Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Iklim

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Iklim haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Iklim haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TARIMDA HASADI ERKENE ÇEKEBİLİR Haber

İKLİM DEĞİŞİKLİĞİ TARIMDA HASADI ERKENE ÇEKEBİLİR

İklim değişikliğinin Türkiye'deki tarım takvimine etkisiyle ilgili değerlendirmelerde bulunan Başer, dünyada 4,8 milyar hektar tarım alanı bulunduğunu ve bunun 1,5 milyar hektarında tarım yapıldığını söyledi. Türkiye'de çayır ve meralar da dahil tarım alanı olabilecek alanların yaklaşık 382 milyon hektar olduğunu ve bunun 23,5 milyon hektarlık bölümünde tarım yapıldığını belirten Başer, iklim değişikliği ve tarım yapılan alanların hızlıca diğer alanlara kayması nedeniyle tarım alanlarının giderek azaldığını vurguladı. Bu azalmanın önüne geçebilmek için değişen iklime uygun şekilde tarım yapılması gerektiğini kaydeden Başer, "İklim değişikliği Türkiye'de gelecekte ürünsel değişimlere neden olacak ve eğer sıcaklar böyle giderse özellikle yazlık ekilen bitkilerin ekimlerini erkene çekeceğimiz için hasat tarihimiz de en az bir ay öne gelecek." dedi. İklim değişikliğinin aynı hızla devam etmesi durumunda sulama yapılan alanlarda özellikle çeltik, mısır, pancar ve yonca gibi ürünlere kısıtlamalar gelebileceği tahminini paylaşan Başer, özellikle yazlık ürünlerin deseninin, hatta türlerinin değişebileceğini aktardı. Başer, şöyle devam etti: "Örnek vereyim; ayçiçeği. Eğer bu yılki gibi giderse gelecek yıllarda belki Trakya bölgesinde ayçiçeği kısıtlanacak. Belki de diğer bölgelere kayma ihtimali var. İklim değişikliği Trakya'da daha çok yazlık ürünleri etkilemekte. Erkenci çeşitlere yönelmek gerekiyor ve çok geç kalmadan ekim yapmak gerekiyor. Eskiden biz hastalık korkumuz nedeniyle çiftçiye 'Geç ekin' diyorduk ama bu kuraklık bizi çok geç ekmemeye zorladı. Gelecekte Trakya'da ya da kuraklığın aşırı olduğu bölgelerde 3-5 yıl sonra kuraklığa daha dayanıklı bitkiler o bölgenin üretim deseninde yer almalı. Örneğin sorgum bitkisi artık Afrika'da diğer bölgelerde hatta Türkiye'nin değişik yerlerinde yetiştirilen bir bitki. Biliyoruz ki kuraklığa dayanıklı." - "Son 5 yıldır özellikle tarlada yetiştirilen ana ürünlerde verim kaybı yaşadık" Geçen yılla kıyaslandığında yağış toplamının aynı kaldığı fakat yağış dağılımlarının değiştiğini kaydeden Başer, Trakya, Karadeniz ve İç Anadolu Bölgesi'nin ani ve beklenenin üzerinde yağış aldığının ve iklim değişikliğinin etkilerinin en çok görüldüğü bölgeler olduğunun altını çizdi. Başer, iklim değişikliğinin verime etkileriyle ilgili şu değerlendirmelerde bulundu: "Buğdayın 20 milyon ton üretimi var. Mesela 2019'da özellikle Orta ve Güneydoğu Anadolu bölgelerinde meydana gelen kuraklık nedeniyle buğday rekoltemiz 17,5 milyon hektara düştü. Geçen yıl yine Trakya'da meydana gelen özellikle düşük sıcaklık ve ani sıcaklık düşüşleri nedeniyle özellikle makarnalık buğdayda önemli kayıplar oldu. Bu yıl ise yine Trakya bölgesi bazında yazlık ürünlerde önemli kuraklık zararı yaşadık. Sadece ayçiçeğinde resmi rakamlara göre yüzde 40'a yakın bir verim kaybı oldu. Son 5 yıldır özellikle tarlada yetiştirilen ana ürünlerde, başta Orta Anadolu, Güneydoğu Anadolu, Trakya, Ege ve Akdeniz bölgelerinde olmak üzere birçok üründe verim kaybı yaşadık." - "Kuraklığa dayanıklı tür ve çeşitler de teşvik edilmeli" İklim değişikliğiyle mücadelede toprak kalitesinin artırılması kadar bölgeye uygun bitki türlerinin seçilmesinin de önemli olduğunu ifade eden Başer, iklim değişikliğinin tarımsal üretim üzerindeki baskısının azaltılması için şu önerilerde bulundu: "Birincisi tarımda planlama yapmamız lazım. Bölgelere yönelik bir ürün deseni çıkarmamız lazım. İkincisi toprak yapısının uygun olduğu alanlarda Güneydoğu ve Orta Anadolu'dan başlayarak hatta Trakya'nın bir kısmında artık doğrudan ekim ya da minimum toprak işlemeyle tarlalarımızı ekmemiz lazım. Bunun dışında kuraklığın problem olabileceği, toprak yapısı biraz daha kumsal ya da daha hafif bünyeli alanlarda yazlık ekimden çok kışlık ekimlere yönelmeliyiz. Belki iklim bizi zorlayacak ama biz burayı kışlık ekime yönlendirmeliyiz. Kuraklığa dayanıklı tür ve çeşitler de teşvik edilmeli. Bu saydığım bölgelerde bir diğer sorun aşırı toprak işleme. Aşırı toprak işlemeden kaçınmalıyız." Kuraklık, sıcaklık ve nem gibi parametreleri ölçümleyebilen teknolojik altyapıların tarımda kullanımının yaygınlaştırılması gerektiğini bildiren Başer, kuraklığın etkilerinin şiddetli görüldüğü bölgelerin toprak yapısına dair haritalar hazırlanarak ekilecek doğru ürünlerin belirlenebileceğini dile getirdi. Başer, sözlerini, "Biyoçeşitlilik çok önemli, çok yararlı ama kullanmıyorsanız hele tarımsal üretimde kullanmıyorsanız sadece övünürüz. Deriz ki 'Çeşit bazında Türkiye çok zengin.' Ben yeterli kullanamadığımız kanısındayım. Küresel iklim değişikliğinde elinde en büyük koz olan ülkeyiz. Gerek ıslahta gerek bitki türlerinin seçiminde bunlardan muhakkak yararlanmalıyız." diye tamamladı.

EDİRNE'DE HEDEF KARBON NÖTR Haber

EDİRNE'DE HEDEF KARBON NÖTR

Türkiye’de İklim Değişikliği Müdürlüğü’nü kuran ilk il belediyesi olan Edirne Belediyesi, Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planı’nı hayata geçiriyor. Edirne’yi İklim değişikliğine karşı daha hazırlıklı ve dirençli bir yapıya kavuşturmak için İstanbul Enerji AŞ işbirliğiyle hazırlanan Sürdürülebilir Enerji ve İklim Eylem Planının (SECAP) tanıtım toplantısı 12 Ekim Perşembe Günü Saat:10:30’da Atatürk Kültür Merkezi ve Belediye Konservatuvarında gerçekleştirilecek. Toplantının açılış konuşmasını ise Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan ile Enerji Dönüşümü için AB: Batı Balkanlar ve Türkiye’deki Belediye Başkanları Sözleşmesi Türkiye Proje Lideri Daiva Matonienė‘in gerçekleştirecek. İstanbul Enerji Genel Müdürü Yüksel Yalçın’ın SECAP Süreci hakkında katılımları bilgilendireceği toplantıda Edirne Belediyesi İklim Değişikliği ve Sıfır Atık Müdürü Savaş Çerkez de SECAP raporunun sunumunu gerçekleştirecek. Toplantı, rapora akademik katkı sağlayan Yıldız Teknik Üniversitesi Dr. Öğr. Üyesi Erhan Kurtarır’ın kapanış konuşması ile son bulacak. İklim değişikliği ile birlikte dünyanın ekilebilir tarım alanlarının verimliliğinin ve özellikle suların gittikçe azalacağını ve gıda kaynaklarına ulaşmanın da zorlaşacağını belirten Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan, “Hayata geçirmeyi hedefleyerek hazırladığımız eylem planımız doğrultusunda bize emanet edilen bu değerleri en iyi şekilde gelecek kuşaklara aktarmanın mücadelesini vermeye devam edeceğiz” dedi. Edirne Belediyesi olarak Katı Atık Yönetim Birliği aracılığıyla 2019 yılından bu yana çöp gazından elektrik ürettiklerini belirten Gürkan, “Türkiye’de bu anlamda ilk yerel yönetimlerden biriyiz. Bu noktadaki kararlılığımızı 2018’de ortaya koymuştuk. Ocak 2019 tarihinden Temmuz 2023’e kadar yaklaşık 46 bin 750 megawat elektrik ürettik. Bu bizim ölçeğimizde bir belediye için çok çok iyi bir rakam. Bir taraftan enerji üretiminde ülkemizin kaynaklarına destek olabilmek ama diğer taraftan karbon salımını azaltmak anlamında da çok çok önemli bir projeydi. Bu yıl ikinci motorunuz da kurduk lisansımızı aldık bu yıl itibari ile de kapasitemizi üç megavata çıkarıyoruz. 2050 yılında ulaşmayı planladığımız hedefimiz karbon nötr olmaktır. Bu hedefe bir an önce ulaşmak adına çalışmalarımıza devam edeceğiz. Gelecek kuşaklara aldığımız emaneti en iyi şekilde teslim etmek istiyoruz” diye konuştu. HABER MERKEZİ

DENİZ CANLILARI YAŞAM ALANLARINI DEĞİŞTİRİYOR Haber

DENİZ CANLILARI YAŞAM ALANLARINI DEĞİŞTİRİYOR

Şirin, yaptığı açıklamada, iklim değişikliğinin denizdeki canlıları da olumsuz etkilediğini belirtti. Deniz suyu sıcaklıklarının son 100 yılda Akdeniz'de yaklaşık 1,5 derece, Karadeniz'de ise 0,5 derece arttığını ifade eden Şirin, su sıcaklıklarındaki değişimin deniz ekosisteminin bozulmasına ve canlı türlerinin farklı derecelerde etkilenmesine neden olduğunu vurguladı. Bazı balık türlerinin dağılım ve yaşam döngülerinin değiştiğini, hastalıklara karşı daha duyarlı hale geldiklerini anlatan Şirin, şöyle devam etti: "Türk Deniz Araştırmaları Vakfının İklim Değişikliği ve Denizler Raporu oldukça çarpıcı örnekler içeriyor. Bu raporda Akdeniz'de yaşayan, Karadeniz ve Marmara'da 20 yıl önce nadir görülen sardalya, kupes ve sarpa gibi türlerin sıkça görülmeye başlanması deniz suyu sıcaklığının artışıyla ilişkilendirilmektedir. Başka bir balık türü olan gün balığının Akdeniz'in güneyinden Marmara Denizi'ne çıkması da küresel ısınmanın etkileriyle açıklanmaktadır. Balık türlerinin yanı sıra omurgasız canlılardan olan bir deniz kestanesi türünün de Kuzey Ege ve Marmara Denizi'nde yoğun olarak görülmeye başlanması yine küresel iklim değişikliğine bağlı faunal değişime işaret etmektedir." Şirin, Akdeniz'de yaşamaya uygun olan türlerin deniz suyunun ısınmasıyla gitgide Kuzey Ege, Marmara ve hatta Karadeniz'e kadar yayılmaya başladıklarına dikkati çekti. - Alg patlamalarına da neden oluyor Denizlerde sıcaklık artışının alg patlamalarına da neden olduğunu aktaran Şirin, bu durumdan birçok canlının etkilendiğini dile getirerek şunları kaydetti: "Alg patlamaları, azot veya fosfor gibi maddelerin su sistemine girerek aşırı alg büyümesine sebep olması nedeniyle oluşur. Bu patlamalar, güneş ışığının diğer canlılara ulaşmasını engelleyebilir, ayrıca sudaki oksijen seviyesinin azalmasına ve suda organik moleküllerin birikimi ile zararlı etkilere yol açabilir. Bu durum su kaynağındaki tüm ekosistemi etkileyebilir. Buna bağlı olarak da balık ölümleri veya su kaynaklarının kesilmesine neden olabilir."

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.