlarında yeni yerleşim bölgesindeki gerek yol güzergahlarının belirlenmesi gerek altyapı diğer birçok sıkıntıyı şehir maalesef yaşıyor. Onun için zararın neresinden dönersek kardır anlayışıyla kendi kanaatimle bu yapılan şehirleşme yeniden Tunca Nehri’nin iki yakasında olacak şekilde özellikle Yıldırım, Yeniimaret, gibi yerleşim alanlarımızda yeni bir kentsel yapılaşma, Edirne’nin mimarisine ve dokusuna uygun bir şekilde kuzeye doğru Tunca’nın iki yakasına doğru yeni bir imar planlanması yapılmasında fayda var” ifadelerine yer verdi. “BELEDİYECİLİK YÖNÜNDEN AVANTAJLI” Şehrin Tunca Nehri’nin iki yakasına kurulmasının faydalarına değinen Erkin şöyle konuştu: “Şehir Plancılığı açısından çok avantajlı. Tunca Nehri gerek klimatolojik yani ekolojik anlamda sürekli bir hava akımının oluştuğu yani, bu bölge Meriç Nehri ile bağlanarak, Meriç Vadisini oluşturduğu, Saroz’a kadar çok önemli bir vadidir. Buradaki rüzgar akımından tutun klimatolojik olaylar doğal olarak kendiliğinden şekillenir ve daha serin olduğunu hissedersiniz. Vadi şeklinde olan yerleşim birimlerinde konutlardaki kanalizasyon suyunun akışı, bir takım belediyecilik hizmetleri yönünden avantajları var.” “İYİ BİR PLANLAMA YAPILMASI GEREKİYORDU” Tunca ve Meriç Nehirlerinin birçok yerde şehirlerin içerisinden aktığına değinen Erkin “Tunca Nehri’nin iki yakasını yukarıya doğru gittiğinizde kamu arazileri çok fazlaydı. Yaklaşık 10 bin dekarlık bir kısmı ceza evlerinde. Bunlara iyi bir planlama yapılsaydı çok daha iyi bir şekilde yerleşim yerlerine kalacak yerlerdir. Bu dünyanın her yerinde böyledir. Bulgaristan’ın Svilengrad kentinin içerisinden Meriç Nehri akıyor, Filibe’nin ortasından Meriç Nehri akıyor. Tuna Nehri 18-19 büyük şehrin içerisinden geçiyor. Yan kolları hariç. Bizim de bu anlamda Edirne’yi şekillendirmemiz gerekir. Yerel seçimler geliyor bu anlamda kafa yorularak bunun tartışılması kanaatindeyim” diye konuştu. MERT ERİŞKİN

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.