Başkan Meriç açıklamasında şunlara yer verdi:
“Ülkemizde dar gelirli vatandaşların ana harcama kalemlerini oluşturan kira, gıda, eğitim ve sağlık harcamaları başta olmak üzere diğer kalemlerde enflasyon, Kasım ayı itibarıyla yüzde 64 seviyesine ulaşmıştır. Buna ek olarak, 2024 yılı için öngörülen yüzde 3,2’lik büyüme oranını refah payı olarak dikkate aldığımızda, asgari ücretin en az yüzde 67,2 oranında arttırılması ve 28.427 TL’ye çıkarılması gerekirdi. Ancak, mevcut iktidarın açıkladığı asgari ücret artışı, ne yazık ki emeğiyle geçinmeye çalışan işçileri yarı açlığa mahkûm etmektedir. Üstelik yeniden değerleme oranı, MTV gibi diğer gelir kalemlerindeki artış bile asgari ücretteki orandan fazla iken asgari ücretin bu oranda kalması işçinin hakkını yok saymaktan öteye gitmemektedir. İktidar yeniden değerleme oranı ile devletin mal ve hizmetlerini enflasyona karşı korurken işçiyi yüzde 30 zam ile yok saymıştır. Diğer yandan yapılan araştırmalar, Türkiye’de işçi verimliliğinin yükseldiğini ancak işçilerin ürettikleri değerden aldıkları payın artmadığını açıkça göstermektedir. Bu durum, gelir dağılımındaki adaletsizliği ifade eden "Gini" katsayısındaki artışla da teyit edilmektedir. Gelir dağılımının her geçen yıl daha da bozulması, dar gelirli kesimleri giderek yoksullaştırmaktadır. Bugün ülkemizde milyonlarca işçi, emeğinin karşılığını alamamakta ve insanca yaşayabilecek bir gelire ulaşamamaktadır. Buna karşın, mevcut iktidar işçinin hakkını göz ardı ederek kendi çevresindeki dar bir zümreyi zenginleştirmeye devam etmekte, sözde işçi sendikaları ise ’sarı sendika’ görüntüsünden bir adım öteye gitmemektedir. Bu doğrultuda işçi hakları sistematik bir şekilde yok edilmektedir. İşcinin, emekçinin ve emeklinin kaderi iktidar eliyle yokluğa ve yoksulluğa terkedilmekte ve bu durumla ilgili olarak da sözde ana muhalefet tarafından bir öneri sunulmamaktadır. Bundan 20 küsür sene önce ekonomik sorunları çözme vaadi ile iktidara gelen AKP, o gün eleştirdiği sorunları bugün büyük Türk Milletine tekrar ve daha şiddetli bir şekilde yaşatmakta, sözde ana muhalefet ise aynı süreç zarfında halka güven aşılayıp bu sorunları çözebileceğinin ümidini verememektedir. Zafer Partisi olarak, bu adaletsiz düzeni kabul etmiyoruz. İktidarımızda hem üretim artırılacak hem de üretilen değer adil bir şekilde dağıtılacaktır. Türkiye’de yaşayan herkesin emeğinin karşılığını alacağı, insanca yaşayabileceği bir düzeni inşa etmek için çalışacağız. Çalışanların alın teri bizim için kutsaldır ve onların hak ettiği refah düzeyine ulaşmaları birinci önceliğimizdir. İşçilerimizin hak ettiği adil düzeni sağlama sözümüzü yineliyoruz. Zafer Partisi’nin hedefi, adil bir Türkiye için işçi, emekçi ve tüm vatandaşlarımızın yanında olmaktır. Saygılarımla.”
HABER MERKEZİ
Kaynak: Haber Merkezi