Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Kuraklik

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Kuraklik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Kuraklik haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İstanbul'un Barajlarında Doluluk 13 Günde Yüzde 5 Düştü Haber

İstanbul'un Barajlarında Doluluk 13 Günde Yüzde 5 Düştü

İstanbul'a su sağlayan barajların su miktarı yüzde 51.36 seviyesine kadar geriledi. Şehrin barajlarının doluluk oranı 3 Ağustos 2024 tarihinde yüzde 57 seviyesindeydi. Barajların 13 gün sonra doluluk oranı ise yüzde 52 seviyesine gerileyerek yüzde 5 düştü. Alibey Barajı ise doluluk oranı yüzde 17,82 ile İstanbul'un en kurak barajı oldu. Mağlova kemerinin büyük bir kısmının gün yüzüne çıktığı görüntüler havadan çekilen karelere yansıdı. Su seviyesi azalması ile onlarca lastik, bidon, ayakkabı gibi atıklar gün yüzüne çıktı. Kuruyan baraj alanlarındaki toprakların çatalmış hali kuraklığın geldiği seviyeyi ortaya çıkarttı. Yaz aylarında bilinçsiz su tüketimi ve sıcaklar nedeniyle hızlı buharlaşma, yağışsız geçen yaz ayları nedeniyle su seviyesi hızla azalmaya devam ediyor. Uzmanlar yaz aylarında su tüketiminde dikkatli olunması gerektiği uyarısında bulundu. Son verilere göre İstanbul barajlarında doluluk oranları ise şöyle: Ömerli Barajı yüzde 53,14 ve Terkos Barajı yüzde 65,24 ile en yüksek doluluk oranına sahip. Büyükçekmece Gölü yüzde 49,66 doluluk oranına kadar gerilerken, Darlık Barajı yüzde 55,43 su oranına sahip. Sazlıdere Barajı yüzde 52,16 Kazandere Barajı yüzde 18.6 ile doluluk oranı en az olan ikinci baraj oldu. Papuçdere yüzde 31.62 doluluk oranına kadar düşerken, Elmalı Barajı yüzde 59,17 seviyelerinde. Istrancalar Barajı ise yüzde 33.43 oranına kadar düşüş gösterdi.

Meriç Nehri'nde kuraklık alarmı Haber

Meriç Nehri'nde kuraklık alarmı

Yaz yağışlarının yetersiz olmasından dolayı debisi oldukça düşen Meriç ve Tunca Nehirlerinde son yılların en kurak dönemi yaşanıyor. Edirne'de geçmiş yıllarda kış aylarında taşkınlarla anılan Meriç ve Tunca Nehri, bu yıl yeterli yağış almaması nedeniyle kuraklıkla gündeme geliyor. 2023 yılının bu döneminde 267 metreküp/saniyeyle akan Meriç Nehri, bu yıl 52 metreküp/saniyeye kadar geriledi. Edirne'de Meriç Nehri'nin debisi, kuraklık nedeniyle geçen yıla göre 4 kat, Tunca Nehri'nin ise 2 kat birden azaldı. Hem hayvanlara hem tarıma can suyu olan Tarihi Meriç ve Tunca Nehri'ni kuraklık vurdu. Devlet Su İşleri nehir debi verilerine göre, Meriç Nehri'nde geçen yıl 267 metreküp/saniye akan su, bu sene aynı tarihte yapılan ölçümde 52 metreküp/saniyeye; Tunca Nehri'nde ise 9 metreküp/saniye akan su, 3 metreküp/saniyeye düştü. Debinin düşmesi ve su seviyesinin azalmasıyla birlikte nehir yataklarında kum ve adacıklar oluştu. Kuruma noktasına gelen nehirlerde plastik atıklar, araç lastikleri, cam şişeler ve hatta aylar önce Tunca Nehri'ne atılan koltuk da çevredekilerin tepkisine neden oluyor. "Küresel iklim değişikliği debinin düşmesinde önemli etkiye sahip" Trakya Üniversitesi Doğal Afet Araştırma ve Uygulama Merkezi Müdür Yardımcısı Doç. Dr. Musa Uludağ, özellikle son yıllarda küresel iklim değişikliğine bağlı yağışların yıl içerisindeki düzeninin bozulması ve buharlaşmanın artması gibi faktörlerin debinin düşmesinde önemli bir etkiye sahip olduğunu aktardı. Uzun yıllık verilere bakıldığında bir sıcaklık artış trendinin ortaya çıktığını belirten Doç. Dr. Uludağ, "Yağışlarda düzensizlik, deniz suyundaki sıcaklık değişimi hidrolojik döngünün bir etkisi olarak ani sağanaklar ve yıl içerisindeki yağışın kısa sürede belli dönemlerde değişmesine sebebiyet veriyor. Dolayısıyla kurak dönemlerin arkasından çok şiddetli yağışlar meydana gelebiliyor" dedi. Ortak kullanımda su planlamalarının iyi yapılması ve coğrafi temellerin yer bilimi mantığının birlikte işlemesi gerektiğine dikkat çeken Doç. Dr. Uludağ, "Akarsuyun doğal kaynak gibi görülmesi gerekiyor. Burada sadece suyun kendisi değil, suyun içinde yaşayan canlılar ekosistemi, sulama ve tarım amaçlı kullanım gibi birçok değişken var. Bunların birlikte değerlendirilmesi çok önemli. Kuraklığa dayalı tarım ürünlerinin tercih edilmesi gerek. Özellikle kapalı ve damlama sulama sistemlerinin geliştirilmesi çok önemli. Su ile ilgili planların iyi yapılması lazım. İklim kendi içerisinde kurak ve nemli dönem yaşar. Şu an kurak dönemi yaşıyoruz. Dolayısıyla şehrimizin ve toplumumuzun buna hazır olması gerekiyor. Suyu verimli kullanmamız gerekiyor" ifadelerine yer verdi. İzmir'den Edirne'ye gezmeye gelen Mutlu Gürsoy, çevre kirliliğine karşı dikkatli olunması ve atıkların nehirlere atılmaması gerektiğini ifade etti. Ailesi ile birlikte gezmeye gelen Ekin Duru Yılmaz, herkesin çöplerini nehrin içine attığını ve bu durumun hem doğaya hem de insanlara zarar verdiğini belirtti. Bu kirliliğin bir eğitim bir de bilinç boyutu olduğunu söyleyen Yalçın Yılmaz, "Buraya atılan bir çöp kilometrelerce gidip Ege Denizi'ne kadar ulaşabiliyor, tarım alanlarını kirletebiliyor. Hem cam hem de plastik atıkları fazlasıyla görüyoruz. Çöp kutuları koymak ve düzenli temizlemek gerekiyor. Belki de minik de olsa yaptırım uygulamak gerekiyor. Su seviyesi düşünce çöpler daha fazla ortaya çıkıyor" dedi.

"Sulak alanların yarısından fazlası kurudu" Haber

"Sulak alanların yarısından fazlası kurudu"

Konukcu, NKÜ Rektörlük Senato Salonu'nda düzenlenen "Trakya Bölgesi'nde İklim Değişimine Adaptasyon İçin Nötr Arazi Bozunumu Projesi (İklimTrak)" tanıtım toplantısında, dünya nüfusunun yüzde 40'ının sağlıklı şekilde suya erişemediğini söyledi. Dünyada her yıl 500 milyon ağır metalin ana su kaynaklarına deşarj edildiğini savunan Konukçu, bu nedenle çok sayıda balık, kuş ve memelinin yok olduğunu dile getirdi. Konukcu, Türkiye'nin de sulak alanlarının tehdit altında bulunduğunu ifade etti. Türkiye'deki sulak alanların yarısından fazlasının kuruduğunu belirten Konukcu, şöyle konuştu: "Son 50 yılda 36 göl kurudu, 14 gölümüz kuruma tehlikesiyle karşı karşıya. Türkiye'de her 6 yılda bir normal, 13 yılda bir şiddetli kuraklık yaşıyoruz. 23 milyon tarım arazimizin yüzde 72'si yağışlara bağlı. Arazilerden sadece yüzde 28'ini sulayabiliyoruz. 2000 yılında büyük bir ekonomik kriz oldu, tarımsal üretimimiz yüzde 8 civarında küçüldü. 2007'deki kuraklıkta ise yine tarım yüzde 8'e yakın küçüldü. Demek ki Türkiye'de kuraklık, tarımsal üretimi büyük ekonomik krizler kadar etkileyen bir yapıya sahip. Kırılgan bir yapıya sahip tarım sistemimiz var." Türkiye'deki yağışların düzensizliğine işaret eden Konukcu, tarımda verimin, alınan yağışlara bağlı arttığını veya azaldığını kaydetti. Daha sonra Konukcu, proje kapsamında yapacakları eğitim çalışmalarını anlattı. NKÜ Rektörü Prof. Dr. Mümin Şahin de bilim insanlarının yapacağı her türlü çalışmaya destek vermekten mutlu olacaklarını dile getirdi. İklim değişikliğine Trakya Bölgesi'nin uyumlu hale getirilebilmesi için hazırlanan proje kapsamında uzmanlar, mevcut arazilerin yapısını inceleyecek. Oluşturulacak veri tabanı, bölgedeki çiftçilere yol gösterecek. Ayrıca iklim değişikliğine karşı arazi ve su kaynaklarının sürdürülebilir kullanımı, tarımsal üretimin devamlılığı ile taşkın risk ve zararlarının minimuma indirilmesi veya yok edilmesi için çalışmalar yapılacak.

Yağışlar göl ve göletlere fazla katkı sağlamadı Haber

Yağışlar göl ve göletlere fazla katkı sağlamadı

Kuvvetli sağanağın fazla katkı sağlamadığı belirtilen Tekirdağ ve Edirne'deki göletlerde su seviyesi kritik seviyelerde. Uzmanlar yağışın su kaynaklarına kar şeklinde yağması halinde katkı sunacağını belirtti. Tekirdağ'ın Marmaraereğlisi ilçesinde sulama için kullanılan ve ilçedeki bazı mahallere içme suyu sağlayan Türkmeneli Göleti'nde geçen yıl aynı dönemde yüzde 12 olan doluluk oranı yüzde 2'ye düştü. Tekirdağ Su ve Kanalizasyon İdaresi (TESKİ) Genel Müdürü Turhan Toprak, gazetecilere yaptığı açıklamada, kentteki baraj ve göllerdeki su miktarlarında düşüş yaşandığını söyledi. - "Yağışların çok fazla etkisi olmadı" Son günlerdeki yağışların barajlara çok fazla etkisinin olmadığını belirten Toprak, "İlimizde önemli bir kuraklık yaşanmakta. Buna bağlı olarak yazın sıcaklıkların yüksek olması, vatandaşların çok fazla su kullanımını ortaya çıkarttı. Dolayısıyla su kaynaklarımızda yetersizlik oluştu. Son yıllarda yağış ortalamalarının altında bir yağış alıyoruz. Barajlarımızda, yüzeysel su kaynaklarımızda çok yüksek düzeyde azalma yaşandı." dedi. Toprak, kuraklık nedeniyle yer altı kaynaklarında da hızlı bir şekilde düşüş yaşandığını aktararak, kuyularda yıllık 2 metreye varan azalmalar olduğunu dile getirdi. - "Türkmeneli'nde ciddi azalma var" Türkmeneli Göleti'nde ciddi anlamda azalma yaşandığını ifade eden Toprak, "Vatandaşlarımızdan tasarruf etmelerini bekliyoruz. Halı yıkama, araç yıkama, sokak temizliği ve bahçe sulama gibi işleri bırakmaları bunun yanında diğer ihtiyaçlarında tasarruflu bir şekilde karşılanması önem arz etmektedir. Yağışlar olmadığı, kurak bir yıl yaşadığımız için, barajların seviyeleri sürekli düşmektedir." diye konuştu. Toprak, gölette doluluk 2021 yılında yüzde 33, 2022'de yüzde 12, 2023'te ise yüzde 2 seviyelerinde olduğunu belirtti. - Kadıköy Baraj Gölü dip seviyeyi gördü Edirne'nin Keşan ilçesine içme suyu sağlayan Kadıköy Baraj Gölü kuraklık ve yağış azlığı nedeniyle dip seviyeyi gördü. Son yağışlar da Kadıköy'ün su seviyesini yükseltemedi. İlçenin su ihtiyacını karşılayan 56 milyon metreküp su tutma kapasiteli baraj gölünün kapasitesi 2 milyon metreküpe kadar geriledi. Belediye Başkanı Mustafa Helvacıoğlu, son zamanlarda bölgede görülen yağışların barajı çok fazla besleyemediğini söyledi. Toprağın ve barajı besleyen derelerin kuru olması nedeniyle su kapasitesinin artmadığını belirten Helvacıoğlu, "Şu anda 2 milyon metreküp su var fakat bu ölü hacim çünkü su alma yapısının gerisinde kalıyor. Barajdan içme suyu arıtma tesisine su aldığımız yapı ortaya çıktı. Eğer baraj yağışlarla beslenmezse 15-20 günlük bir zaman içerisinde yapının üzerinde su kalmayacak." dedi. Helvacıoğlu, barajın ölü hacminde kalan suyu kullanabilmek için platform kuracaklarına değindi. - Kuraklığa çözüm kar yağışı İlçede yaşanacak susuzluğa karşı önlemler aldıklarını anlatan Helvacıoğlu, şunları kaydetti: "Vatandaşlara suyu daha duyarlı kullanmalarını her fırsatta anlatıyoruz. Keşan'ı susuz bırakmayacağız. Kumdere'de yeni kuyular açıyoruz. Son yağışlar yeterli gelmedi, bu mevsimde kuraklığa çözüm kar yağışı olacak. Kar suyu hem toprağı doyuracak hem de baraj ve göletlerdeki su seviyesini artıracak. Küresel ısınma kaynaklı kuraklık 10 yıl içinde dünyayı etkileyecek. Şimdiden buna çözüm üretiyoruz. Kuraklık sürmesi halinde yeni dönemde Deniz Suyu Arıtma Projesi'ni vatandaşlarımıza sunacağız." diye konuştu.

Bakan Yumaklı'dan suyu verimli kullanma çağrısı Haber

Bakan Yumaklı'dan suyu verimli kullanma çağrısı

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, kuraklık ile ilgili atılacak adımları Dolmabahçe Çalışma Ofisi'nde düzenlenen Su Verimliliği Seferberliği Bilgilendirme Toplantısı'nda kamuoyuna açıkladı. Hali hazırda küresel ölçekte son derece yıkıcı bir iklim kriziyle karşı karşıya olunduğunu kaydeden Yumaklı, dünyanın 4'te üçünün sularla kaplı iken, tatlı su kaynakları oranının ise sadece yüzde 2,5 olduğunu ve bunun da ancak yüzde 1'inin kullanılabildiğini söyledi. Yumaklı, dünyada 2,2 milyar insanın farklı seviyelerde içme suyuna erişimden yoksun olduğunu belirterek, "BM tarafından geçtiğimiz 5 yılın, son 170 yıldaki en sıcak dönemi olduğu vurgulanıyor. Sibirya'da bile 38 dereceyi bulan sıcaklıkları görüyoruz. Artık tüm dünyada, kuraklık da deprem ve sel gibi bir afet niteliğinde." diye konuştu. Türkiye'nin iklim değişikliğinin olumsuz etkilerine karşı en kırılgan bölgelerden biri olan Akdeniz havzasında yer aldığını vurgulayan Yumaklı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Orman yangınları, taşkınlar, seller ve ekosistem kayıplarıyla iklim değişikliği etkilerini bütün şiddetiyle hissediyoruz. Ülkemizde son 10 yılda kurak yıllar yaşanırken, kuraklıkların şiddetleri ve süreleri de uzamaya başladı. Önümüzdeki 26 yıl içinde sıcaklıklarda artış; yağışlarda ve toplam kar örtüsünde azalış bekleniyor. Ekim ayında sona eren 2023 su yılında, yağışlar uzun yıllar ortalamasına göre yüzde 6 düştü. En fazla azalma yüzde 25 ile Marmara Bölgesi'nde kaydedildi. Yağışlar, Hatay'da yüzde 55'e, Edirne ve Tekirdağ çevrelerinde yüzde 40'a varan azalmalar gösterdi." - "Emanet olan yeşili ve maviyi çocuklarımıza ulaştırmak zorundayız" Bakan Yumaklı, artık göllerin kuruması, akarsu kaynaklarının azalması veya baraj doluluk seviyelerinin düşmesi haberleriyle daha sık karşılaşıldığını belirterek, Aral Gölü'nün son 50 yılda eski büyüklüğüne oranla yüzde 90, Akşehir Gölü yüzey alanının 2000 yılından bu yana 3'te iki küçüldüğünü söyledi. Türkiye'nin su potansiyeli dikkate alınarak yapılan hesaplamalarda, kişi başına düşen yıllık su miktarının 1313 metreküp olduğunu bildiren Yumaklı, şunları kaydetti: "Dikkatinizi çekmek isterim, kullandığımız değil, kullanabileceğimiz kişi başı azami miktardan bahsediyorum. Bu değer, uluslararası göstergelere göre ülkemizin su stresi altında olduğu anlamına geliyor. Bu gidişle, 2030 yılında, yani sadece 6 yıl sonra bu oran 1000 metreküp altına düşecek ve ülkemiz su kıtlığı çeken ülkeler sınıfına girecek. Yine 6 yıl sonra; nüfusumuzun yarısı; sulu tarım alanlarının ise yaklaşık yüzde 80'i su yetersizliği tehlikesiyle karşı karşıya kalacak. Kadim zenginlikleri barındıran eşsiz coğrafyamızda, bugüne kadar bilinenin aksine, artık su kaynaklarımız kısıtlı hale gelmiş durumda. 2030 yılına geldiğimizde, ülkemiz nüfusunun yüzde 10 artması, su kaynaklarının ise yüzde 20 azalması öngörülüyor." Yumaklı, gelecek için toplumsal mutabakatla bu tehditleri krize dönüşmeden yönetebilmenin mümkün olduğunun altını çizerek, "Bu, hepimiz için tarihi bir sorumluluktur. Bugün bizde emanet olan yeşili ve maviyi çocuklarımıza ulaştırmak zorundayız." şeklinde konuştu. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın eşi Emine Erdoğan'ın himayelerinde 31 Ocak'ta Su Verimliliği Seferberliği'ni başlattıklarını hatırlatan Yumaklı, 6 gün sonra yaşanan Kahramanmaraş merkezi depremler nedeniyle çalışmaların bir müddet ertelemek durumunda kaldıklarını belirtti. Yumaklı, Su Verimliliği Seferberliği'ni yeniden hatırlatarak, 85 milyon paydaşla olan iş birliğini hızlandırmak istediklerini söyledi. - "Su Verimliliği Seferberliğini milat kabul ettik" Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, su verimliliği yaklaşımının hayatın kaynağı olan suya gereken önemi vermek ve saygıyı göstermek olduğunu ifade etti. Su verimliliğini hem milli bir politika hem de yaşam kültürü haline getirmeyi hedeflediklerini vurgulayan Yumaklı, "Seferberlik kapsamında kentsel, tarımsal, endüstriyel ve bireysel su kullanımlarına ilişkin ulaşmak istediğimiz hedeflerimiz var. Amacımız el ele vererek su yetersizliğini engellemek." diye konuştu. Yumaklı, Su Verimliliği Seferberliği'ni milat kabul ettiklerini belirterek, şu açıklamalarda bulundu: "Gelecek 10 yılı kapsayan Su Verimliliği Strateji Belgesi ve Eylem Planı'nı yayımladık. Belgede kentsel, tarımsal, endüstriyel ve bireysel kullanımlarla ilgili hedefleri, stratejileri ve eylemleri belirledik. İş birliği yaptığımız kurumlarla koordinasyon içinde çalışmalarımıza devam ediyoruz. Kamu kurumlarımızda su verimliliği birimlerinin kurulması sürecini başlattık. İçme suyu sistemlerinde su kayıp oranlarının azaltılması için Belediye Su Kardeşliği uygulamasına geçtik. Kullanılmış suların yeniden kullanımı için ülkemizdeki toplam potansiyeli belirledik. Uygulamanın yaygınlaştırılması çalışmaları devam ediyor." Bakan Yumaklı, sanayide suyun verimli kullanılması için rehber dokümanlar hazırladıklarını, yeşil OSB uygulamasını destekleyen çalışmalar yürüttüklerini belirterek şu bilgileri verdi: "Çiftçilerimize verimli sulama sistemlerinin kullanımına yönelik yüzde 50 hibe desteği sağlıyoruz. Basınçlı sulama sistemlerimizin oranını yüzde 33 seviyesine ulaştırdık. Yağmur suyu hasadı, gri su uygulamalarına yönelik tip projeler hazırladık ve bütün sektörlerle paylaştık. Baraj, gölet ve yeraltı depolaması gibi tesislerimizi artırıyoruz. Toplumun her kesiminde farkındalık oluşturmak için eğitim çalışmalarına başladık." - "Bu seferberlikte 'Bir damla da sen ol' diyoruz" Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, Tarım Kanunu'nu suyu merkeze alacak şekilde yeniden düzenlediklerini ve su yönetimindeki ilgili bütün tarafları koordine edecek Ulusal Su Kurulu'nu oluşturduklarını söyledi. Su kaynaklarını kalite ve miktar açısından güvence altına alacak, su yönetimini güçlendirecek Su Kanunu çalışmalarının sürdüğünü bildiren Yumaklı, taşkın afetine karşı direnci yükseltecek Taşkın Kanunu çalışmalarına devam edildiğini anlattı. Yumaklı, "Bu çalışmalar devam ederken diğer yandan; belediyelerimizin su kayıplarını azaltmalarını, gri su, yağmur suyu, arıtılmış atık su gibi alternatif su kaynaklarını kullanmalarını, çiftçilerimizin ürünlerini modern sulama sistemleriyle, buharlaşmanın az olduğu saatlerde sulamalarını, sanayicilerimizin su verimli teknik ve teknolojilerini kullanmalarını ve vatandaşlarımızın ise günlük su kullanım alışkanlıklarında daha hassas olmalarını bekliyoruz." diye konuştu. Su Verimliliği Seferberliğini yeniden kamuoyunun gündemine taşımak için toplantılara devam edeceklerini belirten Yumaklı, su konusunda tüm paydaşlarla konuyu her boyutu ile değerlendirecekleri bir Su Zirvesi düzenleyeceklerini bildirdi. Üniversitelerde, okullarda genç ve çocukları bilinçlendirecek programlar yapacaklarını anlatan Yumaklı, "Sevgili vatandaşlarımız, artık harekete geçmenin zamanıdır. Risk afete dönüşmeden hep birlikte yönetelim. Bu seferberlikte 'Bir damla da sen ol' diyoruz. Herkesi su kaynaklarımız için ortak kaygıda ve katkıda buluşmaya; suyumuz ve geleceğimiz için el ele vermeye davet ediyorum." ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.