Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Sanat

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Sanat haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Sanat haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

SANATLA CUMHURİYET’İ YAŞATAN SERGİ Haber

SANATLA CUMHURİYET’İ YAŞATAN SERGİ

Trakya Üniversitesi organizasyonunda Şehit Ressam Hasan Rıza Meslek Yüksek Okulu, Eğitim Fakültesi Resim İş Eğitimi Bölümü öğretim üyeleri ve SAYRED (Sanatın Yedi Rengi Derneği), 26 sanatçının 29 resimle katıldığı karma sergi düzenlendi. Devecihan Kültür Merkezi’nde düzenlenen serginin açılışına Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, Baro Başkanı Gökhan Karakoç, akademisyenler, öğrenciler ve sanatseverler katıldı. “SANATLARIYLA CUMHURİYET’İ YAŞATACAKLAR” 3 Kasım tarihine kadar açık olacak serginin açılışında konuşan Şehit Ressan Hasan Rıza Güzel Sanatlar Meslek Yüksek Okulu Müdürü Prof. Dr. Semiha Kartal; “100’üncü yılını kutladığımızı Cumhuriyet’in önemi, yaşadığımız bu insanlık dramlarıyla daha bir anlam kazanıyor. Katılımcı sanatçılarımız da bu sanatıyla Cumhuriyet’i yaşatacaklar” dedi. “100’ÜNCÜ YILDA TÜM BİRİMLERİMİZİN ETKİNLİKLERİ VAR” Trakya Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Erhan Tabakoğlu ise Türkiye Cumhuriyeti’nin 100’üncü yaşında olduğunu söyleyerek; “Emperyalist güçlere karşı varoluş mücadelesi veren başta Gazi Mustafa Kemal olmak üzere bütün aziz şehirlerimize ve gazilerimize şükranlarımızı iletiyoruz. Trakya Üniversitesi olarak 100’üncü yılda tüm birimlerimizin etkinlikleri var” ifadelerini kullandı. “KLASİK TÜRK EBRUSUNU FARKLI BİR ÜSLUPLA ÇALIŞTIM” Sergiye ebru çalışmasıyla katılan Trakya Üniversitesi Şehit Ressam Hasan Rıza Güzel Sanatlar Meslek Yüksek Okulu Geleneksel El Sanatları Programı Öğr. Gör. Fatma Dağlı, eserindeki tekniğin kendisine ait olduğunu açıklarken; “Klasik Türk ebrusu tekniği ama farklı bir üslupla çalıştım. Balıklara 21 yorum getirerek renkleri parlak kullanmaya çalıştım” dedi. “CUMHURİYET’İMİZİN 100’ÜNCÜ YILI YENİLİKLERE AÇIK OLSUN” Trakya Üniversitesi Restorasyon Bölümü mezunu olan ve sanat hayatına İstanbul’da devam eden Edirneli sanatçı Funda Camelmas, geleceğin sanatçıları ile çalışmalarına devam ettiğini belirterek; “Minik sanatçılarla çalışıyorum. Cumhuriyet’in 100’üncü yılına yakışan bir şekilde sirius yıldızının yol gösteren bir yıldız olmasından yola çıkarak bu eserle katıldım. Cumhuriyet’imizin 100’üncü yılı yeniliklere, güzelliklere açık olsun” sözlerine yer verdi. “CUMHURİYET’İN İLELEBET DEVAM EDECEĞİNİ ANLATTIM” Sergiye ‘İlelebet’ adını verdiği eseriyle katılan Şehit Ressam Hasan Rıza Güzel Sanatlar Meslek Yüksek Okulu Geleneksel El Sanatları Bölümü Öğr. Gör. Nergis Çanak da; “Motiflerimiz sonsuzluğu ifade ettiği için ben de çalışmamada Türkiye Cumhuriyeti’nin ilelebet devam edeceğini anlatmaya çalıştım” diye konuştu. ŞENER ŞENTÜRK

BAYRAKTAR’DAN “CUMHURİYET DÖNEMİNDE SANATIN ROLÜ” Haber

BAYRAKTAR’DAN “CUMHURİYET DÖNEMİNDE SANATIN ROLÜ”

Trakya Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesinde Plastik Sanatlar topluluğu tarafından gerçekleşen konferansta konuşmacı olarak bulunan Sanat ve Kültür Uzmanı Kutalmış Bayraktar, 1940 ve sonrasındaki erken Cumhuriyet dönemi Sanat Politikalarını anlattı. Bayraktar, Kentleşme, Kamusal Sanat ile Mekan Yaratımı, Köy Enstitülerindeki Sanatın Dahil Olduğu Üretime Dayalı Eğitim, Halkevleri, Yeni Mimarlık gibi Politikalara değinerek Cumhuriyetin gelişi ile birlikte Kent Planlamasının ülkeye geldiğini söyledi. Türk Sanatının tüketilen soyut nesneden üretilen soyut nesne olma haline ulusal bir kimlikle geçtiğini belirten Kutalmış ‘Bir iletişim devrimi’ olarak Türkiye Cumhuriyetini anlattı. “CUMHURİYETİN GELİŞİ İLE KENT PLANLAMASI GELDİ” Edirneli Araştırmacı Kutalmış Bayraktar, Kentleşme Politikasının Cumhuriyetle beraber var olduğunu belirterek “Kent kavramı çok önemli çünkü Cumhuriyeti yükselten bilinç aslında kentlilikti. Eşraf ve esnafın mücadeleye dahil olması, katkı vermesi çok önemliydi. Eskiden de Osmanlıda bir kent anlayışı var fakat planlamaya dahil değildi. Türk topraklarındaki ilk belediye Beyoğlu belediyesidir, İstanbul bile değil. Çünkü orada yabancılar yaşıyor. Kendi kendilerine talep vermişler. Planlamaya dayalı, planlamayla beraber öngörülebilecek bir anlayış yoktu, Cumhuriyetle beraber var oldu. Kentliler birikti bu bir ahiliğin devamı olan eşraflıktı, ayanlıktı. Bir ulus bilinci yarattı. Ulus bilinciyle beraber kenetlenen bir kentlik bilinci oluştu” dedi. “TÜRKİYE CUMHURİYETİ HER ANLAMDA BİR İLETİŞİM DEVRİMİDİR” Kutalmış Bayraktar, alfabenin bir araç olduğunu ve kağıtla kitlelere ulaştırıldığını söyleyerek şöyle devam etti: “Türkiye Cumhuriyeti her anlamda bir iletişim devrimidir. Dilin sadeleştirilmesi, alfabenin oluşturulması bunun gibi dil dediğimiz dilin dışında estetik dilinde anlatıya katılması var. Atatürk’ün Türkçe diline daha uygun olan günümüzde de kullandığımız çağdaş alfabeyi halka tanıttı. Alfabe bir araç onun bir üretim cihazı. Peki üretim nedir? Atatürk Kağıt Fabrikasını kurarak alfabenin kitlelere ulaştırılmasını sağladı. 1925’te Selüloz ve Kağıt Sanayi görsel kültür hem yazımsal hem görsel kültür üretilmesi ve kitlelere ulaştırılmasının önüne çıkıyor.” “SANAYİ-İ NEFİSE’DEN İSTANBUL DEVLET GÜZEL SANATLAR AKADEMİSİNE “ Bayraktar, Sanayi-i Nefise’nin İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisi oluşumuna değinerek “Sanayi-i Nefise’den bir değişim oluyor. İstanbul Devlet Güzel Sanatlar Akademisinin hocalarına baktığımızda özellikle resim ve çevre branşlarında Şişli Atölyesi ve çevresindeki entelektüel alan oraya hoca olmuştur, Şişli atölyesine ev sahipliği yapmış yine aynı şekilde Vedat Tek evinde sergi düzenlenmiştir. Bunlar iyice Devlet Güzel Sanatlar akademisine hoca olarak geçiyor” diye konuştu. MERT ERİŞKİN

RENKLERİN HAYAT BULDUĞU SANAT “EDİRNEKARİ” Haber

RENKLERİN HAYAT BULDUĞU SANAT “EDİRNEKARİ”

Edirnekari’nin Edirne'de 14 ve 17. yüzyıllarda ortaya çıkan, Edirneli sanatçıların elinde başlı başına bir özellik kazanan bir teknik olduğunu belirten Edirnekari ustası Yeşim Türkeli, Edirnekarinin bir ruh hali ve tutku olduğunu söyledi. Türkeli 8 yıldır ilgilendiği Edirnekari sanatına Edirneli üstat Halil Teksöz sayesinde başladığını ve kendisi için Edirnekari’nin bir sevda haline geldiğini, çok severek yaptığını ifade etti. “KÜÇÜK BİR İLÇEDE BU SANATI DUYURMAYA ÇALIŞIYORUZ” Edirnekari ustası Yeşim Türkeli küçük bir ilçe olan Uzunköprü’de bu sanatı duyurmaya çalıştıklarını, ilginin yoğun olduğunu belirterek şöyle devam etti: “Usta öğretici olarak ilk yılım. Usta öğretici olarak Halk Eğitim Merkezi’nde görevlendirildim. Bu yıl sınavımı kazandım, Halk Eğitim Merkezine başvurumu yaptım. Onlar da onayladılar. Edirnekariyi öğrenmek isteyen çok insan var. Çok fazla bir talep var. Hatta ben öğrenci daha fazla öğrenci alamıyorum, sınırladım. Çünkü yerimiz müsait değil. Küçücük bir ilçede bu sanatı duyurmaya çalışıyoruz. Daha da ileriye gitmek gibi hedeflerim var. Ben Edirnekari’ye gönül verdim. Bir ruh hali oldu, Edirnekari gerçekten bir sevda, bir tutku.” “EDİRNELİ USTALAR TARAFINDAN YAPILMIŞ” Türkeli Edirnekariyi diğer sanatlardan ayıran özelliklerine değinerek “Edirnekariyi diğer sanatlardan ayıran özelliği bizim ilk Edirneli ustalarımız tarafından yapılmış olması. Bölgemiz insanının bu sanattan haberli olmaması, duymamaları ve Osmanlı’dan kalan camilerde minare süslemelerinde, ahşap kapılarda, çeşmelerde var. Fakat biz bu geleneği pek fazla gösterememişiz. Şu anki amacımız bu geleneği yaşatmak, gelecek kuşaklara aktarabilmek. Günlük hayatın içerisinde çok fazla yer edinebilmesini sağlamak” dedi. “YURTİÇİ VE YURTDIŞI SERGİLERE DAVET ALDIM” Yurtdışındaki sergilere davet alıp, eserlerini gönderdiğini söyleyen Türkeli “Yurtiçi ve yurtdışı sergilere davet aldım ve eserlerimi gönderdim. İstanbul’da yerleşik sanatçılarımızdan koleksiyoner Orhan Karadoğan var. Kendisinde, özel koleksiyonunda eserlerim de satıldı. Edirnekari benim için görev işine, sevda işine döndü” diye konuştu. “EDİRNEKARİ’DE EDİRNE KIRMIZISI” Türkeli, Edirnakarinin birçok kullanım alanı olduğunu ifade ederek şöyle devam etti: “Eski Türk evlerinin vazgeçilmez eşyaları olan sandıklarda, ahşap kutularda, sehpalarda, mutfak dolapların raflarında, fırçalı el aynalarında çok alanda kullanılabilir. Çok amaçlı kullanım alanları var ama biz bu geleneği bozmadan kendine has renkleriyle Edirne Kırmızısı renkleriyle, ana renkleriyle hayata geçirmeye çalışıyoruz.” “GENÇ KESİME DE TANITMAK, SEVDİRMEK İSTİYORUZ” Kursiyer yaş aralığının emekli kesimden oluştuğunu ancak genç kesime de Edirnekariyi tanıtmak, sevdirmek istediğini vurgulayan Türkeli “Yaş aralığımız; emekli kesim 50 yaş üstü fakat biz Edirnekariyi genç kesim, liseli gençlerimize de tanıtmak, sevdirmek istiyoruz. Aslında burada kurs öğretmenliğinden ziyade okullarda çalışmak istiyordum, koşullar uymadı. Bundan sonraki dönemde genç kesimlere, 50 yaşın altındaki gençleri yetiştirme niyetim ve hayalim var” dedi. MERT ERİŞKİN

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.