Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

#Diyetisyen

Batı Ekspres - Edirne'nin Haber Sitesi - Diyetisyen haberleri, son dakika gelişmeleri, detaylı bilgiler ve tüm gelişmeler, Diyetisyen haber sayfasında canlı gelişmelerle ulaşabilirsiniz.

Trans Yağlar Hafıza Problemine Yol Açıyor Haber

Trans Yağlar Hafıza Problemine Yol Açıyor

Bazı hayvanların süt ve vücut yağlarında bulunan trans yağlar yapay olarak üretiliyor aynı zamanda besinlerin raf ömrünü uzatıyor. Ancak uzmanlar trans yağların hafıza problemlerine yol açan etkenlerden biri olduğunu aktarıyor. Uzman Diyetisyen Aslıhan Küçük, trans yağların hafıza problemine yol açtığını belirtti. Trans yağların bazı hayvanların süt ve vücut yağlarında bulunduğunu ifade eden Aslıhan Küçük, “Trans yağların birincil diyet kaynakları işlenmiş besinlerdir. Bunların dışında trans yağ içeren besinler; raf ömrü uzun pişmiş ürünler, süt tozları, hazır satılan pişmiş hamur işleri, kurabiyeler, börekler, kekler, pastalar, pizza hamuru, paketlenmiş aperatif yiyecekler (kraker, mikrodalgada patlamış mısır, cips), çubuk margarin, katı bitkisel yağ, kızarmış besinler (patates kızartması, kızarmış tavuk, nugget, tavada balık), şeker çubukları. Yapay üretilen yağlar besinin raf ömrünü uzatır. Herhangi bir gözlemsel çalışmada olduğu gibi sonuçlar tek başına sadece trans yağların hafızada değişikliklere neden olduğunu göstermez ancak hafıza problemlerine yol açan etkenlerden biri olarak trans yağlar görülebilir.” dedi. Küçük, özellikle fazla miktarda doymuş ve trans yağ içeren ve gerek ambalajları gerekse tatlarıyla çocukların ilgisini çeken minik atıştırmalıkların sağlığı tehdit ettiğini kaydederek, “Bu nedenle çok pratik ve kolay tariflerle çocukların elinin altında olmasını istediğiniz sağlıklı atıştırmalıkları siz hazırlamalısınız” diye konuştu.

Uzmanından Bayramda Sağlıklı Beslenme Tavsiyeleri Haber

Uzmanından Bayramda Sağlıklı Beslenme Tavsiyeleri

Diyetisyen Kıymet Pınar Çalım, Kurban Bayramı’nda yaşanan yoğun et tüketimi, bayram tatlıları, sebze ve meyve tüketimi konusunda vatandaşlara uyarılarda bulundu. Çalım “Kurban Bayramı, geleneksel olarak et tüketiminin yoğun olduğu bir bayramdır. Bu dönemde sağlıklı ve dengeli beslenmek önemlidir” dedi. İşte Çalım’ın Kurban Bayramı’nda sağlıklı beslenme için bazı tavsiyeleri: 1. Kurban Eti Dinlendirilmelidir: Kurban eti 24 saat dinlendirilmelidir ve ertesi gün tüketilmelidir. Taze kesilen kurban etinde ölüm katılığı (rigormortis) adı verilen bir durum yaşanır ve bu aşamada etteki proteinin sindirimi zorlaşır. Kurban etinin kesimi sonrasında sıcaklık düşünceye kadar açık bir kapta serin ve güneş almayan bir ortamda 5 saat kadar bekletilmelidir. Etin sıcaklığı düştükten sonra buzdolabına alınabilir. Eğer tüketim yapılmayacaksa etler -18 santigrat derecede 6 -12 aya kadar temiz kap veya steril poşetlere porsiyonlanarak depolanabilir. 2. Et Tüketimine Dikkat: Kırmızı et, protein ve demir açısından zengindir, ancak aşırı tüketimi kolesterol ve doymuş yağ alımını artırabilir. Günlük et tüketimini 100-150 gram ile sınırlamak iyi bir yaklaşımdır. 3. Etin Pişirilme Yöntemi: Kızartma yerine haşlama, ızgara veya fırınlama yöntemlerini tercih edin. Böylece yağ alımını azaltabilirsiniz. 4. Sebze ve Meyve Tüketimi: Et ağırlıklı beslenmenin yanına mutlaka sebze ve meyve ekleyin. Lif, vitamin ve mineral alımını dengede tutmak için her öğünde sebze ve salata bulundurun. 5. Su Tüketimi: Yaz sıcakları geldi. Bayramda havalar sıcak olacak / Yeterli miktarda su içmek sindirimi kolaylaştırır ve genel sağlık için önemlidir. Günde en az 8 bardak su içmeye özen gösterin. 6. Tatlı Tüketimi: Bayramda şerbetli tatlılar sık tüketilir. Fakat şerbetli tatlılar susuzluğu arttırabilir, sindirimi zordur. Bu tatlıların tüketimini sınırlayın ve meyve tatlıları veya sütlü tatlılar gibi daha hafif alternatifleri tercih edin. 7. Etin Saklanması: Taze eti uygun şekilde saklayın. Etleri küçük parçalara bölüp dondurmak hem bozulmasını önler hem de ihtiyacınız kadarını tüketmenizi sağlar. 8. Dengeli Beslenme: Tüm besin gruplarından dengeli miktarda tüketmeye özen gösterin. Tek tip beslenmeden kaçının. HİLAL PEKER

Sınava Girecek Adaylara Uzmanından Beslenme Önerileri Haber

Sınava Girecek Adaylara Uzmanından Beslenme Önerileri

Sınav öncesinde hem zihinsel hem de fiziksel performansınızı optimize etmek içindoğru beslenmenin önemli olduğunu belirten Diyetisyen Pınar Çalım şunları söyledi: Sınavlara az bir süre kaldı, tüm öğrencilerimize şimdiden başarılar diliyorum. Bu dönemde hem zihinsel hem de fiziksel performansınızı optimize etmeniz için beslenmenize dikkat etmemiz önemlidir. İşte sınav döneminde dikkate almanız gereken bazı beslenme önerileri: 1. Dengeli kahvaltı yapalım.  Kahvaltı günün en önemli öğünüdür. Güne enerjik başlamak için protein, karbonhidrat ve sağlıklı yağ içeren dengeli bir kahvaltı yapın. Yumurta, tam tahıllı ekmek, taze meyve ve süt doğru seçenekler olacaktır. 2. Omega-3 Yağ Asitleri içeren gıdalar tüketelim. Beyin fonksiyonları için omega-3 yağ asidi almalı veya bunu içeren gıdalar tüketmeye özen gösterelim. Balık, ceviz, chia tohumu gibi omega-3 yağ asitleri açısından zengin besinlerdir. 3. Tam tahıllı ürünler tüketelim. Tam tahıllar, kan şekerini düzenli tutar ve beyne sürekli enerji sağlar. Tam buğday ekmeği ve yulaf ezmesi gibi tam tahıllar tercih edin. 4. Antioksidanlar, beyin hücrelerini korur. Meyve ve sebzeler, özellikle böğürtlen, yaban mersini, ıspanak ve brokoli gibi antioksidan açısından zengin yiyecekler tüketin. 5. Yeterli protein alalım. Protein, odaklanma ve dikkat için gereklidir. Tavuk, hindi, balık, yumurta, süt ürünleri, baklagiller, fıstık, badem ve fındık gibi protein kaynaklarına öğünlerinizde yer verin. 6. Ara öğünlerle yaparak kan şekerimizi dengede tutabiliriz. Beyninizi canlı tutmak için sağlıklı ara öğünler tüketin. Ceviz, badem, meyve, yoğurt veya sebzeler iyi seçimlerdir. 7. Şeker ve kafein tüketimine dikkat edelim. Şeker ve kafein kısa süreli enerji patlamaları sağlasa da, uzun vadede enerjinizi düşürebilir. Bu tür gıdaları sınırlı tüketin. 8. Yeterli uyku, beslenme kadar önemlidir. Uykusuz kalmak, beyin fonksiyonlarını olumsuz etkiler. 9. Yeterli sıvı tüketelim. Su tüketiminin yetersiz olması konsantrasyonu ve bilişsel işlevleri olumsuz etkiler. Gün boyunca yeterli su içmeyi ihmal etmeyin. Bu önerileri takip ederek, sınav döneminde zihinsel performansınızı artırabilir ve genel sağlığınızı koruyabilirsiniz. ERGİN SÖZER

Bahar yorgunluğu için 8 etkili beslenme önerisi Haber

Bahar yorgunluğu için 8 etkili beslenme önerisi

Bazı besinleri soframızdan eksik etmememiz gerektiğini belirten Diyetisyen Pınar Çalım; “Bahar yorgunluğunun sebepleri genellikle mevsimsel değişiklikler olabilir. Sebepler arasında polen alerjisi, hava değişiklikleri, uzayan günler, daha fazla aktivite, vitamin ve mineral eksiklikleri olabilir. Bu dönemde beslenmeniz dikkat etmek gerekmektedir. Bahar yorgunluğu için 8 etkili beslenme önerisi; 1.Bol su içmek: Vücudunuzu nemli tutmak için günde en az 8 bardak su içmeyi hedefleyin. 2.Sebze ve meyve tüketimi: Antioksidanlarla dolu olan sebze ve meyveleri bol miktarda tüketmek, bağışıklık sistemini güçlendirebilir ve enerji seviyelerini artırabilir. 3.Protein alımını artırmak: Protein, kasları onarmak ve yenilemek için önemlidir. Tavuk, balık, yumurta, kuru yemişler ve baklagiller gibi protein açısından zengin gıdaları tüketmek yorgunluğu azaltabilir. 4.Tahılları tercih etmek: Bütün tahıllar, karbonhidratları yavaş salınan enerji kaynakları sağlayarak gün boyunca enerjinizi korumanıza yardımcı olabilir. 5.Sağlıklı yağları tüketmek: Omega-3 yağ asitleri içeren balık, ceviz, keten tohumu gibi besinleri tüketmek beyin sağlığınızı ve enerji seviyelerinizi destekleyebilir. 6.Düzenli aralıklarla yemek yemek: Gün içinde düzenli aralıklarla küçük öğünler tüketmek kan şekerinizi dengede tutar ve enerji seviyelerinizi sabit tutmaya yardımcı olabilir. 7.Kafein alımını kontrol etmek: Kafein tüketimini aşırıya kaçmadan kontrol etmek, uykusuzluğu ve enerji düşüşlerini önlemeye yardımcı olabilir. 8.Lif alımını artırmak: Lif açısından zengin gıdalar tüketmek sindirim sağlığınızı iyileştirebilir ve enerji seviyelerinizi dengede tutabilir. Tam tahıllar, sebzeler, meyveler ve baklagiller lif bakımından zengin besinlerdir” dedi. ERGİN SÖZER

Bağışıklık sisteminizi harekete geçiren besinler Haber

Bağışıklık sisteminizi harekete geçiren besinler

Kış aylarında su tüketiminin oldukça önemli olduğuna değinen Diyetisyen Pınar Çalım, “düzenli su tüketimi ile beraber sofralarımızda bulunduracağımız zencefil ve sarımsak, doğal antioksidanlar içerir dolayısıyla bağışıklık sistemini destekleyebilir” dedi. Kış ayının kendini iyice hissettirdiği ve hastalıkların yoğun yaşandığı bu günlerde Diyetisyen Pınar Çalım, bağışıklığımızı güçlü tutmak için su içmenin yanı sıra soframızda bağışıklığımızı destekleyici besinlere düzenli olarak yer açmanın oldukça önemli ve koruyucu etkisi olduğunu belirtti. Diyetisyen Pınar Çalım “Kış aylarında su tüketimi oldukça önemlidir. Ayrıca sofralarımızda yer vereceğimiz zencefil ve sarımsak, doğal antioksidanlar içerir ve bağışıklık sistemini destekleyebilir. Zencefil, anti-enflamatuar özelliklere sahiptir ve soğuk algınlığı gibi enfeksiyonlarla savaşabilir. Zencefil, içerdiği gingerol adlı bileşik sayesinde iltihaplanmayı azaltabilir ve bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırarak virüs ve bakterilere karşı savunma mekanizmasını destekleyebilir. Sarımsak ise antimikrobiyal özelliklere sahiptir, bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırabilir. Sarımsak ise antimikrobiyal özelliklere sahiptir, bağışıklık hücrelerinin aktivitesini artırabilir. Sarımsak ise allicin içerir, bu da antibakteriyel ve antiviral özelliklere sahiptir. Her iki baharat da genel sağlık için faydalı olabilir, ancak aşırı tüketimde yan etkiler olabilir. Zencefilin aşırı kullanımı, mide rahatsızlığı, mide bulantısı veya kan pıhtılaşmasını etkileyebilir. Sarımsak tüketimi ise bazı kişilerde mide problemlerine, alerjik reaksiyonlara veya cilt tahrişine yol açabilir. Ham sarımsak, bazı insanlarda sindirim rahatsızlıklarına neden olabilir. Her iki baharatın da, özellikle ham şekilde aşırı miktarda tüketildiğinde, bazı ilaçlarla etkileşimlere yol açabileceği unutulmamalıdır. Bu nedenle, özellikle kronik bir sağlık sorununuz varsa veya düzenli olarak ilaç kullanıyorsanız, öncelikle bir sağlık uzmanına danışmalısınız. Bunun dışında bağışıklığınız için kış aylarında su tüketiminde önemlidir. Su içmek, genel sağlığınızı destekleyebilir ve bağışıklık sistemini güçlendirebilir. Yeterli su tüketimi, vücuttaki hücrelerin ve organların düzgün çalışmasını sağlar, toksinlerin atılmasına yardımcı olur. Aynı zamanda, vücut sıvı dengesini korumak, bağışıklık hücrelerinin etkinliğini artırabilir. Ancak, suyun tek başına bir bağışıklık güçlendirici olarak düşünülmesi yerine, sağlıklı bir yaşam tarzının bir parçası olarak değerlendirilmelidir. Beslenme, uyku düzeni ve stresten kaçınma gibi faktörlerle birlikte düzenli su tüketimi, genel bağışıklık sağlığını destekleyebilir” dedi. MERT ERİŞKİN

Obezite için hazır gıdaya karşı ev yemekleri Haber

Obezite için hazır gıdaya karşı ev yemekleri

Diyetisyen Pınar Çalım, obezitenin önlenmesi ve sağlıklı bir yaşamın sürdürülebilmesi için doğru beslenme programının ve fiziksel aktivitelerin önemli olduğunu vurgulayarak, "Dışardan hazır gıdalar almak yerine evde yemek veya yiyecek hazırlamaya özen gösterilmelidir" dedi. Yüksek yağlı ve yüksek fruktozlu diyetin, obeziteye ve insülin direncine zemin hazırlayabileceğine dikkat çeken Diyetisyen Çalım sözlerine şöyle devam etti: “Obezite, Dünya Sağlık Örgütü tarafından “Sağlığı bozacak ölçüde vücutta anormal veya aşırı yağ birikmesi” olarak tanımlanmaktadır. Fiziksel ve ruhsal sorunlara neden olan obezite iş gücünü azaltması, ülke ekonomisini etkilemesi ve kişiyi toplumdan soyutlaması nedeniyle sosyal bir sorundur. Modern yaşamın getirdiği beslenme alışkanlıklarında yağların ve karbonhidratların fazla miktarda tüketilmeye başlandı ve bireylerin fiziksel aktiviteden uzaklaşmak obezitenin en önemli nedenlerden biridir. Aynı zamanda bozulan beslenme alışkanlıkları beraberinde hazır gıdaların tüketiminin artmasından dolayı da obezite riskini arttırır. Son yıllarda salgın haline gelen obezite ve metabolik bozuklukların temelinde hareket azlığı ve batı tarzı beslenme yer alır. Bu beslenme tarzı yüksek yağlı ve yüksek fruktozlu yiyecekleri içerir. Kalıtım ve çevresel faktörler ile birlikte özellikle beslenmenin önemli bir etken olduğu obezite, çağımızın epidemisi olarak anılmakta ve gelişmiş-gelişmekte olan ülkelerde prevalansı giderek artan önemli sağlık sorunlarından birisidir. Diyet kaynaklı obezitede artışın başında özellikle hazır gıdaların beslenmeye dahil olmasıdır. Yüksek yağlı ve yüksek fruktozlu diyet obeziteye ve insülin direncine zemin hazırlayabilir. Obezitenin salgın haline gelmesinde, hazır gıdalarda yoğun olarak kullanılan yüksek fruktozlu mısır şurubu tüketimindeki artışın da etkisi vardır. Fruktoz, yiyecek ve içecekleri tatlandırmak için kullanılan bir monosakkarittir. Bunun çay şekerine (Sukroz) göre; daha tatlı, daha ucuz olması ve tokluk hissi oluşturmaması gibi avantajlarından dolayı son yıllarda gıdalarda kullanımı giderek artmıştır. Fruktoz, sadece obezitede rol oynayan basit bir enerji kaynağı değil, aynı zamanda fazla enerji alımından bağımsız olarak insulin direnci ve yağ depolanması gibi direkt metabolik etkileri olan bir gıda maddesidir. Ayrıca diyet kaynaklı ve alkole bağlı olmayan karaciğer yağlanması, obezite, kalp-damar hastalıkları ve şeker hastalığı gibi çeşitli metabolik hastalıklara neden olmaktadır. Yüksek fruktozlu mısır şurubu; alkolsüz içecekler, reçeller, konserveler ve hazır gıdalarda kullanılır. Son yıllarda gittikçe tüketimi artan hazır gıdalar sayesinde yüksek yağlı ve fruktozlu diyet alımının arttığı göz önüne alınırsa hazır gıdalar sinsi bir şekilde diyabete zemin hazırlıyor olabilirler. Yani hazır gıda tüketimine sınırlandırma getirilmesi ya da en azından içeriklerinin ticaret değil insan odaklı olarak yeniden gözden geçirilmesi gerekmektedir.” Diyetisyen Çalım ayrıca, obezitenin önlenmesi ve sağlıklı yaşamın sürdürülebilmesi adına evde yemek hazırlamaya özen gösterilmesi ve haftada en az 150 dakika fiziksel aktivite yapılmasının önemine vurgu yaparak, bireyleri bilinçli beslenme ve aktif bir yaşam tarzı benimsemeye davet etti. ERGİN SÖZER

Selülit sorunu olanlar aman dikkat!Bu besinlerden uzak durun Haber

Selülit sorunu olanlar aman dikkat!Bu besinlerden uzak durun

Estetik açıdan rahatsız edici bir görünüme neden olan selülitin son zamanlarda daha fazla artışa geçtiğini belirten Diyetisyen Pınar Çalım,selülitin oluşumunu azaltabilecek tavsiyelerde bulundu. Selülit özellikle kadınların büyük bir problemi olup, kombine bir tedavi gerektiren dermatojik bir sorundur. Hormonal sebepler, genetik yapı, dolaşım bozuklukları, vücuttaki enfeksiyonlar ve yanlış bir yaşam tarzı selülit oluşumunu tetiklemektedir. Dermataloji tedavisinin yanında beslenme ve egzersiz ile desteklenmesi selülit için başarılı çözümler sağlayacaktır. Yağlı Etler, Kızartmalar Ve Fast Food; Yağlı etler yüksek bir doymuş yağ içeriğine sahiptir. Bu etlerin tüketimi vücutta yağlanmaya sebep olur. Kızartmalar ise trans yağ içeriği yüksektir. Bu da dolaşımda bozukluklara sebebiyet verir. Tereyağ; doymuş yağ içeriği yüksek olan bir hayvansal üründür. Bu yağ tüketiminin kısıtlayarak zeytinyağı, fındık yağı, kanola yağı gibi doymamış yağ içeriği yüksek bitkisel yağları beslenmemize ekleyebiliriz. Şekerli İçecekler; düzenli bir şekilde şekerli içecek tüketimi diyabete ve  kolestrolün yükselmesine sebep olur ve dolaşımı bozar. Hazır Soslar, Kahve Kreması Ve Şurupları, Hamur İşleri; bu besinler hem şeker hem de tuz içerikleri yüksektir. İşleniş Etler; içerisinde bulunan nitratlar damar yapısını bozarak dolaşım sorunlarına sebep olmaktadır.

FORMA GİRMEK İSTEYENLERE SONBAHAR’A ÖZEL ÖNERİLER Haber

FORMA GİRMEK İSTEYENLERE SONBAHAR’A ÖZEL ÖNERİLER

Mevsim geçişlerinde özellikle kış aylarında, kapalı mekânlarda daha fazla zaman geçirme eğiliminde olunan, soğuk hava ve tatlı isteği gibi faktörlerle beslenme alışkanlıklarında değişiklikler meydana gelebiliyor. Kilo almış olmaktan yakınanlar için diyete başlamanın tam zamanı. Ancak, unutulmamalıdır ki herkesin vücut yapısı, sağlık durumu ve yaşam tarzı farklıdır. İnternetten veya çevreden duyulanlarla değil; bireysel ihtiyaçlara uygun bir diyet programı belirlemek önemlidir. Şok diyetlerin bilinçsizce uygulandığında çok ciddi sağlık sorunlarına yol açabildiğini vurgulayan Beslenme ve Diyet Uzmanı Kıymet Pınar Çalım; “Üstelik sağlıksız ve düzensiz yapılan bu tarz diyetlerle verilen kiloların korunması mümkün değildir ayrıca kısa sürede tekrar kilo alınması da kaçınılmaz bir gerçektir” dedi. Sağlıklı, düzenli ve kalıcı bir kilo kaybı için doğru ve düzenli beslenmenin püf noktalarını anlatan Çalım, önemli uyarılar ve önerilerde bulundu.   “KARARLI OLUN VE İLERLEMEYİ ADIM ADIM SAĞLAYIN” Kilo vermeye karar verenlere seslenen Çalım; “Kilo verme hedefinize karar verdiyseniz, ani kararlar almak yerine planlı ve sürdürülebilir adımlarla başlamak önemlidir. Hedeflerinizi belirleyip mevcut durumunuzu değerlendikten sonra, sağlıklı ve dengeli bir şekilde kilo vermeye odaklanın. Hemen radikal değişikliklere gitmek yerine, küçük ama etkili adımlarla başlayın. Mesela, beslenme alışkanlıklarınızda iyileştirme yapmak istiyorsanız, öncelikle sağlıklı yiyecekleri tercih edin ve öğün aralıklarınızı düzenleyin. Eğer hareketsiz bir yaşam tarzınız varsa, spor salonlarına koşmak yerine günlük aktivitenizi artırmak adına basit yürüyüşlerle başlayın. Unutmayın, küçük değişiklikler zamanla büyük sonuçlara yol açabilir” ifadelerini kullandı.    “KARBONHİDRAT ALIMINIZI KONTROL ALTINDA TUTUN”  Çalım, karbonhidrat içeren yiyeceklere karşı uyarlarda bulunarak; “Kan şekerini aniden yükselip sonra hızla düşürebilen yüksek karbonhidrat içeren yiyeceklere özellikle dikkat edin. Bu durum, daha fazla aç hissetmenize neden olabilir ve sonucunda aşırı yeme eğilimine yol açabilir. Sağlıklı kilo kaybı hedeflerinize ulaşmak için uzman bir rehberlikle kişiselleştirilmiş ve dengeli bir beslenme planı oluşturarak porsiyon kontrolünü sağlamak önemlidir” dedi. “KAHVALTILARINIZA PROTEİN EKLEYİN VE BESLENME PLANINIZI DÜZENLEYİN” Proteinin sindirimi daha uzun süren bir besin grubu olduğunu, açlık hormonlarını kontrol altında tutarak tok hissetmenize yardımcı olduğunu belirten Çalım; "Aynı zamanda, yüksek proteinli bir kahvaltı, ilerleyen saatlerde daha az acıkmamıza ve açlık hissimizi daha uzun süre bastırmamıza katkı sağlar. Tipik bir kahvaltıda protein içeren gıdalara odaklanmalısınız. Örneğin, yumurta alerjiniz yoksa veya kalp-damar sağlığınız uygunsa, her gün haşlanmış bir yumurta, beyaz peynir ile birlikte tercih edebilirsiniz. Bu protein ihtiyacını tam buğday ekmeği, avokado, zeytin/ceviz veya posalı sebzeler gibi sağlıklı lif kaynakları ve yağlarla destekleyebilirsiniz. Bitkisel ürünler içeren bir kahvaltı için olarak bitkisel süt ile yulaf ve ceviz, badem gibi yağlı tohumları kahvaltınızda kullanabilirsiniz” sözlerine yer verdi. “DÜZENİSİZ ÖĞÜN SAATLERİ KİLO ALIMINA NEDEN OLABİLİR” Düzenli öğün saatlerinin sağlıklı beslenmenin temel kurallarından biri olduğunu vurgulayan Çalım; "Saatlerin düzensiz olması, geç saatlerde yemek tüketilmesi metabolizmanın yavaşlamasına ve kilo alımının artmasına neden olabilir. Evden çalışıyor olsak bile öğün aralıklarını belirlemek ve sağlıklı ev yapımı yemekleri tercih etmek önemlidir" ifadelerine yer verdi. “UYKUNUZA ÖZEN GÖSTERİN” Uykusuzluğun etkilerine dikkat çeken Çalım; “Yeterli uyku, hormonlarımızın denge içinde çalışmasını sağlayarak vücudumuzun yenilenmesine ve enerji seviyelerinin düzenlenmesine yardımcı olur. Uykusuzluk durumunda, açlık hormonu olan ghrelin artarken, kilo kontrolünü sağlayan leptin hormonu azalır. Bu da vücudun aşırı açlık hissetmesine ve yüksek kalorili gıdalara yönelmesine neden olabilir. Ayrıca, uykusuzluk duygu durumunu olumsuz etkileyerek, duygusal tatmin için karbonhidratlı ve kalorili gıdalara yönelme eğilimini artırabilir. Bu nedenlerle, yeterli uyku almak, özellikle gece geç saatlere kadar uyanık kalmamak, kilo verme sürecinizde kritik bir öneme sahiptir” dedi.  “YEMEKLERİNİZİ PLANLAYIN VE SU TÜKETİMİNE ÖNEM VERİN” Çalım, sağlıklı kilo vermede suyun önemine dikkat çekerek; "Sağlıklı kilo kaybı ve devamında sağlıklı beslenme alışkanlıkları edinme sürecinde, yediğiniz gıdaların ne zaman ve ne kadar olduğu oldukça kritiktir. Sağlıklı kilo verme hedeflerinize ulaşmak için belirlenen beslenme öğün düzeninin yanı sıra, yemek planını önceden yapmak ve alışverişleri buna göre organize etmek önemlidir. Su tüketimi de sağlıklı kilo verme sürecinde vazgeçilmez bir faktördür. Günlük su ihtiyacınızı kilonuza göre 20-30 ml hesaplayarak belirleyebilirsiniz. Su içmek, mide doygunluğunu artırarak yüksek kalorili gıda tüketimini azaltabilir, bu da kilo verme sürecinizi destekleyebilir" diyor. Bu nedenle, gün içinde yeterli su içmeye özen göstermek, sağlıklı kilo verme hedefinizi destekleyebilir” sözlerine yer verdi. “DÜZENLİ EGZERSİZ YAPMAYI ALIŞKANLIK HALİNE GETİRİN”  Düzenli egzersizin kilo verme sürecinde kritik bir rol oynadığını belirten Çalım; “Sağlıklı bir diyetle birleştiğinde, düzenli egzersiz sadece kalori kısıtlamasına bağlı kalmadan kilo verme sürecinin etkinliğini artırmakla kalmaz, aynı zamanda genel sağlığı iyileştirir” dedi. Çalım, haftada 150 dakika orta düzeyde fiziksel aktivite veya 75 dakika yoğun aktivite yapmanın, sağlıklı bir beslenme ile birleştiğinde kilo verme ve ideal kiloyu koruma konusunda önemli bir rol oynadığını vurguluyor. “EGZERSİZİ YAŞAM TARZINIZA DÂHİL EDİN” Düzenli egzersizin, metabolizmayı hızlandırarak günlük yağ yakımını artırdığını ve yağsız vücut kütlesini korumaya yardımcı olduğunu belirten Çalım "Günlük aktiviteler, ev işleri veya alışveriş gibi günlük rutinler kilo kaybı için yeterli egzersiz yerine geçmez. Kilo verme amacıyla düzenli ve tekrarlayan fiziksel aktiviteleri benimsemek önemlidir. Egzersizi bir zorunluluk olarak değil, keyif aldığınız ve size uygun olan aktiviteleri seçerek yaşam tarzınıza dâhil edin" diye konuştu.  ERGİN SÖZER

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.