Hava Durumu

#Sergi

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Sergi haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sergi haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

“Kusursuz Cinayet” Edirne’de Haber

“Kusursuz Cinayet” Edirne’de

Adli Tıp Uzmanı, Karikatürist ve Yazar Prof. Dr. Halis Dokgöz’ün bir yıl önce çıkardığı “Kusursuz Cinayet” isimli kitabındaki kriminal olayların anlatıldığı kitapla aynı ismi taşıyan karikatür sergisi bugün Edirne’de açıldı. Edirne Tabipler Odası Lokalinde açılan sergide Karikatürist - Yazar Tokgöz, okuyucularına kitaplarını imzaladı ve bir söyleşi gerçekleştirdi. Tıp Fakültesi öğrencilik yıllarından bu yana karikatür çizdiğini belirten Prof. Dr. Dokgöz; “Adli tıp alanında adli tıp okur yazarlığı yapıyorum. Adli tıp olaylarını toplumun anlayacağı dilde çevirip onların bu alandan yararlanmasını sağlamaya çalışıyorum. Tıp fakültesi öğrencilik yıllarımdan beri karikatür çiziyorum. Son 10 yılda birçok ulusal gazetede çiziyorum. Son 5 yıldır da Birgün gazetesinde çiziyorum.  Hem bilimsel olayları hem adli olayları hem de kriminal olayları karikatürize ediyorum. Bununla ilgili de bir yıl önce ‘Kusursuz Cinayet’ isimli bir kitap çıkardım. Kitapta da adli tıbbın, adli olayları, kriminal olayları nasıl aydınlattığını tarihsel süreç içerisinde anlatırken, bu olayların edebiyata, sanata, görsel sanatlara, sinemaya yansımalarını yazdım. Kitapla birlikte ortaya çıkan ‘Kusursuz Cinayet’ karikatür sergisini gerçekleştirdim. İlk olarak İstanbul’da iki serdi açtım ve şimdi de Edirne’de sergi açtım. Nisan ayında da Kıbrıs’ta açacağım. Arkasından İzmir ve başka illerdeki sergiler takip edecek” dedi. Sergiye, Dokgöz’ün meslektaşları ve yakınlarının yanı sıra CHP Edirne Milletvekili Baran Yazgan ve CHP Edirne İl Başkanı Harika Taybıllı da katıldı. 

Edirne’de 10 Yaşındaki Çınar’dan İlk Kişisel Sergi Haber

Edirne’de 10 Yaşındaki Çınar’dan İlk Kişisel Sergi

Edirne’de sanatseverler, genç bir yeteneğin eserleriyle buluştu. Henüz 10 yaşında olan Çınar Ilgaz, “Köyden Köye Çınar’ın Sanat Yolculuğu” temalı ilk kişisel sergisini bir alışveriş merkezinde sanatseverlerin beğenisine sundu. Küçük yaşına rağmen sanata olan ilgisi ve yeteneğiyle dikkat çeken Ilgaz, özellikle soyut çalışmalarıyla ilgi gördü. Ilgaz, sergide yer alan eserlerde, köy yaşamının renkli ve derinlikli dünyasını soyut bir bakış açısıyla yeniden yorumlanıyor. Ilgaz, çalışmalarında köylerin kimliğini renklerin diliyle anlatırken; izleyicilere kuşbakışı ile farklı bir perspektif sunuyor. Hasan Rıza Güzel Sanatlar Lisesi’nde Müzik Öğretmenliği yapan Seçil Ilgaz, oğlunun sanata olan bakış açısını desteklediklerini ve gelişimini heyecanla beklediklerini ifade etti. Çınar’ın yaptığı çalışmaları keşfeden Resim Öğretmeni Şeyda Canpolat, hayal gücü ve sanatçı gözlem yeteneğini birleştirerek resimler yaptığını söyleyerek, çalışmaların kendisini çok heyecanlandırdığını ifade etti. “GERÇEKTEN ZOR BİR İŞ BAŞARDI” Canpolat; "Çınar, İlk kişisel sergisini açmış durumda. Çınar dördüncü sınıfta, 10 yaşında. Çınar’ı 7-12 yaş arasına eğitim verdiğim Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi'nde, ders verirken keşfettim. Kuş bakışı köy resimleri çizdiğini söyledi. Tabi bunu soyutlamalarla yapıyordu. Neden böyle yaptığını sorduğumda, 'Köy resimlerini çizmeyi çok seviyorum çünkü köyleri çok seviyorum, köylerde gezmeyi çok seviyorum' diye cevap vermişti. Bu bana çok hayret verici geldi. Çünkü kuş bakışı bir şekilde görmesi oldukça ilginçti. Biz yetişkinler olarak günlük hayatımızda sadece görebildiğimiz şeyleri çizeriz ama o, günlük hayatın dışına çıkıp görmeye başlamıştı. Aslında bir çocuk, hayal gücüyle sanatçı gözlem yeteneğini birleştirerek resimler yapıyordu. Daha sonra Çınar’a resim dersi vermek istediğimi söyledim. Çünkü biraz daha geliştirse çok daha güzel yerlere geleceğini düşündüm. Özel derslerle başladık ve süreç içinde çalışmalarını daha da ilerletti. Sonrasında köylere birlikte gittik, gezdiğimiz köyleri çizmeye başladık. Gerçekten o köyleri bilenler, 'Ben bu haritayı elime alırım ve bu köye gider yolumu bulurum' demeye başladılar. Çünkü muazzam bir şekilde köylerin girişini, çıkışını, yollarını, her detayını resmedebiliyordu. Müthiş bir gözlemci. Ona 'Ayaklı navigasyon' diyorum. Gerçekten o yanınızdayken navigasyona ihtiyacınız yok. Şu anda resimlerinde daha soyut bir tarz kullanıyor ama köklere bağlı bir şekilde şimdiden ilerleyebiliyor. Bu bizi çok heyecanlandırıyor. Profesyonel birçok göze danıştık, hocalarımız da aynı fikirde. Herkes şimdilik çok beğeniyor. Aslında şöyle bir şey var; resim, bilmeyen biri için çok kolaydır ama bilen biri için çok zordur. Bilen biri olarak söylüyorum, gerçekten zor bir iş başardı. Arkasındayız ve umarım yolu açık olur" ifadelerini kullandı. Çınar Ilgaz, ayrıca sergiden elde ettiği geliri LÖSEV'e bağışlayacağını söyledi. Sergi bu akşam sona erecek. HİLAL PEKER

Edirne'de “Aile Albümü” Sergisi Haber

Edirne'de “Aile Albümü” Sergisi

Edirne’nin Dilaverbey Mahallesi, Marif Caddesi üzerinde bir sahafın üst katında küratörlüğünü Aslı İrhan’ın yaptığı Aile Albümü Çağdaş Sanat Sergisi’nin açılışı yoğun katılımla gerçekleştirildi. “Aile Albümü” adlı sergiye Akın Demiral, Alper Dönmez, Aslı İrhan, Ceyda Sena Kara, Çağan Barkın, Derya Kazan, Doğukan Paket, Efe Tan Engin, Feyza Yıldız, Meryem Nida, Seden Dakın, Selin Güler, Umut Berke Özcan, Yasemin Nilay Soykan, Yiğit Alp 14 eserle katıldı.   “ÇIKIŞ NOKTALARI BAĞIMSIZ OLMA” Sergi hakkında açıklama yapan küratör Aslı İrhan, “Ülkenin çeşitli kentlerinden sanat eğitimi almak için buraya gelen bir grup gençle birlikte grup kurarak çalışma yapmaya başladık. Arkadaşlarımızın okullarında birçok sergiler açılıyordu fakat biraz bağımsız olmaya ihtiyaçları vardı. Kendi olmaları, dışarıya çıkmaları, kente dokunma ihtiyaçları vardı. Biz de çalışmalarımızı halka da gösterecek şekilde nasıl yapabiliriz diye düşündük. Aslında çıkış noktaları bağımsız olma, belki de beyaz küpün içerisinde sergilenmemek, alternatif mekân arayışı. Bu ekibin en çok ilgilendiği mekanlar, metruk alanlar. Grubumuzun çok uzun listeleri var ve umarım bu listeyi dolduracak kadar sanatsal etkinlik yaparlar. Ben onlarla birlikte kısa bir yol yürüdüm fakat çok eğlenceli ve heyecanlıydı. Temel meselemiz, tamamen kendimizdik ve bağımsızdık. Burada gördüğünüz eserlerin üretimi dışında; elektrik işlerinden, temizliğine, eserlerin asılmasına, grafiklerinin yapılması ve afişlerin dağıtılmasına kadar olan bütün süreci kendileri yaptılar. Hiçbir destek almadan sizlerle bu mutfağı paylaştılar” dedi. “BİZ KENDİ KANUNLARIMIZA UYACAĞIZ” Grubun ismini nereden aldığını açıklayan İrhan, “Bu grubun 15 kurucu üyesi var, Potlatch diyorlar kendilerine. Peki bu ismi nereden alıyorlar? Sibirya’nın kuzeybatısındaki bir grup yerlinin sürekli olarak yaptığı bir bayramdan alıyorlar. Bu bayramda temel amaç; bir el verme, yani elde olanı diğeriyle paylaşma. Bu bayramda aslında ellerinde birikenleri, topluluklarının olmayan üyeleriyle paylaşma meselesi var. Dolayısıyla buradaki herkes bilgisi ve birikimini diğer arkadaşına destek olarak paylaşma temelinden yola çıkıyorlar. Hatta şöyle bir mottoları var, ‘biz kendi kanunlarımıza uyacağız. Eğer şimdi bizim dans etmemizi yasaklamaya gelmişseniz, defolup gidin. Eğer böyle değilse hoş geldiniz.’ Aslında bu grup şunu söylüyor, biz bir şey yapmak istiyoruz. Biz, kendimizi sanatsal olarak ifade etmek istiyoruz. Fakat bize karşı olacaksanız lütfen bizden geride durunuz diyorlar” ifadelerine yer verdi. “ESERLERİN BÜYÜK ÇOĞUNLUĞU KİŞİSEL DENEYİMLERDEN YOLA ÇIKIYOR” Eserlerin ana temasının aile olduğunu ifade eden İrhan, “Sergimizin ana teması aile albümü. İsmi üzerinde. Bu temayı bize ilk çalışmaya başladığımız mekân verdi. Mekân, bir metruk ev aslında. Burada bir ailenin yaşadığını veya birçok ailenin yaşadığını biliyoruz. Buradan gelen izler bizi aile kavramına çalışmaya itti. Öncelikle aile neydi? Olumlu çağrışımları olan ve pozitif kavram hissettiren bir kavram. Fakat biz bunu biraz değiştirdik. Aile sadece olumlu bir şey miydi acaba? Güvenli alan mıydı? Yoksa hoş şeyler hissettiren miydi? Bu tartışmaların sonucunda şöyle bir şey gördük ki, aile çok katmanlı bir kavram. Belki kimliklerimizi ilk oluşturduğumuz alan. Ancak bazen de sorunlu bir alan. Bazen bizi baskılayan, presleyen ve zorlayan bir alan. Buradaki eserlerin büyük bir çoğunluğu kişisel deneyimlerden yola çıkıyor. Aslında toplumsal hikayelerimizi de içeriyor” şeklinde konuştu. “ÇOCUKLARIMIZI ANMAK, ONURLANDIRMAK VE UNUTMAMAK İÇİN ÇALIŞMA YAPTIK” Sergide dikkat çeken “Hangi Evde Doğarlarsa Doğsunlar Bizim Evimizde Ölüyorlar” isimli eserin sanatçıları küratör Aslı İrhan ve sanatçı Akın Demiral, eser hakkında bilgi verdi. Aile kavramının her zaman olumlu bir kavram olmadığını hatırlatan İrhan, “Aile kavramı her zaman olumlu çağrışımları olan ve bize hoş gelen bir kavram değil. Maalesef bu coğrafyada, özellikle çocuk ve kadın ölümlerinin faili çoğu zaman aile ve akraba bağlantılı kişilerden çıkıyor. Biliyorsunuz ki bu artarak gidiyor. Son zamanlarda çok trajik olaylar yaşadık. Bunları dile getirmek tam da sanatın görevi. Biz bu noktada bomboş bir odanın çatlak ve katmanlarından sızan sayısız ölüm ve trajediyi üst üste bindirerek bu çocuklarımızı anmak, onurlandırmak ve unutmamak adına bir çalışma yapmaya karar verdik” sözlerine yer verdi. “ÇOCUK ÖLÜMLERİ HER ZAMAN TRAJİK VE TRAVMADIR” Ailenin her zaman güven yaratan bir yer olmadığını ifade eden Demiral, “Aile her zaman bize sıcak ve iyi duygular hissettiren bir kavram gibi çağrıştırılır ama bir yandan da kendi içerisinde birçok zıtlığı barındırır. Koruyan, kollayan, bakan, besleyen ve güvenli bir alan yaratan imgeyken maalesef bu coğrafya da tam tersine de gidebiliyor. Son zamanlarda yaşadığımız ve gördüğümüz haberler bu duvarlardaki çatlaklardan dışarıya çıkıyor. Çok duygusal bir iş. Anlatması da zor. Kendi kendine birçok duyguyu üreten bir iş. Biz işin ismini de Şükrü Erbaş’ın ‘Sessizce’ adlı eserinden aldık. Biz eseri yapmıştık ve bir anlam ararken o eserdeki söz bizi çok etkiledi. Eserde, ‘nerede doğarlarsa doğsunlar bizim evimizde ölüyorlar’ diyordu. Çocuklar hepimizin çocukları. Hangi evde, hangi coğrafyada doğduğu önemli değil. Çocuk ölümleri her zaman trajik ve travmadır. En büyük travma da bu şiddetin aile içerisinden gelmesidir. En güvenli alanın olması gereken yer, bazen en tehlikeli alana dönüşebiliyor. Bunlara da dikkat çekmek istedik” diye konuştu. Sergi 9 Aralık 2024 tarihine kadar açık kalacak. MERT ERİŞKİN

Sizlere daha iyi hizmet sunabilmek adına sitemizde çerez konumlandırmaktayız. Kişisel verileriniz, KVKK ve GDPR kapsamında toplanıp işlenir. Sitemizi kullanarak, çerezleri kullanmamızı kabul etmiş olacaksınız.
logo
Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.