Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Ocak

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Ocak haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Ocak haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Vaysallılardan kapasite arttırımına da itiraz Haber

Vaysallılardan kapasite arttırımına da itiraz

Edirne’nin Lalapaşa ilçesinin Vaysal Köylüleri, köylerindeki taş ocaklarıyla mücadelelerini sürdürüyor. Daha önce mevcut ocakların kapasite artırım ve yeni ocak açılma planlarına itiraz eden köylüler bu itirazlarından sonuç alarak mahkemeyi kazanmışlardı. Ancak şimdi de Vaysal köyünde faaliyet gösteren firma, kapasite artırım talebinde bulunmasına köylüler, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Müdürlüğüne itirazlarını yaptılar. Müdürlük önünde açıklama yapan Vaysal Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi ortaklarından Naif Özdoğan; “2007 yılından bu yana bölgede taş ocaklarının başladığı faaliyetlerden sonra köy olarak büyük sıkıntılar yaşadıklarını söyledi. Özdoğan; “Hayvancılığımız darbe almaya başladı, köyümüzü idare eden iki su kaynağı vardı, üçüncü kaynağı açtık ama artık o da köyümüzü idare etmez oldu. Daha aşağıdaki köylerden köye su pompalamak durumunda kaldık. Süloğlu'nu besleyen bütün su kaynakları bizim köyümüzden çıkıyor. Ayrıca bizim bölgemizde üretilen balımız vardı, A kalite bir meşe balıydı, bitki örtüsü vardı, ada çayı, kır çayı, keklik otu vardı. Bunların en çok olduğu bölgelerde ve tam su kaynaklarının beslendiği bölgenin üzerinde taş ocakları faaliyet gösteriyor. Dolayısıyla burada üretilen ürünlerin kalitesinde düşüklük yaşanmaya başladı. Hayvancılıkta artık o bölgeden balya dahi alıp kullanamıyoruz. Yollarda da güvende değiliz. Kamyonların tonajı bile denetlenmiyor” dedi. “DUVARLARDA ÇATLAKLAR OLUŞTU” Patlatmalı olarak taş çıkarıldığı için binalarda da çatlaklar oluştuğunu belirten Özdoğan; “Bu yıl kurak da geçiyor, önümüzdeki günlerde daha büyük sıkıntılar yaşayacağımızdan köyde artık yaşama şansımız bile kalmıyor, bu ocakların aşırı faaliyetlerinden dolayı. Aşırı gürültü kirliliği de başladı, çok mağduruz. Bu bölge için açtığımız davaları sürekli olarak kazandık, faaliyetleri durduruldu. Bilim kurullarının verdiği raporlara göre de faaliyet yapmamaları gerekirken şimdi daha da genişlemek istiyorlar. Zaten hali hazırda çalışmaya da başladılar” ifadelerini kullandı. “ARTIK NEREYE BAŞVURACAĞIMIZI DA ŞAŞIRDIK” Hukuka ve bilime saygı gösterilmesini ve kazanmış oldukları davaların sonuçlarına uyulmasını istediklerini belirten Vaysal Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı İbrahim Karapoyraz; “Zaten kazandığımız davadaki aynı projeye yeniden ÇED Gerekli Değildir kararı veriliyor. Artık nereye başvuracağımızı da şaşırdık, Valiliğe mi, nereye gideceğiz? Tek yapabildiğimiz buraya gelip dilekçe vermek, başka yapacağımız da bir şey yok. Hukuki olarak zaten kazanıyoruz. Bilimsel olarak zaten zararı kanıtlanmış, daha bir şey diyemiyorum. Artık yeniden dava gerekiyorsa yeniden dava açacağız” şeklinde konuştu. ŞENER ŞENTÜRK

Ormanda ocak projesine onay Haber

Ormanda ocak projesine onay

Kırklareli’nin merkez ilçeye bağlı Kuzulu Köyü’nden Emrah Serin Yapı Anonim Şirketi tarafından planlanan Kalker Ocağı ve Kırma-Eleme Tesisi Projesi için ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) Gerekli Değildir’ kararı verildi. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ÇED Müdürlüğü tarafından yapılan duyuruda, projenin tanıtım dosyasının incelendiği belirtilirken; projeye Kırklareli Valiliği tarafından ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verildiği ifadeleri kullanıldı. DELME-PATLATMA İŞLEMİ UYGULANACAK Projenin tanıtım dosyasına göre; projede 70,92 hektarlık ruhsat alanı içerisinde 24,86 hektarlık alan, ÇED alanı olarak belirlendi. Ocak kapasitesinin yıllık 550 bin ton olarak belirlendiği projede üretimin yaklaşık yıllık 500 bin tonu tüvenan kalker, yıllık 50 bin tonunun ise pasa olacağı belirtildi. Ocakta üretilecek yıllık 500 bin ton tüvenan kalker kamyonlara yüklenerek, kurulacak olan yıllık 500 bin ton kapasiteli Kırma-Eleme Tesisi’ne taşınacak. Planlanan kalker ocağında, açık ocak işletme yöntemi ile delme-patlatma işlemi uygulanarak ve basamaklar oluşturularak üretim çalışmaları gerçekleştirilecek. ÇED ALANININ TAMAMI ORMAN ALANINDA Tapu ve Kadastro Genel Müdürlüğü Parsel Sorgulama Uygulamasına göre; projenin 24,86 hektarlık ÇED alanının tamamı orman alanında kaldığı açıklandı.  Ayrıca Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nden alınan onaylı Kırklareli İli 1/25.000 (Pafta: E18-b1) ve 1/100.000  (Pafta: E18) Ölçekli Çevre Düzeni Planı’nda da projenin ÇED alanı, orman alanında kalıyor. Proje kapsamında açılacak olan yolun da orman arazileri üzerinde yer aldığı belirtildi. Dosyada, Çevre Düzeni Planı’na göre ÇED alanı içerisinden demiryolu geçtiğine yer verilmesi dikkat çekti. EN YAKIN YERLEŞİM KUZULU KÖYÜ Projenin alanına en yakın yerleşim biriminin yaklaşık 3 bin 285 metre güneybatısında yer alan Kuzulu köyü olduğu belirtilen dosyada, en yakın yapının ise proje alanı sınırına kuş uçumu yaklaşık 3 bin 50 metre güneybatıda Kuzulu Köyü sınırları içinde yer alan konut olduğuna yer verildi. Proje alanı, Kapaklı köyüne ait bir konuta ise 3 bin 765 metre yakınlıkta bulunuyor. 5 BİN 847 ADET ORMAN EMVALİ ÇIKACAĞI TAHMİL EDİLİYOR Proje kapsamında ruhsat alanından 5 bin 847 adet ve 627 bin 440 m3 orman emvalinin çıkacağı tahmin edilen dosyada, ÇED alanına en yakın tarım arazisinin 790 metre güneybatıda, en yakın mera arazisinin ise 1,3 km güneybatıda kaldığı belirtildi. Dosyada, proje alanının içerisinden mevsimsel akış gösteren kuru dere kolunun geçtiğine yer verildi. Ruhsat sahasının yaklaşık 1,4 km güneyinde ise Çeşme Deresi bulunuyor. Dosyada, proje alanı yakın çevresinde, debileri 0,18-7,5 l/dk arasında değişen 10 adet kaynak noktası tespit edildiği belirtildi. TÜRKİYE’DE SADECE TRAKYA BÖLGESİNDE Dosyada, proje alanında yapılan çalışmalar neticesinde alandan 1 eğrelti familyasına ait 1 tür ve 38 kapalı tohumlu familyasına ait 147 farklı bitki türünün tespit edildiği açıklandı. Çalışmanın sonuçlarına göre; proje alanında toplam 39 familyaya ait 148 tür ve tür altı seviyede takson tespit edildiği belirtilirken; alandan tespit edilen türler içerisinde endemik tür bulunmadığı ifade edildi. Alandan tespit edilen türler arasında endemik olmamakla birlikte nadir yayılışlı olan 4 farklı türün (Dianthus pinifolius, Heptaptera triquetra, Sideritis scardica subsp. scardica, Satureja coerulea) tespit edildiğine yer verilen dosyada türlerin tamamının Türkiye’de sadece Trakya bölgesinde yayılış gösterdiği ifade edildi. 4 TÜR DE TRAKYA’DA SINIRLI ALANLARDA Tespit edilen türlerden ‘Heptaptera triquetra’ türünün ulusal ölçekte IUCN tehlike kategorisinin ‘Tehlikede,  EN’,  ‘Dianthus pinifolius’,  ‘Sideritis scardica subsp. Scardica’ ve  ‘Satureja coerulea’  türlerinin ise ‘Zarar Görebilir, VU’ olduğuna yer verilen dosyada, 4 türün de Trakya bölgesinde sınırlı alanlarda yayılış gösterdiği nedeniyle mevcut popülasyonlarının sınırlı düzeyde olduğu belirtildi. Tespit edine türlerin yayılış gösterdikleri habitatların özellikle kontrolsüz madencilik ve tarla açma nedeniyle tahrip olması nedeniyle mevcut popülasyonun da azalma eğiliminde olduğu ifade edildi. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Karapoyraz; “Ocak projelerinden bıktık!” Haber

Karapoyraz; “Ocak projelerinden bıktık!”

Edirne’nin Lalapaşa ilçesine bağlı Vaysal köyünde özel şirketler tarafından planlanan ya da işletilen maden ocaklarına karşı tepkiler devam ediyor. Vaysal Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı İbrahim Karapoyraz, köydeki mevcut maden ocaklarının bölgeye olumsuz etkilerine dikkat çekerken; Vaysal ve Hacıdanişment köylerinde Cantaş İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yapılması planlanan kırma-eleme tesisi kapasite artışı projesi için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci başlatılmasına tepki gösterdi. “HUKUKUN İPTAL ETTİĞİ YERE BİLE YENİDEN BAŞVURUYORLAR” Karapoyraz, ÇED süreci başlatılan kapasite artışı projesine de diğer maden ocağı projelerine itiraz ettikleri gibi itiraz edeceklerini söyleyerek; “Biz bu projelerden artık bıktık. Mahkemenin iptal ettiği yere bile yeniden proje için başvuru yapıyorlar. Mahkemeyi kazanıyoruz, projeyi değiştirerek yeniden başvuruyorlar. Bu kapasite artırımı projesi de bölgedeki eski ocak yeri için ÇED süreci başlatılmış” ifadelerini kullandı. “TARIM ARAZİLERİ İLE ARASINDA ÇOK KISA BİR MESAFE VAR” Vaysal köyünde maden ocağı kurulmak istenen yerlerin, tarım arazilerine çok yakın olduğuna dikkat çeken Karapoyraz; “Proje alanı ile tarım arazileri arasında çok kısa bir mesafe var. Ama sürekli ÇED süreci başlatılıyor. Konuyla ilgili yeniden yönetim kurulumuz ile görüşeceğiz ve itiraz etmeyi düşünüyoruz” dedi. “OSMANLI’DAN KALAN CEVİZ AĞAÇLARI KURUDU” Karapoyraz, hayata geçirilen maden ocağı projeleri ile Vaysal’ın doğasına zarar verildiğini belirterek; “Bizim doğamız gidiyor. Bölgede Osmanlı döneminden kalan ceviz ağaçları vardı ama hepsi kurudu. Doğaya bu kadar müdahale ettiğimiz zaman nerede yaşayacağız?” sözlerine yer verdi. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Lalapaşa’daki ocağa yeni kırma-eleme tesisi projesi Haber

Lalapaşa’daki ocağa yeni kırma-eleme tesisi projesi

Edirne’nin Lalapaşa ilçesine bağlı Vaysal ve Hacıdanişment köylerinde Cantaş İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yapılması planlanan kırma-eleme tesisi kapasite artışı projesi için Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) süreci başladı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ÇED Müdürlüğü tarafından yapılan duyuruda, projenin Edirne Valiliği’ne sunulan tanıtım dosyasının incelediği ve ÇED sürecinin başlatıldığı açıklanırken; proje tanıtım dosyasına da yer verildi. 1 TESİSE İLAVE OLACAK Projenin tanıtım dosyasına göre; Vaysal ve Hacıdanişment köyleri sınırındaki hali hazırda işletilen maden sahasında, mevcut kırma-eleme ünitesine ilave 1 adet kırma-eleme tesisinin kurularak kapasite artışının yapılması planlanıyor. YILLIK KAPASİTE 390 BİN TONA ÇIKACAK Planlanan kapasite artışı kapsamında sahadaki mevcut durumda işletilen kırma-eleme tesisine ilave 1 adet kurulacak kırma-eleme tesisinin kapasitesi yıllık 147 bin ton olacak. Tesisin kurulması halinde 2 tesisin toplam üretim miktarı yıllık 390 bin tona çıkacak.  Planlanan ilave Kırma-Eleme Tesis alanı, ruhsat saha içerisinde, Çevre ve Şehircilik İl Müdürlüğü tarafından 19.10.2012 tarih ve 10-6403 sayılı yazısı ile ‘ÇED Gerekli Değildir’ kararı verilen 31,41 hektarlık alan sınırları içerisinde 7 bin 195 m2’lik alanda kurulacak. TARIM VE ORMAN ALANLARI OLARAK BELİRTİLEN ALANLARDA Ruhsat alanı, Hacıdanişment köyü idari sınırları içerisinde 1/25.000 ölçekli E17-b1 paftasında yer aldığı açıklanan projenin tanıtım dosyasında, 1/100.000 ölçekli Çevre Düzeni Planı kapsamında ise proje alanının Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası 1/100.000 Ölçekli Çevre Düzeni Planı E17 paftasında tarım ve orman alanları olarak belirtilen alanlarda yer aldığı ifade edildi. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Vaysal’dan kalker ocağına yeniden itiraz Haber

Vaysal’dan kalker ocağına yeniden itiraz

Edirne’nin Lalapaşa ilçesine bağlı Vaysal köyünde Cantaş İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi tarafından yapılması planlanan kalker ocağı ve kırma eleme tesisi projesine Edirne Valiliği’nin ‘Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir’ kararını hukuk yoluyla iptal ettiren köylü, yeni bir proje ile karşı karşıya kaldı. Vaysal Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi tarafından Edirne İdare Mahkemesi’nde açılan davanın ilk duruşması 27 Eylül Çarşamba günü görülürken; mahkeme, ‘ÇED gerekli değildir’ kararını iptal etti. İptal kararına sevinen köylünün mutluluğu kısa sürdü. Cantaş İnşaat ve Ticaret Limited Şirketi, köyde yeni bir kalker ocağı için Edirne Valiliği’ne başvuru yaptı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ÇED Müdürlüğü tarafından yapılan duyuruda, kalker ocağı projesi için 8 Kasım 2023 tarihinde ÇED sürecinin başlatıldığı açıklandı. Vaysal Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi, projenin ÇED sürecinin başlatılmasının ardından köyde ve bölgede projeye karşı imza kampanyası düzenledi. Vaysal Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi Başkanı İbrahim Karapoyraz ve köylüler, bugün Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Edirne İl Müdürlüğü’ne gelerek, bölgedeki 8 ayrı köyden muhtarlığın, 4 kooperatifin, Lalapaşa Ziraat Odası’nın ve Lalapaşa merkez mahalle muhtarlığının imzalı itiraz dilekçelerini ilettiler. “BÖLGEDE 3 ADET DOĞAL SU KAYNAĞI VAR” Karapoyraz, itiraz dilekçelerini iletmeden önce basın mensuplarına yaptığı açıklamada, bölgedeki doğal su kaynaklarına dikkat çekerek; “Kazanmış olduğumuz bir davanın dilekçelerini yeniden vereceğiz. Fakat bu bilimsel ve hukuksal olarak kazanılmış aynı yere tekrar nasıl müracaat ettiler? Bu proje, doğaya zararı olacağı kanıtlanmış. Tekrar nasıl verildiğini anlamıyorum. Orada doğal su kaynaklarımız var. Bizim bölgemizde 2 tane, Kalkansöğüt’te de 1 tane doğal su kaynağı var. Dinamit patlattıkları zaman bunlar zaman içinde kaybolacaklar. Doğal yaşama çok zararı var. Orada doğaya yaşayan canlılar var. İnsanlar kendilerine su satın alabilirler ama hayvanlar doğadan su çıkıyorsa içebilirler. Orada yaşam tükenecek” ifadelerini kullandı. “PROJE ORMAN ARAZİSİNİN İÇİNDE” Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’ndan kanunlara uyulmasını talep ettiklerini belirten Karapoyraz; “Bu alan, halk dilinde Uzuncaalan dediğimiz bölge. Aynı projeyi, çok küçük bir değişiklik yaparak tekrar talep etmişler. Biz de itiraz dilekçelerimizi vereceğiz. Bu proje, tam orman arazisinin içinde. Ayrıca yanında 2-3 metre mesafede tarım arazisi var. Ama düzenlenen raporda tarım arazisine uzak olduğu söyleniyor. Biz bu ocağın burada açılmasını istemiyoruz. Bu konuda Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ile Valiliğin duyarlı olacağına inanıyoruz. 8 köy muhtarı, 4 kooperatif, Lalapaşa Ziraat Odası ve Lalapaşa merkez mahalle muhtarı imza verdi. Hepsi bu olaya karşı çıkıyor ve çevreye zararlı olacağını söylüyor” dedi. “HAYVANCILIĞA EN MÜSAİT ALANLARDAN BİRİ” Vaysal Köyü Tarımsal Kalkınma Kooperatifi önceki dönem Başkanı Naif Özdoğan ise Vaysal köyündeki maden ocakları faaliyetlerinin kooperatif başkanlığı görevinde bulunduğu yıllarda başladığını söyleyerek; “2008 yılından beri mücadelemiz devam ediyor. Kazandığımız davalar da hükümsüz kalıp yeni baştan, yeni saldırılarla karşılaşıyoruz. Bizim gidecek başka bir yerimiz de yok. Bölgemiz, hayvancılığa en müsait alanlardan biri. O bölgede birinci kalitede bal çıkarılıyor. Bitki örtümüz, aromatik bitkilerle dolu. Öyle bir orman yapımız var. 2 tane su kaynağımız vardı, bölgedeki 7-8 köyü idare ediyordu. Taş ocakları geldikten sonra o bölgeye üçüncü kaynağımızı açtık. Üçüncü kaynak sadece bizim köyü idare etmez oldu. Su kaynaklarının oluştuğu bu alanlar kuruduğu zaman bizim hayvancılık yapılamayacak. O alanlar bizden çok hayvanlarımızın faydalandığı alanlardır. Biz hayvancılıktan kazanıyoruz. Bu kazandığımız davaların üzerine taş ocaklarını yönetenler yeni saldırılarla geliyorlar. Çok rahatsızız. Araçlarının sıklığından dolayı can güvenliğimiz yok. Bunun da iptal olmasını istiyoruz. Bu bölgede taş ocaklarının faaliyetlerinin tamamen kaldırılmasını istiyoruz. Meşe ormanlarımızda kurumaya başladı. Giden yaşam alanlarımızdır. Biz, çocuklarımıza daha temiz bir dünya bırakmak için mücadele veriyoruz” sözlerine yer verdi. PROJE TANITIM DOSYASINDA NE VAR? Projenin tanıtım dosyasında verilen bilgiye göre; Vaysal köyü sınırlarındaki 99,94 ha’lık II-A grubu RN:89349 nolu ruhsat alanında 2 poligonda toplam 24,47 ha’lık alanda yıllık 1 milyon 150 bin ton kapasite ile kalker ocağı işletilmesinin planlandığı belirtildi. Proje alanında günde 3 bin 96,15 ton tüvenan malzemenin stok alanından 35 tonluk sefer kapasiteli kamyonlar ile taşınacağı belirtilen dosyada, stok-asfalt yol arası ortalama toplam 4 bin metrelik nakliye güzergahında günlük ortalama 89 kamyonun sefer yapacağı açıklandı. DELME PATLATMA İLE ÜRETİM YAPILACAK Dosyada, ocak alanlarında delme patlama ile üretim gerçekleştirileceği açıklanırken; yılda 80 defa gerçekleştirilecek her patlatmada 77 deliğin delineceğine, her bir delikte ise 52,50 kilogramı ANFO ve 1 kilogramı dinamit olmak üzere toplam 53,50 kilogram patlayıcının kullanılacağına yer verildi. Dosyada ayrıca proje için 2022 yılında yürütülen ÇED mühendislik çalışmaları doğrultusunda 14 Aralık 2022 tarihinde ‘ÇED Gerekli Değildir’  kararının verildiğine dikkat çekilirken; kararın, açılan dava sonrasında Edirne İdare Mahkemesi’nin 2023/246 Esas numarası ve 2023/2560 karar numarası doğrultusunda iptal edildiğine yer verildi. Dosyada ayrıca proje alanının, Tekirdağ-Kırklareli-Edirne 1/100.000 Çevre Düzen Planında orman alanları içerisinde yer alması dikkat çekti. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Orman alanına kalker ocağında karar! Haber

Orman alanına kalker ocağında karar!

Edirne Valiliği Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü, Keşan ilçesine bağlı Mecidiye köyünde planlanan kalker ocağı ve kırma-eleme tesisi projesi ile ilgili açıklama yaptı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada, Pınarcık Yanı Tepesi mevkiinde planlanan projenin incelendiği belirtilerek; “Çevresel Etki Değerlendirmesi (ÇED) gerekli değildir” kararı verildiği belirtildi. İL MÜDÜRLÜĞÜ’NDEN YAPILAN AÇIKLAMA İl Müdürlüğü’nden yapılan açıklamada; “İlimiz Keşan İlçesi, Mecidiye Köyü, Pınarcık Yanı Tepesi Mevkiinde bulunan 200709420 ruhsat numaralı sahada Saros Madencilik ve İnşaat Taahhüt İnşaat Malzemeleri San. ve Tic. Ltd. Şti. tarafından yapılması planlanan “RN: 200709420 Nolu II-A Grubu Kalker Ocağı ve Kırma-Eleme Tesisi” projesine ait Proje Tanıtım Dosyası, ÇED Yönetmeliği Ek-2 Listesi 45/(a) maddesi; "Madenlerin çıkarılması (Ek-1 listesinde yer almayanlar)" ve 45/(e) maddesi; "Kırma, eleme, yıkama, kurutma ve cevher hazırlama işlemlerinden en az birini yapan tesisler" hükümleri kapsamında incelenmiş ve İl Müdürlüğümüzce Çevresel Etki Değerlendirmesi Gerekli Değildir kararı verilmiştir” sözlerine yer verildi. ORMAN ALANI OLARAK TANIMLANMIŞ Projenin ÇED süreci, 17 Ocak 2023 tarihinde başlamıştı. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ÇED Müdürlüğü tarafından duyurulan projenin tanıtım dosyası da duyuru ile birlikte açıklanmıştı. Projenin tanıtım dosyasında göre; 8,13 hektarlık alanda II-A Grubu Kalker Ocağı ve Kırma-Eleme Tesisi işletilmesi planlanıyor. Açılması ve işletilmesi planlanan yıllık 450 bin ton kapasiteli kalker ocağında, açık ocak işletme yöntemi ile delme-patlatma işlemi uygulanacak ve basamaklar oluşturularak üretim çalışmaları gerçekleştirilecek. Proje alanının; onaylı 1/25.000 ölçekli Edirne İl Çevre Düzeni Planı ile onaylı 1/100.000 ölçekli Trakya Alt Bölgesi Ergene Havzası Revizyon Çevre Düzeni Planı’na göre orman alanı olarak tanımlanmış alanda kalması dikkat çekti. EN YAKIN YAPI BİN 350 METRE UZAKLIKTA Proje dosyasında ayrıca alanının Mecidiye köyüne 3 bin 850 metre uzaklığında olduğu, en yakın yerleşim yerinin ise proje alanına 2 bin 100 metre mesafedeki Gökçetepe köyü olduğuna yer verildi. Proje alanına en yakın yapı ise bin 350 metre uzaklıkta bulunuyor. UĞUR AKAGÜNDÜZ

Prof. Dr. Kantarcı’dan orman uyarısı: “Su yok ama bazıları ocak açma peşinde!” Haber

Prof. Dr. Kantarcı’dan orman uyarısı: “Su yok ama bazıları ocak açma peşinde!”

İstanbul Üniversitesi Orman Fakültesi Toprak İlmi ve Ekoloji Anabilim Dalı emekli Öğretim Üyesi Prof. Dr. Doğan Kantarcı, Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makina Mühendisleri Odası (MMO) Edirne Şubesi’nin düzenlediği Trakya’da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu’na katıldı. Prof. Dr. Kantarcı, sempozyumda açık ocak işletmeleri ve yeraltı sularına etkileri konusunda sunum yaptı. Toprağın ve suyun önemine dikkat çeken Kantarcı, özellikle Istrancalar ve Kırklareli’nde açılan ve açılmak istenen maden ocaklarının, Trakya bölgesine etkilerini hatırlattı. ORMAN TOPRAĞININ ÖZELLİKLERİNİ HATIRLATTI Orman toprağının özelliklerini açıklayan Kantarcı; “Üst toprak organik madde ile iri gözenekli olup, yağış sularını hızla sızdırır, yüzeysel akışı önler. Ağaç ve çalı kökleri, toprağı kavramıştır. Çürümüş olan kök sistemi boşlukları, suyu daha derine sızdırırlar. Toprak hayvanlarının yuvaları ve yolları ile de iç yapısı gelişmiş olan orman toprağı, yağış sularını emer ve hızla sızdırabilir. Orman yüzeysel akışı ve sel oluşumunu önler, yeraltı suyunu besler. Çalılaştırılmış orman dahi toprağı korur ve odun üretiminden daha önemli olan su üretimini yapar. Orman toprağı gözenekli ve süzektir. Sert ve çatlaklı yapıdaki kireç taşları, yeraltı suyunu depolar ve sızdırır. Bu materyallerden sızan su kaynakları, kuyuları, dereleri, göletleri ve giderek bölgedeki yeraltı suyunu besler ” ifadelerini kullandı. “ORMANLAR ERGENE HAVZASI’NIN VAZGEÇİLMEZİDİR” Yıldız Dağlık Kütlesi’nin Ergene Havzası’na inen yamaçlarının eosen kireç taşı kuşağı ile kaplı olduğunu söyleyen Kantarcı; “Bu kireç taşı kuşağı çatlaklı yapıdır. Yüksek Yıldız Kütlesi ile Kara Tepe Kütlesi’ni oluşturan kristalen şistler ve gnayslar ile bunlardan oluşan orman topraklarına sızan yağışların suları, kireç taşı kuşağının altından ve çatlaklarından Ergene Havzası’nın yeraltı sularını beslemektedir. Kireç taşı kuşağındaki orman topraklarına düşen yağış suları da topraktan ve kireç taşının çatlak sisteminden sızarak Ergene Havzası’na akan dereleri ve yeraltı sularını beslemektedir. Orman ağaçlarının dökülen yapraklarından oluşan ölü örtü humuslaşarak ve ayrışarak toprağa karışmaktadır. Bu organik maddeler, toprağı kırıntılandırmakta ve gözenek çapı genişlemektedir. Bu sebeple ormanlar, Ergene Havzası’na su üreten çok önemli, vazgeçilmez ekosistemlerdir” dedi. “ERGENE HAVZASI’NDAKİ KAYNAKLAR KORUNMALI” Kantarcı, Yıldız Dağlık Kütlesindeki ormanlar, orman toprakları ve kireç taşı kuşağının, Ergene Havzası’na tarım alanlarında kullanılacak sulama suyu ile içme ve kullanma suyunu ürettiğine dikkat çekerek; “Birbirine bağlı bir sistemi oluşturmaktadır. Bu sistemde bir aksaklık veya tahrip edici bir işlem yapılamaz. Yıldız Dağlık Kütlesinin en yüksek tepesi, Mahya Dağı’dır. Kar, ilkbaharda erken erimektedir. Yaz yağışları ise azdır. Bu sebeple Ergene Havzası’nın su kaynakları kısıtlıdır. Ergene Havzası’nın kaynaklarının korunması ve geliştirilmesi gereklidir” sözlerine yer verdi. “TAHRİP EDİLEMEZLER” Istranca dağlarından ovaya kadar uzanan orman, otlak ve tarım alanlarının, bölgedeki köylerin yaşama ile et, süt ve tarım ürünleri üretme ortamı olduğunu belirten Kantarcı; “Ayrıca iç Trakya’nın da sulama ve içme suyu kaynaklarıdır. Bu yüzden tahrip edilemezler. Taş ocaklarındaki patlatmalar su yollarını değiştirir. Kumlu çakıllı materyaller kazıldığında su depoları yok edilir. Açık ocak işletmelerinden kalan çukurlar doldurulamaz. Üretim alanı yok edilir ve su kaybına sebep olurlar” dedi. AÇIK TAŞ OCAKLARININ ETKİLERİNE DİKKAT ÇEKTİ Kantarcı, Kırklareli’ndeki kireçtaşı kuşağındaki açık taş ocaklarına dikkat çekerek; “Orman yok edilmiş. Geri kalan kayalık çukur ve taşlık alan ağaçlandırılamaz. Çatlak sistemi yukarıda kaldığı için sızıp, yeraltı suyunu beslemesi gereken yağış suyu göllenmiştir. Buharlaşıp kaybedilecektir. Buradan çıkarılıp satılan taştan kazanılan para, yok edilen ormanı ve sağladığı faydaları ödemez. Ekolojik maliyeti ise hiç ödeyemez” ifadelerine yer verdi. “YERÜSTÜ SULARIMIZ SINIRLI, YERALTI SULARIMIZ TÜKENDİ” Kantarcı, Trakya bölgesindeki sanayileşmenin plansız ve programsız yürütüldüğünü söyleyerek; “Sanayileşelim derken gecekondulaştık. Gecekonduları kentleştirelim derken taş ocaklarını açtık. Ormanları, otlakları ve tarım alanlarını delik deşik ettik. Su üretimini de engelledik. Nüfus artışı su ihtiyacını arttırdı. Tarım alanlarını sulamak için de önemli miktarda su gerekliydi. İklim değişimi bir ısınma-kuraklaşma süreci olarak etkiledi, yağışlar azaldı, kar yağmıyor. Yerüstü sularımız çok sınırlı. Ergene nehri de çok kötü kokuyor. Yeraltı sularımız tükendi, üstelik kirletildi. Su yok ama bazıları halâ taş, kum, kil ocağı, kömür ocağı açmak peşinde” diye konuştu. UĞUR AKAGÜNDÜZ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.