Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Istanbul

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Istanbul haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Istanbul haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İBB Meclisine Kavga Nedeniyle Ara Verildi Haber

İBB Meclisine Kavga Nedeniyle Ara Verildi

İBB Meclisi kasım ayı toplantılarının birinci oturumu, Meclis 1. Başkanvekili Nuri Aslan'ın başkanlığında Saraçhane'deki belediye binasında gerçekleştirildi. Toplantıda, çeşitli konularda AK Parti'li meclis üyeleri tarafından soru önergeleri verildi. Soru önergesi için söz alan AK Parti'li Meclis Üyesi Haydar Göksoy, Kartal'da işçilerin greve gittiğini ve İBB ile diğer ilçe belediyelerinin grev kırıcılığı yaptığını söyledi. Göksoy, "CHP'li İBB yönetimi, ilçe belediyelerinde toplu sözleşme ve grev süreçlerine hangi hak ve yetki ile müdahale ediyor? Diğer ilçe belediyelerinden ve İBB'den gelen ekip ve araçların ihale şartnamelerinde ilçe sınırları ibaresi varken o işçilerin günlük mesai ve diğer masrafları İBB tarafından mı karşılanacak? İşçi ile anlaşma sürecinin desteklenmesi yerine İBB araçları ile grev kırıcılığı yapılmasının sebebi nedir? İBB mevcut ilçelerdeki toplu sözleşme sürecinin bir tarafı mıdır?" diye sordu. Bunun üzerine söz alan Kartal Belediye Başkanı Gökhan Yüksel, ilçede sendika temsilcileriyle beraber bir süreç yönettiklerini, sürecin ilk üç gününün grevle sonuçlandığını söyledi. O süre zarfında ne büyükşehir belediyesi ne de diğer ilçe belediyelerinin herhangi bir hizmeti Kartal'a vermediğini kaydeden Yüksel, şöyle devam etti: "Yani grev kırıcılığı söz konusu olmadı. İlgili sendikayla 3 günün sonunda sözleşmeyi gerçekleştirmiş olduk. Fakat sözleşmeyi yaptıktan sonra sendika temsilcilerinin içerisinden bazıları ve bazı işçi arkadaşlarımız, bu süreci kabullenmedi ama genel merkez süreçleri tamamlanmış oldu. Sözleşme imzalanmış oldu. Yasal süreç tamamlanmış oldu. Dolayısıyla yasal süreç tamamlandığı halde yasal olmayan bir şekilde bir grevin dışında bir direniş söz konusu oldu. Dolayısıyla halk sağlığını etkileyen, iş ve işlemlerin aksatılmaması için çalışma arkadaşlarımız uyarıldı. Buna rağmen görev almak istemeyen arkadaşlarımız oldu. Halkın sağlığını aksatmamak adına hem ilçe belediyelerimiz hem büyükşehir belediyemiz bizlerle dayanışma gösterdiler. Bu süreç tamamen yasaldır." Bunun üzerine yeniden söz hakkı almak isteyen AK Parti'li Meclis Üyesi Göksoy'a, Meclis 1. Başkanvekili Aslan tarafından söz hakkı verilmedi. Bu duruma tepki gösterilmesi üzerine Aslan, "Arkadaşlar 15 yıl yönettiğiniz ilçe belediyelerinde neler yaptıklarınızı bütün İstanbul, bütün Türkiye biliyor." ifadelerini kullandı. Aslan'ın sözlerine AK Parti sıralarından tekrar tepki gösterilirken, AK Parti Grup Başkanvekili Zeynel Abidin Okul, söz alarak Meclis 1. Başkanvekili Aslan'ı eleştirdi. Kartal Belediyesine ilişkin verilen soru önergesine, Belediye Başkanı Gökhan Yüksel'in verdiği yanıtın söz hakkı doğurduğunu belirten Okul, ancak meclis başkanvekilinin bu hakkı tanımadığını söyledi. Meclisi yöneten Aslan'ın tavrını eleştiren Okul, "Bir kere CHP gömleğinizi çıkarın. Biraz önceki ifadeleriniz meclisin yıllardır süregelen demokrasi anlayışına ters düşüyor. 15 yıldır ilçelerde ne gördünüz de böyle bir açıklama yapıyorsunuz. Bu üslup meclisin demokratik havasını çok ciddi sıkıntıya sokar. Siz meclisin başkanısınız, CHP'nin meclis başkanı değilsiniz." şeklinde konuştu. AK Parti Grup yönetimi yeniden söz hakkı isterken Başkanvekili Aslan, "Germeyin meclisi. Meclisi germeye mi geldiniz?" dedi. CHP Grup Başkanvekili Ülkü Sakalar da söz alarak meclisin yönetiminin, meclis başkanının görev ve sorumluluğu altında olduğunu belirtti. Belediye çalışma yönetmeliğine göre meclisin düzenini bozan üyelere ilişkin yaptırımlara değinen Sakalar, "Buna aykırı davranan üyeler başkan tarafından uyarılır. Buna rağmen davranışlarında ısrar eden üye, başkanın talimatıyla görevliler tarafından dışarı çıkarılır." ifadelerini kullandı. Sakalar'ın sözleri üzerine CHP'li ve AK Parti'li üyeler sözlü atışmada bulunduktan sonra birbirlerinin üzerine yürüdü. Yaşanan arbedede meclis üyeleri, birbirlerine masalarda bulunan su ve kitapçıkları fırlattı. Bunun üzerine oturumu yöneten Aslan, meclis toplantısına ara vererek grup başkanvekillerini odasına çağırdı.

Haber

"Göçmen Kaçakçılığı ve Düzensiz Göç Dijitalleşiyor"

İstanbul Aydın Üniversitesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Özlem Özdemir’in yaptığı açıklamaya göre, göçmen kaçakçılığı ve düzensiz göç, dijitalleşmenin hız kazandığı günümüzde büyük ölçüde teknoloji tabanlı bir yapıya kavuşmuş durumda. Göçmen kaçakçılığı alanında dijital araçların işlevselliği artarken, göçmenlerin de teknolojiden yararlanarak yer ve zamana bağlı olmaksızın bilgiye hızlı ve güvenli bir şekilde ulaşabilmeleri mümkün hale geldi. Özellikle sosyal medya ve konum tabanlı uygulamaların, düzensiz göçmenler için önemli bir kaynak olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Özdemir, şunları kaydetti: “İnternet ve mobil cihazlar, düzensiz göçmenler ve göçmen kaçakçıları için bir harita gibi işlev görüyor. Artık düzensiz göçmenler, gidecekleri ülkelerle ilgili bilgilere sosyal medya platformları üzerinden erişip, kendi deneyimlerini de sanal ortama taşıyabiliyorlar. Bu durum, dijital platformlar sayesinde göç süreçlerinin sanal bir destek sistemiyle güçlenmesine yol açıyor.” GÖÇ VE TEKNOLOJİNİN BİRLEŞİMİ Göçmen kaçakçılığı ve düzensiz göçün dijitalleşmesi sürecine değinen Doç. Dr. Özdemir, düzensiz göçmenlerin sosyal medya platformları üzerinden güvenli geçiş yollarına ve rehberlik sağlayan içeriklere kolaylıkla ulaşabildiğine dikkat çekti. Özdemir, özellikle GPS verileri, konum tabanlı rehberlik, anonim ve şifreli mesajlaşma gibi özelliklerin, kaçakçılar ve düzensiz göçmenler arasındaki iletişimi sağladığını belirtti. GÖÇMEN KAÇAKÇILIĞINDA SOSYAL MEDYA KULLANILIYOR Birleşmiş Milletler Uyuşturucu ve Suç Ofisi’nin desteklediği “Sosyal Medyanın Göçmen Kaçakçılığına Etkisi” araştırmasının bulgularına da değinen Doç. Dr. Özdemir, göçmen kaçakçılarının çeşitli sosyal medya platformlarını reklam, rehberlik, bilgi paylaşımı, iletişim, güvenlik ve göçmenlerin güven endişelerini gidermede kullandığını belirtti. Europol’un 2022 yılında yayımladığı rapora göre de dijital platformlar kaçakçılar ve insan tacirleri için reklam, işe alım, rehberlik, koordinasyon ve hatta para transferi gibi birçok amaç için kullanılıyor. DİJİTAL GÖÇÜN GELECEĞİ VE ÖNEMİ Göçmen kaçakçılığı ve düzensiz göç süreçlerinin dijitalleşmesiyle birlikte sosyal medya, göçmenler için maliyeti düşük, daha güvenli ve görünürlük sağlayan bir mecra oldu. Bu durumun, geniş bir göçmen kitlesine daha hızlı erişim sağlaması, anonimlik ve güvenlik avantajları sunmasıyla düzensiz göçmenler açısından cazip hale geldiğine dikkat çeken Doç. Dr. Özdemir, bu alanda etik ve yasal düzenlemelere yönelik yeni düzenlemelerin önemine vurgu yaptı.  

İstanbul'un 85 Günlük Suyu Kaldı Haber

İstanbul'un 85 Günlük Suyu Kaldı

İSKİ verilerine göre, İstanbul'un su ihtiyacını karşılayan 10 barajdaki doluluk oranı yüzde 30,18'e geriledi. Alibeyköy ile Trakya'dan İstanbul'a su sağlanan Kırklareli'nin Vize ilçesi sınırlarındaki Kazandere, Pabuçdere ve Istrancalar barajlarındaki doluluk oranı, son yılların en düşük seviyesine indi. Alibeyköy, Kazandere ve Papuçdere barajlarındaki doluluk oranı yüzde 10'un altına geriledi. Yüzde 8,56 ile dip seviyeyi gören Kazandere'nin kuruyan bölümlerinde hayvanlar otluyor. Yüzde 50 doluluk oranının üzerindeki tek baraj ise Elmalı Barajı oldu. Elmalı Barajında doluluk oranı yüzde 51,93 olarak ölçüldü. Alibeyköy Barajı’nda 2024 yılının Ocak ayında yüzde 76,6 olarak ölçülen doluluk oranı bugün itibarıyla yüzde 6,07 olarak ölçüldü. Baraj gölünün büyük bölümü kururken, eskiden suyla dolu alanlarda büyükbaş hayvanların otladığı görüldü. Suyun çekilmesiyle tarihi su kemerleri de ortaya çıktı. Alibeyköy Barajı’nda ölçülen doluluk oranı son 10 yılın en düşük seviyesi olarak kayıtlara geçti. İSKİ verilerine göre bu yıl barajların aldığı yağış miktarı da geçen yılların oldukça gerisinde kaldı. 2023 yılında metrekareye 852 kilogram yağış düşen İstanbul barajlarında bu yıl, metrekareye sadece 480 kilogram yağış düştü. Bu rakamın son 10 yılın en düşük yağış miktarı olduğu belirtildi. İstanbul barajlarına 2021 yılında metrekareye 901,3 kilogram yağış düşmüştü. İstanbul barajlarında en yüksek doluluk oranı yüzde 51,93 ile Elmalı Barajı'nda ölçülürken, en az doluluk oranı ise yüzde 6,07 ile Alibeyköy Barajı'nda kayıtlara geçti. İstanbul'un barajlarındaki bugünkü doluluk oranları şöyle: Ömerli yüzde 26,83, Darlık yüzde 32,24, Elmalı yüzde 51,93, Terkos yüzde 40,67, Alibeyköy yüzde 6,07, Büyükçekmece yüzde 32,46, Sazlıdere yüzde 41,93, Istrancalar yüzde 34,14, Kazandere yüzde 8,27, Papuçdere yüzde 7,95 Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Çorlu Mühendislik Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Lokman Hakan Tecer, yaz aylarının aşırı sıcak ve yağışsız geçmesiyle oluşan kuraklığın ardından bölgede İstanbul'u besleyen barajlarda ciddi düşüş yaşandığını söyledi. Tecer, "İstanbul'u besleyen barajlardaki doluluk oranları yüzde 30'lara kadar düştü. Bu şu anlama geliyor; İstanbul'da evsel, kentsel ve endüstriyel su tüketimini hesap ettiğimiz zaman günlük yaklaşık 3 milyon metreküp yani ton su tüketimi var. Mevcut barajlardaki doluluk seviyesiyle bugün hesap yaptığımız zaman, 264 milyon metreküp şu anda barajlarda su miktarı var. Günlük tüketimi hesap ettiğimiz zaman önümüzde 85 günlük bir suyumuzun kaldığı anlamına geliyor ki bu gerçekten alarm veriyor anlamına geliyor. Bu bir gerçek, yani iklim değişikliğiyle beraber yağış ortalamalarının düşmesi, sıcaklıkların artarak buharlaşmanın fazla olması bu barajlardaki doluluk seviyelerini düşürüyor. Bu hayatımızın bir gerçeği. İklim değişikliğiyle mücadele edebiliriz belki ama daha önemlisi yapmamız gereken şey; suyu tükettiğimiz alanları, suyu tükettiğimiz sektörleri gözden yetiştirmemiz gerekiyor. Nerede kullanıyoruz? Evsel ihtiyaçlarımız için, kentsel ticarethanelerde ve endüstriyel faaliyetlerimiz için buz suyu tüketiyoruz. Dolayısıyla burada bu gerçeği göz önünde bulundurarak suya dayalı yaşam biçimimizi artık biraz sorgulamamız ve biraz tasarruflu suyu kullanmamız gerekiyor" dedi. Barajların doluluklarının yağışlara bağlı olduğunu söyleyen Tecer, "Bu da iklim değişikliğinden etkilendiği için burada yapacağımız; iklim değişikliğiyle mücadele edebiliriz, ona adaptasyon içeren bir hayat biçimine geçebiliriz ama daha önemlisi suyu tüketirken almamız gereken önlemler var. Kişisel olarak da tükettiğimiz suyu tasarruflu bir biçimde sarf etmemiz gerekiyor. Evsel ve endüstriyel su tüketimlerini azaltmamız lazım. Daha az su, yoğun sektörlere geçilmesi lazım özellikle bu bölgede. Suyun da geri kazanımını sağlamamız lazım. Yani yağmur hasadı yapmamız gerekiyor. Tarımsal sulamada, vahşi sulamadan vazgeçmemiz, damlama ve yağmurlama sulamaya geçmemiz gerekiyor. Belediyelerin özellikle park bahçe sulamalarında şebeke suyu yerine, gri su dediğimiz arıtılmış ve tekrar geri dönüştürülmüş suyu kullanması gerekiyor. Ama biz bunları bir hayat biçimi haline getiremedik. Ne bireysel olarak suyumuzun tükendiğinin farkındayız, ne ilgili kurumlar nezdinde bu önlemleri hayata geçirecek bir zihniyete kavuşmadık henüz. Bizim bir eksikliğimiz zaten temel olarak burada. Bu zihniyet dönüşümü gerekiyor. Yani artık sularımızın kısıtlı olduğu, su stresi yaşayan bir ülke olduğumuzu bütün hücrelerimizle, bütün düşünce yaptığımızla idrak etmemiz gerekiyor" diye konuştu.

CHP Genel Başkanı Özel'den Tutuklanan Belediye Başkanına Destek Mitingi Haber

CHP Genel Başkanı Özel'den Tutuklanan Belediye Başkanına Destek Mitingi

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, görevden uzaklaştırılan Esenyurt Belediye Başkanı Ahmet Özer'in "PKK/KCK silahlı terör örgütü üyeliği" iddiasına ilişkin gözaltına alındıktan sonra tutuklanmasının ardından MYK toplantısını Esenyurt İlçe Başkanlığı'nda yaptı. Özel, daha sonra MYK üyeleriyle birlikte Esenyurt Meydandaki mitinge katıldı. Mitinge CHP Genel Başkanı Özel'in yanı sıra, DEM Parti milletvekilleri, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu ve partililer katıldı. Konuşmasına tutuklanan Belediye Başkanı Ahmet Özer'e destek vererek başlayan Özel, "Cumhuriyetimiz iki gün önce 101. yaşını kutladı. 101 yılda nice badireler atlattık. Darbeler, darbe girişimleri, terör saldırıları nice olay yaşadık. Ama yıkılmadık, karşımıza her türlü kötülüğü diktiler, sinmedik, eğilmedik, teslim olmadık. Biriz, birlikteyiz, hep beraberiz. Ahmet Özer bir akademisyen, profesör. Bir kanaat önderi, bilim insanı, kamu görevlisi. Yıllardır bu görevleri yapıyor” dedi. Esenyurt Belediye Başkanı Özer'in rekor oyla seçildiğini söyleyen Özel, "Esenyurt'ta aday belirlenirken elbette bir siyasi parti o kentin sosyolojisini, seçmenlerinin tercihini dikkate alarak en doğru adayı belirlemek durumundadır. Görüşerek, ölçerek, biçerek yaptık. En sonunda Ahmet Özer'i sizlere arz ettik. İki kişiden biri oyuyla, rekor oyla Ahmet Hoca kazandı. Dün yaşanan süreç tamamen hukuksuzluk, usulsüzlük, bir kumpasın tüm işaretlerini barındırmaktadır. Davet edilse ifade vermeye gidebilecekken sabah 05.00'te kapısını kırarak, çilingirle evinin kapısına dayandılar. Eşi uyandırayım dedi kabul etmediler. Ahmet Özer'in yatak odasına giderek bizzat uyandırdılar, bunu bilerek yaptılar” diye konuştu. Erken seçim çağrısı yapan Özel, "Biz seçime hazırız. Biz milletin gündemini konuşacak, halk iradesinin yanında duracağız. Milletin hesabı, halkın hesabı, koltuk hesabını bozacak. Hep beraber başaracağız, kazanacağız” ifadelerini kullandı.

Kurtuluş Mahallesi Hayvanseverlere Örnek Haber

Kurtuluş Mahallesi Hayvanseverlere Örnek

İstanbul’un Şişli ilçesine bağlı Kurtuluş Mahallesi, sokak hayvanlarına olan duyarlılığı ve gösterdiği destekle dikkat çekiyor. Mahalle sakinleri, hayvanlara yönelik yaptıkları çalışmalarla sadece sokak hayvanlarının yaşam koşullarını iyileştirmekle kalmıyor, aynı zamanda sosyal dayanışmanın güzel bir örneğini de sergiliyor. Mahallede 5 yıldır veteriner kliği işleten Veteriner Hekim Bulut Aktaş, mahalledeki sokak hayvanlarının son dönemde daha düzenli bir şekilde korunduğunu ve sahiplendirildiğini belirtti. Yeni çıkarılan hayvan yasasının, bu süreçte önemli bir rol oynadığını vurgulayan Aktaş, "Bu yasa, sokak hayvanlarının korunmasını ve bakımlarını daha sistematik hale getirdi. Mahalle sakinleri, hayvanlara sahip çıkarak bu yasanın getirdiği sorumlulukları yerine getiriyor" dedi. Aktaş, "Kısırlaştır ve yerinde yaşat" sloganıyla sokak hayvanlarının doğal yaşam alanlarında var olmaları gerektiğine dikkat çekti. Veteriner Teknikeri Arzu Aydın ise kısırlaştırma uygulamasının hem hayvanların sağlığı hem de nüfus kontrolü açısından en iyi çözüm olduğunu ifade ederek, bu yöntemin kontrolsüz üremenin önüne geçebileceğini ifade etti. “TOPLUM OLARAK BU KONUYU SAHİPLENMELİYİZ” Aktaş, toplumun bu konuyu sahiplenmesi gerektiğine dikkat çekerek; “Bu mahallede yaşayan tüm kedi ve köpekler mahalleli tarafından korunmaktadır! Sahipsiz değildir! Dokunulamaz!” yazısı, Kurtuluş Mahallesi’nde yaşayan hayvan besleme grupları ve duyarlı vatandaşlar tarafından kliniğimizin camına asıldı. Çıkan hayvan yasası gereği, hayvanların katledilmesine karşı her kliniğe, duvara, işyerlerine her yere bu ilanı astık, asmaya devam ediyoruz. Sokak hayvanları, doğanın bir parçasıdır. Biz, yıllar önce onların yaşam alanlarını kısıtlayıp binalar dikerek zaten onları katlettik, bu uygulama hala devam ediyor. Bu duruma bir son vermemiz gerekiyor. En güzel çözüm her zaman kısırlaştırmadır. 'Kısırlaştır ve yerinde yaşat' diyoruz. Bu, sokak hayvanlarının hem sağlıklarını korur hem de doğal yaşam alanlarında var olmalarını sağlar. Hayvanların haklarını savunmak, hepimizin sorumluluğudur. Biz veterinerler olarak, hayvanların sağlık ve güvenliğini sağlamakla yükümlüyüz. Ancak bu, yalnızca bizimle sınırlı değil; toplum olarak bu konuyu sahiplenmeliyiz” diye konuştu. “BARINAKLAR DÜZENLİ DENETLENMELİ” Son dönemde barınaklarda hayvan katliamına tanık olduklarını da vurgulayan Aktaş; "Barınakların düzenli bir şekilde denetlenmesi gerekiyor. Hayvanlar, barınaklarda kötü şartlarda yaşıyorlar ve birbirlerine hastalık bulaştırıyorlar. Kısırlaştırma için giden kediler bile hastalık kapıp geri dönüyor. Bu durum, hayvanların sağlığı açısından ciddi bir tehdit oluştururken, bu sorunların çözülmesi için toplumsal bir bilinç oluşturulması gerekiyor” ifadelerini kullandı. “HEPİMİZİN SOKAK HAYVANLARINI KORUMA SORUMLULUĞU VAR” Veteriner Teknikeri Arzu Aydın; “Mahalle sakinleri her zaman hayvanlar konusunda çok duyarlıydı. Çıkan yasayla beraber daha da duyarlı olmaya çabalıyor. Sokak hayvanları sokakta yaşamalı. Onların varlığı, toplumsal yaşamın bir parçasıdır. Kısırlaştırmanın en güzel çözüm olduğunu düşünüyoruz. Toplum olarak bu konuda bilinçlenmemiz gerekiyor. Hayvanlara zarar vermek, sokağa zarar vermek gibidir. Çünkü hayvanlar, yaşadıkları çevreyi etkileyen ve onun bir parçası olan canlılardır. Onların haklarına saygı göstermezsek, aslında kendi yaşam alanlarımızı da tehdit etmiş oluyoruz. Hepimizin, sokak hayvanlarının yaşam haklarını koruma sorumluluğu var” dedi. HİLAL PEKER

İstanbul'daki 9 Özel Hastanenin Ruhsatı İptal Edildi Haber

İstanbul'daki 9 Özel Hastanenin Ruhsatı İptal Edildi

112 Acil Çağrı Merkezi'nde çalışan kişilerle ortak hareket edilerek, bebek acil hastalarının önceden anlaşılan özel hastanelerin yenidoğan ünitelerine sevk edilip ölümlerine sebebiyet verildiği ve haksız kazanç sağlandığı iddiasına ilişkin soruşturma kapsamında İstanbul'daki 9 özel hastanenin yönetimine ruhsat iptal kararı tebliğ edildi. Sağlık Hizmetleri Genel Müdürlüğünden İstanbul İl Sağlık Müdürlüğüne yazı gönderildi. Yazıda, "Teftiş Kurulu Başkanlığının 28 Eylül 2024 tarihindeki sayılı inceleme raporu ve ekleri ile mezkur rapora istinaden Bakanlık makamından alınan 18 Eylül 2024 tarihli onay gereği alınmış olunan ve yazı ekinde yer alan makam onayları doğrultusunda işlem uygulanması, uygulanan bu işlemlerin Özel Hastaneler Yönetmeliği'nin 'Faaliyetin durdurulması durumunda hastalara ilişkin işlemler' başlıklı 65/A maddesinde yer alan 'Özel hastanenin tamamında veya bir kısmında faaliyetin geçici olarak durdurulması veya ruhsatın iptal edilmesi söz konusu olduğunda müdürlük tarafından öncelikle mevcut yatan hastalarla ilgili tespit yapılır. Nakli mümkün olmayan hastaların tedavilerinin tamamlanmasından ve nakli mümkün olanların da diğer hastanelere nakillerinden sonra özel hastanenin faaliyeti durdurulur. Bu durumdaki hastanelere yeni hasta kabulü yapılamaz.' hükmü doğrultusunda yürütülmesi hususunda bilgilerini ve gereğini rica ederim." ifadelerine yer verildi. Söz konusu yazı üzerine soruşturmada adı geçen Özel Avcılar Hospital, Özel TRG Hospitalist Hastanesi, Özel Birinci Hastanesi, Özel Güney Hastanesi, Özel Bağcılar Medilife Hastanesi, Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesi, Özel Reyap İstanbul Hastanesi, Özel Şafak Hastanesi Bağcılar ve Özel Silivri Kolan Hospital'ın ruhsatları iptal edildi. KARAR HASTANELERE TEBLİĞ EDİLDİ Kararın ardından İstanbul İl Sağlık Müdürlüğü görevlileri polis eşliğinde ilgili hastanelere gitti. Hastane yönetimiyle görüşen ekipler, ruhsat iptali kararını bu kişilere tebliğ etti. İlgili kararın muhataplara tebliğinin ardından bazı hastanelerin tabelaları sökülmeye başlandı. Polis ekipleri, hastanelerin çevresinde geniş güvenlik önlemi aldı. Bazı vatandaşlar, kapatılan hastanelerde tedavi gören yakınları için hastanelere geldi. Özel Güney Hastanesinin kapısına "Hastanemizde tedavi ve hasta bakım hizmetleri durdurulmuştur." yazısı asıldı. Bazı hastane personeli mesai arkadaşlarıyla vedalaşarak binadan ayrıldı. Özel Beylikdüzü Medilife Hastanesinin çalışanları, alınan kararı alkışlarla protesto etti, bazılarının ağladığı görüldü. Çalışanların buradaki bekleyişi sürüyor. Özel TRG Hospitalist Hastanesinin binasının yanında bulunan Bağcılar Ülkü Ocakları üyeleri, slogan atıp hastaneyi protesto etti. Tebliğin ardından, Reyap Hastanesi yazısı brandayla örtüldü. İşlemlerin tamamlanması sonrası hastanenin mühürleneceği öğrenildi.  HASTALARIN SEVKİ BAŞLADI Ekipler tebliğ sonrasında hastanelerden ayrılırken, buradaki hastaların kamu hastanelerine sevki için çalışma başlatıldı. Müdürlük koordinesinde yürütülen çalışmalar kapsamında, yenidoğan ve durumu ciddi olan hastalar öncelikli olmak üzere, hastaların ambulanslarla kamu hastanelerine sevk edilme işlemlerine başlandı. Bazı hasta yakınları, durumu ağır olmayan hastalarını kendi imkanlarıyla hastanelerden alarak evlerine götürdü. MAĞDURLAR HASTANE ÖNLERİNE GELDİ Ruhsatları iptal edilen hastanelerde daha önce tedavi gören ya da hayatını kaybeden çocukların aileleri de hastane önlerinde toplandı. Özel Avcılar Hospital'da torunu daha önce tedavi gören bir kadın, hastane önüne gelerek tepki gösterdi. Doğduktan sonra 2 ay boyunca torununun hastanede kaldığını söyleyen kadın, burada durumunun kötüleştiğini, çıkarıp eve götürdüklerinde kendine geldiğini anlattı. Özel Güney Hastanesine gelen Nazlı ve Mesut Ahi çifti, 2023'te bebeklerinin 3 gün boyunca hastanede tutulduğunu, daha sonra Bağcılar Medilife Hastanesine sevk edildiğini söyledi. Gözyaşlarını tutamayan anne Nazlı Ahi, tedavinin 6'ncı gününde bebeğinin öldüğü haberini aldıklarını belirterek "24 Nisan 2023'te doğum yapmıştım. Çocuğumu kaybettim, mağdurum. Bunun sonuçlanmasını istiyorum. Doğum yaptığım gece bebeğim gayet iyi, sağlıklıydı. Ertesi gün, 'Bebeğin üç damarında tıkanıklık, hipertansiyon, solunum sıkıntısı var.' dediler ve çocuğu üç gün yatırdılar. Sonra dediler ki 'Çocuğu sevk ediyoruz.' Medilife Hastanesine sevk edildi.'' dedi. Anne Ahi, çocuğunun kendisine gösterilmediğini ve toplamda 6 gün hastanede kaldığını anlatarak "Çıkmasınlar içeriden. İçim kan ağlıyor dünden beri. Ben bir anneyim. Bu anneye yapılmaz. 3 tane daha çocuğum var, onlar gayet sağlıklı. Onlar devlet hastanesinde doğdular. O zamandan şüphelerim vardı. Çocuğum parçalansın, otopsi olsun istemedim. Şikayetçiyim. Bu davanın arkasındayım. Asla peşini bırakmayacağım. Deselerdi ki 'Çocuğunuz için para istiyoruz.' ben onlara trilyonlar verirdim ama çocuğumu benden almasalardı." diye konuştu. "BAŞKA BİR HASTANEYE SEVKİNİ ALACAĞIZ ÇOCUĞUMUZUN" Özel Avcılar Hospital'da dünyaya gelen bebeği tedavi altında olan Ercan Gökdoğan ise "Bebeğim 15 Ekim akşamı, saat 19.00 gibi dünyaya geldi. 2-2,5 saat bizim yanımızda durdu. Bebek annesini emmediği için solunum sıkıntısı var dediler, yoğun bakıma aldılar. Kuvöze aldılar. Pazartesi, çarşamba, cuma görüş günleri var. Annesinden süt sağıp getiriyorum ve çocuğumu görüyorum. Onda herhangi bir sıkıntı yok. Annem ve kardeşim bugün süt getirmeye gelmişlerdi. Haberi görür görmez buradan ayrılmamalarını söyledim. Yoğun bakım ünitesine bakan doktor var. Onunla görüştük. Evrakımızı hazırladık. Birazdan başka bir hastaneye sevkini alacağız çocuğumuzun. Endişe etmiyorum, gördüm çünkü çocuğumu az önce, herhangi bir sıkıntısı yok." ifadelerini kullandı.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.