Depremzede sağlık çalışanı çift birbirine destek oluyor
Acil tıp teknisyeni 36 yaşındaki Harun ve 30 yaşındaki paramedik Ebru Kaya'nın yolu, 9 yıl önce görev yaptıkları Şanlıurfa'da aynı ambulansta kesişti. 7 yıl önce evlenen çift, Harun Kaya'nın memleketi Hatay'da görev yapmaya başladı.
"Asrın felaketi" olarak nitelendirilen 6 Şubat depremlerinde birçok yakınını kaybeden çift, tüm acılarını bir kenara bıraktı. Depremlerin hemen ardından 6 yaşındaki çocuklarını komşularına emanet eden çift, depremzede vatandaşların yardımına koştu.
Çift, yaşadığı acıları unutabilmek için 6 ay önce Kırklareli'ne tayin istedi. Kırklareli 112 Acil Sağlık Hizmetleri İstasyonu'nda görev yapan çift, hasta ve yaralıların imdadına aynı ambulansta yetişiyor.
Harun Kaya, 1-7 Aralık Acil Sağlık Hizmetleri Haftası dolayısıyla, 2014 yılında görev yaptığı Şanlıurfa'nın Ceylanpınar ilçesinde eşi Ebru ile tanıştığını söyledi.
Evlendikten sonra 2017 yılında memleketi Hatay'ın İskenderun ilçesinde göreve devam ettiklerini belirten Kaya, "Asrın felaketi" olarak nitelendirilen depremi yaşayanlardan biri olduklarını dile getirdi.
Çok zorlu bir süreç yaşadıklarını anlatan Kaya, şunları kaydetti:
"Bu afette 112'ci olmak farklı bir duyguydu. Orada yaşayınca ve sağlık çalışanı olunca bu duruma çok daha farklı açıdan bakıyorsunuz çünkü gerçekten birçok hayat sona erdi. Biz bunları gördük ve yaşadık. Birçok hayat da kurtuldu, kurtardık. Bunun verdiği mutluluk ve sevinç de ayrı bir güzeldi. O süreçte eşimle aynı işi yapmak zordu, çocuğumuzun olması ayrı bir zordu. Depremin ilk anında çocuğumuzu güvenli bir noktaya aldıktan sonra yedek ambulanslarımızdan alıp sahaya çıktık. Kime yardım edebilirsek ne kadar yardım yapabilirsek ne kadar hayat kurtarabilirsek o kadar iyi düşüncesiyle zaten sahada, sokaklardaydık. Birçok enkazdan da yaralı ve çocuk kurtardık."
- "Bu meslek kesinlikle çok kutsal bir meslek"
Mesleğinin zorlukları kadar güzel yanlarının da olduğunu belirten Kaya, "Bu meslek kesinlikle çok kutsal bir meslek." dedi.
Kaya, mesleklerinin sabır ve insana saygı mesleği olduğunu vurguladı.
Empati kurma yetisinin de fazlasıyla gerekli olduğu bir meslek yaptıklarını ifade eden Kaya, şöyle devam etti:
"Bu mesleği yapanda vicdan olması gerekiyor; ciddiyet, insana saygı öncelikle olması gerekenler. Bunun yanı sıra baba olmak gerekiyor, babalık duygusunu bilmek ve çocuk hastalara bunu hissettirmek gerekiyor. Mesela deprem anında aldığımız çocukların ne annesi ne babası vardı. Gözümüzün içine bakıyor o çocuklar, o anda bir baba şefkati veya anne şefkati bekliyorlar senden. Senin ağzından çıkacak ilk kelime o anda enkazdan çıkan çocuk için çok önemli. Onu rahatlatabilmen gerekiyor, o huzuru sağlayabilmen gerekiyor."
Kaya, hasta veya yaralı birini yaşama döndürmenin mutluluğunun anlatılamayacak kadar güzel bir duygu olduğunu vurguladı.
Gece gündüz demeden severek görev yaptıklarını anlatan Kaya, hayatını kaybeden vatandaşları gördüklerinde ise çok üzüldüklerini belirtti.
Eşi ile aynı mesleği yaptığı içinde kendini şanslı hissettiğini anlatan Kaya, "Eşlerin birbirlerinin yaptığı işi bilmesi çok önemli. Evlilik hayatındaki uyumla ilgili çok önemli bir nokta çünkü bizi bizden başka kimse anlayamaz. Nöbet esasına göre çalıştığımız için eve gittiğimizde gerçekten o nöbet kötü geçtiyse benim yorgun olduğumu eşim çok net anlayabiliyor." ifadelerini kullandı.
- "Bu meslek zor bir meslek, insan hayatıyla uğraşıyorsun"
Ebru Kaya ise hayatlarının en zor günlerini deprem bölgesinde yaşadıklarını vurguladı.
Her şeye rağmen acılarını ve yakınlarını bir kenara bırakarak enkazdan çıkarılan vatandaşların yardımlarına gittiklerini belirten Kaya, "Zor bir süreçti. O gece çocuğumuzu komşumuza teslim ederek göreve gittik. Bu meslek zor bir meslek, insan hayatıyla uğraşıyorsun. 'Bunu da yapsa mıydım? Acaba eksik mi kaldı?' demememiz gerekiyor." şeklinde konuştu.