Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Iklim Değişikliği

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Iklim Değişikliği haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Iklim Değişikliği haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

“İklim değişikliği arı ölümlerini tetikliyor” Haber

“İklim değişikliği arı ölümlerini tetikliyor”

Bursa Uludağ Üniversitesi Veteriner Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Levent Aydın, bir konferansa katılmak için geldiği Kırklareli'nde, iklim değişikliğinin arı sağlığına ciddi etkisi olduğunu söyledi. İklim değişikliğine bağlı olarak arı ölümlerinin yaşandığına dikkat çeken Aydın, sürdürülebilir arıcılık için iklim değişikliği dikkate alınarak sezonların ayarlanmasının gerektiğini dile getirdi. Arıcının meteorolojik verilere göre hareket etmesi gerektiğini dile getiren Aydın, "Artık klasik arıcılıktan uzak durulması gerekiyor. Ani iklim değişiklikleri arılarda bağışıklık sisteminin bozulmasına neden oluyor. Arılar biliyorsunuz belirli bir düzen içerisinde yaşıyorlar, kışlamaları gerekiyor. Arılarda yavru bitmiyor, besin yetmiyor. Küresel iklim değişikliği ile polen ve nektar akışının olduğu bahar aylarında ise ani yağmurlarla polen ve nektar yıkanıyor ve arıya bir besin kaynağı kalmıyor." şeklinde konuştu. Özellikle kış aylarında arıların güçlü tutulması gerektiğini anlatan Aydın, güçlü beslenen arılarda ölüm oranlarının da çok düşük olduğunu vurguladı. Aydın, internetten alınan yabancı arı ırklarının son yıllarda arttığına dikkat çekti. Türkiye'nin, yerli arıların anavatanı olarak kabul edildiğini vurgulayan Aydın, "Birçok arı ırklarımız var. Arıcının burada verim kadar yaşama gücüne de bakması lazım. Yani çok bal almak değil, arının dayanıklı olması, bölgeye adapte olması gerekiyor. Küresel iklim değişikliğinin olumsuz etiklerinden korunmak için sabit arıcılığa geçmenizi tavsiye diyorum. Arı sütü, polen, propolis gibi arı ürünlerine yönelmek üreticilere daha faydalı olacaktır. Gezgin arıcılığın, hastalıkların yayılmasında en büyük etken olduğunu düşünüyorum." dedi. - "Kovan içerisinde sıcaklık 34 derece olması gerekiyor" Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi Ziraat Fakültesi Zootekni Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Halil Yeninar ise küresel ısınmanın her canlıyı olduğu gibi arıları da olumsuz etkilediğini bildirdi. Arılara temiz su kaynaklarının temin edilmesi gerektiğini dile getiren Yeninar, "Kuraklığının yanında aşırı ısıyı kovandan transfer etmek zorundayız. O yüzden altı ızgaralı havalandırmalı kovanlar kullanmak durumundayız." dedi. Yeninar, kovan içerisinde sıcaklığın 34 derece olması gerektiğini, bu derecenin artması halinde arı ölümlerin görüldüğünü anlattı. Aşırı sıcaklık ve kuraklığa bağlı olarak Türkiye'de son birkaç yıldır yoğun arı ölümleri yaşandığını dile getiren Yeninar, bundan sektörün olumsuz etkilendiğini vurguladı.

İklim değişikliği yağışların düzenli dağılışını etkiliyor Haber

İklim değişikliği yağışların düzenli dağılışını etkiliyor

Prof. Dr. Tolunay, konferans için geldiği Edirne'de küresel ısınmaya bağlı yaşanan küresel iklim değişikliğinin etkilerinin Türkiye'de açık şekilde hissedildiğini anlattı. Dünyadaki ortalama sıcaklıkların giderek yükseldiğini dile getiren Tolunay, kuraklık, sel ve fırtına gibi aşırı hava olaylarının daha sık yaşanmaya başladığını belirtti. İklim değişikliğine bağlı olarak Türkiye'de yağış rejiminde değişimler meydana geldiğini ifade eden Tolunay, "Yıllık toplam yağış miktarı aynı kalsa bile, gördüğümüz şeylerden birisi yıl içindeki yağışların dağılışı değişiyor. Yağışlar ani olarak şiddetli sağanak şeklinde geliyor. Bu sağanaklar sellere dönüşüyor. Sonrasında bu durum yaz kuraklığının süresini uzatıyor." dedi. Prof. Dr. Tolunay, sıcaklık ve yağış rejimindeki değişimlerin tüm canlı yaşamını etkilediğini belirtti. Türkiye'de, yıl içindeki sıcak gün sayısının arttığını işaret eden Tolunay, şunları kaydetti: "Eskiden sadece temmuz, ağustos ayları hiç yağış olmazdı. Şimdi artık neredeyse nisan ayından kasım, aralık aylarına kadar yağışların azaldığını, etkili yağışlar şeklinde gelmediğini görüyoruz. Türkiye'de, 1970-2000 yılları arasında ortalama sıcaklıklar yaklaşık 1,5 santigrat derece arttı. Toplam yağışlarda genel olarak bir değişiklik olmadı. Ancak şöyle bir şey yaşanıyor, son 50 yıl içinde art arda 4 yıl kurak geçen bir dönem yoktu. 1 yıl ya da en fazla 2 yıl kurak olurdu. Genele baktığımızda 2020 yılından beri ülkenin genelinde devam eden bir kuraklık var. Kurak dönemler uzuyor." İklim değişikliğine bağlı yaşanan sel ve kuraklık gibi aşırı hava olaylarının artacağına dikkati çeken Tolunay, kentlerin bu durumlara karşı dirençli hale getirilmesi gerektiğine dikkati çekti.

“Enerjiyi rüzgar ve güneşten elde etmeliyiz” Haber

“Enerjiyi rüzgar ve güneşten elde etmeliyiz”

Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi (NKÜ) Coğrafya Bölümü Öğretim Üyesi Dr. İlker Eroğlu, küresel ısınmanın olumsuz etkilerinin azaltılması için rüzgar enerjisi, güneş enerjisi gibi yenilenebilir enerji kullanımının artırılması gerektiğini söyledi. Eroğlu, iklim değişikliğinin dünyada bütün canlıları olumsuz etkilediğini belirtti. Sera gazı oranının artmasına bağlı olarak sera etkisinin arttığını ifade eden Eroğlu, "Sera etkisinin artması küresel ısınmaya yol açmakta. Küresel ısınmanın en büyük etkisi küresel iklim değişikliği üzerinde oluyor. Bundan dolayı da bakıyoruz biz işte sıcaklıklar artıyor. Yağış miktarı azalıyor. Dünyanın farklı bölgelerinde büyük zarar veren doğa olayları meydana geliyor. Özellikle eskiden yüz yılda bir görülen bir olayı artık neredeyse bir yıl içerisinde görmeye başladık" dedi. Eroğlu, küresel ısınmadan bütün dünyanın etkileneceğini, bu konunun herkes tarafından ciddiye alınması gerektiğini dile getirdi. Son yıllarda küresel ısınmaya bağlı olarak sıcaklıkların arttığını belirten Eroğlu, şöyle konuştu: "Bizim yaptığımız çalışmalarda, 2100 yılına kadar yaptığımız hesaplamalarda, yaklaşık 4 dereceye kadar Trakya'da sıcaklıkların artacağı öngörülmekte. Türkiye'de yapılan çalışmalarda da yaklaşık 5 dereceye kadar sıcaklıkların artacağı öngörülmekte. Kaldı ki şu anda zaten dünyada sıcaklıklar 1.2 derece kadar Sanayi Devriminden bu yana artmış durumda. Yağışlara gelince yağışlar da Trakya açısından konuşacak olursak yağışlarda da sıcaklıklar kadar anlamlı bir trend yok ama azalma söz konusu. Yağışlarda da kuraklığa doğru giden bir eğilim söz konusu." Yağışlara ve küresel ısınmaya bağlı olarak ileride susuzluğun ortaya çıkabileceğini vurgulayan Eroğlu, insanların bu konuda mutlaka önlem alması gerektiğini söyledi. Küresel ısınmanın etkilerini azaltmak için ülke olarak, ailelerden başlayarak bilinçli nesiller yetiştirmek gerektiğini anlatan Eroğlu, şöyle devam etti: "Yeşil alanları doğayı korumamız gerekiyor. Doğa bilinci, ağaç sevgisi, yeşil bilinci bunu kazandırmamız gerekiyor. Fosil yakıt tüketiminden ziyade artık yenilenebilir enerji, rüzgar enerjisi, güneş enerjisi ki bununla ilgili politikalarda bayağı bir atılım yapıldı. Bu yenilenebilir enerjiyi artırmamız gerekiyor. Bunlardan bizim enerji elde etmemiz gerekiyor. Fosil yakıtları mümkün olduğunca, karbon ayak izinin zararını mümkün olduğunca azaltmamız gerekiyor."

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN KENTLERDEKİ Haber

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNİN KENTLERDEKİ "YIKICI" ETKİSİNİN ARTMASI BEKLENİYOR

Bayrak, Dünya Çevre Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada küresel ısınma ve iklim değişikliği etkilerinin dünya genelinde daha çok hissedilmeye başlandığına dikkati çekti. Dünya nüfusunun yüzde 55'inin kentlerde yaşadığını anımsatan Bayrak, 2050 yılında bu oranının yüzde 68'e çıkacağının öngörüldüğünü ifade etti. TOPLAM ENERJİNİN YÜZDE 75'İNİ KENTLER TÜKETİYOR İklim değişikliğinde kentlerin artan nüfusuna bağlı artan ihtiyaçların önemli rol oynadığını vurgulayan Bayrak, şunları kaydetti: "Dünyadaki toplam enerji tüketiminin yaklaşık yüzde 75’i kentlerden kaynaklanmaktadır. Kentlerin sera gazı salımları ağırlıklı olarak sanayi, ticaret, inşaat, ulaşım, ısınma ve dolaylı olarak amaç dışı arazi kullanımları ile tüm tüketim faaliyetlerinden kaynaklanmaktadır. Kentlerin büyüklüğü, nüfusun yaşam koşulları, kent planı ve enerji kullanım şekillerine göre kentlerin sera gazı salımları değişkenlik göstermektedir. Sera gazı salımlarının yanında, yutak alanların yok edilmesi nedeniyle kentler iklim değişikliğinde önemli bir rol oynamaktadır." Bayrak, kentlerin iklim değişikliğinden en çok etkilenen alanların başında geldiğini belirtti. "OLAĞANÜSTÜ HAVA OLAYLARININ GÖRÜLME SIKLIĞI ARTACAK" Sel, fırtına ve kuraklık gibi aşırı hava olaylarının kentlerdeki görülme sıklığının arttığına dikkati çeken Bayrak, açıklamasını şöyle sürdürdü: "İklim değişikliğinden kaynaklanan aşırı hava olayları, sıcaklık ortalamalarında artışlar, sıcak hava dalgalarının ve aşırı yağışların sıklığının ve şiddetinin artması kentleri olumsuz etkiliyor. Sel, kuraklık, deniz seviyesindeki yükselme, aşırı nüfus artışı, yağış rejimindeki değişiklikler, yangınlar, su varlığının azalması, gıda krizi, biyoçeşitliliğin azalması, arazi kullanım değişiklikleri, göç, yüzey ve yeraltı sularının aşırı kullanımına bağlı olası riskler karşısında en çok etkilenen yerler kentlerdir. Hükümetler arası İklim Değişikliği Paneli (IPCC) 6. Değerlendirme Raporu'na göre kentlerde iklim değişikliğinin yıkıcı etkilerinin katlanarak artacağı, sel ve kuraklığa maruziyetin 2030 yılına kadar 2000 yılına göre 2,5 kat artacağı öngörülmektedir." Bayrak, iklim değişikliğinin kente etkilerini azaltmak için yaşanan değişimlere uyumlu eylem planları oluşturulması gerektiğine işaret etti. İklim değişikliğine uyum sürecinde sıcaklık artışlarının durdurulabilmesi için ön şartın fosil yakıt kullanımının durdurulması olduğunu aktaran Bayrak, enerjinin verimli kullanımının sağlanması ve sürdürülebilir enerji altyapısının oluşturulması gerektiğini bildirdi.

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.