Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Saroz

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Saroz haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Saroz haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Saros Körfezi'nde Nikah Kıydılar Haber

Saros Körfezi'nde Nikah Kıydılar

Edirne'nin Enez ilçesinde bağlı Büyükevren köyünde yaşayan 34 yaşındaki Ekrem Atar ile Çorlu da bir fabrikada çalışan Nebahat Akartürk çifti, deniz ve ormanı sevdikleri için sahil ve orman içerisinde nikah yapmaya karar verdi. Büyük evren köyü sahilinde 2024 yılı içerisinde üçüncüsü yapılan nikaha her gün yenilerinin eklendiğini belirten Evden Köyü Muhtarı Ahmet Tezer, “Gençlerimiz değişikliği seviyor ve burada nikah kıyıyorlar, kimisi kıyıda nikahını kıyı da kimisi salonda fakat değişiklik isteyen genç kardeşlerimiz burada sahilde nikah kıymamamızı istiyorlar. Elimizden geldiği kadar nikah kıymaya devam edeceğiz“ dedi. Çiftin nikah törenine aileleri ve arkadaşları ve davetliler katıldı. Gelin arabası ile nikahın kıyılacağı sahile gelen Nebahat ve Ekrem çifti alkışlar Çiftin nikahlarını büyük evren köyü muhtarı tarafından kıyılırken, çift daha sonra eğlenerek nikahlarını kutladı. Damat Ekrem Atar, “Son dönemlerde herkes güzel olan yerleri tercih ettiği için, elimizde olan bu güzel orman ve denizin olduğu yer olarak burasını tercih ettik. Gerekli yerlerden izinleri aldıktan sonra bugün burada nikah kıymaya karar verdik” ifadesini kullandı. Gelin Nebahat Akartürk, esininin doğa sevdalısı olmasın dolayı burada nikah yapmayı tercih ettiklerini belirterek, “Denizin ve ormanın kıymetini bilmek gerekir, burasını sevdiği için burada yaptık” dedi. Nikah yapılan alanın yeni jenerasyonun kır nikahı tercih ettiği için temiz hava ve doğa ile iç içe bir alanda nikah yapmak olduğunu belirten köy halkından Fatma Uymaz ise, “Geçen hafta başka bir arkadaşımız burada nikah kıydı. Bu haftada temiz hava ve doğa içerisinde yine bir nikah kıyılıyor. Mutluluklar diliyorum” diye konuştu. Büyük evren Köy muhtarı Ahmet Tezer, genç çiftin kimlik bilgilerini okudu ve evlenmek istediklerini hatırlattıktan sonra, Gelin ve Damat'a ayrı ayrı sordu. Her ikisi de “evet” dedikten sonra imzalar atıldı ve tebrikler kabul edildi.  

Yaraş’tan Saros’un Mecidiye Kalesi sunumu Haber

Yaraş’tan Saros’un Mecidiye Kalesi sunumu

Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü ve Arkeoloji Topluluğu tarafından bugün 2022-2023 yılı çalışmaları programı düzenledi. Eczacılık Fakültesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen programa; Edebiyat Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Yüksel Topaloğlu, akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Program, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk, silah arkadaşları ve tüm şehitler anısına bir dakikalık saygı duruşu ve İstiklal Marşı’nın okunması ile başladı. Dört oturumda düzenlenen programın açılış konuşmasını Dekan Topaloğlu gerçekleştirdi. Topaloğlu, konuşmasında düzenlenen programın önemine dikkat çekerek, katılımcılara teşekkür etti. “2023’TE KAZILARA BAŞLADIK” Programın ilk oturumunda Trakya Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Arkeoloji Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Ahmet Yaraş, 2023 çalışmaları ile ilgili sunum yaptı. Yaraş, sunumunda Mecidiye Kalesi kazıları ile ilgili bilgi verdi. Mecidiye Kalesi kazılarının 2022 yılında Edirne Valisi Kürşat Kırbıyık ve Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu’nun teklifi ile başladığını belirten Yaraş; “2022 yılında 1 hafta süren arazi tespit çalışması yaptık. 2023 yılında kazı izni, Kültür ve Turizm Bakanlığı’ndan Ocak ayında geldi ve 2023 yılında kazıya başladık. Bu kazıyı Edirne Müze Müdürlüğü adına yapıyorum” ifadelerini kullandı. “7-8 YERİN ARKEOLOJİK SİT ALANI OLMASINI SAĞLADIK” Yaraş, kazının öğrencilerle birlikte gerçekleştirildiğini söyleyerek; “2023 yılında 2 ay süren kazıya başladık. Saros Körfezi’nin kuzeyinde yer alan Mecidiye Kalesi, çok fazla bilinen ve üzerinde araştırma yapılan bir yer değil. Bölgede Mecidiye Kalesi başta olmak üzere çevrede yaptığımız küçük çalışmalar sonucunda 7-8 tane kale kalıntısının ya da ören yerinin arkeolojik sit alanı olmasını sağladık. Bu bile başlı başına önemli bir kriterdir. Çünkü bölge yeteri kadar taranmadığı, envantere tabi tutulmadığı için pek çok yer hiçbir literatürde geçmiyordu” dedi. “23 TANE KAÇAK KAZI TESPİT ETTİK” Saros Körfezi’nin en önemli yerlerinden birinin Mecidiye Kalesi olduğunu vurgulayan Yaraş; “Buradaki kazılardan önce ne yazık ki bütün Trakya’da olduğu gibi Mecidiye Kalesi’nde de 23 tane kaçak kazının olduğunu tespit ettik. Hatta iş makinalarıyla kazıların yapıldığı, çevredeki ören yerlerinde rahatlıkla görülebiliyordu. Sayın Kürşat Kırbıyık’ın katkılarıyla Valilik, buradaki bir binayı kazı evi olarak tahsis ettirdi. 3 katlı eski belediye binası şu anda Mecidiye Kalesi’nin kazı evi olarak duruyor. Bu kadar temiz ve güzel bir binanın bize verilmesi nedeniyle Sayın Kürşat Kırbıyık’a minnettarız” sözlerine yer verdi. “HEM TİCARET, HEM DE GÜVENLİK AMACIYLA İNŞA EDİLMİŞ” Yaraş, Mecidiye Kalesi’nin daha önce birinci derece arkeolojik sit alanı ilan edildiğini söyleyerek; “Ama burada boylu boyunca uzanan müthiş bir alüvyon dolgu söz konusu. Mecidiye Kalesi daha güneyde yer alıyor ve kalenin bir planı çıkartıldı. Denizin kenarında kurulması nedeniyle hem ticaret, hem de güvenlik amacıyla inşa edilmiş bir kale. Alüvyon dolgunun olduğu yerde klasik döneme ait bir kent var. O kentin korunması amacıyla burada kale inşa edilmiş. Saros’un tam orta noktasını oluşturuyor. Kale kalıntısında çok fazla mimari kalıntı yok. Ama en sağlam kalanı, dört tarafını çeviren, farklı boyutlardaki surlardır. Özellikle kalenin çok uzun soluklu kullanıldığını gösteriyor. Biz, 4 ayrı döneme ait sur kalıntısının varlığını tespit ettik” dedi. “ANTEFİKS PARÇASI TESPİT ETTİK” Mecidiye Kalesi’nin yakınında bulunan Harmantepe adlı bölgenin de birinci derece arkeolojik sit alanı ilan edildiğini açıklayan Yaraş; “Çünkü burada bir antefiks parçası tespit ettik. Bu parçanın, Helenistik döneme ait olması gerekiyordu. Ama bu bölgenin askeri bir bölge olması ve çok yoğun maki bulunması nedeniyle ne yazık ki bütün alanı gezemedik. Kalenin dışındaki pek çok yerde böyle amforaları veya mimari taşınmazları tespit ettik” ifadelerine yer verdi. “KALENİN BATI DUVARI VE KUZEY KISIMLARI ÇOK ÖNEMLİ” Kazı çalışması sırasında Mecidiye Kalesi’nin bulunduğu bölgeyi perde ile çevirerek koruma altına aldıklarını belirten Yaraş; “Kalenin özellikle batı duvarı ve kuzey kısımları çok önemliydi. Çünkü batı duvarının olduğu yerde giriş kapısının olması gerekiyordu. Bunlar ne yazık ki köylüler tarafından taş ve toprak çekilmesi nedeniyle tahribata uğramış ve büyük yıkımlar olmuş. Ama 2 küçük kule kalıntısı korunmuş. Kazının son aşamasında burasının nasıl bir giriş olduğunu saptamak için bir çalışma yaptık. Duvarların ne kadar erkene gittiğine şahit olduk. Muhteşem bir batı surunun olduğu, öğrencilerimizin yaptığı çalışmalar sonucunda ortaya çıktı. Duvar kalınlıklarının ne kadar geniş olduğu, özellikle birkaç evrenin yapıldığını gördük. Ama belli ki 13’üncü yüzyılda ciddi anlamda bir değişiklik olduğunu gözlemledik” dedi. “EN ERKEN HELENİSTİK SURLARIN VARLIĞINI ORTAYA ÇIKARDIK” Yaraş, kalenin dar bir girişi bulunduğunu söyleyerek; “Alüvyon alanın antik çağda deniz olması nedeniyle girişlerin batıdan yapıldığına tanık oluyoruz. Alanda çok yoğun maki vardı. Makinin kaldırılması ciddi bir problemdi. O da kurumların katkılarıyla çevre köylerden gelen işçiler tarafından kaldırıldı. Böylece daha rahat kazı ve tespit çalışması yapmamız sağlandı. Özellikle kuzeydeki kulede yoğun bir kaçak kazı olduğu gözlemlenebiliyor. Helenistik döneme ait bir duvar tespit edildi. Yerleşmede arkaik, klasik, helenistik döneme ait seramik parçaları bulduk. Ama somut olarak helenistik döneme ait bir duvarın olması, en erken helenistik surların varlığını bu çalışma ile ortaya çıkardı” sözlerine yer verdi. “MAHZENİN İÇİ DEFİNECİLERİN TALANINA UĞRAMIŞ” Helenistik duvarın, bölgede bulunan ana kayanın oyularak devam ettirildiğine dikkat çeken Yaraş; “Ana kayanın mimaride kullanıldığını görmeniz mümkün. Kalenin tam orta noktasında bir mahzen yapısı var. Ana kaya oyularak mahzen yapılmış. İçi ise definecilerin talanına uğramış ve çok ciddi alüvyon dolgu var. Bunun tamamen temizlenmesi çok büyük bir iş gücü gerektiriyor. Kalan kısıtlı zamanda 2 noktada sondaj açılması ihtiyacını gördük. Küçük sondajlarla ana kayaya inmeye çalıştık. Birisinde indik. Geç döneme ait duvar kalıntılarını gördük” ifadelerine yer verdi. “DEFORME OLMUŞ BİR HAÇ BULDUK” Yaraş, kalenin yüzeyinde Traklara ait bir adak çukuru olduğunu söyleyerek; “Bunu derinleştirdik ve tam olarak kale planına oturtmaya çalıştık. Yüzeyde yaptığımız makilerin kaldırılması çalışmasında bir pitosun ağız kenarına ait dudakta Hermes’in atribüsünü bulduk. Bu da önemlidir. Dolayısıyla burası, Helenistik dönemden itibaren yaklaşık 250-300 kişinin konaklayabileceği, savunma amaçlı konaklama yaptığı bir yer olması gerekiyor. Onlara dair çok sayıda seramik vardı. Klasik Roma ve Bizans dönemine ait seramik parçaları tespit edildi. Özellikle Bizans seramikleri önemliydi. Kazıların sondajlarından bir tanesinde de demir bir haç ortaya çıkartıldı. Çok deforme olmuş bir haç olmasına rağmen bizim için yegâne arkeolojik objeydi” dedi. Yaraş, sunumunun sonunda çalışmalara katılan öğrencilere ve destek verenlere teşekkür etti. UĞUR AKAGÜNDÜZ

“SAROS’TA SADECE SAZLIDERE İMARA AÇILDI” Haber

“SAROS’TA SADECE SAZLIDERE İMARA AÇILDI”

Edirne İl Genel Meclisi’nin Ekim ayında düzenlenen beşinci toplantısında, İmar ve Bayındırlık Komisyonu’nun Sazlıdere sahil kesimi 2’nci etap konut bölgesi imar planı hakkındaki raporu görüşülerek oy birliğiyle kabul edilmişti. Komisyon Başkan Yardımcısı Sezgin Gündoğdu tarafından sunulan raporda, Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Sazlıdere köyü sahil kesimi 2’nci etap konut bölgesinde ait 1/5000 ölçekli nazım imar planı ve 1/1000 ölçekli uygulama imar planının uygunluğuna komisyonun karar verdiğini açıklamıştı. Gündoğdu’nun konuşmasının ardından Meclis Başkanı Mehmet Geçmiş, imar planlarını meclisin onayına sunarken; meclis üyeleri oy birliğiyle imar planlarını kabul etmişti. Geçmiş, imar planlarının kabul edilmesinin ardından yaptığı açıklamada, Sazlıdere köyünün sahildeki kalan kısımlarının imar planına açıldığını ve imarlı alanların oluştuğunu söylemişti. “YAPILAN İŞLEM MEVCUT PLANLARIN GÜNCELLENMESİ” Konunun birçok gazete ve internet haber sitesinde yer almasının ardından Edirne İl Özel İdaresi, konuyla ilgili açıklama yaptı. Açıklamada, kamuoyunda Saros Körfezi Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’nin imara açıldığına dair yanlış bir algı oluştuğu belirtilerek; “Saros Körfezi Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’nde imar planı yapma ve yaptırma yetkisi Kültür ve Turizm Bakanlığı’na ait olup idaremiz tarafından bu alan dışında yer alan ve mülga Çamlıca Belediyesi tarafından yapılan imar planlarının güncelleme çalışmaları tamamlanmış olup, planda herhangi yeni bir alan imara açılmamış ve mülga Çamlıca Belediyesi imar planı sınırları korunmuştur. Yapılan işlem mevcut planların güncellenmesinden ibarettir” ifadelerine yer verildi. “RUHSATSIZ YAPILAŞMAYA MAHAL VERİLMEYECEK” Açıklamada, söz konusu plan, plan hükümleri ve plan açıklama raporunun, Edirne İl Özel İdaresi’ne ait internet sitesi ve idare panosu ile Sazlıdere köyü muhtarlığı panosunda askıda olduğu belirtilerek; “Saros Körfezi Sazlıdere - Gökçetepe sahil kesiminde bahsedildiği gibi imara açılan yeni bir alan bulunmamaktadır. Bölge ile alakalı master plan çalışmaları başlamış olup, ilimizin en değerli bölgelerinden olan Saros Körfezi Kültür ve Turizm Koruma ve Gelişim Bölgesi’nde ruhsatsız yapılaşmaya mahal verilmeyeceği ve alanın korunması amacıyla gerekli tüm idari yaptırım kararlarının uygulanacağı (idari para cezası, yıkım) hususu kamuoyuna saygı ile duyurulur” sözlerine yer verildi. “SAZLIDERE İMARA AÇILDI, DİĞER YERLER PEYDERPEY AÇILACAK” İl Özel İdaresi’nden yapılan açıklamanın ardından Geçmiş, bugün konuyla ilgili basın mensuplarına açıklamalarda bulundu. Geçmiş, Sazlıdere köyünün sahil kesimindeki turizm alanlarının imar planlarının yapıldığını belirterek; “2006 yılından beri Saros Körfezi’nin imar planları yapılamıyor ve birçok kaçak yapıya maruz kalıyoruz. Çünkü imar planlarımız yok, çok fazla kaçak var. Vatandaşlara, ‘Yapmayın’ dememize rağmen birçok kaçak yapı oluşması başladı. Dönemin valisi döneminde Bakanlıktan İl Özel İdaresi’ne plan yapma yetkisi aldık. Sadece Sazlıdere köyümüzün turizm alanının bulunduğu kesim imara açıldı. İmar planları yapıldı ama daha kesinleşmedi. 1 aylık askı süresi var ve yakın zamanda o dolacak. Sonra Bakanlığa gidecek. Bakanlık onay verdikten ve 18 uygulaması yapıldıktan sonra planlı ve plansız alanlarda kalan evlerimiz var. Bunlar daha sonraki süreç içerisinde tespit edilecek ve orada imarlı bir alanla herkes İl Özel İdaresi’ne müracaat edecek. Orada imarını, yapı kullanımını alarak inşaatlarını yapabilecek konuma düşecekler. Ama yalnızca Sazlıdere’de yapılacak. Meclis Başkanı olarak benim açıklamamdan sonra tüm Saros’un imara açıldığı ve imar planlarının yapıldığı algısı yaratılmıştı. Onun için İl Özel İdaresi’nde büyük bir yoğunluk ve talep oluşmuştur. Genel Sekreterimiz de bu açıklamayı yapmak zorunda kalmıştır. Saros bölgesinde şu anda İl Genel Meclisi’nde imar planlarını onayladığımız ve imara açılan tek alan vardır. Sazlıdere turizm gelişim alanındaki sahilin belli bir kısmını imara açtık. İmar planlarını İl Genel Meclisi’nde onayladık.  Bundan sonra Göktepe ile ilgili Bakanlıktaki çalışmalar devam ediyor. Henüz gelmedi. Bunlar zaman alacaktır. Bunlar geldikten sonra İl Genel Meclisi, Gökçetepe’nin imar planlarını yapacak. Daha sonra Bakanlıktaki çalışmalar bittikten sonra Sultaniçe, Gülçavuş ve Yayla’nın belirli bir kısmı gelerek, Saros Körfezi’nde imarı olmayan birçok yer peyderpey İl Özel İdaresi’ne gelerek, İl Genel Meclisi’nde imar planları yapılarak imara açılacaktır. Ama şu an açılan sadece Sazlıdere köyümüzün turizm alanları vardır. Onun dışında hiçbir yer açılmadı” dedi. UĞUR AKAGÜNDÜZ

ÇALIŞKAN’DAN SAROS’UMA DOKUNMA KLİBİ Haber

ÇALIŞKAN’DAN SAROS’UMA DOKUNMA KLİBİ

Edirne’nin Keşan ilçesine bağlı Sazlıdere ve Gökçetepe köylerinin arasına BOTAŞ tarafından yapılan Saros (FSRU) Likit doğalgaz taşıma ve yükleme limanı ve boru hattı projesine tepkiler devam ediyor. Edirne’de Saros Gönüllüleri tarafından başta hukuki mücadele olmak üzere Keşan ilçesi ve köylerinde düzenlenen eylemlere destek veren sanatçı Ender Çalışkan, Saros’uma Dokunma adlı şarkısının klip çekimlerinin gerçekleştirildiğini duyurdu. “KEŞAN’DAN DOSTLARIMIZ GELDİ” Çalışkan, sosyal medya hesabından yaptığı duyuruda, Saros’uma Dokunma adlı şarkısına, Çanakkale’nin Gelibolu ilçesine bağlı Güneyli köyünde klip çektiğini açıkladı. Çalışkan, klip çekimine Keşan ilçesinden Saros Gönüllüleri’nin de katıldığını belirterek; “Bugün Gelibolu/Güneyli'de şahane bir klip çektik. Amasya'dan, Çanakkale'den, Ankara'dan, Gelibolu'dan, Keşan'dan çevre gönüllüsü dostlarımız geldi, destek verdiler. Çevre katliamına ‘dur’ demek için buradaydık. Saros Körfezi talanına, Akbelen Ormanları’nın yok edilişine, doğa katliamının olduğu her duruma ‘dur’ demek için Pazar sabahı zaman ayırıp yanımda olan dostlarıma teşekkür ederim” ifadelerini kullandı. “KLİPTE SAROS GÖNÜLLÜLERİNE DE YER VERDİ” Saros Gönüllüleri sözcüsü Mürşide Çoban da Çalışkan’ın klibinde Saros Gönüllüleri olarak yer aldıklarını açıklarken; “Saros için tarihe bir not daha düştük. Doğa dostu sanatçımız Ender Çalışkan, Saros’a farkındalık için yazdığı şarkıya çektiği klibin sahnesinde biz Saros Gönüllüleri’ne de yer verdi. Edirne’den Çanakkale’ye gönüllülerimiz ile buluşup birlikte bir kez daha ‘Saros’uma Dokunma sakın ha!’ diye haykırıyoruz. Birlikte dayanışmayla mücadeleye devam” sözlerine yer verdi. KEŞAN’DAKİ MİTİNGTE SAHNEDE SÖYLEMİŞTİ Çalışkan’ın klibinin yakın zamanda sosyal medya platformlarında yer alması bekleniyor. Çalışkan, daha önce de Edirne’nin Keşan ilçesinde binlerce kişinin katılımıyla düzenlenen Saros’uma Dokunma mitinginde sahne alarak, Saros Körfezi için yazıp bestelediği şarkısını seslendirmişti. UĞUR AKAGÜNDÜZ

“SAROS’TA BÜYÜK BİR DEPREM BEKLEMİYORUZ” Haber

“SAROS’TA BÜYÜK BİR DEPREM BEKLEMİYORUZ”

Jeoloji Mühendisleri Odası Edirne Temsilcisi ve Jeoloji Mühendisi Can Yılmaz, dün Marmara Denizi’nde meydana gelen ve Yalova, Bursa, İstanbul, Kocaeli ile çevre illerden hissedilen deprem ile ilgili açıklamalarda bulundu. Edirne’nin Saros Körfezi’nden başlayan Kuzey Anadolu Fay Hattı’nın depremin ardından gündeme gelmesi ile ilgili açıklamalarda bulunan Yılmaz, Saros Körfezi’nde yaşayan vatandaşları da konut denetimleri konusunda uyardı. “BÖLGEDE BÜYÜK BİR DEPREM BEKLEMİYORUZ” Yılmaz, bilim insanlarının kırılmasını beklediği fay hattının Tekirdağ’ın Marmaraereğlisi ilçesiyle Silivri açıkları olduğunu belirterek; “Kırılmasını beklediğimiz yer, Marmaraereğlisi ve Silivri açıkları gibi gözüküyor. Saros Körfezi’nin içerisine doğru olan kırılmalar daha önce oldu. Bu olmayacak anlamına gelmez ama şu anda o bölgede büyük bir deprem beklemiyoruz” ifadelerini kullandı. “YALOVA’DAKİ ENERJİ SAROS’A KADAR GELMEZ” Yalova’da dün meydana gelen 3,3 büyüklüğündeki depremin enerjisinin Saros Körfezi’ne kadar ulaşamayacağını söyleyen Yılmaz; “Yalova’da dün olan depremin enerjisi buraya kadar gelmez. O deprem, enerjisini daha çok İstanbul tarafına doğru aktaracaktır. Çünkü enerji, en yakın yere transfer olur. Saros’a kadar gelmez” dedi. “ZEMİN VE YAPI KALİTESİ ÖNEMLİ” Yılmaz, Saros Körfezi bölgesinde sağlam zemini olan yerler olduğu gibi alüvyonların olduğu yerler de bulunduğuna dikkat çekerek; “Saros bölgesinin sağlam olan yerleri de var, alüvyon dediğimiz yerleri de var. Böyle bir depremde sıvılaşma olabilecek yerlerimiz var. Yeni yapılan binalarda zemin etütleri yapılıyor ama eski binalarda bu çalışma ya da buna entegre yapılmış yapılar yok. Yeni yapılar zemin etütlerinde denetlenmiş olabilir. Eski binalarda zaten zemin etüdü yok. Sahildeki birçok konut stoğu eski yapılardan ibaret. Öncelikli olarak bunların hem zemini, hem de yapı kalitesinin ne olduğu önemli durumlardan bir tanesidir. Vatandaşın bunların üzerinde durması gerekiyor ama maalesef evi yaptıktan sonra bu konuları masraf olarak görüyorlar. İnsan hayatı hiçbir şeyden daha kıymetli değil” sözlerine yer verdi. “TEK KATLI YAPILARDA ÖLEN İNSANLAR DA VAR” Bazı 2 katlı yapıda yaşayan vatandaşların, ‘Bir şey olmaz’ mantığı ile hareket ettiğini belirten Yılmaz; “Ayrıca 2 katlı yapılarda, ‘Bir şey olmaz’ mantığı var. Aslında hiç de öyle olmuyor. Tek katlı yapılarda bile ölen insanlar var. Kahramanmaraş’taki depremde bunu gördük. Evin tek kat, 2 kat ya da 3 kat olması sadece insan popülasyonu demektir ve insan popülasyonunun fazla olması riskin fazla olması demektir. 1 katlı bir evde üzerinize yapı yıkıldığı zaman şartları çok fazla değişmiyor. Sadece çok katlı yapılarda riskler daha da artıyor” diye konuştu. UĞUR AKAGÜNDÜZ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.