11’nci Bando ve Ciğer Festivali 2’nci gün etkinlikleri devam ediyor. Etkinlik kapsamında protokol evinde Edirne Belediye Başkanı Recep Gürkan moderatörlüğünde Edirne tava ciğerinin en eski ustası Kazım Gilan ve Trakya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sedat Kocadoğan’ın katılımıyla söyleşi düzenlendi.
“ÇIRAKLARIM, KALFALARIM MESLEĞİ İLERLETİYOR”
Edirne tava ciğeri ve biberiyle, saray mutfağının konuşulduğu söyleşide Edirneli en eski ciğer ustalarından ve şu an ciğercilik yapan birçok ustayı yetiştiren Kazım Gilan, tava ciğer hakkında bilgiler verdi. Gilan; “1962 senesinde Necati ustam Yeniimaret damadı olma sıfatıyla komşumuzdu. Babama geldi, beni almak istediğini söyledi. Babam da, ‘Eti senin kemiği benim’ dedi. Çıraklık, kalfalık derken o günden bu güne Edirne tava ciğer ustası olarak hala devam ediyorum. O dönem ustam ve Çilingirler Çarşısı’nda rahmetli Hüseyin Amca vardı. Sadece iki ciğerci vardı. Yaş itibariyle o da bırakmıştı. Askerden geldikten sonra ustam da bıraktı ve bir tek ben vardım. Yetiştirdiğim çıraklar, kalfalar mesleği ilerletiyorlar” dedi.
“HALK SARAY MUTFAĞINDAN UZAK DEĞİLDİ”
Trakya Üniversitesi Öğretim Görevlisi Sedat Kocadoğan; Osmanlı döneminde saray mutfağının Edirne mutfağına etkilerini anlattı. Kocadoğan, söyleşide o dönemde özellikle Ramazan aylarında, konaklarda halka iftar yemekleri verildiğini, bu sayede halkın saray mutfağından uzak olmadığı, burada gördükleri tatları evlerinde uyguladıklarını da kaydetti.
TESCİL ETTİRİLMELİ
Edirne tava ciğerinin birçok ilde ve alışveriş merkezlerinde yapıldığını ama Edirne’ye ait bir lezzet olup, ustalık gerektiren bir hazırlama ve pişirilme gerektiği için “Edirne Tava Ciğeri” adıyla tescil ettirilmesi gerektiği ve bu konuda çalışmalar yapılması gerektiği konusunda katılımcılar karar aldılar. Edirne biberi için de aynı yöntemin izlenmesi gerektiği, bu biberin iklim ve toprak şartları dolayısıyla Karaağaç ve çevresinde yetiştirildiği, başka bölgelerde yetiştirilen biberlerle aynı olmadığı konuşuldu.
ŞENER ŞENTÜRK