Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Gida

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Gida haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Gida haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Uzmanlardan Son Zamanlarda Artan Gıda Zehirlenmelerine Karşı Tavsiyeler Haber

Uzmanlardan Son Zamanlarda Artan Gıda Zehirlenmelerine Karşı Tavsiyeler

Gıda zehirlenmesinin, kontamine (kirlenmiş) yiyecek veya içeceklerin tüketilmesi sonucu ortaya çıkan bir sağlık sorunu olduğunu belirten İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Beslenme ve Diyetetik Bölüm Başkanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram, “Gıda zehirlenmesi, bakteriler, virüsler, parazitler veya toksinler gibi zararlı mikroorganizmaların yiyeceklere bulaşması sonucunda meydana gelir. Bu mikroorganizmalar yiyeceklerin bozulması, yetersiz pişirme, hijyen eksiklikleri veya yanlış saklama koşulları nedeniyle yiyeceklere bulaşabilir” dedi. “ZEHİRLENME BELİRTİLERİ BİRKAÇ SAAT İLE BİRKAÇ GÜN ARASINDA GÖRÜLEBİLİR” Gıda zehirlenmesi belirtileri genellikle kontamine gıdanın tüketilmesinden birkaç saat ile birkaç gün sonra ortaya çıkacağını aktaran Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram “Mide bulantısı, kusma, karın ağrısı ve kramplar, ishal (bazı durumlarda kanlı ishal), ateş, baş ve kas ağrıları gibi belirtiler görülebilir. Çoğu gıda zehirlenmesi vakası hafiftir ve birkaç gün içinde kendiliğinden geçer ancak bireylerin kontaminasyon riskli besinlere tepkileri; tüketilen miktara ve bireyin bakterilere ve toksinlere gösterdiği duyarlılığa göre bu süre değişiklik gösterebilir. Ayrıca bazı durumlarda, özellikle bağışıklık sistemi zayıf olan bireylerde, ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir” ifadelerini kullandı. “PİŞMİŞ YİYECEKLER, 2 SAATTEN FAZLA BEKLETİLMEMELİ” Yaz mevsiminde gıda zehirlenmesi riskini azaltmak için sağlıklı ve güvenli beslenme alışkanlıkları benimsemek oldukça önemlidir. Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram, bu dönemde gıdaların iyi pişirilmesi ve pişmiş yiyeceklerin 2 saatten fazla bekletilmemesi gerektiğini vurguladı. Taze ve güvenilir gıdaların tercih edilmesi gerektiğini belirten Merve Bayram, “Paketli ürünlerin son kullanma tarihine dikkat edin ve ambalajın hasar görmemiş olmasına özen gösterin. Gıdaların üzerinde üretim tarihi ve son kullanma tarihleri yazmıyorsa o ürünleri almayın. Hijyen kurallarına dikkat etmek de gıda zehirlenmelerinin önüne geçmede büyük bir etmen. Yemek hazırlamadan önce ve hazırlık sırasında eller sık sık yıkanmalı; bıçak, kesme tahtası gibi mutfak aletlerini çiğ gıda ile temas ettikten sonra iyice temizlenmeli” dedi. “SADECE GÜVENİLİR SU KAYNAKLARINDAN SU İÇİN” Dışarıda yemek yerken de dikkatli olunması gerektiğini dile getiren Beslenme ve Diyetetik Uzmanı Dr. Öğr. Üyesi Merve Bayram, “Nasıl muhafaza edildiğini bilinmediğiniz, denetlenmemiş ve açık bir şekilde tezgahlarda satılan ürünlerin satın almamalısınız. Sadece güvenilir su kaynaklarından su için. Şüpheli durumlarda suyu kaynatın veya arıtma cihazları kullanın” dedi ve ekledi: “Sıcak havalarda sindirimi zor ve yağlı yiyeceklerden kaçının. Hafif, sebze ağırlıklı ve su oranı yüksek yiyecekleri tercih edin. Az porsiyonlar halinde sık sık beslenmek, sindirim sistemini yormaz ve genel sağlık açısından faydalıdır. Yaz aylarında bol su tüketimine de özen gösterilmeli.” “GIDA SAKLAMA KOŞULLARINA DİKKAT ETMEK HAYATİ ÖNEM TAŞIR” Yaz aylarında gıda zehirlenmesi riskini azaltmak için gıdaların doğru saklanması hayati önem taşır. İstanbul Gelişim Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Arda Öztürkcan, gıda saklama yöntemlerini sıralarken “Buzdolabı sıcaklığını 4C veya altında tutun. Bu sıcaklık, bakterilerin üremesini yavaşlatır ve gıdaların bozulmasını önler. Dondurucunun sıcaklığını -18C veya altında tutun. Bu sıcaklıkta, bakteriler üreyemez ve gıdalar uzun süre güvenli bir şekilde saklanabilir” dedi. “ÇİĞ ET VE DENİZ ÜRÜNLERİNİ EN ALT RAFTA SAKLAYIN” Gıdaların uygun paketlenmesinin de gıda zehirlenmesi riskini büyük ölçüde azaltacağını aktaran Prof. Dr. Arda Öztürkcan, “Gıdaları hava geçirmez kaplarda veya uygun şekilde kapanan torbalarda saklayın. Bu, gıdaların kurumasını, kokuların karışmasını ve kontaminasyonu önler. Bu kaplar cam, vakumlu saklamala kapları, sızdırmaz kapaklı seramik ya da porselen kaplar, kilitleme mekanizları kaplar olabilir. Çiğ et, balık ve deniz ürünlerini, diğer gıdalardan ayrı bir kapta ve buzdolabının en alt rafında saklayın. Bu, çiğ gıdalardan damlayan sıvıların diğer gıdalara bulaşmasını önler” ifadelerini kullandı. “GIDALARI GÜNEŞTEN VE SICAKTAN KORUYUN” Taze sebze ve meyvelerin en kısa sürede tüketilmesi gerektiğini belirten Prof. Dr. Arda Öztürkcan, “Sebze ve meyveleri buzdolabında saklayarak tazeliklerini koruyun, ancak aşırı olgunlaşmış meyveleri ayırın çünkü bunlar diğer meyvelerin daha hızlı bozulmasına neden olabilir. Piknik gibi açık hava etkinliklerinde, çabuk bozulabilen gıdaları soğuk taşıma kapları (termos veya buz torbaları) ile saklayın. Gıdaları güneşten ve sıcaktan korumak çok önemli. Farklı sıcaklıktaki gıdalar bir arada saklanmamalı; soğuk gıdaların soğuk, sıcak gıdalar ise sıcak tutulmasına özen gösterilmeli” dedi.

Gıda fiyatları artmaya devam ediyor Haber

Gıda fiyatları artmaya devam ediyor

Birleşik Kamu-İş Konfederasyonu, Edirne İl Temsilciliği "halkın enflasyonu araştırması" adı altında basın açıklaması yayınladı. Gıda fiyatlarının dünya genelinde düştüğü, fakat Türkiye’de artışın sürdüğü belirtilen açıklamada,  “Dünya genelinde düşmeye devam eden gıda fiyatları Türkiye’de ise 43 aydır aralıksız artıyor. Aralıkta gıda fiyatları bir önceki aya göre yüzde 6,2oranında arttı. Gıda fiyatlarındaki yıllık artış ise 2023 yılı sonunda yüzde 100,2 olarak gerçekleşti. Birleşik Kamu-İş Konfederasyonunun Ar-Ge birimi KAMUAR, fiyatlarını Ankara’daki marketlerden düzenli olarak derlediği ve halkın en fazla tükettiği 64 temel gıda maddesinden oluşan bir sepeti esas alarak hazırladığı gıda fiyatları endeksinin Aralık 2023 sonuçlarına göre hazırlandı” ifadelerine yer verildi. Yoksuların harcamasının yüzde 35,8’i gıda olduğu belirtilen açıklamada “TÜİK’in en son açıkladığı tüketim harcamalarıyla ilgili istatistiklere göre en zengin yüzde 20’lik kesim tüketim harcamalarının yüzde 16,6’sını, en yoksul yüzde 20’lik kesim ise yüzde 35,8’ini gıda için yapıyor. Dolayısıyla gıda fiyatlarında Türkiye’de son 43 aydır yaşanan kesintisiz artış en fazla sabit gelirli ve yoksul kesimleri olumsuz etkiliyor. Yanlış ekonomik politikaların gıda fiyatlarında tetiklediği artış, ülkedeki açlık ve yoksulluk riskini giderek daha da büyütüyor. İktidarın, ancak seçimden sonra zımnen “akıl dışı” ilan ettiği ekonomi politikalarının faturasını yoksullar, sadece gıdada değil diğer harcamalarında da yüksek enflasyon yoluyla ödemeye devam ediyor. Türkiye’nin, bu yanlış politikalarla yıllarca sürecek bugünkü enflasyon sarmalına sürüklendiği Eylül 2021’den bu yana gıda fiyatları yüzde 670 oranında arttı. Diğer bir ifadeyle Eylül 2021’de 100 liraya satın alınan bir gıda sepeti için vatandaşlar bu yıl Aralık ayında 670 lira ödemek zorunda kaldılar. 2022 yılında yüzde 179,3’e kadar yükselen gıda fiyatlarındaki yıllık artış bu yıl haziran ayına kadar baz etkisiyle, diğer bir ifadeyle bir önceki yılın aynı aylarında gıda fiyatlarında yaşanan artışın bu yılın aynı ayındaki artıştan yüksek olması nedeniyle düşüş eğilimindeydi. Ancak bu yıl temmuz ayından başlayarak aylık artışlar yeniden önceki yılın aynı ayındaki artış oranının üzerinde seyretmeye ve dolayısıyla da yıllık enflasyon yeniden yükselmeye başladı. Haziranda yüzde 80,5’e indikten sonra Temmuzda yüzde 92,2’ye çıkan gıdadaki yıllık enflasyon, ağustosta yeniden yüzde 100’ün üzerine yükselmişti. Eylülde yüzde 107,1’e ekimde yüzde 108,2’ye çıktı. Kasımda yüzde 104,1’le, aralıkta da yüzde 100,2 ile üç haneli oranlarda kalmaya devam etti. Aralıkta, meyve dışındaki tüm harcama gruplarında fiyatlar bir önceki aya göre arttı.Ekmek, pirinç,un bulgur grubu ile et-balık, süt ve süt ürünleri, yağ, sebze, bakliyat gibi gıda maddelerinde önceki aya göre önemli artışlar yaşandı” ifadelerine yer verildi. HABER MERKEZİ

“TÜRKİYE’NİN GERÇEK SORUNU GIDA ENFLASYONU” Haber

“TÜRKİYE’NİN GERÇEK SORUNU GIDA ENFLASYONU”

Dünyada fiyatların en hızlığı arttığı 4. Ülkenin Türkiye olduğunu belirten Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) önceki dönem Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu www.batiekspres.com haber sitesine açıklamada şunları dile getirdi: “Türkiye'de gıda fiyatları artarken, dünya genelinde bu fiyatlar düşüş gösteriyor. Türkiye, yüzde 76 gıda enflasyonu ile Venezuela, Lübnan ve Arjantin'in ardından dünyada fiyatların en hızlı arttığı dördüncü ülke konumunda bulunuyor. Ekim ayında Türkiye'de gıda enflasyonu yıllık bazda yüzde 72 artarken, dünya genelinde bu oran yüzde 11 düşüş gösterdi. Buna rağmen Pakistan gibi ülkelerde gıda enflasyonu yüzde 26,8'e kadar düşerken, Türkiye'de gıda enflasyonu dünyanın yaklaşık 7 katı kadar yüksek” Gaytancıoğlu, FAO Gıda Fiyat Endeksi'ne göre Ekim 2023'te gıda fiyatlarının Eylül ayına göre yüzde 0,5 düştüğünü ve yıllık gıda enflasyonunun yüzde 10,9 olduğunu belirtti. Ayrıca, FAO'ya göre Ekim ayında dünya genelinde tahıl fiyatlarının aylık yüzde 1, yıllık yüzde 17,9 düştüğünü, bitkisel yağ fiyatlarının aylık yüzde 0,7, yıllık yüzde 20,7 düştüğünü, süt fiyatlarının aylık yüzde 2,2 arttığını, ancak yıllık olarak yüzde 20,1 düştüğünü ve et fiyatlarının aylık yüzde 0,6 düşerken yıllık düşüşün yüzde 3,4 olduğunu paylaştı. Aynı dönemde en fazla fiyat artışı gösteren tarım ve gıda ürünlerinin ise Yumurta yüzde 10,78, Sebzeler yüzde 9,15, Kuzu eti yüzde 8,83 ve Kuru meyveler yüzde 8,57 olduğunu belirten Gaytancıoğlu, “Üretmeyip ithal edersen fiyatlar düşmez. Çünkü dolar sürekli artıyor. Üretmediğin sürece artmaya da devam edecek. Olan yine vatandaşlarımıza olacak.” dedi. ERGİN SÖZER

“GIDA FİYATLARI YÜZDE 80-85 ARTACAK” Haber

“GIDA FİYATLARI YÜZDE 80-85 ARTACAK”

Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) önceki dönem Edirne Milletvekili Doç. Dr. Okan Gaytancıoğlu, tarımsal girdilerdeki sürekli artışların, özellikle mazot fiyatlarının yükselmesinin, hız kesmeden devam ettiğini belirtti. Türkiye İstatistik Kurumu'nun (TÜİK) dahi tarımsal girdi fiyatlarındaki artışları görmezden gelmediğini ifade etti. www.batiekspres.com haber sitesine konuşan Gaytancıoğlu açıklamasında şunları dile getirdi: “Tarımsal girdilerdeki sürekli artışlar ve özellikle mazot fiyatlarının yükselmesi, gıda fiyatlarının hızla yükselmesine yol açıyor. TÜİK bile tarımsal girdi fiyatlarındaki artışları görmemezlikten gelmedi Türkiye İstatistik Kurumu'nun verilerine göre, tarımsal girdi fiyat endeksi 2023 yılı Ağustos ayında Temmuz'a göre yüzde 6.94'lük bir artış gösterdi. Bu, gıda fiyatlarının en az yüzde 80-85 aralığında bir artış göstereceği anlamına geliyor. Bu, domates, karnabahar, nohut, fasulye, et, süt, yumurta, tavuk eti, şeker, ekmek gibi temel gıda maddelerinin fiyatlarının hızla yükselmesine neden olacak.” Gıda fiyatlarındaki artışa karşı önerilerde bulunan Gaytancıoğlu, çiftçilere destek vermenin ve onların üretim maliyetlerini düşürmenin kaçınılmaz olduğunu ifade etti. Ayrıca, tarım politikalarının gözden geçirilmesi ve sürdürülebilir tarım yöntemlerinin teşvik edilmesi gerektiğini söyledi. Gaytancıoğlu, gıda fiyatlarındaki artışı kontrol altına almak ve tüketicileri korumak için hızla somut adımlar atılması gerektiği konusunda uyarılarda bulundu. ERGİN SÖZER

“GIDA ENFLASYONUNDA DÜNYA DÖRDÜNCÜSÜYÜZ” Haber

“GIDA ENFLASYONUNDA DÜNYA DÖRDÜNCÜSÜYÜZ”

Dünya genelinde gıda fiyatlarının düşerken, Türkiye'de ise bu fiyatların yükseldiğine dikkat çeken Gaytancıoğlu www.batiekspres.com haber sitesine yaptığı açıklamada şunları dile getirdi: “Açıklanan son verilere göre, yıllık enflasyon oranı yüzde 75'e ulaşarak, gıda enflasyonunda dünya dördüncüsü sıralamasında yer almamız, her birimiz için büyük bir endişe kaynağıdır. Bu, sadece rakamlarla ifade edilen bir sorun değil, aynı zamanda sofralarımıza, cebimize ve ülkemizin geleceğine etki eden bir sorundur. Dünya genelinde gıda fiyatları düşerken, Türkiye'de bu fiyatların artış göstermesi, üzerinde durulması gereken bir gerçektir. Bu durumu açıklamak için öncelikle tarım sektörüne odaklanmamız gerekiyor. Çiftçilerimizin yeterince desteklenmemesi, ülkemizin kendi topraklarında verimli bir şekilde yetişen ürünleri ithal etmek zorunda kalmasına yol açmaktadır. Özellikle Rusya ve Ukrayna gibi savaşın yaşandığı ülkelerden ithalat yapmanın, ülkenin gıda arz güvenliğini riske atabileceği unutulmamalıdır. AKP iktidarı boyunca, son 21 yılda sadece buğday, arpa ve mısır için yaklaşık 41 milyar dolar, ayçiçeği, soya ve kanola için ise 57 milyar dolar ödendiği bilgisi oldukça dikkat çekicidir. Ancak bu dövizin büyük bir kısmının yurtdışına gittiği gerçeği, çiftçilerimizin yeterince desteklenmediğini göstermektedir. Bu kaynakların çiftçilerimize daha fazla aktarılması, tarım sektörünü canlandırmak için kritik bir adımdır. Eğer bu dövizin sadece yarısı değil, üçte biri bile çiftçilerimize verilse, çiftçilerimiz hem ekonomik olarak daha iyi bir durumda olur hem de gıda enflasyonu kontrol altına alınır. Bu sorunun çözümü için tarım politikalarının gözden geçirilmesi ve çiftçilerimize daha fazla destek sağlanması gerekmektedir. Yerli üretimi teşvik etmek, ülkemizin gıda arz güvenliğini sağlamak için kritik önem taşımaktadır. Ayrıca, bu konuda hepimizin daha bilinçli tüketici olması ve yerel ürünleri tercih etmesi, ülkemizin tarım sektörünün sürdürülebilirliğine katkı sağlayacaktır. Unutmayalım ki, tarımın güçlenmesi, ekonomimizin ve geleceğimizin teminatıdır.” ERGİN SÖZER

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.