Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Meme Kanseri

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Meme Kanseri haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Meme Kanseri haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Uzmanından Uyarı: “Meme Kanserinde Eşlerin Duygusal Desteği Çok Önemli” Haber

Uzmanından Uyarı: “Meme Kanserinde Eşlerin Duygusal Desteği Çok Önemli”

Meme kanserinin psikolojik faktörleri hakkında bilgilendirmede bulunan Liv Hospital Ankara Psikoloji Bölümü’nden Uzm. Klnk. Psk. Ecem Özcan Tatlıdil, “Dişiliği ve cinselliği temsil eden organa zarar vermesinden dolayı bugüne kadar kanserler arasında ruhsal ve psikososyal yönleri bağlamında en çok araştırılan kanser türü meme kanseridir” diye konuştu. “DEPRESYON VE ANKSİYETE BOZUKLUKLARINI TETİKLEYEBİLİR” Meme kanserinin başta uyum bozukluğu olmak üzere majör depresyon ve anksiyete bozukluklarını tetikleyebileceğine işaret eden Uzm. Klnk. Psk. Ecem Özcan Tatlıdil, “Ayrıca uyku bozuklukları ve kanserin tekrarlayacağı korkusu ile özkıyım, deliryum gibi bozukluklarla, kişinin cinsellik algısını, benlik saygısını ve narsistik bütünlüğünü de tehdit edebilir” açıklamasında bulundu. TANI SONRASI TEPKİLER 5 AŞAMADA İNCELENİYOR Kanser tanısı sonrası ortaya çıkan tepkilerin kültür, yaş, sosyoekonomik durum gibi etmenlere bağlı olarak kişiden kişiye farklılık gösterebileceğini dile getiren Tatlıdil, “İlk aşamada en yaygın tepki, şoke olma ve inanmamadır. Bu aşamada en yaygın tepki inkardır. İnkarı öfke, pazarlık dönemi, depresyon aşaması ve son olarak kabullenme takip eder” ifadelerine yer verdi. “HASTANIN HER AŞAMADA KAYGILARINI İFADE ETMESİNE İZİN VERİLMELİ” Ameliyat ve iyileşme süresince kadınların kaygı, tedirginlik, üzüntü, utanç ve öfkeyle birlikte uyku ve yeme sorunları, beden algısı ve benlik saygısı sorunları yaşayabildiğini belirten Tatlıdil, “Hastanın her aşamada bilgilendirilerek soru ve kaygılarını dile getirmesine yardımcı olunması, iyileşme bakımından büyük önem taşır” dedi. “MÜDAHALE EDİLMEMİŞ FİZİKSEL BULGULAR, PSİKO-SOSYAL SORUNLARLA SONUÇLANABİLİR” Hastaların fiziksel bulguları uzun süre devam ederse ve bunlara müdahale edilmezse psikososyal sorunların ortaya çıkmasının neredeyse kaçınılmaz olduğunu belirten Uzm. Klnk. Psk. Tatlıdil, şunları söyledi: “Hastaların günlük yaşamlarını olumsuz etkileyen yan etkiler, kansere yönelik çeşitli tedavilerin neden olduğu enerji kaybı, yorgunluk, ağrı, bulantı ve kusma, hormonal değişiklikler ve uyku sorunlarıdır.” “BAŞA ÇIKMA STRATEJİLERİ HAYATİ ÖNEME SAHİP” Meme kanseri olan kadınların tedavi sonuçlarını ve hayatta kalma oranlarını etkileyen etmenlerden birinin de başa çıkma stratejileri olduğunu söyleyen Uzm. Klnk. Psk. Tatlıdil, şu bilgileri paylaştı: “Başa çıkma stratejisinin iki ana işlevi bulunmaktadır. Bunlardan ilki, problem odaklı başa çıkma yöntemi olarak bilinen sıkıntıya neden olan sorunla uğraşmaktır. Diğeri ise duygu odaklı başa çıkma olarak bilinen stresli duyguları düzenlemektir. Bunun yanında bireyler sağlıklı bir tepki olmamasına rağmen inkâr savunma mekanizmasını da kullanabilmektedirler.” “MEME KANSERİNDE EŞLERİN DUYGUSAL DESTEĞİ ÇOK ÖNEMLİ” Uzun bir tedavi sürecinde hastaların çoğunun zaman zaman sosyal ilişkilerini devam ettirmek için gerekli enerjiyi bulmakta zorlandığını ve en çok ihtiyaç duyduklarında da gerekli desteklerden yoksun kalabildiğini mxşldşdı Tatlıdil, “Meme kanseri hastalarında aile desteği ve psiko-sosyal destek ruhsal bozukluklar açısından koruyucu, hastalığa uyum sürecine ve hastalıkla mücadele etmeye de yardımcıdır. Bu hastalarda depresyon ve anksiyete belirtileri daha az görülmektedir” şeklinde konuştu. Evlilik doyumları ve eşlerinden aldıkları duygusal desteği daha iyi olan hastalarda depresif belirtilerin, cinsel yaşam ve beden algısı ile ilgili sorunların daha az görüldüğüne dikkat çeken Uzm. Klnk. Psk. Tatlıdil, “Sonuç olarak sosyal desteğin yeterli olması, uyum sürecinde yaşanan psikolojik sorunların azaltılmasında oldukça önem arz eder, hastaların yaşadıkları stresin azalmasına yardımcı olabilir” dedi. “DENGELİ BESLENME İHMAL EDİLMEMELİ” Meme kanserinde ruhsal sağlık için yapılması gerekenlere değinen Uzm. Klnk. Psk. Tatlıdil, “Yapılan araştırmaların sonuçlarına göre meme kanseri ile mücadele sürecinde dengeli beslenme, hekimlere danışarak hayata adapte edilmiş uygun ve düzenli fiziksel aktivite yapma, psikoterapi desteği alma, tehlike ve tehdit senaryolarına (ya tekrar olursa vb.) başvurmak yerine dikkat ve odağı dağıtma gibi yöntemler bu süreçte büyük fayda sağlamaktadır” diye konuştu.  

Prof. Dr. Sezer: “Akıllı İlaçlar, Meme Kanserinde Tümör Büyümesini Durduruyor” Haber

Prof. Dr. Sezer: “Akıllı İlaçlar, Meme Kanserinde Tümör Büyümesini Durduruyor”

Medikal Park Seyhan Hastanesi Medikal Onkoloji Uzmanı Prof. Dr. Ahmet Sezer, meme kanseri hakkında açıklamalarda bulundu. Prof. Dr. Sezer, kadınlar arasında en yaygın kanser türü olan meme kanserinin erken aşamalarda tespit edilmesinin tedavi başarı oranlarını artırdığını vurguladı. “40 yaşından itibaren yıllık mamografi çekilmeli” Prof. Dr. Sezer, “Meme kanseri, özellikle erken dönemlerde belirti vermeyebilir. Bu nedenle, düzenli tarama testleri ve kendi kendine muayene, kadınların yaşamında hayati bir rol oynamaktadır. 40 yaşından itibaren yıllık mamografi çektirmek, muhtemel riskleri minimize etmek için oldukça önemlidir” diye konuştu. Meme kanserinin tedavisinde çeşitli yaklaşımlar bulunduğunu değinen Prof. Dr. Sezer, “Cerrahi, kemoterapi, radyoterapi ve hedefe yönelik tedavi yöntemleri, hastaların bireysel özelliklerine göre uygulanmaktadır. Ayrıca, genetik testler de meme kanseri riskini değerlendirmede önemli bir rol oynamaktadır. BRCA1 ve BRCA2 genleri gibi belirli genetik mutasyonları taşıyan kadınlar için kişiselleştirilmiş tedavi seçenekleri sunulmakta ve bu testler sayesinde hastalar daha etkili ve hedefe yönelik tedavi planlarına yönlendirilmektedir. Kişiselleştirilmiş tıp, bireylerin benzersiz genetik yapılarına uygun tedavi seçenekleri sunarak başarılı sonuçlar elde edilmesine imkan tanımaktadır” dedi. “TEDAVİ SÜRECİ DİKKATLİCE PLANLANMALI” Her hastanın durumunun farklı olduğunu söyleyen Sezer, “Bu nedenle, tedavi süreci çok dikkatlice planlanmalıdır. Özellikle son 10 yılda immünoterapiler ve hedefe yönelik tedavi yöntemlerinde kaydedilen ilerlemeler, kanserle mücadelede devrim niteliğinde gelişmeler sunmaktadır. 2015 yılından itibaren HER2 pozitif metastatik meme kanserinde kullanılan trastuzumab, pertuzumab ve neratinib gibi yeni hedefe yönelik tedavi ajanları, hastaların tedavi yanıtını önemli ölçüde artırmış ve yaşam sürelerini uzatmıştır. Bu tedavi seçenekleri, kanser hücrelerinin HER2 proteinine bağlanarak tümör büyümesini engellemektedir” şeklinde konuştu. “KEMOTERAPİ UYGULANABİLİR” 2020 yılından sonra geliştirilen kombinasyon tedavileri ve yeni immünoterapilerin tedavi süreçlerini daha etkili hale getirdiğini belirten Prof. Dr. Sezer, “Kombinasyon tedavileri, iki veya daha fazla tedavi yönteminin bir arada kullanılmasını içermektedir. Örneğin, kemoterapi ile hedefe yönelik tedavilerin birleştirilmesi, tümör üzerinde daha fazla etki oluşturmakta ve tedaviye direnç geliştirme ihtimalini azaltmaktadır. İmmünoterapiler, bağışıklık sisteminin kanser hücrelerine karşı daha etkin bir yanıt vermesini sağlamak amacıyla geliştirilmiştir. Pembrolizumab ve atezolizumab gibi ilaçlar, bağışıklık sistemini aktive ederek tümör hücrelerini hedef alır ve hastanın doğal savunma mekanizmasını güçlendirir” ifadelerini kullandı. “AKILLI İLAÇLAR TEDAVİ SÜRESİNİ UZATARAK YAŞAM KALİTESİNİ ARTIRIR” Akıllı ilaçlarının, kanser tedavisinde önemli yenilikler sunduğunu belirten Sezer, “Bu ilaçlar, kanser hücrelerinin büyümesini ve çoğalmasını destekleyen spesifik moleküler hedeflere yöneliktir. Örneğin, CDK4/6 inhibitörleri (palbociclib, ribociclib ve abemaciclib) hormon reseptör pozitif meme kanserinde sıklıkla kullanılmaktadır. Bu ilaçlar, kanser hücrelerinin döngüsünü düzenleyen proteinleri hedef alarak tümör büyümesini durdurur, tedavi süresini uzatır ve yaşam kalitesini artırır. Bu akıllı ilaçların genetik profilleme ile kişiye özel olarak seçilebilmesi, tedavi sonuçlarını önemli ölçüde iyileştirmektedir. Kişiselleştirilmiş tıp yaklaşımı, hastaların genetik yapısına uygun tedavi seçeneklerinin belirlenmesine imkan tanır ve böylece tedavi etkinliğini artırır” diye konuştu. “Dengeli beslenme riski azaltır” Beslenme ve yaşam tarzının meme kanseri üzerindeki etkilerine de dikkat çeken Prof. Dr. Sezer, “Dengeli bir beslenme düzeni, düzenli fiziksel aktivite ve zararlı alışkanlıklardan kaçınma, meme kanseri riskini azaltmada önemli faktörlerdir. Obezite, hormon seviyelerini etkileyerek meme kanseri riskini artırabilmektedir. Son yıllarda yapılan araştırmalar, sağlıklı yaşam tarzlarının tedaviye yanıtı olumlu yönde etkilediğini göstermektedir” şeklinde konuştu. “Erken teşhis önemli” Toplumda meme kanseri farkındalığının artırılmasının kritik önemde olduğunu belirten Prof. Dr. Sezer, “Erken teşhis ve tedavi konularında bilgi sahibi olmak, tüm kadınlar için hayati bir öneme sahiptir. Aile üyeleri ve arkadaş desteği, bu süreçte hastaların moral ve motivasyonunu artırmak için oldukça faydalıdır. Bu nedenle, her bireyin bu konudaki bilgilerini artırması büyük önem taşımaktadır” dedi. “Amaç toplumsal farkındalık oluşturmak” Sonuç olarak erken teşhis ve etkili tedavi yöntemleri ile meme kanseri mücadelesinde umut verici gelişmeler yaşandığına dikkat çeken Prof. Dr. Ahmet Sezer, “Hedefimiz, daha fazla kadının sağlıklı bir yaşam sürmesini sağlamak ve bu konuda toplumda farkındalık oluşturmaktır” diyerek sözlerini tamamladı.

KANSERİ YENDİ AYNI HASTALIKLA MÜCADELE EDENLERE DESTEK OLUYOR Haber

KANSERİ YENDİ AYNI HASTALIKLA MÜCADELE EDENLERE DESTEK OLUYOR

Toplum Sağlığı Merkezinde görevli 46 yaşındaki Baykal, 2019'de meme kanserine yakalandı. Tedavilere olumlu yanıt alınması ve ailesinin desteğiyle Baykal hastalığı atlattı. Sağlığına kavuşmasının ardından ara verdiği mesleğine dönen Ayla ebe, vatandaşları ve çevresindekileri "kanserin erken teşhisi ve tedavisi" yönünde bilgilendirmeyi sürdürüyor. Baykal, Meme Kanseri Farkındalık Ayı dolayısıyla yaptığı açıklamada, 35 yaşından sonra her yıl rutin muayene yaptırdığını söyledi. 42 yaşında yaptırdığı rutin muayenede kanserli kitlenin tespit edildiğini belirten Baykal, "Karmaşık ve zor bir süreçti ancak sağlıkçı olduğum için paniğe kapılmadım. Günümüzde kanserle ilgili pek çok güzel çözümler ve tedaviler mümkün." dedi. Bu süreçte bilim insanları Prof. Dr. Nermin Tunçbilek, Prof. Dr. Ruşen Coşar ve Prof. Dr. Atakan Sezer'in kendisine yardımcı olduğunu ve tedavisini yaptığını ifade eden Baykal, şunları kaydetti: "Kanser tanısı alıyorsunuz, kimsenin hayatında karşılaşmak istemeyeceği bir sorun. Çözüm odaklı yaşamak lazım, hayat çok değerli. Hemen karalar bağlamamak lazım. Bu süreçte hasta- hekim arasındaki güven ve dayanışma son derece önemli, hekimlerime çok teşekkür ederim. Yaklaşık 1 yıllık tedavi sürecim oldu. Tümörüm agresif tipti, 4 seans kemoterapi aldım. İlk başta korku ve endişe yaşadım. İlk kemoterapi seansından 20 gün sonra saçlarım dökülmeye başlamıştı. Bunun bir süreç olduğunu düşündüğümden çok da karalar bağlamadım, saç sonuçta, kökü bendeydi." Baykal, tedavi sürecinde çeşitli zorluklar yaşasa da sosyalleşmekten vazgeçmediğini dile getirdi. Hayatın çok değerli olduğunu vurgulayan Baykal, "Sağlıkla uyandığımız her günün bir armağan olduğunu düşünüyorum. Özellikle böyle bir deneyim yaşadıktan sonra hayatın tadını çıkarmamız gerektiğinin kanaatindeyim. Sağlıkla yaşadığımız her gün için şükürler olsun." diye konuştu. - Rutin takipler ihmal edilmemeli Meme kanseri olan hastalara destek olduğunu belirten Baykal, "Hem hastalığım süresince hem de hastalığı atlattıktan sonra meme kanseri tedavisi gören kişilerle tanıştım. Hastalığı taşıyanlara yaşadıklarımı ve bu hastalıkla nasıl mücadele ettiğimi anlatıyorum, çevremdekilere de hastalığın tedavisinde erken teşhis ve özellikle rutin kontrollerin önemi hakkında bilgi veriyorum." dedi. Baykal, Sağlık Bakanlığının meme kanseriyle mücadele konusunda birçok çalışması olduğunu dile getirdi. Kanser Erken Teşhis, Tedavi ve Eğitim Merkezlerinde (KETEM) çalışan sağlıkçıların önemli çalışmalar gerçekleştirdiğini ifade eden Baykal, sözlerini şöyle tamamladı: "KETEM'deki arkadaşlarımız bu konuyla yakından ilgileniyor. Birçok yerde stantlar açıp bilgilendirmeler yapıyor. Hastalar meme kanserinden korkmamalı. Rutin takiplerin zamanında yapılması ve ihmal edilmemesi çok önemli. Hiçbir şikayetimiz olmasa da kontrol amaçlı her kadının yılda bir kez kadın doğum hekimine ve genel cerraha giderek takiplerini yaptırması çok önemli."

MEME KANSERİNDE ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIYOR Haber

MEME KANSERİNDE ERKEN TEŞHİS HAYAT KURTARIYOR

Edirne Belediyesi tarafından Atatürk Kültür Merkezi’nde Erken Teşhis Hayat Kurtarır söyleşisi gerçekleşti. Gerçekleşen söyleşide Prof. Dr. Genel Cerrahi Meme ve Endokrin Cerrahisi Uzmanı Atakan Sezer sunum gerçekleştirdi. Meme kanserini anlattığı programda katılan seyircilerin sorularını yanıtladı. Programa Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ve seyirciler katıldı. “TIBBIN GELİŞMESİYLE TEŞHİS VE TEDAVİ KOLAYLAŞABİLİYOR” Tıbbın geliştiğini ve erken teşhisin önem taşıdığını belirten Gürkan: “Çağdaş insanın günümüz teknolojisinin getirdiği konforun dışında en önemli problemlerinden bir tanesi, çağdaşlıkla beraber getirdiği negatif etkiler. Bunlara hastalık diyoruz. Bu hastalıkları tıbbın gelişimi ile beraber teşhis etmek ve ardından tedavisini yapmak eskiye göre bir anlamda daha kolay. Fakat çeşitlilik arttıkça biraz daha zor hale gelebiliyor” dedi. 3 DAKİKADA BİR KADINA KANSER TEŞHİSİ KONUYOR Kanser riskinin spor ve düzgün bir yaşantıyla düşürülebileceğine değinen Prof. Dr. Genel Cerrahi Meme ve Endokrin Cerrahisi Uzmanı Atakan Sezer “Kanser kadınlarda ölümlerin en başını çekiyor. Dünyada 3 dakikada bir kadına kanser teşhisi konuyor. Yaş ilerledikçe kansere yakalanma riski artıyor ve ayrıca kilolu olmak kanser riskini arttırıyor. Fakat 15 günde 15 dakika spor yapmak kanser riskini yüzde 25 azaltıyor. Alkolden uzak durmak, düzgün beslenmek, spor yapmak kanser riskini düşürme açısından oldukça önemlidir” diye konuştu. “KENDİNİZE BİRKAÇ DAKİKA AYIRIN” Herkesin kendisine zaman ayırarak kendi kanser taramasını yapması gerektiğini belirten Sezer “Bu ay bildiğiniz gibi meme kanseri ve farkındalık ayı. Hep söylediğimiz bir şey var. Birçok hastalık için haftalar günler verilir. Fakat meme kanseri için bir ayı kapsamıştır. Çünkü meme kanseri kadınlardaki en sık görülen kanserdir. Kadınlardaki kansere bağlı ölümlerdeki en sık nedenidir. En önemli şey bilinçlenmektir. Bu ayı bu şekilde devam etmemizin, toplantı yapmamızın temelini kadınlarımızı meme kanserinde bilinçlenmesi hakkında uyarmak. Lütfen kendinize birkaç dakika ayırın her ay bir defa kendi memenizi kontrol edin. Onunla beraber 40 yaşından sonra taramalarını aksatmayın. Ayıracağınız 5 dakikanız bütün hayatınızı etkileyecektir” ifadelerini kullandı. MERT ERİŞKİN

MEME KANSERİ RİSKİNİ NELER AZALTIR Haber

MEME KANSERİ RİSKİNİ NELER AZALTIR

Gürdal, meme kanserinin erken tanı konulabilen bir kanser olduğunu dile getirdi. Taranabilen kanserlerin erken evrede yakalanarak tedavisinin yapıldığının altını çizen Gürdal, "Şikayeti olmasa bile 40 yaşından sonra her kadının mamografi çektirerek kanseri yakalama imkanı var. Evre sıfır ya da evre birde yakaladığımız kanserlerin 5 yıllık sağ kalma oranları yüzde 100'e varmakta. Evre ikiden, üçten sonra bu oranlar azalmakta. Kadınları meme kanserinde erken tanı alabilecekleri taramaları yapmalarını konusunda bilgilendirmeye çalışıyoruz." diye konuştu. Gürdal, meme kanserinin dünyada kadınlarda en sık görülen kanser olduğuna işaret ederek 8 kadından birinin meme kanserine yakalandığını belirtti. -"İhmale gelmiyor" Kadınların 20 yaşlarından sonra kendi kendilerini muayene etmesinin çok önemli olduğuna vurgu yapan Gürdal, "Çünkü meme kanseri sadece ileri yaşlarda görülen bir kanser değil, 20'li, 30'lu yaşlarda da görebiliyoruz. Gebelerde ve loğusalarda da görebileceğimiz bir kanser. Gebelerde insanlar sen gençsin kanser olmuş olamazsın denildiğinde veya insanlar genç yaşlarda kendilerinin kanser olmayacağını düşünüp, kendini telkin edip, kontrollerini ihmal edebiliyor." dedi. Prof. Dr. Gürdal, kadınların meme kanseri konusunda her zaman duyarlı olması gerektiğini kaydetti. Gürdal, meme kanserine yakalanma riskini azaltan faktörleri şöyle sıraladı: "Eğer adet geç görülürse, geç menopoza girilirse, geç gebelik olursa hiç çocuk emzirilmezse bunlar meme kanseri riskini artıran durumlar. Hormonal nedenlerden dolayı emzirme meme kanseri riskini azaltan durumlardan birisi. Meme kanserinde risk faktörlerini azaltmak için düzenli egzersiz yapmak önemli. Her gün düzenli olarak 20 dakika ritmik yürüyüş yapılmalı. Yapılan bu spor, meme kanseri riskini azaltmaktadır. Bunun dışında yağlı gıdalardan uzak durmak gerekiyor. Yağlı dokuda östrojen sentezi oluşuyor, bu sentez de meme kanseri riskini artırıyor. Sigara ve alkolde meme kanseri riskini artıran faktör. Bize bağlı faktörleri en aza indirirsek kanser riskimizi en aza indirmiş oluruz." Gürdal, meme kanserinin daha az olmasına karşın erkeklerde de görüldüğüne dikkati çekti.

MEME KANSERİNE Haber

MEME KANSERİNE "MUTLU ANNE" RESMİ ÇİZEREK DİKKATİ ÇEKTİLER

İl Sağlık Müdürlüğü Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanlığınca Yahya Kemal Beyatlı Kültür Merkezi'nde "Sağlıklı Aile, Güvenli Toplum" konferansı düzenlendi. Konferansa katılan kadınlar, Halk Sağlığı Hizmetleri Başkan Yardımcısı ve Tekirdağ Kanserle Mücadele ve Dayanışma Derneği Başkanı Hülya Becerir tarafından çizimine başlanan, bebeğini emziren mutlu bir annenin anlatıldığı resmi ellerine aldıkları fırçalarla tamamladı. Becerir, programda yaptığı konuşmada, kadınlar olarak meme kanserine dikkati çekmek için kucağında bebeği olan anne tablosu yapmak istediklerini söyledi. Resim, spor ve müzik gibi etkinliklerin kanser hastalarına tedavi sürecinde moral olduğunu belirten Becerir, "Bütün kadınlar olarak bu resmi ortaya çıkarmak istedik. Birlikte olmak, birlikte bir şeyler yapmak bizlere güç veriyor. Birlikte gülümsemek, birlikte bir şeyleri başarmak çok güzel. Resim çizmek, el sanatları ile uğraşmak kanserde bizim için bir çıkış kapısı. Ben bunu her zaman tavsiye ediyorum." diye konuştu. Halk Sağlığı Hizmetleri Başkanı Hacı Bayram Zengin, meme kanserinde erken tanının önemli olduğunu dile getirdi. Emziren annelerin meme kanserine yakalanma riskinin az olduğunu ifade eden Zengin, "Meme kanserinden korunmak mümkün. Bunlardan birisi taramalar. Taramaların mutlaka yapılması gerekiyor. Evde dahi meme kontrolleri yapılıp farklı bir kitle tespiti durumundan sağlık kuruluşuna başvurulabilir." dedi. Konferansın ardından kadınların soruları yanıtlandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.