Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Teknoloji

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Teknoloji haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Teknoloji haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Uzmanlardan Sosyal Medya Bağımlılığı Uyarısı Haber

Uzmanlardan Sosyal Medya Bağımlılığı Uyarısı

Sosyal medya bağımlılığı, dijital çağın en önemli sorunlarından biri olarak öne çıkıyor. Uzmanlar, bu bağımlılığın sadece teknolojiye aşırı bağlılık olmadığını, aynı zamanda bireylerin psikolojik ve sosyal hayatlarında ciddi bozulmalara yol açtığını belirtiyor. Dijital platformlara sürekli bağlı kalma isteği, kaygı, depresyon ve dikkat dağınıklığı gibi ruhsal sorunlara neden olabiliyor. Özellikle gençler arasında yaygın olan sosyal medya bağımlılığı, kişisel ilişkilerin zayıflamasına, akademik ve mesleki başarıların düşmesine, hatta fiziksel sağlığın olumsuz etkilenmesine yol açıyor. Uzmanlar, bu bağımlılığın diğer bağımlılıklardan farkı olmadığını, kontrol edilmediğinde yaşam kalitesinde ciddi düşüşlere neden olduğunu vurguladı. Gaziantep Üniversitesi (GAÜN) Ruh Sağlığı Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Gülçin Elboğa, sosyal medya bağımlılığının, diğer bağımlılıklardan farklı olmadığını ve benzer şekilde ciddi sonuçlar doğurabileceğini söyledi. Elboğa, sosyal medya bağımlılığı konusunda önemli uyarılarda bulunarak, bu tür bağımlılıkların bireylerin ruhsal ve sosyal hayatlarını olumsuz etkilediğini belirtti. Elboğa, "Sosyal medya bağımlılığı diğer bağımlılıklardan çok ayrışmıyor. Sosyal medya bağımlılığında biz bağımlı olduğu durumla ilişkili artan bir miktarda zaman ve efor harcadığını görüyoruz, diğer bağımlılıklarda olduğu gibi. Bunun dışında sosyal medyaya ulaşamadığında sıkıntı yaşaması, ruhsal çöküntü hali, kaygı, depresyon gibi bir takım psikolojik sorunların eşlik ettiği durumları görüyoruz. Sosyal medyayla kişi sürekli zihinsel bir aşırı uğraş içerisinde oluyor. Çevrim içi veya çevrim dışıyken bir sonraki yapacağı etkinliği planlama, aldığı beğenileri takip etme, alınan yorumları izleme, 'Acaba bir şeyin gerisinde kaldım mı?' gibi sürekli zihinsel aşırı uğraşın olduğunu görüyoruz. Bazen çevresinin de belki eleştirileriyle, kendinin de farkına varmasıyla sosyal medyadan bir miktar uzaklaşmak istese de artık bunun azaltılmadığını, yani başarısız bir girişimlerinin olduğunu görüyoruz. Tüm bu noktalarda kişiye dijital bağımlı diyoruz. Çünkü kişi bunun artık zararlı etkilerini görmeye başlamasına rağmen bir türlü kendisini geriye çekemiyor. Artık bu kişinin sosyal ilişkileri bozuluyor, arkadaş ilişkileri bozulmaya başlıyor, zamanında sözlerini tutamayabiliyor, ödevlerini yapamayabiliyor. Geceleri, özellikle öğrenciler, o kadar vakit geçiriyor ki, artık gece uykusuzluğu başlıyor. Bu sefer gündüz uykululuk haline dönüyor. Tüm bunlar, aile, okul, iş ve çevresel ilişkilerini ve başarısını etkilemeye başlayarak kısır bir döngüye neden oluyor" dedi. Elboğa, bağımlılıkların tedavisinde en önemli adımın önleyici tedbirler almak olduğunu ifade ederek, "Tüm bağımlılık hastalıklarında amacımız oluşmadan önlemektir. Burada da hem aileye hem okula, birinci koruma dediğimiz, bağımlılık oluşmadan sürecin farkındalığıyla ilişkili çalışmalar yapmak ve kişilere sağlıklı teknolojiyi kullanmayı öğretmek en büyük önem arz ediyor. Tüm bunlara rağmen bir bağımlılık söz konusuysa, zaten incinebilir olan aile ilişkileri çok da hırpalamamak gerekiyor. Bağımlı kişiye yaralayıcı ifadeler kullanıldığı zaman sürece faydası olmuyor. Bu tür durumlarda bir profesyonelden yardım almakta fayda var" şeklinde konuştu. Elboğa, dijital bağımlılığın genellikle daha masum görüldüğünü, ancak madde veya alkol bağımlılığından farklı olmadığını vurgulayarak, "Aileler dijital bağımlılığı genellikle hafife alıyor. Madde veya alkol bağımlılığında aileler her an tetikte olabiliyor, önlem alabiliyor, hemen önünü kesebiliyor ancak dijital bağımlılık biraz daha masum görülüyor, oysaki diğer bağımlılıklardan çok farkı yok ve benzer işliyor. Dijital bağımlılığı hafife almamak gerekiyor. Gün geçtikçe zamanın daha fazla harcanması ya da ulaşılmadığında ruhsal anlamda sıkıntı yaşanması, depresyon, anksiyete, kaygı bozukluğu, dikkat eksikliği, hiperaktivite bozukluğu gibi birçok ruhsal bozukluğu beraberinde görüyoruz. Ruhsal bozukluklar, bağımlılığın başlamasına sebep olabiliyor, bazen sürmesine, bazen de bir sonucu oluyor. Kısır döngüyü kırmadan etkili bir tedavi uygulayamıyoruz" ifadelerini kullandı.

Teknoloji Bağımlılığı Yeni Hastalıklar Ortaya Çıkardı Haber

Teknoloji Bağımlılığı Yeni Hastalıklar Ortaya Çıkardı

Teknoloji artık hayatımızın ne alanında. Her yaştan insan akıllı cihazlardan vazgeçemez duruma geldi. Teknoloji bağımlılığı, var olan bazı hastalıkların artış göstermesinin yanı sıra yenilerinin de ortaya çıkmasına neden oldu. Konu ile ilgili açıklamalarda bulunan Mudanya Üniversitesi Psikoloji Bölümü Dr. Öğretim Üyesi Kahraman Güler, bilinen şikayetlerin yanı sıra ilginç ve yeni sorunlar olarak ortaya çıkan hastalıkların olduğunu söyledi. Akıllı cihazlarla çok uzun süreler geçirilmesinin en tehlikeli bağımlılık türlerinden biri olan akıllı telefon bağımlılığını beraberinde getireceğini belirten Güler, “Dijital bağımlılık; kişisel ilişkilerde zayıflıklara, uyku bozukluklarına, yaşam kalitesinde düşüşe, sosyal anksiyete ve izolasyona, dikkat dağınıklığına ve sanal kimlik sorunlarına neden olur. İnsanlar çok fazla teknolojiye maruz kaldıkları için melatonin üretiminde bir engel oluyor ve uyku düzeni bozuluyor. Üniversite ile lise öğrencilerinde ve çok daha küçük yaş gruplarında bu şikayetlerle gelenler çok daha fazla. Çok az olmakla beraber yetişkinlerde de artış olmaya başladı. İnsanlar bunun bir problem olduğunu fark ettiler. İlginç ve yeni sorunlar olarak karşımıza çıkan hastalıklar var. Tüm bunların arkasında anksiyete ve obsesif kompulsif bozukluk gibi ciddi psikolojik bir hastalık yatıyor ve unsurlara göre şekil alıyor. Kişinin problemi tanımlaması, sosyal hayata katılacak insanlarla temas kuracağı aktiviteler yapması ve bu problemlerin muhataplarıyla bu sorunları konuşabilmesi gerekiyor. Bunları yapamıyorlarsa psikolojik destek almaları gerekiyor” diye konuştu.

Türk Bilim Adamı, Güneş Işığına İhtiyaç Duymayan Tarım Cihazı Geliştirdi Haber

Türk Bilim Adamı, Güneş Işığına İhtiyaç Duymayan Tarım Cihazı Geliştirdi

Fırat Teknokent'te kurduğu yüksek teknoloji şirketinde teknolojik ürünler geliştiren Fırat Üniversitesi Fizik Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Fahrettin Yakuphanoğlu, Nobel ödüllü Alman fizikçi Einstein'ın 1905 yılında ortaya attığı foton teorisini ispatlamak adına 'kuantum parçacık algılayıcı' adını verdiği nanoteknolojik bir sistem üretmişti. Çalışmalarına devam eden Prof. Dr. Yakuphanoğlu, gelecek yüzyılın teknolojisinin fotonik teknolojisi olduğunu kaydetti. Fytronix teknolojisi ile yerli ve milli ürünler üretip, 15 farklı ülkeye ihraç eden FÜ Fizik Bölümü Öğretim Üyesi ve Fytronix'in CEO'su Prof. Dr. Yakuphanoğlu, son olarak fotonik sistem olan fotosentez aktif flaks cihazını üretti. Yerli ve milli olarak geliştirilen bu cihaz ve sistem ile güneş ışınlarına gerek kalmadan yapay fotonlar ile modern tarım yapılabilecek. İleri teknoloji kullanılarak kırsal alanlar dışında kentlerde de kullanılabilecek bu sistem ile bitki yetiştirme sürecine ve hızına etki edilebiliyor. ''BU SİSTEM İLE TARIM ARTIK ŞEHİRDE RAHATLIKLA YAPILABİLİR'' Geliştirmiş olduğu ürünün isminin fotonik sistem olduğunu belirten Prof. Dr. Yakuphanoğlu, ''Bu fotonik sistem ile tarım artık şehirde kolaylıkla yapılabilir. Özellikle son zamanlarda tarımın önemi giderek arttı. Dolayısıyla biz tarımı yerli ve milli imkanlarla ve yüksek teknolojiyi kullanarak artık tarım yapmalıyız. Tarım iki çeşittir. Birinci tarım şekli yataydır. Topraklarda yatay zeminde ve alanda üretilen bitkilerle yapılandır. Dikey tarım ise şehirde özellikle belirli alanlarda yapılan tarıma diyoruz. Dikey tarımı şehirde yapıldığınızda bitki yetiştirme sürecinde kullanılacak olanın verimli ürünün olması gerekmektedir. Geliştirmiş olduğumuz sistem fotosentez aktif flaks , bu da akışı ayarlayan bir sistem” dedi. Sistem hakkında bilgi veren Yakuphanoğlu, ''Bu sistemde güneşten gelen fotonlar yerine yapay fotonlar üreterek bunu da bitki üretiminde kullanabilirsiniz. Buradaki fotosentez aktif bölge 400 nanometre ile 700 nanometre arasında bir bölge. Bu bölgedeki fotonları verimli bir şekilde kullanılarak yani ışık enerjisini kimyasal enerjiye dönüştürerek bir bitkinin büyümesi sağlanabiliyor. Fotosentez işleminde gerekli olan şeyler ise fotonik (fotonlar), besin ve sudur. Modern bir tarım alanını şehirde yapıp bitki üretmek istiyorsanız, fotonik sistem dediğimiz sistemi kullanarak bitkilerin yetişme hızını, büyüme hızını kolaylıkla değiştirebiliyorsunuz. Yüksek teknolojiyi tarımda kullanmak istiyorsak, böyle bir sistemde artık fotonu kullanarak bitki üretimini tarımsal alanları da şehre taşıyarak ya da modern bir tarımsal alan dizayn ederek üretimimizi yerli ve milli imkanlarla dışa bağımlı olmadan kendi ürünlerimizi yetiştirebiliriz” diye konuştu.  

TEKİRDAĞ GENÇLERİ TEKNOLOJİYLE BULUŞUYOR Haber

TEKİRDAĞ GENÇLERİ TEKNOLOJİYLE BULUŞUYOR

Dijital çağın hız kazanması ile birlikte birçok mesleğin dönüşerek yeni meslekler ortaya çıkarması, bu dönüşüme öncülük edecek vasıflı bireylere olan ihtiyacın ve farklı dijital mesleklere olan rağbetin artmasına neden oluyor. Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi, bu kapsamda Eylül ayı meclisinde aldığı karar ile “Bugünün Gençleri Geleceğin Meslekleri Projesi” hazırlık çalışmalarına başlayarak 2024 yılının ilk çeyreğinde Kültür ve Sosyal İşler Dairesi Başkanlığı tarafından yürütülecek olan Gençlik Merkezini aktif olarak faaliyete geçirmeyi planlanıyor. AKILLI ŞEHİR ÇÖZÜMLERİNE KATKI Avrupa Birliği Finansmanı ile Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ve Türkiye Belediyeler Birliği tarafından düzenlenen ve Konya ilinde gerçekleştirilen “Bugünün Gençleri Geleceğin Meslekleri” proje çalıştayına Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi’nden konu ile ilgili temsilciler katıldı. Çalıştayda detaylarına yer verilen proje ile geleceğin meslekleri olan; bilişim, robotik kodlama, e-dönüşüm, dijital pazarlama, sosyal inovasyon ve tasarım odaklı düşünme gibi tamamlayıcı alanlarda vatandaşların hayatını kolaylaştıran akıllı şehir çözümlerine katkı sağlamak üzere gençlerin gelecekteki becerilerinin çözüm odaklı olması ve teknoloji pazarına katma değerli ürünler yaratması hedefleniyor. Bugünün Gençleri Geleceğin Meslekleri projesi kapsamında hayata geçirilecek olan Gençlik Merkezinin hedef kitlesi; istihdam edilme potansiyeli yüksek 20-29 yaş arası gençler ve dijital beceri geliştirmeye açık 10-19 yaş arası yetenekliler olacak. “TEKNOLOJİK YENİLİKLERİ YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ” Tekirdağ Büyükşehir Belediyesi bünyesinde kurulacak olan ‘’Bugünün Gençleri Geleceğin Meslekleri Projesi’’ ile ilgili açıklama yapan Tekirdağ Büyükşehir Belediye Başkanı Kadir Albayrak, “Teknolojik yenilikleri yakından takip ediyor ve bu doğrultuda çalışmalar yürütüyoruz. Bilim ve teknoloji her geçen yıl ilerliyor. Buna bağlı olarak yeni meslekler ortaya çıkıyor. Biz de gençlerimizin yeni meslekler edinmesi için AB Projesi kapsamında çalışmalarımıza başladık. İnanıyorum ki, eğitimli ve nitelikli iş gücümüz sayesinde Tekirdağ daha da gelişecektir” dedi. HABER MERKEZİ

YAPAY ZEKA KONUSUNDA MİCROSOFT’U UYARDI. “ACELE ETME” Haber

YAPAY ZEKA KONUSUNDA MİCROSOFT’U UYARDI. “ACELE ETME”

Microsoft, uyarılara rağmen GPT-4 tabanlı bir sohbet botunu hızlı bir şekilde Bing'e entegre etme kararı almıştı. Ancak Bing Chat'in Şubat ayında kullanıma sunulmasının ardından geçen günlerde kullanıcılar, sohbet botunun tahmin edilemez ve garip yanıtlar verdiğini, kullanıcılara hakaret edebildiğini, yalan söyleyebildiğini, sinirlenebileceğini, insanları manipüle edebileceğini ve hatta düşmanlarını tespit ettiğini keşfettiler. Microsoft, AI'nın beklenmedik davranışlar sergilemesini engellemek için hızla Bing Chat yanıtlarını sınırlamak zorunda kaldı. Ancak Bing sohbet botunun istenmeyen patlamalar olmadan uzun bir diyalog yapabilmesi için aylar süren çalışmalara ihtiyaç duydu. Ne var ki, halen sık sık yanlış sonuçlar üretebildiği gözlemlenmekte. Wall Street Journal'ın raporu ayrıca, iki şirket arasındaki gerilimlere de değinerek, OpenAI ve Microsoft'un birlikte çalışırken aynı zamanda yapay zeka özellikleri konusunda rekabet ettiklerini belirtiyor. Microsoft yöneticileri, geçtiğimiz yıl ChatGPT'nin piyasaya sürülmesinden duydukları endişeleri de raporda dile getiriyor. WSJ, OpenAI'nin ChatGPT'yi halka açık olarak test etmeye başlayacağını bildirirken Microsoft'a birkaç hafta önceden haber verdiğini aktarıyor. Bu süreçte yazılım devi, OpenAI'nin modellerini Bing'e entegre etmeye başlamıştı. MİCROSOFT VE OPENAI ORTAK MI ? Microsoft ve OpenAI arasında oldukça benzersiz bir ortaklık bulunmaktadır. Microsoft, OpenAI'nin modellerini ve teknolojisini Bing, Azure, Office, Windows ve diğer ürünlerinde kullanmak için lisanslamaktadır. Microsoft, OpenAI ile olan bu yakın işbirliğini sadece bir ay önce, yaklaşık 10 milyar dolar değerinde yatırım ile genişletti. Aynı zamanda Microsoft, OpenAI'nin bulut hizmetlerinin özel ortağıdır ve OpenAI'nin ürünleri ve API hizmetleri, Microsoft'un hedef kitlesine de hitap etmektedir. ChatGPT, Bing AI ile de rekabet etmektedir. The Information dergisi, bu sorunları daha önce bu yılın başlarında rapor etmişti. Bu hafta içinde Wired dergisine verdiği röportajda, Microsoft CEO'su Satya Nadella, OpenAI ile olan rekabetçi ilişki hakkında kısa bir açıklama yaptı. Nadella, "OpenAI'nin aynı hedefe yönelik bir girişimde bulunduğunu düşündüm" dedi. "Bu nedenle, beş farklı temel model eğitmek yerine tek bir temel üzerine odaklanmak istedim ve bu temel, bir platform etkisi için bir temel oluşturdu. Bu yüzden birlikte çalıştık. Onlar bize güvendi, biz de onlara güvendik" şeklinde konuştu. MİCROSOFT, OPENAI'Yİ SATIN ALDI MI ? Nadella'ya, Microsoft'un OpenAI'yi satın almaya çalışıp çalışmadığı sorulduğunda ise Nadella soruyu yanıtsız bıraktı. HABER MERKEZİ

AMERİKA’DA POPÜLER İLK 10 OYUNDAN 3’Ü TÜRKİYE’YE AİT Haber

AMERİKA’DA POPÜLER İLK 10 OYUNDAN 3’Ü TÜRKİYE’YE AİT

Amerika’da popüler ilk 10 oyundan en az 3’ünün Türk stüdyolarına ait olduğunu söyleyen Trifles Games’in Kurucu ve CEO’su Gökhan Kınay, en çok oynanan oyunlardan mobil oyun sektörünün geleceğine kadar birçok konuda önemli açıklamalarda bulundu. MMA & DT Envanter’e göre Türkiye’de yetişkinlerin yüzde 81’i mobil oyun oynarken, oyuncuların yüzde 51’ini erkekler, yüzde 49’unu da kadınlar oluşturuyor. Yine Türkiye’de mobil oyuncuların en çok tercih ettiği oyunların başında Puzzle, Trivia ve Kelime oyunları geliyor. Mobil oyun sektöründe en çok oynanan oyunların başında gelen Puzzle kategorisinde de oyunlar geliştiren Trifles Games’in Kurucu ve CEO’su Gökhan Kınay, oyuncu kitlesinin daha çok kadınlardan oluştuğunu söyleyerek, “Candy Crush, Homescapes, Gardenscapes ya da Royal Match gibi oyunları severek oynayan kadın oyuncular var. Bu verileri analiz ettiğimizde geliştireceğimiz oyunların ana odağında kadın olmasına dikkat ettik” dedi. “35 YAŞ VE ÜSTÜ KADINLARIN ÇOK FAZLA OYUN İÇİ ÜRÜN SATIN ALDIKLARINI GÖRÜYORUZ” Dünyada Puzzle kategorisinin ilk sırada olduğunu söyleyen Kınay, oyuncu kitlesinin ise büyük bir çoğunluğunun kadınlardan oluştuğunu belirtti. Kınay, “Başta Amerika olmak üzere dünya çapındaki çoğu kadın oyuncu, Puzzle oyunlarını severek oynuyor. Ayrıca istatiksel veriler gösteriyor ki kadın oyuncular bir oyunu severse uzun süre oyunu oynuyorlar. Haliyle oyun stüdyolarının ve yayıncılarının tam olarak aradığı oyuncu kitlesi diyebiliriz. Satın alma oranlarını analiz ettiğimizde özellikle 35 yaş ve üstü kadınların çok fazla oyun içi ürün satın aldıklarını görüyoruz. Candy Crush, Homescapes, Gardenscapes ya da Royal Match gibi oyunları severek oynayan kadın oyuncular olduğu için oldukça başarılılar. Haliyle biz de tüm bu verileri analiz ettiğimizde geliştireceğimiz oyunların ana odağında kadın olmasına dikkat ettik. Bu yüzden Self-Publish giderken geliştirmeyi seçtiğimiz ilk oyun 'Fashion Challenge' oldu. Oyunumuzda konsepte uygun bir şekilde kıyafet seçmeye çalışarak, rakibinizden daha yüksek puan almaya çalışıyorsunuz. Ayrıca halihazırda geliştirmekte olduğumuz bir Casual/Puzzle oyunumuz da mevcut. Kadın kitlesi gerçekten mobil oyunları severek oynuyor ve eğer hoşuna giderse yüksek miktarlarda para harcamaktan da çekinmiyor” şeklinde konuştu. “TÜRKİYE MOBİL OYUN YATIRIMI KONUSUNDA İLK SIRALARDA YER ALIYOR” Türkiye’nin mobil oyun sektöründe artık söz sahibi olduğunu belirten Gökhan Kınay şunları söyledi: “Ülkemizde çok ciddi başarılar ve aynı zamanda yeni yatırımlar görüyoruz. Buradaki başarımızın katlanarak artacağına eminim. Başta Amerika olmak üzere çoğu ülkeye bakarsanız ilk 10 oyundan en az 3’ü Türkiye’deki mobil oyun stüdyolarına ait. Hatta Dream Games’in geliştirmiş olduğu Royal Match oyunu uzun süredir ilk 10 arasında kendisini zincirlemiş durumda. Bu ülkemiz için de ayrıca bir gurur kaynağı. Yatırımlar ve kurulan yeni iş birlikleri sayesinde ülkemizde yeni başarılı stüdyoların ve oyunların çıkacağına eminiz. Ayrıca Türkiye, mobil oyun sektöründe yatırım konusunda da ilk sıralarda yer alıyor. Alınan yüksek yatırımlar basının da sürekli dikkatini çekerek paylaşılıyor. Alınan yatırımlarla birlikte daha fazla kullanıcıya ulaşan bu oyun stüdyoları ya da yayıncılar, gelirlerini çok kısa sürede katlayabiliyorlar. Türkiye, mobil oyun işini iyi çözdü. Bizler hem iyi oyuncularız hem de işimizi disiplinli bir şekilde yapıyoruz. Haliyle başarı da kaçınılmaz oluyor. Hatta Amerika’da popüler ilk 10 oyuna bakarsanız en az 3’ü her zaman Türkiye stüdyosu. Tüm bunlar bizler için gerçekten gurur verici.” “ARTIK DAHA HIZLI OYUNLAR GELİŞTİRİYORUZ” 2014 yılından itibaren mobil oyun sektöründe faaliyet gösteren Trifles Games son 3 yılda 200’den fazla oyun geliştirdi. Gökhan Kınay, “Bu süre içinde ekibimiz epey deneyim ve tecrübe kazandı. Ayrıca AR-GE tarafına çok fazla vakit ayırdığımız için şirket içerisinde işlerimizi hızlandıran özel yazılımlar geliştirdik. Bunun karşılığı olarak da bir oyunu diğer stüdyolara kıyasla çok daha hızlı üretebiliyoruz. Hem teknoloji hem de mobil oyun sektörü her geçen gün büyümeye devam ediyor. Günümüzde artık her yaşa ve kitleye hitap eden oyun bulmak çok kolay. Trifles Games olarak tam da bu ihtiyaçları kapatabilecek, her yaş ve kategoriye özel olarak oyunlar üretiyoruz. Mobil oyun sektöründe hala yeteri kadar oyun stüdyosu olmadığı için oyuncuların oynamak istediği oyunları geliştirmek bize düşüyor. Şirket olarak odaklandığımız ana oyun türleri ise bulmaca ve kadın temalı oyunlar diyebiliriz” dedi. “OYUN HER ZAMAN KAZANDIRIR” Mobil oyun sektöründe rekabetin oldukça arttığının altını çizen Kınay, son olarak şunları söyledi: “Rekabet nedeniyle her gün yüzlerce yeni oyun yayınlanıyor. Haliyle kullanıcıların severek oynadığı bir oyun olmasına rağmen farklı ya da gelişmiş bir versiyonunu gördüğünde diğer oyuna geçmeleri çok normal. Haliyle bu durum kullanıcı kaybına yol açıyor ve bu da şirketin tüm gelirini etkiliyor. Şirketler bu durumun önüne geçmek için oyunlarını sürekli güncel tutmaya gayret gösterse de son yıllarda bu durum kritik bir sorun haline gelmiş durumda. Son 1 yılın raporlarına baktığımızda mobil oyun sektöründeki hızın biraz azaldığını görüyor olsak da hala büyümeye devam eden çok ciddi bir pazar mevcut. Burada işini iyi yapan stüdyolar büyümeye ve kazanmaya devam edecek. O yüzden tüm oyun stüdyolarının bu durumun geçmesini beklemek yerine oyunlarına odaklanmaları gerek. Çünkü iyi oyun her zaman kazandırır.”

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.