Edirne'de Trakya Üniversitesinin ev sahipliğinde, İçişleri Bakanlığı Sivil Toplumla İlişkiler Genel Müdürlüğü ile Rumeli Kültür, Sanat ve Eğitim Derneği'nin destekleriyle düzenlenen 9. Gezici Balkan Panorama Film Festivali’nde ünlü yönetmen Faysal Soysal ile oyuncular Serdar Orçin ve Aydın Orak’ın katılımıyla söyleşi gerçekleştirildi.
20-24 Mayıs tarihlerinde Balkan Yerleşkesindeki Türkan Sabancı Kültür Merkezi'nde düzenlenen festivalin 3'üncü gününde saat 15.00'te yönetmenliğini Faysal Soysal'ın yaptığı "Ceviz Ağacı" adlı film gösterildi. Akademisyenler, öğrenciler ve sinemaseverlerin katıldığı gösterimin ardından filmin yönetmeni Faysal Soysal ile oyuncular Serdar Orçin ve Aydın Orak, Edirnelilerle bir araya geldi.
Söyleşide Soysal, Orçin ve Orak, katılımcıların sorularını yanıtladılar. Soysal, bir katılımcının, filmin ana karakteri olan “Hayati” ile ilgili sorusunu yanıtladığı sırada İsrail’in Filistin’de yaptığı soykırıma dikkat çekerek, tepkisini dile getirdi.
Ceviz Ağacı filminin feministler tarafından çok eleştirildiğini söyleyen Soysal; “Özellikle kadın cinayetleriyle ilgili mevzu söz konusu olduğunda. Her ne kadar bizim aslında esas meselemiz belki de kadına şiddette, kadın cinayetleriyle ilgili probleme farklı bir açıdan bakmak, bir erkeğin zaviyesinden bakmak ve oradan aslında bu mevzuyu eleştirmek ve deşmek olduysa da bazı feminist arkadaşlar bizi ya doğru anlamadı ya da bizim maksadımızı başka türlü yorumladı. Hayati'nin meselesi sadece erkeklikle ya da filmin mevzu sadece kadın cinayetleriyle de ilgili değil. Filmin esas mevzusu, tam olarak şu an yaşadığımız Gazze katliamı ve soykırımı ve daha önce Srebrenitsa'da yapılan soykırım. Zaten bu filmin çıkış noktası da Srebrenitsa'da benim çektiğim belgeseller” ifadelerini kullandı.
Kadın cinayetleri, kadına şiddetle ilgili yüzlerce güçlü bir kadın karakterin olduğu, erkeklerden intikam aldığı, gördüğü şiddete ve baskıya karşı direndiği ve kahraman olduğu filmlerin izlendiğine dikkat çeken Soysal; “Ama bunlar kadın cinayetlerinin sayısını azaltmadı. Bizler de soykırımla ilgili yüzlerce, binlerce film izliyoruz. Yahudilerin yaptığı binlerce film izledik. Ama şu an hem kendileri yapıyor, hem de dünyada başka soykırımın yapıldığı yerler var. Yöneticilerin, politikacıların, dünya liderlerinin ne kadar ikiyüzlü olduğunu, uluslararası hukukun nasıl sadece bazı insanların çıkarına çalıştığını görüyoruz. Bu film tam olarak aslında ta o zamanlardan belki bu zamanda bir şey söylemek için yapılmış. İnsan sadece yaptıklarından değil; yapmadıklarından, görüp tanık olduklarından, şahit olup ses çıkarmadıklarından da sorumlu. Bugün bütün bu dünya en az ve oradaki Netanyahu ve katil soykırımcılar kadar bu cinayetlerde, bu soykırımda suç ortağı. Hayati, tek başına bunu göğüslüyor. Çünkü o bir sanatçı, o bir yazar. Daha nahif bir karakter ve aynı zamanda tarihten dolayı yaralanmış, babasının intiharını görmüş. Babası da aynı mevzudan dolayı, yapamadığı bir şey için intihar etmiş. Engel olamadığı için arkadaşının cezaevinde öldürülmesine, vicdanen kendi oğlunu yetim bırakması uğruna bile kendini feda ve kurban etmiş. Bu büyük bir miras. Hayati bu mirası, babanın aldığı gibi almış. Bizler ne zaman kendimizi şu an soykırım yapan Yahudiler kadar sorumlu görürsek, o zaman bu soykırımlar, bu cinayetler biter. Ama bunu unutup hiçbir şey olmamış gibi hayatımıza devam ediyorsak, bu soykırımlar devam eder. Bizleri de bulur, yakınımızdakileri de bulur” diye konuştu. Soysal’ın konuşması, katılımcılar tarafından yoğun alkış aldı. Söyleşi, soruların yanıtlanmasının ardından sona erdi.
UĞUR AKAGÜNDÜZ
Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ