Kırklareli Kent Konseyi Çevre Meclisi Başkanı Av. Ozan Topuz, Trakya bölgesinde özellikle Ergene nehri başta olmak üzere kirli sanayinin etkilerini hatırlatarak, Kırklareli’nde artarak devam eden kirli sanayi, Rüzgâr Enerji Santrali (RES), Güneş Enerji Santrali (GES) projeleri ile Termik ve Nükleer Santral iddilarına dikkat çekti.
Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) Makina Mühendisleri Odası (MMO) Edirne Şubesi tarafından düzenlenen Trakya’da Sanayileşme ve Çevre Sempozyumu’na katılan Topuz, Kırklareli’nde kent ve çevre sorunlarıyla ilgili sunum yaptı.
“TRAKYA’NIN ENERJİ ÜSSÜ HALİNE GETİRİLME İSTEĞİ VAR”
Trakya bölgesine 1970’li yıllardan beri sanayinin kirli yatırımlarının geldiğini söyleyen Topuz; “Bunlar öncelikle Ergene nehrini geri dönülemeyecek şekilde kirli hale getirmiştir. 1994 yılından beri İstanbul’un su ihtiyacı, Kırklareli’ndeki dereler ve üzerine kurulu barajlardan karşılanmaktadır. Bir kısmı Marmara Havzası içerisinde kalmaktadır. 2000’li yıllardan itibaren de yol ve ev gibi inşaat sektörüne gerekli hammadde için Istranca ormanları kullanılmaya başlanmıştır. 2010’dan sonra enerji ihtiyacı için doğal gaz santralleri, RES’ler, termik ve nükleer santral bölgede yapılmaya çalışılmaktadır. Bu süreçte açtığımız davalar oldu. 2020 yılından itibaren ise bölgede doğal gaz kuyuları açılmakta, genişleyen OSB’lerde yüksek kirlilik oranına sahip sanayi dalları yapılmaya çalışılmakta, özellikle resmi makamlar açıklamalarında Trakya’nın bir enerji üssü haline getirilme isteği olduğu; bunlar da RES, GES ve nükleer santral” ifadelerini kullandı.
“BAŞLICA SORUNUMUZ SUDUR”
Topuz, Kırklareli’nde günümüzde iklim, enerji ve afet üçgeninde sorunların bulunduğunu belirterek; “Başlıca sorunumuz sudur. 20 yıl önce dört mevsimin görüldüğü sulak bir iklimken; şimdi bir yaz ve bir kış var. Baharın neredeyse hiç yaşanmadığı yarı kurak bir iklim var. Şu anda barajlarımız bitme noktasında. Vatandaşlarımız, işletmeler ya da resmi kurumlar olsun sondaj ile yeraltı sularını kullanmaktalar. Şu anda su problemimiz olmasına rağmen çevreyi kirletecek yatırımlar devam etmektedir” dedi.
“KURULMAK İSTENEN SANTRAL SUYUMUZUN 2,5 KATINI TALEP EDİYOR”
Kırklareli’nde planlanan projelere örnek veren Topuz; “Bunlardan bir tanesi ilimizde yapılmak istenen kağıt geri dönüşüm ve kömür entegre santralidir. Doğrudan termik santral demiyorlar, bu şekilde isimlendiriyorlar. Yapılmak istenen santral, Kırklareli halkının kullandığı suyu talep etmektedir. Kullandığımız su miktarının 2,5 katını talep ediyor. Yaratacağı hava kirliliği ile de insan sağlığı ve iklim değişikliğini olumsuz yönde etkileyecektir. Eylül ayında Kırklareli’nin seçilmişleri ile birlikte dava açtık. Şu anda OSB’yi daha da genişletmek istiyorlar. OSB genişleyebilir; gıda, teknoloji gibi alanlar olabilir ama biz kirli sanayi ile gelişmesini doğru bulmuyoruz. Çünkü çevresinde tarım alanları, su kaynakları, orman var ve içerisinde Kızılcıkdere, Bayramdere ve Üsküpdere olmak üzere 3 tane köy var” sözlerine yer verdi.
“RES’LER ORMAN ALANLARINA YAPILMAK İSTENİYOR”
Topuz, Kırklareli’nde çok sayıda RES projesinin de açıkladığını belirterek; “Diğer bir ciddi durum ise RES’ler. Bunlar özellikle orman alanlarına yapılmak isteniyor. İnşaat sırasında birçok ağaç kesimine sebep olacak. Tarım alanları içinse GES. Bunun dışında beklediğimiz nükleer santral projesi var. Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı geçtiğimiz yaz bu konuda kıyı planlarını hazırladı. Bu da su kullanımını ve deniz popülasyonunu olumsuz etkileyecek. RES problemi sadece Kırklareli için değil; Edirne ve Tekirdağ için de geçerlidir. Bakanlığın sayfasına bakıldığında 10’un üzerinde RES projesi Edirne’de de var. Edirne’nin de tarım alanları risk altındadır” dedi.
“AVRUPALI KENDİ MADENİNİ AÇMIYOR, BİZE AÇTIRIYOR”
Istrancalar’daki taş ocakları ile ilgili soruna da dikkat çeken Topuz; “Diğer bir sıkıntımız taş ocaklarıdır. Şu anda 46 tane var. Bunlar da yine orman alanları, su kaynakları, köylünün tarımsal üretimini ve yaşam hakkını olumsuz etkilemektedir. Bu konuda görüş ve itirazlarımızı, yeri gelince de dava açmaktayız. Çalışan bir işletmenin olduğu yeri eskiye döndürmek oldukça maliyetlidir. Istranca ormanlarında saç kıran gibi birçok maden ocağı yer almaktadır. Avrupalı kendi madenini açmıyor, bize açtırıyor. Biz de ihracat yapıyoruz diye seviniyoruz” ifadelerine yer verdi.
“ÇEVREYİ KİRLETEREK KALKINMA OLMAZ”
Topuz, çevrenin önemini vurgulayarak; “Öncelikle zihniyetin değişmesi gerekiyor. Çevreyi kirleterek kalkınma olmaz. Çevre, ekonomide bir katma değerdir. İyi bir tarım için temiz su, toprak, hava gereklidir. Hizmet sektöründe turizmi cazip hale getiren o ülkenin doğası, tarihidir. Sanayide her türlü üretimin başı sudur. Bunun zarar görmesiyle yine sanayi zarar görecektir” diye konuştu.
UĞUR AKAGÜNDÜZ