Kamu Görevlileri ve Çalışanları Derneği Edirne Temsilcisi Melek Yılmaz, öğrencilerin çocukluklarını yaşamadan, gençliklerini yaşamadan, hayatın ve öğrenimin tek amacı ÖSS’de başarı diye, şartlandırılmasının büyük bir çıkmaz olduğunu söyledi.
Yılmaz, ÖSS’ye bu yıl 3 milyon 527 bin 463 kişinin girdiğini belirterek, “Milyonlarca genç eleniyor, yüzde yirmisi gibi bir bölümü, isteklerine, ideallerine, yeteneklerine uymayan yüksek öğrenim kurumlarına girmeye hak kazanıyor. Çoğu genç de, ümitleri sönmüş, özgüvenleri kırılmış bir halde, yüksek öğrenim yapma hakkını kaybediyor. Burada yaman bir soru geliyor akla. ÖSS sınavı, böyle hayati bir feleksiyono, hakkaniyetle yapacak niteliklere sahip mi? Sınavlara geleceğini bağlayan gençlere ve onların o noktaya gelebilmesi için ekonomik ve sosyal yaşamlarını riske eden ailelerine “Hak yerini buluyor” dedirtebiliyor mu? Yoksa, gençlerin içine sürüldüğü “ÖSS Labirenti”; “Ölen ölür, kalan sağlar bizimdir” ilkesi üstüne mi kurulmuş?” dedi.
“HER ŞEY PARASI OLANA GÖRE PLANLANMIŞ”
Parası olan ailelerin çocuklarının dershane ve kurslara gönderildiğinin altını çizen yılmaz sözlerine söyle devam etti:
“Milli Eğitimimizdeki ve Yüksek Öğrenim kurumlarımdaki şu “Umumi manzara”ya dikkat çekelim.
Ailesinin parası olan, ilköğretim okulundan itibaren dershanelere gidecek, evde özel dersler alacak, istediği Anadolu Liseleri’ne yada özel okullara girecek. Ailesinin parası olan tüm lise hayatı boyunca kurslara gidecek. Her şey parası olana göre planlanmış. Paranın gücü ile ulaşılan kazanımlar “sosyal devlet” ilkemizle bağdaşabilir mi?
Bizim devletimizin temeli; bizim ideolojimiz “Demokratik, laik, sosyal hukuk devleti” dir. Milli eğitimimiz, zararın neresinden dönülürse kardır, bu çerçeveye alınmalıdır.
CHP, yıllardır, ÖSS’nin kesinlikle kaldırılacağı sözünü vermektedir. Milyonlarca gencimiz ve ailesi, bu sözün yerine getirilmesini umutla beklemektedir. ÖSS kaldırılınca yerine getirilecek seçme sistemi dünyadaki örneklerini de dikkate alarak müfredatı, sınav sistemleri, öğretmen eğitimleri, teoriden çok uygulamaya dayanacak tedrisatı dahil olmak üzere çok iyi çalışılmalı ve okul öncesinden başlayan sağlam bir eğitim reformu ile taçlandırılmalıdır. Gençlerin bilgi ve yeteneklerini doğru yerde ve en verimli şekilde değerlendirecek akıllı bir eğitim sistemi ile, Türk gençliğinin diğer ülkelerde gösterdiği yüksek performansı kendi ülkemize yeniden döndüreceğimize inancım sonsuzdur
Milli Eğitimimiz devlet politikası çerçevesine alınmalıdır; Cumhuriyet tarihinin en büyük eğitim reformu yapılmalıdır.”
HABER MERKEZİ