“Kutlama Yapmıyoruz, Yas Tutuyoruz”
Edirne Kent Konseyi, Hayvan Hakları Çalışma Grubu ve kentteki sokak hayvanlarıyla ilgili derneklerin, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Genel Kurulu’nda kabul edilen 17 maddelik Hayvanları Koruma Kanunu’nda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun Teklifine karşı düzenlediği oturma eylemi, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde de devam ediyor.
Eylemin 69’uncu gününde Saraçlar Caddesi’nde bir araya gelen yaşam savunucuları, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü nedeniyle basın açıklaması gerçekleştirdi. Basın açıklamasını, tüm katılımcılar adına Edirne Kent Konseyi Hayvan Hakları Çalışma Grubu Üyesi Mine Yıldız okudu.
“HAYIRSIZADA’DAKİ KATLİAM HAFIZALARDAN SİLİNMEDİ”
Yıldız, 4 Ekim Dünya Hayvanları Koruma Günü’nde de Saraçlar Caddesi’nde olduklarını belirterek; “Bugün, dünyada hayvanların korunması için farkındalık yaratılması gereken bir gün. Ancak ne yazık ki biz yas tutuyoruz. Çünkü ülkemizde katliam yasası ile hayvanların yaşam hakları tehdit altında. Tüm dünyanın aksine Türkiye'de bugün masum sokak hayvanlarına göz dikilmiş durumda. Türkiye'nin hayvan hakları karnesi ne yazık ki uzun bir süre boyunca karanlık olaylarla dolu. 1910 yılında Hayırsızada'da yaşanan sokak hayvanları katliamı hafızalardan silinmemiştir. O dönemde 80 bine yakın köpek zorla İstanbul'dan toplanarak Hayırsızada'ya bırakılmış, açlık ve susuzlukla ölüme terk edilmiştir. Bu olay, Türkiye'de hayvan haklarına yönelik en büyük ihlallerden biri olarak tarihe geçmiştir. Ancak ne yazık ki aradan geçen bunca yıla rağmen hayvanlara yönelik şiddet ve kötü muamele sona ermemiştir” ifadelerini kullandı.
“YAŞAM BİR HAKTIR, OYLANMAZ”
Son yıllarda özellikle sosyal medyada sokak hayvanlarına yönelik kötü muamele ve şiddet görüntülerinin sıkça ortaya çıktığını belirten Yıldız; “Kimi zaman hayvanların zehirlenmesi, kimi zaman ise taşlanarak, ateşe verilerek katledilmeleri ülkemizdeki eğitimsizlik ve bilinçsizliğin geldiği noktayı gözler önüne sermektedir. Bu acımasız davranışlar, toplumda hayvanlara karşı giderek artan bir hoşgörüsüzlüğü ve eğitimsiz kitlelerin hayvanlara yönelik kötü muamelelerini işaret ediyor. Ancak bu durum yalnızca bir eğitim sorunu değil, aynı zamanda insan hakları, ahlaki değerler ve toplumsal vicdan sorunudur. Biz defalarca söyledik; yaşam bir haktır, oylanmaz. Hayvanların yaşam hakları, biz insanların keyfine bırakılacak bir mesele değildir. Ancak bu katliam yasası, hayvanların yaşamlarını hiçe sayıyor. 2004 yılında yürürlüğe giren 5199 sayılı Hayvanları Koruma Kanunu’na rağmen, bugüne kadar sokak hayvanları için kalıcı çözümler üretilmemiş, katliam yasasıyla hayvanların öldürülmesi bir seçenek olarak sunulmuştur. Oysa halkın büyük bir kısmı, hayvanların öldürülmesine karşıdır; yüzde 80'e varan bir kesim, hayvanların korunmasını talep etmektedir” dedi.
“KATLİAMLAR DEVAM EDİYOR”
Yıldız, Türkiye’de sokak hayvanları meselesinin ciddi bir toplumsal sorun olduğunu söyleyerek; “2004’te yürürlüğe giren yasaya rağmen, Türkiye’de sokak hayvanlarının korunması için yeterli adımlar atılmamış, kısırlaştırma ve rehabilitasyon programları yetersiz kalmıştır. Türkiye’de 4 milyonun üzerinde sokak köpeği olduğu tahmin edilmektedir. Yıllık kısırlaştırma oranı ihtiyacın çok altında kalmakta, belediyeler bu konuda üzerine düşen sorumluluğu yeterince yerine getirmemektedir. ‘Yakala-Kısırlaştır-Bırak’ yönteminin dünya genelinde yüzde 85 oranında başarılı olduğu bilinmektedir. Ancak Türkiye’de uygulamada ciddi eksiklikler yaşanmaktadır. Bugün, tüm dünyanın hayvanları korumak için farkındalık yarattığı bugünde, biz kutlama yapamıyoruz; yas tutuyoruz. Çünkü hayvanların yaşam hakları ihlal ediliyor, katliamlar devam ediyor. Yaşam hakkı kutsaldır ve devlet yaşatmalıdır. Öldürmek bir çözüm değildir” sözlerine yer verdi.
“ÖLDÜRMEK SEÇENEK OLAMAZ”
Yaşam hakkının kutsal ve dokunulamaz olduğunu vurgulayan Yıldız; “Hayvanların yaşam hakkını hiçe sayan, onları sokaklardan topluca yok etmeye çalışan hiçbir yasayı kabul etmiyoruz. Biz, vicdanımızı ve insanlığımızı savunuyoruz. Hayvanlar bizimle bu dünyanın bir parçası; onlara karşı yapılan her haksızlık, insanlığa karşı işlenmiş bir suçtur. Hayvanları korumak sadece bir seçim değil, toplumsal bir sorumluluktur. Devletin görevi yaşatmaktır, öldürmek bir seçenek olamaz. Bunu unutmayın. Biz, masum canların yanında olmaya ve yaşam haklarını savunmaya devam edeceğiz. Susmayacağız” diye konuştu.
UĞUR AKAGÜNDÜZ