Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Tükoder

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Tükoder haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Tükoder haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Parlar’dan Yurt Dışı Çıkış Harcı Tepkisi: Haber

Parlar’dan Yurt Dışı Çıkış Harcı Tepkisi: "Bu Harç Değil Resmen Haraç"

Tüketici Koruma Derneği (TÜKODER) Edirne Şube Başkanı Tarık Kenan Parlar, yurt dışına çıkan vatandaşlardan alınan yurt dışı çıkış harç fiyatının 150 TL’den 500TL’ye arttırılması hakkında açıklamalarda bulundu. Vatandaşların pasaport çıkartırken yüksek bedeller ödediğini hatırlatan Parlar, “. Yani Devlet diyor ki, madem yurt dışına çıkacak kadar paran var, bana da ver. Saçmalık. Yurt dışına çıkıyor diye vatandaşından harç alan 2 ülke daha var. İran ve Filipinler. Bu ülkelerle aynı ligdeyiz yani” dedi. “TÜRKİYE’DE PASAPORT SAHİBİ NÜFUS ORANI YÜZDE 8 CİVARINDA” Parlar, “Son günlerde kamuoyunda tartışılması gereken, vatandaşın içine çekildiği geçim sıkıntısı, maaş zamları olması gerekirken, oluşturulan suni gündem ile tartışılan konu yurt dışı çıkış harcı zammı. Türkiye’de pasaport sahibi olanların nüfusa oranı yüzde 8 civarında, bunun yarısı da hac için kullanıyor zaten. TÜFE'deki değişim 2024 yılı Haziran ayında bir önceki aya göre yüzde 1,64, bir önceki yılın aralık ayına göre yüzde 24,73, bir önceki yılın aynı ayına göre yüzde 71,60 ve 12 aylık ortalamalara göre yüzde 65,07 olarak gerçekleşti. Yüzde 233 artış neye göre, hangi kriterlere göre belirlendi. Madem zam yapılacak, hani TÜİK değerleri” ifadelerine yer verdi. “İRAN VE FİLİPİNLER’LE AYNI LİGDEYİZ” Yurtdışına çıkış harcını 2 ülkenin daha aldığına değinen Parlar, “Maaşlara zam yaparken TÜİK verileri esas alınıyor da bu zam oranı neye göre belirlendi.  Ayrıca her yıl yeniden değerleme oranı (YDO) oranında artacak. 2024 yılında yeniden değerleme oranı yüzde 58 olarak belirlenmişti. Aslında böyle bir harç alınması anayasanın seyahat özgürlüğü ilkesine aykırı. Ayrıca vatandaş pasaport çıkartırken defter parası, pasaport harcı, vize ücreti olarak zaten epey yüksek bedel ödüyor üstüne çıkış harcı. Bu harç değil, resmen haraç. Yani Devlet diyor ki, madem yurt dışına çıkacak kadar paran var, bana da ver. Saçmalık. Yurt dışına çıkıyor diye vatandaşından harç alan 2 ülke daha var. İran ve Filipinler. Bu ülkelerle aynı ligdeyiz yani. Avrupa bizi kıskanıyor naraları atanlara bunları sorsak ne derler acaba?” diye konuştu. MERT ERİŞKİN

Parlar’dan erken rezervasyon uyarısı Haber

Parlar’dan erken rezervasyon uyarısı

Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Edirne Şube Başkanı Tarık Kenan Parlar, yaz mevsiminin yaklaşması ile birlikte tatil için erken rezervasyon tercih eden vatandaşlar için uyarı yaptı. Parlar, vatandaşların erken rezervasyonlarda mağduriyet yaşamamaları için önerilerde bulunurken; özellikle ‘www.tursab.org.tr’ ve ‘www.kulturturizm.gov.tr’ internet adreslerinden sorgulama yapmalarını tavsiye etti. “TATİL HAYALLERİNİZ SUYA DÜŞMESİN” Vatandaşları, tatil hayallerinin suya düşmemesi için haklarını öğrenmeye davet eden Parlar; “Yaz aylarının yaklaşması ve tatil programları nedeniyle ekonomik olmasından dolayı tüketiciler erken rezervasyonları tercih etmektedir. Erken rezervasyonları amaçlayan seyahat acenteleri, oteller, tatil köyleri, tüketicilere ulaşabilmek için bazı reklam ve tanıtım faaliyetlerine başlamışlardır. Her yıl olduğu gibi bu yıl da dolandırıcılar boş durmayarak, tüketicilerin bu beklentileri üzerinden haksız kazanç elde etmek ve dolandırmak için birçok yola başvuracak, başvurmaktadır” ifadelerini kullandı. “GELEN LİNKLER TIKLANMAMALI” Tüketicilerin erken rezervasyonlarda mağduriyet yaşamamaları, dolandırılmamaları için dikkat etmesi gereken hususları açıklayan Parlar; “Özellikle erken rezervasyonlar için tanınmış turizm tesislerinin logo ve isimleri veya çeşitli otel isimlerinin yazılı olduğu ve görsellerin kullanıldığı sosyal medya hesapları üzerinden rezervasyon yaptırılmaması gerekir. E-posta veya kısa mesaj yolu ile gelen linkler tıklanmamalı ve dikkate alınmamalıdır. Bu linklerin büyük bir çoğunluğu dolandırıcı veya tanıtım yazıları reklamları gerçeği yansıtmamaktadır. Geçmiş yıllarda bu yolla birçok tüketici mağdur olmuş veya dolandırılmıştır. Bu yolla kredi kartı ile ödeme yapılır ise kredi kartı bilgilerinizde dolandırıcıların eline geçmiş olabilir” dedi. “GEREKLİ ARAŞTIRMALAR MUTLAKA YAPILMALI” Parlar, tüketicileri sorgulama yapabilecekleri internet sitelerine yönlendirirken; “Tatil kararı verildikten sonra oteller aranarak yapılacak rezervasyonlarda, otel ile ilgili gerekli araştırmalar mutlaka yapılmalı, turizm tesisinin belgeli olup olmadığı, otelin yıldız sayısı, kamu kurum ve kuruluşlar nezdinde kayıtlı olup olmadığı otel hakkında şikâyetlerin olup olmadığı sorgulanmalıdır. Erken rezervasyonda seyahat acenteleri kullanılmak isteniyor ise onlar içinde bu sorgulamalar yapılmalıdır. Tüketiciler bu sorgulamaları ‘www.tursab.org.tr’ ve ‘www.kulturturizm.gov.tr’ adreslerinden yapılabilirler” sözlerine yer verdi. “MUTLAKA SÖZLEŞME YAPILMALI” Erken rezervasyonlarda sözleşme yapmanın önemine dikkat çeken Parlar; “Normal yolla turizm seyahat acenteleri veya turizm tesisleri ile yapılacak erken rezervasyonlarda mutlaka sözleşme yapılmalı ve sözleşmelerin bir sureti talep edilmelidir. Bu sözleşmeler internet üzerinden yapıldığı takdirde e-posta yolu ile sözleşmeler istenmelidir. Mesafeli yolla imzalanan sözleşme öncesi bilgilendirme formları dikkatlice okunmalıdır. Seyahat acentesinin veya turizm tesisin internet sitelerinde yazılı adres, unvan ve iletişim bilgileri Elektronik Ticaret Bilgi Sistemi’ne (ETBİS) kayıtlı olup olmadığı kontrol edilmelidir. Sosyal medya üzerinden satın alma tercih edilmemeli, acente veya turizm tesisinin kendi web sayfaları tercih edilmelidir” dedi. “TÜKETİCİ İNDİRİM TALEP EDEBİLİR” Tüketicinin hizmetlerde eksiklikler ile karşılaşması halinde indirim talep edebileceğini söyleyen Parlar; “Erken rezervasyonlar yüz yüze veya internet üzerinden yapılsın mutlaka ön bilgilendirme ve alınacak hizmetlere dair broşür var ise broşürlerin alınması önemlidir. Seyahat acenteleri veya oteller tarafından broşür veya sözleşmelerde verilecek hizmetlerden eksik hizmet verilir veya hizmetlerden birkaçı hiç verilmez ise tüketicinin eksik hizmetler nedeniyle indirim talep etme hakkı kullanıp indirim ya da bu hizmetlere isabet eden tutarları talep edebilir. Örneğin; tüm belgelerde otel bilgileri beş yıldız yazdığı halde dört yıldızlı bir otelde konaklama yapılıyor ise ya da otelde yıldız beş olup resmi kuruluşlarda yıldız sayısı eksik görünüyor ise ödenen bedelden tüketici indirim talep edebilir” ifadelerine yer verdi. “SÖZLEŞMEYİ İYİ OKUMALILAR” Parlar, sözleşme fesih hakkına da dikkat çekerek; “Özellikle seyahat acenteleri ile yapılan sözleşmelerde mücbir sebep olmaksızın cezai şart ödemeden turun başlama tarihinden itibaren 30 gün öncesi sözleşmeyi fesih hakkı mevcuttur. Tur şirketleri var ise resmi ödemeleri düşerek geri kalan tutarı tüketiciye ödemek zorundadır. Sözleşme fesih bildirimi mutlaka kalıcı veri ortamında veya taahhütlü posta yolu ile bildirilmelidir. Fesih bildirimi paket turun başlamasına 30 günden daha az bir süre kala yapılması halinde, paket tur sözleşmesinde belirtilmek şartıyla, acente belirli bir tutar veya oranda kesinti yapabilir. Bu nedenle vatandaşlarımız bir sözleşme imzalamalı ve bu sözleşmeyi iyi okumalıdır” dedi. “TÜKETİCİ HAKEM HEYETLERİNE BAŞVURABİLİRLER” Yaşanan sorunların çözülmemesi halinde tüketicilerin yapabileceklerini açıklayan Parlar; “Erken rezervasyonlarda yaşanan sorunlarda çözüm sağlanamamış ise tüketiciler, Kaymakamlıklarda veya İl Ticaret Müdürlüklerinde bulunan Tüketici Hakem Heyetlerine başvurabilirler. Başvurular, bizzat yapılabileceği gibi e-Devlet üzerinden de yapılabilmektedir. Ancak e-Devlet üzerinden yapılan başvuruda mutlaka tüm belgeler sisteme yüklenmelidir. Eksik belge sorunu yaşanmaması için bizzat başvuru yapmak veya eksik belge kontrolünün Tüketici Hakem Heyetlerinden takip etmek tüketicinin mağduriyet yaşamamasını sağlayacaktır” sözlerine yer verdi. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Parlar’dan güvence bedeli tepkisi Haber

Parlar’dan güvence bedeli tepkisi

Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu’nun (EPDK) Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan elektrik faturası desteği alan vatandaşlardan elektrik abone sürecinde güvence bedeli alınmayacağını duyurdu. Konu hakkında açıklama yapan Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Edirne Şube Başkanı Tarık Kenan Parlar, açıklamaya tepki gösterdi. “SUNİ TENEFÜS GİBİ NEFES ALDIRIR” Parlar, “Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan elektrik faturası desteği alan vatandaşlardan elektrik aboneliği sürecinde güvence bedeli alınmayacağını duyurdu. Kimler bu yardımlara müstahak diye baktığımızda, yararlanma kriterleri; MADDE 5 –(1) Elektrik tüketim desteği tahakkuk ettirilecek kişilerin destek programından faydalanabilmesi için; a)Türk vatandaşı olmak, b) SYD vakıflarınca 3294 sayılı Sosyal Yardımlaşma ve Dayanışmayı Teşvik Kanunu ile 2022 sayılı 65 Yaşını Doldurmuş Muhtaç, Güçsüz ve Kimsesiz Türk Vatandaşlarına Aylık Bağlanması Hakkında Kanun kapsamında aylık veya düzenli sosyal yardım almaya ilişkin verilmiş hak sahipliği kararı devam eden hanelerde bulunmak, c) Ödenecek faturanın serbest olmayan tüketici ya da son kaynak tedariki kapsamındaki mesken abone grubuna ait olmak, kriterlerini birlikte sağlaması gerekir. Bu karar kapsamında EPDK’den yapılan yazılı açıklamaya göre, ‘Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’ndan elektrik faturası desteği alan 3 milyon 721 bin hak sahibi, taşınma söz konusu olsun ya da olmasın elektrik aboneliği sürecinde güvence bedeli ödemeyecek.’ Bu karar bir anlamda yardıma gerçekten muhtaç ailelere az da olsa, suni teneffüs gibi nefes aldırsa da bana göre bu karar eşitlik ilkesine aykırıdır” ifadelerine yer verdi. “HALKIN GERİ KALANI İÇİN HAK KAYBI OLMAZ MI?” Alınan kararın bütün herkesi etkilemesi gerektiğini savunan Parlar, “Bu ülkede ücretli çalışan işçi, memur ve emekli maaşı ile geçinmeye çalışan insanlarımız var. Ayrıca tek geçim kaynağı tarım olan insanlarımız da var ve yılda bir kez elde ettiği gelir ile bütün bir yıl geçinmeye çalışan çiftçilerimiz de var. Bu ülkenin nüfusu 84 milyon diye açıklayıp, bu nüfusun içinden sadece 3 milyon 721 bin kişinin yaralanacağı bir karar alınması halkın geri kalanı için hak kaybı doğurmaz mı? Ayrıca Elektrik işletmeleri de özelleştirildiği için, devlet eliyle bu şirketlere bu ücretleri almayacaksın demek şirketlerin gelir kaybına yol açacaktır. Bu gelir kaybı şirketler için nasıl telafi edilecektir? Ülkeyi yöneten iktidar madem böyle bir karar alarak güvence bedeli alınmamasına karar verebiliyor, o zaman halkın geri kalanı için de aynı kararın alınıp uygulanması gerekmez mi?” diye konuştu. MERT ERİŞKİN

Parlar; “Tüketici tükendi, yok oldu” Haber

Parlar; “Tüketici tükendi, yok oldu”

Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Edirne Şube Başkanı Tarık Kenan Parlar, 15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü ile ilgili açıklama yaptı. Parlar, tüketicinin yok olduğunu söyleyerek; “Bugün sizlere tüketicilerin yaşam kalitesinin yükseldiğini, evrensel tüketici haklarının ülkemizde karşılık bulduğunu, hak ihlallerinin yapılmadığını, tüketicinin yeterli sağlıklı gıdaya ulaşabildiğini, barınma sorunu yaşanmadığını, depremin kader olmadığını çürük binaların yapılmadığını yoksulluk ve açlık diye bir sorun yaşamadığımızı, doğayı çevreyi yeşili koruduğumuzu, anlatmak isterdik. Ama anlatamıyoruz, çünkü tüketicinin sadece ismi kaldı. Kendisi; enkaz altında kaldı, göçük altında kaldı, sorumlusu olmadığı ekonomik krizin altında kaldı. Kısacası derin yoksullukla yaşam mücadelesi veren tüketici tükendi, yok oldu” ifadelerini kullandı. “KRİZ HER GEÇEN GÜN BÜYÜMEKTEDİR” Tüketicinin sorunları ile baş başa kaldığını belirten Parlar; “Yüzyılın en büyük felaketlerini yaşayarak açlık ve yoksulluk içinde yaşam mücadelesi veren tüketici, verilen tüm vaatlere rağmen unutuldu ve sorunları ile baş başa kaldı. Her zaman olduğu gibi bilimin yerine rantın öne çıktığı ülkemizde depremin adı ölüm olmuştur. Liyakatsizliğin, denetimsizliğin adı da kader olmuştur. Tüketiciler sağlıklı güvenilir ekonomik gıdaya ulaşım sorunu yaşamaktadır. Bu kriz her geçen gün büyümektedir. Merdiven altı gıda üretimleri, taklit ve tağşiş ürün satışları çoğalmış olup tüketicinin sağlığı ciddi tehlike altında kalmaktadır. Tarım ve Orman Bakanlığı gerekli denetimleri yapmamakta/yapamamakta yaptıklarının sonuçlarını da kamuoyu ile paylaşmamaktadır” dedi. “TÜKETİCİ TÜKETEMEDEN TÜKENDİ” Parlar, Türk-İş’i açlık ve yoksulluk sınırına dikkat çekerek; “Türk-İş Şubat ayı açıklamalarına göre; açlık sınırı 16.257 TL. Yoksulluk sınırı 52,955 TL. Yaşanan her türlü krizin faturasının tüketiciye ödetilmesi artık alışkanlık haline gelmiştir. Marketlerde her gün etiket değişmekte, çarşı pazarda tezgâhların yanından geçilememektedir. Zamlar geldikçe ÖTV ve KDV artmakta olup tüketicinin tüketimden kaynaklı yükü artmaya ve tüketici yolunacak kaz görülmeye devam edilmektedir. Tüketici tüketemeden tükendi” sözlerine yer verdi. “BARINMA HAKKIMIZ YOK OLMUŞ” Barınma hakkının yok olduğunu söyleyen Parlar; “Türkiye dışındaki ülkelerde bulunan tüketici örgütleri,  tüketiciler için dijital çağda tüketici sorunları ile yapay zekânın tüketici üzerinde yaratacağı olumsuz sorunlara çözüm politikaları üreterek farkındalık oluşturma çalışmaları yaparken; Türkiye’deki tüketici örgütü olarak bizler, evrensel hakkımız olan temel ihtiyaçlarımızın karşılanma hakkımızın karşılığını bulması için yetkilileri harekete geçirmek, kamuoyu yaratmak için zamlar, açlık ve yoksulluk ile mücadele çağrısı yapmak zorunda kalıyoruz. Barınma hakkımız yok olmuş, sağlıklı güvenilir konutlara ulaşamıyoruz. Başımızı sokacak ev kiraları asgari ücret tutarı kadar olmuş, bir aile kalabilecek konutlarda ikişer üçer aile kalmaya başlamıştır. Yaklaşan deprem nedeniyle kentsel dönüşüm projeleri rantsal dönüşüm projelerine dönüşmüş, tüketiciler yerleşik yerlerinden uzaklaştırılarak, merkezi yerlerdeki kentsel dönüşüm rezerv alan düzenlemesi ile rantçıların önündeki uzayan mahkeme süreçlerinin önü kesilmeye çalışılmaktadır” dedi. “GÜNÜMÜZÜ KUTLAYAMIYORUZ” Evrensel hakların karşılığının olmaması nedeniyle 15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü’nü kutlayamadıklarını söyleyen Parlar; “Her yıl olduğu gibi 2024 yılında da zamlar, yoksulluk ve açlıkla mücadele ettiğimiz için, barınma, sağlıklı ekonomik gıdaya ulaşım, sağlıklı çevrede, güvenilir konutlarda yaşam hakkımızı sağlayamadığımız için kısacası evrensel haklarımızın karşılığı olmadığı için 15 Mart Dünya Tüketici Hakları Günü’nü kutlayamıyoruz. Bilinmelidir ki biz tüketici örgütleri olarak bir yandan bu mücadelemizi sürdürürken, diğer yandan da dijital çağda sınır ötesi uygulamalardan kaynaklı yaşanan/yaşanacak olan tüketici sorunları ile de gerek ulusal gerekse uluslararası mücadelemizi sürdüreceğiz. Çözüm önerilerimizin yasal düzenlemelere girmesi için örgütlülüğümüzü ve lobi çalışmalarımızı arttırmaya devam edeceğiz” ifadelerine yer verdi. TÜKODER’İN TALEPLERİNİ AÇIKLADI Yöneticilere TÜKODER’in taleplerini sıralayan Parlar; “Her yıl olduğu gibi bugün, buradan bizi yönetenlerden taleplerimizi tekrarlıyoruz. Artık bizde 15 Martlarda dünyadaki tüketici örgütleri gibi dijital çağda tüketici sorunları konusunda farkındalık oluşturacak çalışmalar yapmak, yapay zekânın tüketicilere etkilerini tartışmak istiyoruz. Bu nedenle ülkenin gündeminden yoksulluk ve açlık sorununu çıkarın, barınma sorununu çözün. Elektrik doğalgaz vb. gibi bazı hizmetlerin kamusal hizmet olarak verilmesini sağlayın. Yıllardır ülkeye hizmet vermiş emeklilerin, asgari ücretlilerin, kısacası yoksulluk ile mücadele eden vatandaşlarımızın alım gücünü arttıracak yaşam kalitesini yükseltecek ücret/maaş güncellemelerini acilen yapın. Tüketici yanlısı politikalar oluşturun, tüketicilerin örgütlenmesini engellemeyin,  tüketicilerin temsil hakkını kullandırın. Şehirlerin, ormanların, koruların, dağların, ovaların, meraların, yaylaların talanına son verin. Betonlaştırmadan vazgeçin. Suyumuzu özgür bırakın, suyumuzu zehirlemeyin. Tarım arazilerine göz dikerek ranta kurban etmeyin. Küresel şirketleri, doların yeşilini değil, halkı düşünün. Çevreyi, halk sağlığını zehirleyen maden ocaklarını kapatın. Depreme karşı can kaybını asgariye indirecek, tedbirleri derhal alın, bu konuda bilimin sesine kulak verin ve meslek odaları ile işbirliğini geliştirin. Tüketicinin can ve mal güvenliği ile güvenli konutlarda barınmasını sağlayın. Ayıplı bina üretenlerden tüketicinin maddi kaybının karşılanmasını sağlayın. Kusurları nedeniyle can ve mal kaybının artmasına neden olanlardan hukuk önünde gerekli hesap sorulsun. Yaşanan konut krizinin kaldırılması için yabancılara konut satışını durdurun. TÜKODER olarak diyoruz ki; tüketicilerin temel gereksinimlerinin karşılanması için iş istihdamı yaratmak, eğitim, sağlık ve adalet hizmetlerini ücretsiz hale getirmek, herkese sosyal güvence sağlamak yerine her tür hizmeti paraya bağlayan ve halkımızı dilenciliğe alıştıran anlayışa, evrensel haklarımızın Türkiye’de karşılığını bulması, zamlara, yoksulluğa, açlığa, hak ihlallerine karşı TÜKODER olarak örgütlü gücümüz ile tüketicilerle birlikte yolumuza ve mücadelemize devam edeceğiz” sözlerine yer verdi. HABER MERKEZİ

Parlar; “Krizi daha da derinleştirir” Haber

Parlar; “Krizi daha da derinleştirir”

Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Edirne Şube Başkanı Tarık Kenan Parlar, Hazine ve Maliye Bakanlığı koordinesinde ilgili bakanlıklar, kurum ve kuruluşlarının katılımıyla yürütülen kredi kartlarıyla ilgili düzenleme çalışmaları hakkında açıklama yaptı. Düzenleme çalışmalarında kredi kartlarında taksit sınırlandırılması olacağına dair iddialarla hakkında konuşan Parlar, insanların hayatlarını kredi kartı ile sürdürmeye çalıştıklarını belirtti. Parlar, aylık harcamalarını kredi kartı üzerinden yapan insanların, taksit sınırlamasının gerçekleşmesi halinde zor durumda kalacağını söyledi. “İNSANLAR KREDİ KARTI İLE ÇARKINI DÖNDÜRÜYOR” İnsanların kredi kartı ile geçinmeye çalıştıklarını belirten Parlar; “Herkes artık kredi kartı ile geçiniyor. Son 2 yılda kredi kartı harcamaları 5 katına ulaştı. Memur, işçi, emekli olursa olsun aldığı maaşı karta yatırıyor ve karttan harcama yapıyor. Kim olursa olsun borçlanıyor. Bazılarında ise birkaç tane kredi kartı var, birinden çekip diğerine yatırıyor. Ekmeği bile kredi kartı ile alan insanlar görüyoruz. Bu olanlar varlıktan değil, yokluktan dolayıdır. Birçok insanın kart bakiyesi, gelirinden fazladır. İnsanlar kredi kartı çarkını döndürüyor. Bu olanak ellerinden alındığında daha da zorlanacaklar” ifadelerini kullandı. “BÜYÜK ÇOĞUNLUK ZOR DURUMDA KALIR” Parlar, aylık harcamalarını kredi kartı ile gerçekleştiren insanların olduğunu söyleyerek; “Bunların büyük çoğunluğunu zor durumda kalır. Yakıtını, ekmeğini, gıdasını kartla ödüyor. Taksiler bile artık pos cihazı gezdiriyor. Çünkü nakit yok, her şey kartla ödeniyor. İnsanlar eline geçen geliri karta yatırıyor. İnsanlar kartı kaynak olarak kullanıyor ama kriz zaten derin ve böyle bir karar çıkarsa krizi daha çok derinleştirir. İnsanlara ‘Kartla harcama yapma’ diyorlar ama bu insanlar ne yapacak? İnsanlar aslında kart üzerinden harcamalarla hayatlarını sürdürmeye çalışıyorlar. Ama insanların elinden o seçenek de alınırsa krizi derinleştirir” sözlerine yer verdi. UĞUR AKAGÜNDÜZ

“Mazot üreticiye rafineri fiyatından verilmeli” Haber

“Mazot üreticiye rafineri fiyatından verilmeli”

Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Edirne Şube Başkanı Tarık Kenan Parlar, akaryakıta gelen zamlar hakkında konuştu. Parlar, akaryakıta gelen zamlar nedeniyle üreticinin üretmeyi bırakacağını söyledi. Üretimin desteklenmesi için mazotun üreticiye rafineri fiyatından verilmesi gerektiğini aktaran Parlar, “Tarım desteklenmediği sürece bizler açlığa mahkumuz” dedi. Parlar, “Gerçekleştirilen akaryakıt zamları üretimi baltalıyor. Mazot fiyatı 46 TL’ye dayandı. Daha öncesinde 1973 yılında buğday fiyatlarının artışında bir kilo buğday ile bir litre mazot alabiliyorduk. Bugün ise 4 buçuk kilo buğday ile bir litre mazot alacağız. Ürettiğimiz de para yapmıyor. Şu anda tarım sürdürülebilir değil. Döviz yükseliyor diye akaryakıta zam yapıyorlar ama döviz düştüğü zaman indirim yapılmıyor. 10 kuruş indirim yapılıyor, arkasından 2.5 TL akaryakıta zam geliyor. Böyle bir dünya yok. Artık üretici mazota gelen zamlar nedeniyle üretmemeyi tercih etmeye başladı. Önümüzde ayçiçeği ekimi var ama bütün çiftçiler nasıl ekeceğim diye kara kara düşünüyor. Mazotun üreticiye rafineri fiyatından verilmesi gerekiyor. Tarım desteklenmediği sürece bizler açlığa mahkumuz. Dört tekerleğin üzerinde giden her şey daha pahalıya taşınacak. Daha pahalıya taşınıyor olması da ürünleri daha pahalıya yiyeceğimiz anlamına geliyor. Bu zamlar çarşı-pazar enflasyonunu yükseltiyor. Hem enflasyon düşsün diye uğraşıyorlar hem de fiyatları yükseltecek olan temel olan birimi sürekli yükseltiyorsun” ifadelerine yer verdi. MERT ERİŞKİN

“Maaşlarımız insanca yaşayabileceğimiz seviyeye yükseltilmeli” Haber

“Maaşlarımız insanca yaşayabileceğimiz seviyeye yükseltilmeli”

Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Edirne Şube Başkanı Tarık Kenan Parlar, en düşük emekli maaşının 10 bin TL olarak açıklanmasının ardından TÜKODER Genel Merkezi’nin 81 ilde düzenlediği basın açıklamasına katıldı. Parlar, basın açıklamasında, emeklilerin sadaka değil, insanca yaşam için hakları olanı istediğini belirterek; “Evrensel tüketici haklarımızdan biri, hayatın devamını sağlamaya yetecek kadar gıda tüketme, giyinme, barınma, eğitim, sağlık hizmetlerinden yararlanabilme gibi unsurları içinde barındıran temel ihtiyaçlara ulaşım hakkıdır. Anayasa ile teminat altına alınan sosyal devlet ilkesinin gereği devlet, tüm vatandaşlarını, yaşamlarının sonuna kadar asgari bir refah düzeyinde tutmak için Sosyal Güvenlik Sistemi’ni kurmuştur. Emeklilik, devlete ödeme yapılarak kazanılmış yasal bir haktır. Bu nedenle devlet bütçe yaparken, harcamalarını plânlarken bunu dikkate alarak emeklilerin temel ihtiyaçlarını karşılayabilecek, insanca yaşayabileceği emeklilik maaşını ve yıllık zam oranlarını belirlemelidir” ifadelerini kullandı. “EŞİTLİK İLKESİNE AYKIRI” Emeklilerin zam açıklaması ile açlıkla baş başa bırakıldığını söyleyen Parlar; “Üstelik ne hikmetse, bu maaş artışları müjde gibi açıklanırken, bir de aklımızla alay edercesine emekliler yılı ilan edilmiştir. Açlık sınırının altında bir ücretle yaşamaya, sefalete mahkûm edilen milyonlarca emekliyi hayal kırıklığına uğrattıkları ve resmi enflasyonun da altında maaş zammı yaptıkları yetmezmiş gibi emekliler arasında SSK, Bağkur ve Emekli Sandığı ayrımını da keskinleştirmiş oldular. Farklılıkların Temmuz ayında eşitleneceğini söyleyerek, devletin vatandaşları arasında uygulaması gereken eşitlik ilkesine aykırı davrandıklarını açıkça itiraf etmektedirler. Seçim öncesi olan adaletsizliğin seçim sonrası düzeltileceği vaadi ne kadar inandırıcı olabilir?” dedi. “EMEKLİ KİMSEYE YÜK DEĞİLDİR” Parlar, emekliliğin bir külfet değil, yıllarca çalışılarak kazanılan bir hak olduğunu vurgularken; “Açıklanan oranlar zam değil, sefalet ücretidir. Bir kişinin yaşam maliyetinin 18 bin 796 Lira olduğu bir dönemde, en düşük emekli maaşının 10 bin Lira olması, emeklilere müjde değil; ‘Ölün, yüksünüz, külfetsiniz’ demektir. Emekli, kimseye yük değildir. Emekliler tüm vatandaşları kapsayan sosyal güvenlik sistemi içerisinde çalışmışlardır” sözlerine yer verdi. “İNSANCA YAŞAMAK İÇİN HAKKIMIZ OLANI İSTİYORUZ” Emeklilerin insanca yaşayabilecekleri emekli maaşı talep ettiğini yineleyen Parlar; “Emekliler kimsenin parasını gasp etmiyor, kimseden haraç istemiyor, kimseden sadaka da dilenmiyor; kendi çalıştıkları süre boyunca ödedikleri primlerin karşılığı olarak insanca yaşayabilecekleri emekli maaşı talep ediyor. Ranta dayalı, yanlış ekonomi politikaları sonucu ülkemiz insanları yoksulluk çıkmazında. Barınma, beslenme, geçinme zorluğu yüzünden okul kaydını yaptıramayan öğrencilerimizin sayısı had safhada. Çöplükte ekmek arayan yoksul, aç insan sayısı günden güne artıyor. Temel ihtiyaçlara ulaşılamadığında beden ve zihnin yetersiz gelişimi söz konusudur. Dolayısıyla bu mücadele, gelecek kuşakların sağlığıyla ilgili de bir mücadeledir. Bizim gibi üretici, emekçilere ‘Şu kadar cebinize koyuyorum’ diyerek açlığa mahkûm ederken birileri oligarklarla birlikte ceplerini dolduruyorlar. Biz ve bize benzer ülkelerde enflasyonun en büyük nedeni yolsuzluktur, hırsızlıktır. Yıllarca çalışıp ülke ekonomisine değer katmış biz emekli tüketiciler insanca yaşamak için hakkımız olanı istiyoruz” dedi. “TEMEL İHTİYAÇLARA ULAŞIM HAKKIMIZ İHLAL EDİLMEKTEDİR” Parlar, emeklilerin temel ihtiyaçlara ulaşım hakkının ihlal edildiğini savunarak; “Buradan sesleniyor ve uyarıyoruz; temel ihtiyaçlara ulaşım hakkımız ihlal edilmektedir. Hak ihlalini durdurun. Siyasi partiler, sivil toplum kuruluşları, meslek odaları ve sendikalar; aynı çatı altında olamasak da evrensel haklarımızın korunması alanında sahada mücadeleyi birleştirelim, büyütelim. Ya birleşip kazanacağız, ya da tek tek yok olacağız. Bugün burada direncimizi sahaya yansıtmaya çalışıyoruz, haklı taleplerimiz karşılanana kadar bu direncimizi büyütmeliyiz. Değerli tüketiciler, emekliler; tek başımıza değil; örgütlenerek güçlüyüz, örgütlenelim. Emekli olduğumuz için dövünmeyelim, övünelim. Maaşlarımız, acil ve ivedi olarak insanca yaşayabileceğimiz seviyeye yükseltilmelidir. İnsan, hakları ile insandır” ifadelerine yer verdi. HABER MERKEZİ

Parlar’dan emekli aylığı tepkisi; “Aç bile değiliz” Haber

Parlar’dan emekli aylığı tepkisi; “Aç bile değiliz”

Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Edirne Şube Başkanı Tarık Kenan Parlar, en düşük emekli aylığının 10 bin TL’ye yükseltilmesi ile SSK ve Bağ-Kur emeklilerinin aylıklarına yüzde 5'lik ilave artış ile ilgili açıklama yaptı. Batı Ekspres’e konuşan Parlar, Türkiye’deki açlık sınırına dikkat çekerek, yüzde 5’lik artış ile emeklilerin 1 kilo kıyma dahil satın alamayacağını söyledi. Açlık sınırı altında kalan emeklilerin çok kötü durumda olduğunu belirten Parlar, zammın gözden geçirilmesinin ise geçici bir çözüm olacağını ifade etti. “ORTA VADELİ PROGRAMA UYDURABİLME RAKAMLARI” Türkiye’de açlık sınırının 14 bin TL olduğuna dikkat çeken Parlar; “Şu aşamada aç bile değiliz. Daha kötü durumdayız. Bu rakamlar tamamen orta vadeli programa göre, rötuşlu rakamlar üzerinden açıklanıyor. Enflasyon, Aralık’ta yüzde 2,93 çıktı. Ülkede ekonomik anlamda iyileşen ne oldu da enflasyon düştü? O yüzden bu rakamlar sadece orta vadeli programa uydurabilme rakamlarıdır” dedi. “RAKAMLAR SAHTE AMA FAKİRLİK GERÇEK” Parlar, enflasyonun çarşı ve pazarlardaki alışverişte hissedildiğini belirterek; “Çarşıda, pazarda et olmuş 600 TL. Halk karnını doyuruyor ama artık beslenemiyor. Kirada yaşayan, şehir dışında okuyan çocuğu olan emekli çok kötü durumda. 10 bin TL yetmez çünkü açlık sınırının altında bir rakam. Artık o kadar dipteyiz ki açlık sınırı altında bir rakam açıklanmasına rağmen olumlu bir olaymış gibi gösteriliyor. 10 bin TL’nin yüzde 5’i 1 kilo kıyma satın alamıyor. Rakamların hepsi sahte ama fakirlik bir gerçek. Bunun somut yansıması olarak aç bile değiliz. Açlık sınırının altında bir ücretten bahsediyoruz. Bu insanlar ne yapacak?” sözlerine yer verdi. “GÖZDEN GEÇİRİLMESİNİ TALEP ETMEK GEÇİCİ ÇÖZÜMDÜR” İnsanların beslenmesi ile karnını doyurabilmesinin farklı şeyler olduğunu vurgulayan Parlar; “İnsanlar karnını doyurur ama beslenemez. Beslenmek ile karnını doyurmak ayrı şeylerdir. Beslenemezsen de sağlıksız nesiller ortaya çıkar. Emekli zammının gözden geçirilmesini talep etmek de geçici çözümdür. Bu ülkeden enflasyon belasını kaldırmazsan, güçlü bir ekonomiye dönüştürmezsen olmaz. Bizi üretim kurtarır. Ama üretici desteklenmiyor” diye konuştu. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Parlar; “Gerçek enflasyon açıklanmıyor” Haber

Parlar; “Gerçek enflasyon açıklanmıyor”

Tüketiciyi Koruma Derneği (TÜKODER) Edirne Şube Başkanı Tarık Kenan Parlar, TÜİK tarafından yüzde 64,77 olarak açıklanan enflasyonla ilgili açıklamada bulundu. Parlar, TÜİK enflasyon hesabı yaparken jant kapağı, bijon anahtarı gibi toplumda karşılığı olmayan şeylerdeki artışları baz alıyor” ifadelerine yer verdi. “KANDIRILIYORUZ” Enflasyon hakkında konuşan Parlar, “TÜİK’in açıkladığı rakamlar Orta Vadeli Program’a göre açıklanan rakamlarla aynı. Bir hedef koyuluyor ve ona göre açıklama yapılıyor. Gerçek enflasyon açıklanmıyor. TÜİK enflasyon hesabı yaparken jant kapağı, bijon anahtarı gibi toplumda karşılığı olmayan şeylerdeki artışları baz alıyor. Vatandaş temel ihtiyaç malzemelerine erişemiyor. Buna rağmen bu rakam gerçekmiş gibi açıklıyor. Açıklanan rakamlar örtülü, çarşıdaki enflasyonla uyuşmuyor. Çarşıdaki enflasyona bakılmadan açıklanan enflasyon nedeniyle kandırılıyoruz” diye konuştu. “BU ÇELİŞKİLİ DEĞİL Mİ?” Parlar, “Devlet kendi ürettiği harç, değerli kâğıt bedellerinin zam oranı neden yüzde 58 oranında? Eğer enflasyon oranında zam yaptıysa demek ki enflasyon yüzde 58, o zaman maaşlara neden yüzde 37 zam yapılıyor? Yüzde 58 yapılması gerekiyor. Eğer enflasyon yüzde 37 civarındaysa neden kendi ürettiğin ürünlere yüzde 58 oranında zam yapılıyor? Bu çelişkili değil mi?” dedi MERT ERİŞKİN

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.