Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Eşitlik

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Eşitlik haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Eşitlik haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

“Belediye eşitliğe aykırı davrandı” Haber

“Belediye eşitliğe aykırı davrandı”

Edirne Belediyesi tarafından, Meriç Nehri kenarında bir eğitim kurumuna kürek tesisinin verilmesi Edirne’de tartışma konusu oldu. Önceki dönem EDOSK (Edirne Doğa Sporları Kulübü) Başkanı Fatih Altun’un sosyal medya hesabından yaptığı paylaşım ses getirdi. İYİ Parti Belediye Başkan Aday Adayı Özben İpçi ve tesisin tahsisi konusuna belediye meclisinde ret oyu veren İYİ Parti Edirne Belediye Meclis Üyesi Mevlüde Baş EDOSK’a yer tahsis edilmemesini eleştirdi. EDOSK Eski Başkanı Altun paylaşımında EDOSK’un Meriç Nehri kenarında kürek tesisi yer tahsisi için belediyeye başvurduğu, ilk başvuru dilekçesinin kaybolduğu, ikinci dilekçeye ise cevap dahi verilmediğini söyledi. Dönemin AK Parti Edirne İl Başkanı, şimdiki Belediye Başkan Adayı Belgin İba’nın sahibi olduğu bir eğitim kurumuna verilmesinin eşitlik ilkesine aykırı olduğu için ret oyu verdiğini belirten İYİ Parti Edirne Belediye Meclis Üyesi Mevlüde Baş, ret oyu verdiği için Belgin İba tarafından sosyal medyada kukla denilerek hakarete uğradığını söyledi. “BİREYSEL PASLAŞIYORLAR” Kürek tesisi yer tahsisi olayının CHP ve AK Parti’nin birlikte çalışma yapmış olduklarının göstergesi olduğunu söyleyen Mevlüde Baş;  “Ben o zaman da herkes faydalansın, sadece tek bir şahsa verilmesin diye belirtmiştim. Bu kararı o zaman Belediye Meclisi’nde onaylamayarak ret oyu vermiştim. Edirne’nin menfaatleri doğrultusunda bütün spor kulüplerimiz, sosyal aktivitelerin paylaşımı olsun düşüncesiyle ret oyu verdim. EDOSK’un burası için iki tane başvurusu oluyor, o başvurulardan bir tanesi kayboluyor. İlk başvuruyu hiç kaale almıyorlar. EDOSK’a randevu vermiyorlar, ama eğitim kurumuna bu yeri veriyorlar. Bu olay CHP ile AK Parti’nin birlikte çalışma yapmış olduklarını gösteriyor. Bireysel paslaşıyorlar. Bu güne kadar AK Parti’nin Edirne Belediyesi’nde hiçbir itirazı olmadı. Bu güne kadar buna benzer hiç önergeleri de olmadı. Son zamanlarda birkaç formaliteden sözlü atışmalar oldu. AK Parti ve CHP birlikte hareket ettiler. Bana mobbing uyguladılar” dedi. “EŞİTLİĞE AYKIRI” Buradaki olayın bir eğitim kurumuna kürek tesisi tahsisinin olmadığını, EDOSK’un talebinin yerine getirilmeyip başka bir kuruma tahsisin yapılması olduğunu söyleyen İYİ Parti Edirne Belediye Başkan Aday Adayı Özben İpçi, “Buradaki soru bir eğitim kurumuna bir kürek tesisinin tahsis edilmesi değil. Tabi ki tahsis edilebilir ama burada EDOSK’un çok daha önceden yapmış olduğu bir talebin yerine getirilmeyip başka bir kuruma bu tahsisin yapılması ve EDOSK’un bu konuda geri plana atılması veya bir başka kurumun geri plana atılması. Burada belediyenin yapması gereken eşitlik ve hakkaniyete uygun davranmak. Tabi ki öğrenciler kürek yapsınlar, çalışsınlar, kanoyla ilgili eğitim alsınlar. Ama burada EDOSK kar amacı gütmeden kamuya hizmet veren bir kurum. Buradaki temel nokta eşitliğe aykırı davranılması. Orada EDOSK’un ve diğer eğitim kurumlarının hakkını tek başına bir yere verilmesi ve bu şekilde karar alınması uygun değil. Burada biz eşitliğin gözetilmesi gerektiğini düşünüyoruz. Bunun eşit, adil bir şekilde yapılması gerekirdi. Hatta belediyenin bir tesis kurarak ‘buyurun ben bir kürek eğitim tesisi yaptım buradan isteyen kurumlar gününü belirterek yararlanabilir’ diyerek hizmet vermek varken bunun belli bir kişiye tahsis edilmesini uygun bulmuyorum. Biz parti olarak da, kendi aday adaylığı açıklamamda da doğruyu söylemekten çekinmeyeceğimizi söyledik. Bundan sonra da söylemeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu. “HALA DÜZELTME ŞANSLARI VAR” Av. İpçi yer tahsisiyle ilgili olarak “Ama hala önlerinde şansları var, bu eşitsiz durumu verilecek önergelerle, yapılacak düzenlemelerle düzeltebilirler. EDOSK’a da başka eğitim kurumlarına da başka spor kulüplerine de bu hakkın belediye tarafından sağlanmasını yaratabilirler, böylelikle samimiyetlerini test etmiş oluruz” ifadelerini kullandı. ŞENER ŞENTÜRK

“EŞİTLİK ve ÖZGÜRLÜKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ” Haber

“EŞİTLİK ve ÖZGÜRLÜKTEN VAZGEÇMEYECEĞİZ”

Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK) gönüllüleri eşitlik ve özgürlük istemiyle Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne gitti. Aralarında Edirne’den Edirne Kadın Merkezi Danışma Derneği (EKAMEDER) gönüllülerinin içinde bulunduğu kadınlar muhalefet partilerinin kadın milletvekilleriyle görüştüler. EŞİK Platformu burada bir açıklama yaptı. EŞİK’in açıklamasında şu görüşlere yer verildi: “Eşitlik ve özgürlükten yana kadın vekillerle birlikte kadın erkek eşitliğinin bir demokrasi meselesi olduğunu, kadına ve haklarına saygı duymayanların yapacaklarını söyledikleri yasal değişikliklerle geleceğimizi belirlemesine, hayatlarımızı, umutlarımızı ve özgürlüğümüzü gasp etmesine izin vermeyeceğimizi dile getirmek üzere buradayız. Kadın erkek eşitliğine karşı söylemler, Mayıs 2023 seçimleri sürecinde iktidar bloğunun seçim gündeminin ana başlıklarından birini oluşturdu. Seçim sonrasında ardı ardına yapılan açıklamalarla, bu söylemlerin hızla yasalaştırılarak kalıcı hale getirilmesi süreci başlatıldı. Kadınları toplumdan izole ederek, itaatkar ev köleleri konumuna hapsetmek ve insanın varoluşu kadar eski cinsiyet kimliği ve cinsel yönelimi yasaklanabilir bir fikirmiş gibi suç haline getirmek niyeti net olarak ortaya konuldu. Esasen 2010 yılında kamuoyu önünde ilk kez dile getirilen ‘kadın-erkek eşit değildir, eşitlik fıtrata aykırı’ anlayışı, bugün iktidarın temel yasaları değiştirerek kalıcı hale getirmek istediği toplum anlayışıdır. Devletlere kadın erkek eşitliğini sağlamak suretiyle kadına karşı şiddeti önleme görevi yükleyen İstanbul Sözleşmesi’nden hukuksuz olarak çekilmek, kadını ‘erkeğin malı’ döver, sever, hatta boyun eğmezse öldürür anlayışına hizmet eden en kritik geri adımlardan biri olmuştur. Şimdi sil baştan Medeni Yasa, sil baştan Anayasa yazma girişimleri ile ülkenin tüm kaynaklarına el konulduğu gibi hayatlarımıza da el konulmak istenmektedir. ÖNCE YASALARA SAYGI İktidar, organize eşitlik ve laiklik karşıtı çevreleri arkasına alarak, bir bütün olarak kadın erkek eşitliğini ortadan kaldırmak niyetiyle Anayasa ve Medeni Yasa gibi temel yasaların eşitlikçi içeriğini devre dışı bırakmaya çalışmaktadır. “Aileyi koruma” adı altında kadınların ve çocukların baskı ve şiddete mahkum edildiği reisli bir aile modeli tüm topluma dayatılmaktadır. Nafaka hakkı, boşanmanın hızlandırılması, aile arabuluculuğu,  karma eğitim, erkekleri mağdur ettiği iddia edilen 6284 sayılı şiddet yasası tartışmaya açılarak toplumdaki eşitlik fikri ve kadınların hayatları ve emekleri değersizleştirmeye çalışılmaktadır.  Bu amaçla 81 ilde yapılan aile çalıştaylarında, milyonlarca kadını temsil eden bağımsız kadın örgütlerine ve erkek şiddetine maruz kalan binlerce kadına yıllardır ücretsiz destek veren Baroların çoğuna söz verilmedi. Ama kadınları "aile" dışında yok sayan, aile içinde ise her türlü şiddete boyun eğerek, reisi erkek olan ailenin hizmetini gör "son sığınağın ailedir" anlayışını temsil eden Diyanet İşleri Başkanlığı ve kimi illerde ilahiyat fakülteleri gibi dini kuruluşlara başrol verildi. Medeni Yasa ve laik, eşitlikçi aile hukuku; seküler dindar, genç yaşlı, yoksul zengin, köylü kentli, A partili B partili fark etmeksizin bu ülkede yaşayan herkesin, kadın, erkek, çocuk hepimizin eşit yurttaşlık güvencesidir. Medeni Yasa kadınların eşit yurttaşlık hakkı ve doğumdan ölüme tüm haklarına saygı demektir. Eşitliği sağlayan yasaları her fırsatta aşındıran iktidarın “Medeni Yasa’nın aile hukuku bölümünü sil baştan ele alacağız” demesi bir tehlike işaretidir. Bu nedenle EŞİK olarak 3 yıldır, "Yasalara dokunmayın, uygulayın" diyoruz. Çünkü her dokunduklarında bozduklarını biliyoruz. ÖNCE ANAYASAYA SAYGI İktidar bir yandan, kendi döneminde defalarca değiştirerek bir AKP Anayasası haline getirdiği Anayasa’yı bile onlarca kez ayaklar altına almasına karşın, Meclis’e yeni Anayasa teklifi sunacağını söylüyor. Demokratik tartışma ve uzlaşma ortamının sıfırlandığı koşullarda, kapalı kapılar ardında yazılan taslağın sivil ve özgürlükçü bir Anayasa olacağını iddia ediyor. Demokratik muhalefete yönelik baskıların gölgesinde, türlü çeşit adaletsizlikler ve kirli bilgiler ablukasında gerçekleşen seçimler sonucunda oluşan bu meclisin Anayasa yapma yetkisi yoktur. Mecliste yer alan partiler seçim sürecinde toplumdan yeni bir Anayasa yapma yetkisi istememiştir. Bu meclis Anayasa Meclisi değildir. ÖNCE KADINLARA SAYGI Seçimlerden önce “başörtüsüne güvence” söylemiyle meclise getirilen anayasa değişiklik önerisiyle, başörtülü başörtüsüz tüm kadınların eğitim hakkından çalışma hakkına kadar tüm haklarının adım adım yok edileceği bir toplum hayali ortaya dökülmüştür. Kadınların ne giyeceklerinin, nasıl giyineceklerinin Anayasa konusu yapılması başlı başına hem kadınlara hem de Anayasa’ya saygısızlıktır. Devletin Anayasal görevi tüm bireylerin hak ve özgürlüklerini korumaktır. Kadınları başörtülü başörtüsüz diye ayırmak eşitlik ve laiklik ilkelerini Anayasa’dan silmek demektir. ÖNCE VAROLUŞA SAYGI Nefret suçlarını önleyecek hükümler içereceği iddiasıyla gündeme getirilen yeni Anayasa taslağını hazırlayan iktidarın, her gün her dakika RTÜK, Aile Bakanlığı gibi kamu kurumlarını da bir parçası yaparak LGBTİ+'lara karşı nefret suçu işliyor olması trajik bir ikilem olmasından öte, insan haklarına karşı büyük bir saygısızlıktır. LGBTİ evliliklere anayasal yasak getirme girişimleri ile ayrımcılık anayasal hale getirilmeye, aile çeşitliliği ve evlilik eşitliği yok edilmeye çalışılmaktadır. Anayasa'nın aile ile ilgili 41 maddesinde önerilen değişikliğin bir amacı da, erkek çok eşliliğinin önünün anayasal olarak açılmasıdır. Yeni Anayasa gündeminin bir parçası olmayın, bu oyunu bozun, müzakere dahi etmeyin. GELECEK YÜZYILDA NASIL YAŞAYACAĞIMIZI BELİRLEMEK BİZİM ELİMİZDE Bu gidişe dur demek için yapılması gereken tek şey; amasız fakatsız, hiçbir gerekçe öne sürmeden toplumsal muhalefetin tüm kesimlerinin ve muhalefet partilerinin ortak bir karşı duruş sergilemesidir. ‘Yok canım, o kadar da değil’ diyen; iktidarın tek derdi ekonomik krizi gölgelemek diyerek olan biteni görmezden gelen; kadın haklarının tırpanlanmasını daha sonra, hiç gelmeyen uygun bir zamanda konuşulacak ikincil bir mesele olarak gören; laikliği çekinerek savunan ya da sözünü etmeyen tüm toplumsal kesimleri, tüm kadınları ve laiklik ve eşitlikten yana tüm milletvekillerini göreve çağırıyoruz. Bu tarihi çağrıyı üç yılı aşkın süredir kesintisiz olarak Millet İttifakı, Emek ve Özgürlük İttifakı, Sosyalist Güç Birliği gibi siyasi ittifaklardan kadınları, bağımsız kadınları, bağımsız kadın ve LGBTİ+ örgütlerini buluşturan Eşitlik İçin Kadın Platformu olarak yapıyoruz. Eşit ve özgür bir gelecek için, Türkiye muhalefetini de ortak hareket ederek kadınların ve ülkenin geleceğine sahip çıkmaya çağırıyoruz. Türkiye Cumhuriyeti'nin ikinci yüzyılında nasıl yaşayacağımıza ne giyip ne giymeyeceğimize biz kadınlar karar vereceğiz. Birlikte başaracağımızdan eminiz.” HABER MERKEZİ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.