Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Okan Gaytancıoğlu

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Okan Gaytancıoğlu haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Okan Gaytancıoğlu haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Gaytancıoğlu’ndan Havsa Ziraat Odasına Ziyaret Haber

Gaytancıoğlu’ndan Havsa Ziraat Odasına Ziyaret

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) önceki dönem Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu ve CHP Havsa İlçe Başkanı Memduh Doğramacıoğlu, Havsa Ziraat Odası Başkanı Bülent Uzel ve Genel Sekreter Taner Bozkurt ile bir araya gelerek tarım sektöründeki sorunları konuştular. Ziyarette özellikle çiftçilere destek sağlanması konularına vurgu yapıldı. Ziyaret ardından www.batiekspres.com haber sitesine konuşan Gaytancıoğlu şunları dile getirdi: “Üreticiler, buğday için makul bir fiyat belirlenmesini bekliyor ve 15 TL'nin çok yüksek bir talep olmadığını vurguluyorlar. Ancak, yetkililer hala ithalata yöneliyor. 2023 yılında buğday ithalatına 3.5 milyar dolar harcandı ve 11.7 milyon ton buğday ithal edildi. Üstelik, bu yılın ilk ayında da 3 milyon ton buğday ithal edildi. Bu durum, üreticiler tarlada çalışırken buğday yüklü gemilerin limanlarda beklediği bir tabloya yol açtı. Türk çiftçileri, emeklerinin karşılığını alamamaktan ve ithal edilen buğdayın rekabeti nedeniyle zor durumda kalmaktan şikayetçi. Üreticiler, yetkililere seslenerek, başka ülkelerin çiftçilerini desteklemek yerine Türk çiftçisinin yüzünün gülmesi gerektiğini belirtiyor. 15 TL'lik bir fiyatın belirlenmesi, çiftçilerin maliyetlerini karşılamalarına ve emeklerinin karşılığını almalarına yardımcı olacaktır. Bu çağrı, yalnızca çiftçilerin ekonomik durumunu iyileştirmekle kalmayacak, aynı zamanda yerli üretimi destekleyerek Türkiye'nin tarımsal bağımsızlığını güçlendirecektir. Türk çiftçisinin emeğine ve üretimine değer verilmesi gerekiyor. 15 TL'lik buğday fiyatı verilirse, hem çiftçiler rahat bir nefes alacak hem de ülkenin tarım sektörü güçlenecektir.” ERGİN SÖZER

2 yıl önce ziyaret ettiği İliç’i anlattı Haber

2 yıl önce ziyaret ettiği İliç’i anlattı

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) önceki dönem Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu, Erzincan’ın İliç ilçesindeki altın madeni sahasında toprak kayması yaşanmasının ardından konuyla ilgili açıklama yaptı. Gaytancıoğlu, 2022 yılında ziyaret ettiği İliç’te yaşadıklarını Batı Ekspres’e anlattı. Bölge halkının altın madenine 2 yıl önce de tepki gösterdiğini belirtti. Bölge halkının özellikle doğal kekik ve bal üretimi ile yaşamını devam ettirirken, maden açılması ile doğasında yaşanan zarara dikkat çeken Gaytancıoğlu, halkın karşı karşıya kaldığı istihdam sorununu da hatırlattı. “DOĞAMIZI SÖMÜREREK PARA KAZANIYORLAR” Bölgede verimli toprakların bulunduğunu söyleyen Gaytancıoğlu; “Maalesef vahşi bir kapitalizm var. Özellikle fay hatlarının geçtiği yerler ve havzalar, en verimli toprakların bulunduğu, birinci sınıf orman, birinci sınıf tarım arazisinin olduğu yerlerdir. Çünkü fay hatları zaman içerisinde kırılmalar yaşadığı için bu toprakların en verimli tabakaları buralarda bulunur. Genellikle madenler de bunların altlarında yer alır. Bu madenleri de şirketler uydu görüntüleri ya da jeolojik tespitlerle bulurlar. Ama doğal bitki örtüsü, bölgeye sağladığı ekolojik yapı nedeniyle de buraların korunması lazım. Bölgede Türkiye’den geçip büyük bir nehir var. Bizim buralara doğayı bozmadan barajlar yapmamız gerekirken yabancı şirketlerin gelerek maden arama işlemi yapıyor. Bölge halkında çeşitli sebeplerle işsizlik var. Onlardan ‘İstihdam sağlayacağız’ diyerek susmalarını istiyorlar ama doğamızı sömürerek para kazanıyorlar. Bu son derece yanlıştır. ABD-Kanada ortaklığı var ama görünürde Türk ortağı da var” ifadelerini kullandı. “ÇED SÜRECİNDE ÖNLENMELİYDİ” Gaytancıoğlu, ziyaretinde bölgedeki izlenimlerini açıklarken; “Maden çıkartılabilir ama bunun teknolojik yöntemleri çok fazladır. Buradaki madende de siyanür kullanılıyor. Biz İliç’e gittiğimizde il ve ilçe yöneticilerimizden aldığımız bilgilerde doğanın sömürüleceğini, bitki örtüsünün biteceğini söylediler. Bunu gözle de görebiliyorsun. Çünkü yemyeşil bir coğrafya, en verimli araziler var. Ama orada 10-15 yıl maden çıkartılıp bitirildiği zaman çoraklaşmış, bozulmuş, bitki örtüsü gitmiş, birçok canlı türü kaybolmuş bir yapıyla karşı karşıya geleceğiz. Bu durum ÇED sürecinde önlenmeliydi. Sömürecekler ve gidecekler. Olan, bizim doğamıza olacak. Bizim canlarımız gidiyor. Ayrıca çok büyük bir tehlikesi var. Çünkü oraya gittiğimde Fırat nehrine çok yakın bir alanda olduğunu gördüm. Bir çökeltme havuzu vardı ve oradan çıkanlar siyanürle yıkanıyordu. Maden bulunuyor, fizibilitesi ve kârı yüksek olabilir ama hiçbir kârlılık insan hayatının önüne geçemez. Milyonlarca yılda var olan doğayı bir dakikada kaybetmemeliyiz” dedi. “BU ZİHNİYETTEN KURTULMAMIZ LAZIM” Bölgenin Türkiye için çok değerli olduğunu vurgulayan Gaytancıoğlu; “Altındaki maden mi, üstündeki bitki örtüsü mü daha değerli? Bize göre üstündeki bitki örtüsü daha değerli ama bu zihniyetten kurtulmamız, politikaların daha açık ve net, yargının çok şeffaf ve müdahil olması lazım. Burada sadece bölgesel bir komisyon değil, ülke çapında bir komisyon kurulması lazım. Çünkü bunlar doğal varlıklardır ve bizden sonraki nesillere de aktarılmalıdır. Burada kurulan komisyon ile ‘Projenin alanını genişletebilirsiniz’ diyerek onay verilmesi son derece yanlıştır. Çünkü burası, ülkemizin çok önemli bir bölgesidir” sözlerine yer verdi. İLİÇ HALKINDAN DİNLEDİKLERİNİ ANLATTI Gaytancıoğlu, bölge halkının madene karşı duyarlı olduğunu söyleyerek; “Halk duyarlıydı, ‘Bize ekmek ve istihdam lazım ama bizim ekmeğimiz de vardı, istihdamımız da. Burada doğal kekik, doğal bal var. Arıcılık yapıyor ve iyi fiyatlara satıyorduk. Okulumuz vardı, kapandı. Buğday yetiştirip para kazanıyorduk ama şimdi para kazanamıyoruz, insanlarımız göç ediyor. Devlet yatırım yapsın, fabrikalar kursun ama bu şekilde doğaya zarar vererek ve çocuklarımızı da buraya muhtaç ederek olmaz’ diyordu. Birçok insan da çocuklarını burada işe yerleştirmeye çalışıyordu. Çünkü yaşam devam ediyor ve başka bir istihdam alanı yok. İnsan bile bile kot taşlama fabrikasında, tiner atölyesinde çalışır mı? İstihdam alanı yoksa mecburen çalışır. İnsanlar da maalesef çaresizlik içerisinde ölümü bekliyorlar. Halk aslında çok şikâyetçi ve yapılmasını istemiyordu ama o bölgede kekik üretimini, hayvancılığı bitirirseniz, arıcılığa destek vermezseniz, bal yetiştiricilerine üretim desteği vermezseniz, kaynak ayırmazsanız sonuçları bu şekilde olur” diye konuştu. UĞUR AKAGÜNDÜZ

“Küçük esnaflarımızın durumu daha da kötüleşecek” Haber

“Küçük esnaflarımızın durumu daha da kötüleşecek”

www.batiekspres.com haber sitesine açıklamalarda bulunan Cumhuriyet Halk Partisi önceki dönem Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu, küçük esnafların yeni yıl ile birlikte yaşadıkları sıkıntıları şu şekilde anlattı: “Yeni bir yıla girdik. Ama yeni yıl ile beraber özellikle küçük esnaflarımızın durumu daha da kötüleşecek. Bağ-Kur primleri şu an 6 bin 900 lira seviyesine ulaştı. Bu yüksek miktardaki primler, küçük esnafların mali yükünü artırıyor ve işletmelerin sürdürülebilirliği konusunda ciddi sorunlar doğuruyor. Özellikle dükkan kiralarındaki artış, küçük esnafın gelirini olumsuz etkiliyor. Yanlarında çalıştırdıkları bir asgari ücretli için ödenmesi gereken miktar ise en az 23 bin TL seviyesine çıkıyor. Bu durum, küçük esnafların maliyetlerini artırmakla kalmayıp, aynı zamanda işletme karlılıklarını da olumsuz etkiliyor. Öte yandan, küçük esnafların ödedikleri vergi miktarları da giderek yükseliyor. Bu da işletme sahiplerinin elde ettikleri gelirin önemli bir bölümünü vergilere ayırmak zorunda kalmalarına neden oluyor. Bu artan maliyetler, işletmelerin rekabet edebilirliğini ve genel olarak iş yapma kapasitesini azaltıyor. Alım gücünün düşmesiyle birlikte müşteri sayısında gözle görülür bir azalma yaşanıyor. Küçük esnaf, 3 harfli marketlerle rekabet etmeye çalışırken, daha çok çalıştıkları halde gelirlerindeki düşüşle mücadele ediyorlar. Bu durum, esnafın işlerini sürdürme konusundaki motivasyonunu olumsuz etkileyerek sektörde bir belirsizlik atmosferi yaratıyor. Dolayısıyla, küçük esnafların karşılaştığı bu zorlu ekonomik şartlar göz önüne alındığında, acil destek mekanizmalarının devreye alınması ve ilgili kurumlar arasında işbirliğinin artırılması gerekiyor. Kamuoyu ve ilgili kurumların bu konudaki farkındalıklarını artırarak küçük esnafların sürdürülebilirliğini desteklemek, ekonomik dengeyi korumak açısından kritik öneme sahiptir.” ERGİN SÖZER

Gaytancıoğlu; “Dar gelirliyi ezerek enflasyonu düşürmeye çalışıyorlar” Haber

Gaytancıoğlu; “Dar gelirliyi ezerek enflasyonu düşürmeye çalışıyorlar”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) 25, 26 ve 27’nci dönem Edirne Milletvekili Doç Dr. Okan Gaytancıoğlu, Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) tarafından 12 aylık ve Aralık ayı Tüketici Fiyat Endeksi (TÜFE) oranları ile ilgili açıklama yaptı. Gaytancıoğlu, TÜİK tarafından 2023 yılı Aralık ayında bir önceki aya göre yüzde 2,93, bir önceki yılın Aralık ayına göre yüzde 64,77 olarak açıklanan TÜFE oranının gerçeği yansıtmadığını söyledi. Türkiye’deki enflasyonu hatırlatan Gaytancıoğlu, memur, asgari ücretli ve emeklilerin karşı karşıya kaldığı geçim sıkıntısına dikkat çekti. “HÜKÜMETİN HARCACMALARI BİR TÜRLÜ BİTMİYOR” Enflasyonun, fiyatların artması olduğunu söyleyen Gaytancıoğlu; “Fiyatların genel düzeyi, aynı oranda üretim artmadığı için artar. Enflasyon, talep enflasyonu ve maliyet enflasyonu olarak 2 tiptir. Türkiye’de ikisi de var. Üretim artmadığı için var olan mallara zaten bir talep var, bir de başta enerji olmak üzere elektrik, doğalgaz, akaryakıt fiyatlarındaki artışlar maliyetlere yansıyor. Bir de kamu tasarruf yapmıyor. Hükümetin harcamaları bir türlü bitmiyor” ifadelerini kullandı. “BU EKONOMİ VE MALİYE POLİTİKASI İLE HİÇBİR ŞEY GİTMEZ” Gaytancıoğlu, hükümetin uyguladığı ekonomi ve maliye politikasına dikkat çekerek; “2 sene önce faizi yüzde 19’dan yüzde 8,5’e indirdiler. Enflasyonu önlemenin tek yolu, enflasyonun üzerinde faiz vermektir. O zaman da enflasyon yüzde 20’ler düzeyindeydi. Faizler yüzde 8,5 olunca para dövize kaçtı, kur korumalı mevduat icat ettiler. Para oraya gitti. Ekonomi çok kötü. 21 yılda sata sata her şeyi bitirdiler. Dizginleyecek hiçbir şey yok. Bu ekonomi ve maliye politikası ile hiçbir şey gitmez. Ne kadar baskılarsan baskıla, maliyetler de sürekli arttığı için gıda enflasyonunda dünyada ilk 4’tesin. Türkiye bir tarım ülkesi, gıdayı nasıl pahalıya yer? Türkiye enerjide dışa bağımlılığı azaltabilir, güneşten yararlanabilir. Yaralanmıyor; onun yerine ormanlarımızı, doğal varlıklarımızı, meralarımızı talan ediyoruz. Yabancıların termik santrallerine burada para ayırıyoruz” dedi. “VERGİYİ ÇOK KAZANANDAN ALMALILAR” Türkiye’de maliyetlerin çok yüksek olması nedeniyle ciddi bir maliyet enflasyonu olduğunu söyleyen Gaytancıoğlu; “Adana, Mersin ya da Antalya’dan 3 TL olan mandalinayı kamyona yükledikten sonra İstanbul’a gelince neden 10 TL oluyor? Çünkü akaryakıt pahalı. Akaryakıttan vergi aldığın için sürekli zam yapıyorsun. Bunlar kamu harcamalarıdır. Kamu niye zam yapıyor? Çünkü emekliye, işçiye maaş verecek ve yeterince vergi toplayamıyor. Çünkü vergiyi sadece harcamalardan alıyor. Aslında vergiyi çok kazanandan, çok geliri olandan alması lazım. 3-5 tane evi olandan çok düşük vergi alıyorsun. Normal telefonla konuşan bireylerin hepsi, geliri ister 7 bin 500 TL olan bir emekli olsun, ister aylık geliri 750 bin TL olan Dilan Polat olsun aynı parayı ödüyor. Bu haksızlıktır. Bu haksızlıklar giderilmeden Türkiye’de enflasyon önlenmez” sözlerine yer verdi. “ALIM GÜCÜNÜ AZALTIYORSUN” Gaytancıoğlu, Türkiye’de yaşanan maliyet enflasyonunun çözümünü açıklarken; “Bunun tek çözümü vardır; üretim ve verimliliktir. Üreteceksin; ürettikçe maliyetler kendiliğinden düşecek. Üretmek için de belirli sektörleri desteklemen lazım. Bunun başında da tarım ve imalat sektörleri gelir. Tarım ve imalat sektörlerini, özellikle tarıma dayalı sanayi sektörünü desteklediğin zaman Türkiye bir katma değer yaratır. Dünyada başka bir reçete ile olmaz. Acı reçete ile olur ki onu zaten yaşıyoruz. Yıllardır acı reçeteyle emeklinin, işçinin maaşına doğru dürüst zam yapmıyorlar. Asgari ücret yüzde 49 artıyor, enflasyon rakamları yüzde 65 ki bunlar TÜİK rakamlarıdır. Memur ve emeklilere yüzde 49 veriyorsun ama enflasyonun onun üzerinde. Demek ki dar ve sabit gelirlileri ezerek enflasyonu düşürmeye çalışıyorsun. Onlara az para veriyorsun, onlara vermen gerekenden tasarruf yapıyorsun. Böylece onların alım gücünü azaltıyorsun” dedi. “SEÇİMLERDEN SONRA İŞSİZLİK OLARAK BİZE DÖNECEK” Türkiye’de alım gücünün azalması ile birlikte üretim sektörünün de canlandırılamadığını belirterek; “Çünkü talep düşüyor. Talep düştükçe de iflaslar artıyor, esnaf kepenk kapatıyor, ticarethaneler bitiyor ve vergi toplayamıyorsun. Vergi toplayamayınca da faizi yükselterek kamu harcamalarını finanse etmeye çalışıyorsun. Bu bir kısır döngüdür. Buradan çıkış, bu politikalarla olmaz. Belirli sektörleri destekleyerek üretimi artırmak ve bu şekilde oralara kaynak aktararak üretim ve verimliliği sağlamak gerekir. Bunu yapmazsak özellikle seçimlerden sonra işsizlik olarak bize dönecek. Çünkü tüketim, harcamalar azaldıkça üretim de azalacak. Fabrikalar üretecek ama kimse satın almayacak. Halk, temel ihtiyaç maddeleri dışında bir maddeyi almakta zorlanacak. Bunun sonuçlarına hep birlikte katlanacağız. Bu politikalardan kesinlikle vazgeçmek lazım” ifadelerine yer verdi. “TÜİK RAKAMLARI İLE FİYATLAR ARASINDA DAĞLAR KADAR FARK VAR” Gaytancıoğlu, TÜİK tarafından açıklanan rakamların da gerçeği yansıtmadığını söyleyerek; “Açıklanan rakamlar yanlış ve gerçeği yansıtmıyor. Sokakta, çarşıda, pazarda gördüğümüz fiyatlarla TÜİK’in açıkladığı rakamlar arasında dağlar kadar fark var. Geçen sene 100 TL’ye satın aldığım peyniri bugün 167 TL’ye mi alıyorum? Böyle bir şey yok; peynir 250 TL. Demek ki rakamlar yanlış” dedi. “HALİNDEN MEMNUN OLAN YOK” Türkiye’deki enflasyon ile birlikte memur, asgari ücretli ve emekliler arasında da huzursuzluk yaşandığına dikkat çeken Gaytancıoğlu; “Bunlar enflasyonun sonuçlarıdır. Sosyal gerginlikler artar. İnsanlar gergin ve huzursuz olurlar, gelecek kaygısı taşırlar. Eskiden emeklinin maaşı asgari ücretin üzerindeyken şimdi emeklinin maaşı, asgari ücretlinin yarısı kadar oldu. Emekliler çok kötü bir durumda ve sokağa çıkamıyorlar. ‘Ben terk edildim, benimle ilgilenen yok’ düşüncesine kapanıyorlar. Herkesin durumu kötü. Halinden memnun olan kimse yok” sözlerine yer verdi. UĞUR AKAGÜNDÜZ

“Çiftçimiz her geçen gün batıyor” Haber

“Çiftçimiz her geçen gün batıyor”

Havsa’nın Hasköy Köyü’nü ziyaret eden Gaytancıoğlu çiftçilerin dertlerini dinledi. Ziyaret ardından www.batiekspres.com haber sitesine açıklama yapan Cumhuriyet Halk Partisi önceki dönem Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu şunları dile getirdi: “Havsa ilçesinin Hasköy Köyü'nde gerçekleştirdiğim ziyaret sırasında, köylülerle yaptığım sohbetlerde çiftçilerin karşılaştığı ekonomik zorlukları birinci ağızdan dinleme fırsatı buldum. İsmail abimizin dile getirdiği gibi, çiftçilerimiz gün geçtikçe artan maliyetlerle boğuşuyor. Pahalılığın etkisiyle çiftçiler, temel ihtiyaçları olan traktör lastiklerini dahi ikinci el olarak almak zorunda kalıyor. Ziyaret esnasında ortaya çıkan diğer bir çarpıcı gerçek ise enerji maliyetlerindeki artış oldu. Geçtiğimiz yıl bin 500 TL'ye alınan akü bugün itibariyle 3-4 bin TL civarında değişim gösteriyor. Bu durum, çiftçilerimizin tarım faaliyetlerini sürdürme güçlüğünü arttırmakta ve ekonomik açıdan zorlamaktadır. Ülkemizin dışından yapılan ithalata olan bağımlılığımız çiftçilerimizi olumsuz etkilemektedir. Bu noktada, ithalata olan bağımlılığımızın azaltılması ve çiftçilerimizin rekabet güçlerinin artırılması için acil önlemler alınmalıdır. Sonuç olarak, çiftçilerimizin ekonomik sıkıntılarına duyarsız kalmamız, onlara gereken desteği sağlamamız ve tarım sektörünü canlandırmak adına etkili politikalar geliştirmemiz hayati bir öneme sahiptir. Çiftçilerimiz, ülkemizin temel direklerinden biridir ve onların yaşadığı zorluklara karşı duyarlılık göstermek, sadece ekonomik açıdan değil, aynı zamanda sosyal ve kültürel anlamda da ülkemizin kalkınmasına katkı sağlayacaktır.” ERGİN SÖZER

“Asgari ücret 17 bin 2 TL oldu ama yetersiz” Haber

“Asgari ücret 17 bin 2 TL oldu ama yetersiz”

Asgari ücretin 17 bin 2 TL olarak belirlenmiş olmasına rağmen, Gaytancıoğlu, bu miktarın yeterli olmadığını vurguladı. Özellikle, sadece kuru bir simit yiyen 4 kişilik bir ailenin giderinin 3 bin 600 lira olduğu bir dönemde, asgari ücretin ailelerin temel ihtiyaçlarını karşılamada yetersiz kaldığına dikkat çekti. Cumhuriyet Halk Partisi önceki dönem Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu www.batiekspres.com haber sitesine yaptığı açıklamada, “Dört kişilik bir ailenin açlık sınırı 14 bin lirayı, yoksulluk sınırı 45 bin lirayı geçmişken, enflasyon tavan yapmış, kredi faizleri yüzde 60'lara yükselmişken, çalışanların yüzde 60'ı asgari ücret alırken, 11 milyon asgari ücretliye reva görülen bu rakam onları açlığa terketmektir. Verilen rakamın az olduğunu herkes biliyor. Asgari ücretin belirlenmesinde yaşanan bu yetersizlik, milyonlarca çalışanın temel ihtiyaçlarını karşılamasının önünde engel teşkil ediyor. Ayrıca, enflasyonun yüksek olduğu bir dönemde, asgari ücretin alım gücü giderek azalıyor. Bu durum, asgari ücretle geçinen milyonlarca aileyi daha da zor durumda bırakıyor ve ekonomik adaletsizliği derinleştiriyor” dedi. Asgari ücretin sadece bir rakam olmadığını, bu rakamın birçok aile için geçim savaşı anlamına geldiğini dile getiren Gaytancıoğlu, hükümetin ve iş dünyasının, çalışanların adil bir şekilde yaşayabilecekleri bir ücretle desteklenmeleri konusunda daha fazla sorumluluk alması gerektiğini ifade etti. Aksi takdirde, ekonomik sıkıntılarla mücadele eden asgari ücretlilerin sayısının artmaya devam edeceği ve toplumsal adaletsizliğin derinleşeceği uyarısında bulundu. ERGİN SÖZER

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.