Asgari ücretin 22.104 TL olarak açıklanmasında işveren kesiminin etkili olduğunun anlaşıldığına vurgu yapan Taşkın, enflasyonla mücadele kapsamında sıkı para politikası uygulanırken, ne yazık ki kamudaki israfın devam ettiğine dikkat çekerek, enflasyonun da israfında maliyetinin halkın üzerine yıkıldığını söyledi.
Asgari ücretliye, emekliye ve memura maaş zammı yapılmasının enflasyonu artırmadığını, bunun yakın geçmişte örneklerinin bulunduğunu belirten Anadolu Sağlık Sen Genel Başkanı Necip Taşkın, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
“Bugün bir dairenin en düşük kirası 15 bin TL. TÜİK’in açıkladığı Kasım ayı ekonomik verilerine göre yıllık enflasyon yüzde 47, konut yüzde 10.37, ev eşyası yüzde 2.81, gıda ve alkolsüz içecekler yüzde 11.99, lokanta ve oteller yüzde 4.89 artarken asgari ücret enflasyonu yükseltiyor bahanesiyle maaş zammını en düşük seviyede tutarak asgari ücretliyi yoksulluğa mahkum etmenin akıl ve mantıklı izahı olamaz.
Bugün enflasyon yüzde 47, kira zam oranı yüzde 62, yeniden değerleme oranı yüzde 43,93, asgari ücret yüzde 30. Hükümetin, Devlet hizmetlerine yüzde 50 zam yaparken, asgari ücretliye yüzde 30 zam yapmasını anlamak gerçekten çok zor.
Enflasyonu tetikleyen asgari ücretliye, emekliye ve memura yapılan maaş zamları değildir. Yakın tarihlerde bunun örnekleri var: 2015 yılında enflasyon yüzde 8.8 iken seçimler nedeniyle asgari ücret yüzde 33 artırıldı. 2016 yılında enflasyon yüzde 8.5’e düştüğünde asgari ücrette reel olarak yüzde 24’lük arttı. 2018 yılında enflasyon yüzde 20.3 iken asgari ücret artışı yüzde 26.1 olmuş ve enflasyon 2019’da yüzde 11.8’e düşmüş. Demek ki ücretlilerin maaşlarına yapılan zam enflasyonu artırmıyor.
Diğer yandan asgari ücrete yapılan yüzde 30 zam, TÜİK’in açıkladığı ekonomik büyüme verileriyle çelişmektedir. Asgari ücretlinin, emeklinin ve memurun bu hayat pahalılığında yoksulluk sınırının altındaki bir ücretle insanca yaşayabilmesi imkansızdır. Asgari ücrete yapılan yüzde 30’luk zam vicdanları yaralamıştır. Temel ihtiyaçlarını bile karşılamakta zorlanan ücretlinin yoksullaşmasının ötesinde hayatta kalabilmek için mücadele edeceği bir dönemden geçiyoruz. Reel enflasyona karşısında; reel ücret kayıpları ve ücretlinin insan onuruna yaraşır şekilde yaşayabileceği reel bir ücret zammı verilmelidir. Maaş zamları öngörülen enflasyona göre değil, gerçek enflasyona göre belirlenmelidir. Asgari ücret, kişinin değil ailenin temel ihtiyaçları dikkate alınarak belirlenmelidir.
Medeniyetimizin özünde adalet vardır. Toplumsal vicdanı yaralayan bu kararın gözden geçirilmesi gerekmektedir. İnsan emeğine ve onuruna duyulan saygının gereği olarak, enflasyon yüzde 47 iken, emekçiler yoksullaşırken, kira, ulaşım, elektrik, doğalgaz ve temel ihtiyaçlarını karşılayamazken, emeğe layık görülen yüzde 30, asgari ücretliyi yaşarken öldürmektir! Maalesef asgari ücret zammında adalet göremiyoruz.”
HABER MERKEZİ
Kaynak: Haber Merkezi