Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

“Türkiye Yüzyılının İlk Eğitim Dönemi, Yüz Yıl Gerileterek Bitmiştir”

Eğitim-İş Edirne Şubesi, 2023-2024 Eğitim-Öğretim döneminin, eğitimde birçok değişikliğin yaşanmasıyla son bulduğunu belirterek “Türkiye Yüzyılının ilk eğitim dönemi, yüz yıl gerileterek bitmiştir” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 14.06.2024 15:58
Haber Güncellenme Tarihi: 14.06.2024 16:01
Kaynak: HİLAL PEKER
“Türkiye Yüzyılının İlk Eğitim Dönemi, Yüz Yıl Gerileterek Bitmiştir”

Eğitim-İş Edirne Şubesi, 2023-2024 Eğitim-Öğretim döneminde, eğitimde birçok değişikliğin yaşanmasıyla ilgili Saraçlar Caddesi’nde basın açıklaması yaptı. Basın açıklamasını okuyan Eğitim-İş Edirne Şube Başkanı Nedim Zobar, “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adını taşıyan yeni müfredatın, kamuoyunun itirazlarına rağmen eğitimin belkemiğine yerleştirildiğini, laik ve çağdaş eğitim yok edildiğini söyledi.

Eğitim sistemindeki öğretmen açığının, MEB’in kendi raporlarıyla itiraf ettiği ölçüde dahi kapatılmadığını söyleyen Zobar, hem meslekte branş krizinin derinleştirildiğini hem de atanmayan öğretmen ordusu daha da büyütüldüğünü ifade etti.

“LAİK VE ÇAĞDAŞ EĞİTİM YOK EDİLDİ”

MEB’in tarikatlarla ve Diyanet ile imzaladığı protokollerin laik ve çağdaş eğitimi yok ettiğini söyleyen Zobar; “MEB’in dernek maskesi takmış tarikatlarla ve Diyanet ile imzaladığı protokoller, eğitimi daha da gerici hale getirirken çocuklarımızı daha da savunmasız bir duruma itmiştir. ÇEDES garabeti, bu dönemde en öne çıkan tehlike olmuştur. Proje kapsamında okullara imam, müezzin, vaiz, din hizmetleri uzmanı ve Kuran kursu öğreticisi gönderilmesi, çocuklara birçok ilde cami temizliği, mezarlık temizliği yaptırılması gibi uygulamalar bu dönemde sıklıkla karşımıza çıkmıştır. “Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli” adını taşıyan yeni müfredat, bizlerin ve kamuoyunun itirazlarına rağmen eğitimin belkemiğine yerleştirilmiştir. Laik ve çağdaş eğitim yok edilmiş, iktidarın sorgulamayan nesiller yaratma gayreti bu müfredatta vücut bulmuştur. Okul öncesi eğitimi özellikle zorunlu eğitim kapsamına almayan MEB, bu alanda Diyanet’in daha da faal olmasına yol açmıştır” dedi.

“EĞİTİM NİTELİKSİZ HALE GELDİ”

Zobar, eğitim sisteminin niteliksiz hale geldiğini belirterek; “Okul ve derslik sayısındaki açıklar bu dönemde de kapatılmamıştır. Büyükşehirler dahil birçok ilde çocuklar kalabalık sınıflarda ders yapmak zorunda kalmıştır. Taşımalı ve ikili eğitim garabetleri azalacağı yerde artmış, öğrenciler eğitim hakkına ulaşmak, eğitimciler de mesleklerini icra etmek için adeta çile çekmiştir. Eğitim sistemindeki öğretmen açığı, MEB’in kendi raporlarıyla itiraf ettiği ölçüde dahi kapatılmamıştır. Geçen dönemden vefat, istifa gibi nedenlerle görevinden ayrılan öğretmen sayısı kadar bile öğretmen ataması yapmayan MEB, yaptığı 20 binlik öğretmen atamasında da kontenjandaki aslan payını din dersine ayırmıştır. Bu vesileyle hem meslekte branş krizi derinleştirilmiş hem de atanmayan öğretmen ordusu daha da büyütülmüştür. Okulların bakımsızlığı, denetimsizliği de had safhaya çıkmıştır. Temizlik malzemelerinin bile velilerin sırtına yüklendiği devlet okulları tel tel dökülmektedir. Okullardaki kadrolu yardımcı personel, güvenlik personeli, temizlik personeli ihtiyacı görmezden gelinmiş; okullar yine ancak teftişten teftişe çeki düzen verilir halde bırakılmıştır. Gerici yapıları protokoller eşliğinde eğitime birer taşeron haline getiren MEB, zaten yüzde 82’sinden fazlası personel giderlerine ayrılan, bakanlığın zorunlu ihtiyaçlarına bile yetmeyen bütçesinden 5,7 milyar TL tutarında bir kaynağı Türkiye Maarif Vakfı'na ayırarak, bu dönemde eğitimde çok başlılığın daha da artacağının somut işaretini vermiştir” diye konuştu.

“MESLEK KANUNU GERİ ÇEKİLSİN”

Milli Eğitim Bakanlığının Öğretmenlik Meslek Kanunu ile eğitim çalışanlarını tedirgin eden düzenlemeler getirme gayreti içerisinde olduğunu söyleyen Zobar; “Öğretmenliği, diploması geçersiz tek meslek haline getirecek bu kanunu kabul etmiyoruz. Üniversite eğitimini ve akademiyi yok sayan bu kanunu kabul etmiyoruz. AKP iktidarının kendi memurunu yaratma hayali olan bu kanunu kabul etmiyoruz. Öğretmenleri unvanlarla ayrıştırmaya, eğitim barışını bozmaya devam eden bu kanunu kabul etmiyoruz. İdareye disiplin hükümleri üzerinden keyfi yetkiler verecek olan bu kanunu kabul etmiyoruz. Eğitimcilere yönelik şiddete karşı caydırıcı önlemler içermeyen bu kanunu kabul etmiyoruz. Başöğretmen unvanının tarihi ve manevi değerini yok sayan bu kanunu kabul etmiyoruz. Öğretmenin adı olan, fikri yok sayılan bu kanunu kabul etmiyoruz” ifadelerini kullandı.

HİLAL PEKER

Kaynak: HİLAL PEKER

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.