SÖĞÜTLÜK’TE UZLAŞMA İDDİALARINA TEPKİ
Söğütlük Doğal Kalsın Platformu, Söğütlük İzzet Arseven Kent Ormanı’na planlanan Millet Bahçesi projesiyle ilgili açıklama yaptı. Platform Sözcüsü Ziya Gökerküçük tarafından yapılan açıklamada, projede ısrar edilmesinin nedeni soruldu.
Gökerküçük, Millet Bahçesi projenin Söğütlük İzzet Arseven Kent Ormanı’nda yapımı için neden ısrar edildiğini sorarak; “Kentimizde, millet bahçesi mevzuata uygun olarak kentin yeni yerleşim alanlarına yapılması gerekirken, bakımsız olduğu bahanesi ile Söğütlük’e yapılmak istenmiştir. Pandemi nedeniyle giremediğimiz Söğütlük, sonrasında da millet bahçesi inşaatı gerekçesiyle giriş - çıkışa yasaklandı. Doğal Sit-Nitelikli Doğal Koruma Alanı’na girilmesi yasaklanırken, kapalı kapılar arkasında ise neler olup bittiğini bilmediğimiz bir inşaat faaliyeti sürdürülmüştür” ifadelerini kullandı.
“BELEDİYE BAŞKANI İLE İLGİLİ DUYUMLAR ETİK DEĞİL”
Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan’ın da yapılacak değişikliklerle Millet Bahçesi projesini onayladığına dair iddialara dikkat çeken Gökerküçük; “Edirne Belediyesi’nin Söğütlük’teki işletme hakkından, hukuki hakkını savunmadan çekilmesi de Danıştay tarafından da merak edilmiş, Belediyeye bu karara karşı mahkemeye başvurup vurmadığı sorulmuştur. Bu süreçte yapılanların uygun olmadığı mahkeme kararı ile tasdik edilmişken Belediye Başkanımızın bu projenin tekrardan ‘değişikliklerle’ uygulanmasına katkı sunduğu duyumları Söğütlük’ü savunan halka ve STÖ’lere karşı etik bir davranış biçimi olmamıştır” dedi.
“BELEDİYENİN GÖREVİ YEŞİL ALAN YARATMAK”
Gökerküçük, belediyelerin yeşil alan oluşturma görevini hatırlatarak; “Belediyelerin görevi, merkezi iktidar ile birlikte yurttaşları için yürüyüş mesafesinde ulaşabileceği yeşil alanlar yaratmaktır. Bu gerçeği görmezden gelip zaten yeşil alan olan Söğütlük’ün hukuki sürecinin sonuçlanmasını bile beklemeden yeni projelerde ısrar edilmesi ve yerel ile merkezi yönetimin mahkeme kararlarına rağmen, resmi kurumlarının verdiği hatalı kararları ve yarattığı zararları sorgulayacağı yerde, hatalarını el ele verip sürdürmesi anlaşılır bir durum değildir” sözlerine yer verdi.
“KARAAĞAÇ SİVRİSİNEK YUVASI HALİNE GELDİ”
Devlet Su İşleri 11. Bölge Müdürlüğü tarafından Meriç nehrinde hayata geçirilen Kanal Edirne projesinin de etkilerine dikkat çeken Gökerküçük; “Kentimizin içinden geçen ve halkımızın en çok kullandığı Meriç Nehri’ne 2015 yılında DSİ tarafından çok yüksek bütçe ile taşkın tehlikesine karşı başlatılan Kanal Projesi de fiziki hataları ve başlangıç hedeflerinden oldukça uzak olmasıyla Karaağaç Mahallesi’ni sivrisinek yuvası haline getirmiştir. Bunun üzere 2016 yılında Meriç Nehri kıyıları, nehir içine fore kazıklarla yükseltilen nehrin doğal yapısını bozan seddelerle donatılmış, milyonlarca para harcanan bu akıl dışı, bilim dışı seddeler ne değişti ise apar topar yıkılmış, halkın parası çöpe atılarak tonlarca beton moloz doğaya çıkarılmıştır?” dedi.
“İÇLER ACISI DURUMU ORTADA”
Gökerküçük, Meriç nehrinde hayata geçirilen bir diğer proje olan Arşimet Burgu Elektrik Üretim Tesisi’ni de hatırlatarak; “Meriç Nehri’nin çilesi bununla da kalmayıp iştahı yükselen yöneticilerce, 2021 yılında bir de Arşimet Burgu Elektrik Üretim Tesisi Projesi’yle akla ve bilime aykırı, doğaya zarar verecek şekilde astarı yüzünden pahalı olduğu daha önce benzeri örneklerle ortaya konmuş olan santral yapımı başlatılmıştır. Hangi amaca hizmet edeceği belirsiz olan, hatta tesisin bir kısmının yıkılıp patladığına tanık olduğumuz Arşimet Burgu Elektrik Üretim Tesisi projesinin içler acısı durumu ortadadır. Bu türden birilerinin ‘münasip gördüğü’, bilim insanlarının, halkın, sivil toplum örgütlerinin, meslek odalarının görüşü alınmadan yapılan tesislerin yapılmasına hep karşı olduk ve hep olacağız” ifadelerine yer verdi.
“BİNALAR VE TESİSLER YIKILMADI”
Meriç Nehri kıyısında kurulan beton santralinin de son durumuna dikkat çeken Gökerküçük; “Öte yandan doğal alan olması gereken Meriç kıyıları, nehir içi kum-taban temizliğinden çok ötelere geçirilerek, ticari işletmelerin beton santralleriyle donattığı, adeta sanayi bölgesine dönüştürülmek istenmektedir. STÖ ve meslek odalarının verdiği mücadeleyle, Özmeriç Kum ve Beton Santrali’nin verdiği zararlar doğadan ve halktan yana hukuk kararlarıyla ortaya konmuş, idare mahkemesi proje için ‘ÇED gerekli değildir’ kararının iptaline karar vermiş, daha sonrasında ÇED süreci idare tarafından sonlandırılmış fakat kum çıkarmanın ötesine geçilerek alanda yapılan diğer binalar ve tesisler yıkılmamıştır” dedi.
“ZARARLARIN HESABI KİMDEN SORULACAK?”
Gökerküçük, Meriç nehri ve Söğütlük Kent Ormanı’ndaki projelerle ilgili uzlaşma önerilerine tepki göstererek; “Halkın en çok yararlandığı bu alanlarda yapılan bilime ve hukuka aykırı, gereksiz, sözde halka rağmen yapılan yatırımların doğaya verdiği tahribatın, yapboza dönen proje maliyet zararlarının hesabını yetkililer kimlerden soracak? Meriç Nehri ve Söğütlük Ormanı’nın korunması bu kentin yöneticileri, kurumları tarafından öncelikli görev olması gerekirken ‘uzlaşmak’ gibi öneriler, hukuki dayanaktan yoksundur” sözlerine yer verdi.
“UZLAŞMA YAPMADIK, YAPMAYACAĞIZ”
Söğütlük Kent Ormanı’nın bakımının yapılması ve güvenliğinin sağlanmasının yerel ve merkezi kurumların ortak görevi olduğunu belirten Gökerküçük; “Bunu yapmayıp dahası bunu bahane ederek millet bahçesine dönüştürülmesine itiraz eden bizler, davanın sonuçlanmasını beklemekteyiz. Dava sonucunu beklemeden adeta yangından mal kaçırırcasına bizlerle uzlaşmak istediğini belediye başkanı aracılığıyla sağlamaya çalışan iktidar ve yereldeki çıkar uzantılarıyla uzlaşma yapmadık, yapmayacağız. Bu uzlaşmayı talep eden yerel yönetim ve siyasi kişi ve kurumlarla da birlikte olmamız olanaksızdır. Bizler halkın ormanının doğal kalmasını, betonlaştırılmamasını, özel şirketlere ihaleye verilmemesini talep ediyoruz” dedi.
“SÖĞÜTLÜK’TEKİ ISRARIN NEDENİNİ AÇIKLAYIN”
Gökerküçük, Söğütlük Kent Ormanı’nın doğal kalması gerektiğini vurgulayarak; “Bizler bu alana yapılacak her türlü hukuk dışı düzenlemeye itirazlarımızı halkımız ve sivil örgütlenmeler olarak dile getireceğiz. Söğütlük’e millet bahçesi projesinde ısrar etmek nasıl ki kente ihanet ise karşı durmak da kentlilerin görevi ve sorumluluğudur. Söğütlük’te olması gereken; kentlinin güvenli ve sağlıklı dinlenme, sosyalleşme, spor yapma, doğa ile baş başa olma olanaklarını ekolojik yapıyı da bozmadan sağlanmasıdır. Bu nedenle bir kez daha ‘Söğütlük Doğal Kalsın’ diyoruz. Millet Bahçesi yapılacak o kadar çok alan var iken yerel ve merkezi idarenin Söğütlük’teki ısrarının nedenini de yetkililerin açıklamasını bekliyoruz” diye konuştu.
HABER MERKEZİ