ÇİFTÇİ PARASIZ KALDI
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) önceki dönem Edirne Milletvekili Okan Gaytancıoğlu, tarım girdilerinde yaşanan artışa dikkat çekerek, özellikle Trakya bölgesinde yetiştirilen mısır, buğday, ayçiçeği gibi bitkileri üreten çiftçinin karşı karşıya kaldığını sorunları açıkladı.
Gaytancıoğlu, geçtiğimiz günlerde açıklanan mısır fiyatının yanı sıra ayçiçeğinde açıklanması beklenen fiyatlara da dikkat çekerek önerilerde bulundu. Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) randevu sisteminde yaşanan sorunları da açıklayan Gaytancıoğlu, ürününü TMO’ya satmayı başaran çiftçiye ise ödeme yapılmamasına tepki gösterdi.
“MISIR FİYATI GÜLÜNÇ BİR RAKAM”
TMO’nun mısır fiyatlarını açıklandığını söyleyen Gaytancıoğlu; “Ton başına geçen yıl 5 bin 700 TL olan mısırı, bu sene 6 bin TL gibi gülünç bir rakamdan alıyor. Üreticinin maliyeti 9 bin TL’yi aştı. Artan gübre ve mazot faaliyetleriyle birlikte bu rakam daha da yukarılara çıkacaktır. İlk 7 ayda başka ülkelerden Türkiye Cumhuriyeti’ne tam 3,5 milyon ton mısır girmiş. Giriş fiyatı ise 8 bin 300 TL. Yabancının çiftçisine 8 bin 300 TL’yi vermeyi kabul eden ama kendi üreticisine 6 bin TL’yi hakir gören bir iktidarla karşı karşıyayız” ifadelerini kullandı.
“TÜRKİYE’NİN YAĞ AÇIĞI OLACAK”
Gaytancıoğlu, Trakya bölgesinde üretilen en önemli ürünlerden biri olan ayçiçeğine de dikkat çekerek; “Bölgemizde bununla birlikte Türkiye’nin en önemli, petrolden sonra en fazla döviz ödediği bitkisel yağlardan ayçiçeği üretimi var. Türkiye, ayçiçeği üretiminin yüzde 60’ını Trakya bölgesinden karşılıyor. Bu yıl ciddi bir kuraklık söz konusu. Özellikle Temmuz ayının ortalarında yüksek sıcaklıktan dolayı bitkiler çiçek dolumundayken kavruldular. İçlerindeki yağ oranları azaldı. Şu anda hasat başladı. Hem verimler düşük, 100 kilogramlar civarında, hem de içlerindeki yağ oranı eskisi gibi yüzde 40’ın üzerinde değil; çok altında, yüzde 30 ile 35 arasında. Bu demek oluyor ki Türkiye’nin yağ açığı olacak” dedi.
“AYÇİÇEĞİNDE FİYAT EN AZ 20 TL OLMALI”
Ayçiçeğine verilmesi gereken fiyatı açıklayan Gaytancıoğlu; “Peki, ayçiçeğine ne fiyat verilecek? Geçtiğimiz yıl 12 TL fiyat verildi ama piyasa 10 TL’ye kadar geriledi. Bu sene yüzde 100 enflasyon var. Akaryakıt ve gübre fiyatları ciddi anlamda arttı. Verilecek fiyat en az 20 TL, hatta üzerinde olması gerekiyor. Destekleme primi olarak 70 kuruş veriliyor. Bunun da süratle 3 TL’ye çıkarılması gerekli. Bu nedenle tarımı ihmal etmemek lazım” sözlerine yer verdi.
“TÜRKİYE HER ŞEYİ İTHAL EDER KONUMA GELDİ”
Gaytancıoğlu, dünyada pandemi ile Rusya ve Ukrayna Savaşı sonucu gıda fiyatlarının arttığını söyleyerek; “Dünyada büyük krizler oluştu. 150 Dolar’lık buğday, 450 Dolar’a kadar çıktı. Ama bütün dünya ülkeleri bu konuda önlemlerini aldılar ve tarım politikalarını revize ettiler. Destekleme bütçelerini arttırdılar, sulama olanaklarını geliştirmeye çalıştılar. Biz ne yaptık? Sadece seyrettik. Destekleme bütçesini tam tersine azaltmaya gittik, faizlerle üreticiyi hayatından bezdirdik ve bir üretim planlaması yapamadık. Türkiye buğdaydan arpaya, mısırdan tütüne, şekerden yağlı tohumlu bitkilere, nohuttan fasulyeye, canlı hayvandan kırmızı ete kadar her şeyi ithal eder konuma geldi. Dünya gıda enflasyonu liginde ilk 6’da yer alıyoruz” dedi.
“ÜRETİCİLER TMO’DAN PARALARINI ALAMADI”
Türkiye’nin tarım ülkesi olduğunu vurgulayan Gaytancıoğlu; “Tarım olanaklarının fazlalığı bakımından dünyada ilk sıralarda yer almasına rağmen maalesef kendi üreticisini canından bezdirdi. Buğdayda geçen yıl 7,5 TL’lik bir fiyat söz konusuydu. Bu sene 9 bin 200 TL civarında bir fiyat açıklandı. Biz buna tepki gösterdik ama piyasa bunun daha altında 5-5,5 TL seviyelerinde gerçekleşti. Şimdi biraz fiyatlar yükseldi ama ne yazık ki küçük üretici buğdayını satmak zorunda kaldı. Orada da büyük bir sıkıntı var. Haziran ayında ürününü hasat eden üretici TMO’da randevu izdihamı ile karşılaştı. Cep telefonu herkeste android değil ki. Üreticilerimizde hâlâ tuşlu telefonlar var. Birçok üretici yakınından, çocuğundan rica etti. Randevu almak için çok uğraştı, randevu bulamadı. Temmuz ayının ortalarına, hatta Ağustos ayının başlarına randevular alındı. Ama TMO’ya teslim eden üreticiler paralarını hâlâ alamadılar. Kendilerine Ağustos sonu, Eylül başına süre verildi. Bu süre içerisinde akaryakıta yüzde 100 zam geldi. Gübre fiyatları geçen seneye göre yüzde 70 arttı, ilaç fiyatları yüzde 100’ün üzerinde zamlandı” ifadelerine yer verdi.
“2-3 YIL İÇİNDE 3 MİLYON SÜT İNEĞİ KESİLDİ”
Gaytancıoğlu, Türkiye’de her ürüne zam olmasına rağmen buğdaya zam yapılmadığını söyleyerek; “Çarşıya, pazara çıkan üretici büyük bir şokla karşılaşıyor. Her şeye zam var ama bir tek ürüne zam yok. Ekmek fiyatı 7-8 TL’leri buldu ama buğday fiyatı aşağıya düştü. Çok dengesiz bir tarım politikası var. Sorunu ithalatla çözmeye çalışan, kendi üreticisini desteklemeyip ithalatla çözmeyi düşünen bir iktidar var. İşin hayvancılık boyutuna bakacak olursanız; 11,5 TL’lik süt fiyatı revize edildi ama bir çuval yem 500 TL, yani 10 TL’ye gelir. Bir balya saman 200 TL’ye yaklaştı. O da yaklaşık 1,5-2 TL’ye gelir. Yani sadece saman ve yem masrafı ile süt matrahı eşitlendi. Süt üreticisi para kazanamadığı için süt ineklerini kesti. 3 milyon süt ineği 2-3 yıl içerisinde maalesef kesildi. Şu anda hayvan besleyenler büyük zarar ediyorlar. Çünkü hükümet gitti, Uruguay’dan hayvan ithalatı yaptı. 500 bin büyükbaş hayvan besilik adı altında aslında kasaplık bir şekilde ülkemize giriş yapıyor” dedi.
“ÜRETİMİZİ DESTEKLEMEK ZORUNDAYIZ”
Tarım ve Orman Bakanlığı’na tepki gösteren Gaytancıoğlu; “Kendi üreticisini desteklemeyen, başka ülkelerden medet uman bir Tarım ve Orman Bakanlığı var. Biz üreticimizi desteklemek zorundayız. Bir an önce sulama yatırımlarını tamamlamak, üreticinin ekipman desteklerini sağlamak, üreticiye hak ettiği desteği vermek zorundayız ki üreten bir Türkiye, halkça bölüşen bir Türkiye’yi kuralım” sözlerine yer verdi.
MERT ERİŞKİN