Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Tekirdağ İl Koordinasyon Kurulu (İKK) ve Ziraat Mühendisleri Odası, Saray ilçesine bağlı Güngörmez mahallesi mevkiinde Limak Çimento Sanayi ve Ticaret Anonim Şirketi tarafından yapımı planlanan Gnays Ocağı ve Kırma-Eleme Tesisi projesi ile ilgili açıklama yaptı.
Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı Çevresel Etki Değerlendirme (ÇED) Müdürlüğü tarafından ÇED süreci başlatıldığı açıklanan proje ile ilgili açıklama yapan TMMOB İKK Sekreteri Cemal Polat, 78,34 hektar alana planlanan projenin ÇED başvuru dosyasının mer’i mevzuat açısından eksik, hatalı ve kusurlu olduğunu söyledi.
PROJEYE İTİRAZ ETTİLER
Polat, proje alanının Ergene Nehri kaynak bölgesinde olması, mevcut alanın orman alanı olması, endemik bitki ve faunası olması nedeniyle projenin geri dönüşü olmayan büyük tahribata neden olacağı belirterek, projenin ÇED sürecinin sonlandırılması için Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği İl Müdürlüğü’ne itiraz dilekçelerini verdiklerini söyledi.
“HAVA, SU, TOPRAK KİRLENECEK”
Projenin açık işletme yöntemine dikkat çeken Polat; “Ocak alanlarında patlatma ile yerinden sökülecek olan toplam 250000 ton/yıllık posa malzemesinin tamamı proje alanı içerisinde kurulacak kırma-eleme tesislerinde boyutlandırılarak ve daha sonra stoklanacak. Bunların sonucunda bölgede hava, su, toprak kirlenecek; bununla birlikte insanların, hayvanların, kuşların, bitkilerin, böceklerin, balıkların yaşadığı çevrenin bozulmasına, sağlıklı ve dengeli yaşama hakkının ihlal edilmesine; neticede sağlık hakkı ve çevre hakkının özü nedeniyle Anayasa’nın 17’nci maddesinde düzenlenen yaşam hakkına aykırılık oluşturacaktır” dedi.
HALKIN KARŞI KARŞIYA KALACAĞI SORULARI HATIRLATTI
Polat, bölgede yaşayan halkın da karşı karşıya kalacağı sorunları hatırlatarak; “Bölgede yaşayanların manevi varlıklarını eksiksiz devam ettirebilmeleri, kendilerini eksik hissetmeden tamlık duygusu içinde manevi yanlarını geliştirebilmelerinin temeli ve devamı, öncelikle varlıklarının temeli olan yaşam alanlarının bozulmadan korunmasının sağlanmasına bağlıdır. Yaşamlarını sürdürdükleri ve kendileri için bir bütün olan, eksildiğinde eksiklik hissedecekleri değerlerin arasında en başta gelen unsurlar; yaşam alanlarındaki peyzaj bütünlük, su, toprak, hava, doğal varlıklardı ki bu hususlar esasında Anayasa’nın 56’ncı maddesinde açıklanan sağlık ve çevre hakkının ve bu haklarla bağlantılı olarak yaşam hakkının kapsamında kalan hususlardır” sözlerine yer verdi.
“ORMAN VE YERALTI SULARI BESLEME ALANINDA”
Kırma-Eleme Tesisi’nin çalışmaya başlaması ile köylülerin, evcil ve yaban hayvanlarının yaşadıkları alanların çevre kirliliğine uğrayacağını söyleyen Polat; “Proje alanı 1/100.000 ve 1/25.000 Ölçekli Tekirdağ ili çevre düzeni planına göre; proje alanı, orman alanları ve yeraltı suları besleme alanları (YAS) içerisinde yer almaktadır. Hem orman, hem de yeraltı su besleme alanında kurulması planlanan tesisin, orman ekosistemine ve yeraltı sularına zarar vereceği açıktır” dedi.
“ÇED SÜRECİNİN SONLANDIRILMASINI TALEP EDİYORUZ”
Polat, planlanan madencilik faaliyetinin, içilebilir nitelikteki suyu korumak için, ÇED sürecinin sonlandırılmasını talep ettiklerini belirterek; “Bu durum ayrıca dağlık, ormanlık coğrafi yapısı nedeniyle tarım ve mera alanlarının kısıtlı olduğu bölgede yöre halkının iki temel geçim kaynağı olan keçi, koyun ve arı yetiştiriciliğine büyük zarar verecek olup, yöre halkının varlığını sürdürmesi imkânsız olacaktır” ifadelerine yer verdi.
UĞUR AKAGÜNDÜZ
Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ