BÜLBÜL ADASI ARTIK YOK!
Bülbül Adası o kadar eskidir ki, Meriç ve Tunca nehirlerinin birleştiği o yere halk arasında artık “Tarihi Bülbül Adası” da denmektedir. Adını, ağaçlarında barındırdığı bülbüllerden almıştır. Şiirlere konu olmuştur. Ancak o güzelim adanın üzerindeki güzelim doğa örtüsü, Devlet Su İşleri (DSİ) tarafından “taşkın riski var” diyerek sessiz sedasız yok edildi. Şu anda adada, doğa örtüsü kazınırken ortaya çıkmış toprağın rengi ile ağaç enkazı kalıntılarından başka bir şey yok.
TAŞKIN RİSKİNE KARŞI
DSİ yetkilileri adadaki çalışmanın taşkın riskine bir önlem olarak yapıldığını söylüyor. DSİ’den edinilen bilgiye göre nehrin ortasında belirmiş bütün kum adacıkları kaldırılacak. Bülbül Adası da bu kapsamda değerlendirilerek yok edildi. DSİ taşkın riskini azaltmak için yatak temizleme çalışması yapacağını da söyledi.
GÖRGÜ TANIKLARI ANLATIYOR
Bülbül Adası’nı yakından görebilen yerdeki bazı vatandaşlar olayı anlattı. Tanıklar “Günlerce iş makineleri ve ellerinde motor testereleri olan işçiler çalıştı. Kesilen ağaçlar ve bitki örtüsü damperli kamyonlara yüklenerek başka bir yere götürüldü” dedi.
ADINI BÜLBÜLLERDEN ALMIŞTI
Bir ağaç örtüsüyle kaplı olan adada bulunan ağaçlarda barınan bülbül sayısının yoğunluğu adanın adına “Bülbül Adası” denmesine neden olmuştu. Edirne’de bülbül sesi meraklılarının gece ya da sabahın çok erken saatlerinde buraya gelerek bülbül sesi dinledikleri anlatılır.
ŞİİRLERE KONU OLDU
Bugüne kadar yazılmış en güzel “Edirne” şiiri olan Niyazi Akıncıoğlu’nun şiirinde de Bülbül Adası adı geçiyor. 1945 yılında yazılan şiirin şu dörtlüğünde bahsedilen Bülbül Adası bugün taşkına önlem almak amacıyla yok edilen Bülbül Adası’dır.
“Uyanır veda etmiş gibi artık uykuya,
konuşan bir dil olur çiler uzakta;
bülbül sesi yağmur gibi
Bülbül Adası'nda.”
EREN: DSİ BU YAPTIĞINI AÇIKLAMALI
Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği Başkanı Ayten Eren de Bülbül Adası’nın yok edilmesine tepki gösterdi. Devletin ekolojik dengeyi korumakla görevli olduğunu, ekolojik dengeyi bozacak çalışmalar içinde olamayacağını belirten Eren; “DSİ böyle bir şeyi neden yapmış olabilir, anlamak mümkün değil. Taşkın önlemek için nehir kenarlarına beton duvarlar çekilip sonra bunlar yıkıldı ve şimdi Bülbül Adası’na mı sıra geldi? DSİ’nin tam olarak amacı ne? Hiçbir sivil toplum kuruluşu, çevreci kuruluşlar, bu konuda uzman meslek odalarıyla ve Trakya Üniversitesi’nden bilim insanlarıyla görüşmeden böyle bir şey nasıl yapılır? Ekolojik dengeyi korumak devletin göreviyken böyle bir şey yapmak akıl kârı değil. Oradaki başta bülbül olmak üzere diğer canlılar nereye gitti? İklim değişikliğinden etkilenmemek için çalışma yapmak gerekirken Bülbül Adası’nı çıplak bir toprak parçasına haline getirmek mantıklı bir şey değil. DSİ bu konuyla ilgili mutlaka bir açıklama yapmalıdır” dedi.
ŞENER ŞENTÜRK