Hava Durumu
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文
TR
Türkçe
English
Русский
Français
العربية
Deutsch
Español
日本語
中文

Ilgın; “Çiftçinin Beklentisi Böyle Bir Şey Değildi”

Edirne Genç Çiftçiler Derneği Başkanı Egemen Ilgın, Resmi Gazete’de yayımlanan kararla gübre, mazot ve prim desteklerinin kaldırılarak katsayı sistemine geçilmesi ile ilgili açıklama yaptı. Ilgın, değişikliklerin çiftçide kafa karışıklığına neden olduğunu belirterek; “Çiftçinin beklentisi böyle bir şey değildi” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 29.08.2024 16:12
Haber Güncellenme Tarihi: 29.08.2024 16:14
Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ
Ilgın; “Çiftçinin Beklentisi Böyle Bir Şey Değildi”

Edirne Genç Çiftçiler Derneği Başkanı Egemen Ilgın, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın imzasıyla Resmi Gazete’de yayımlanan 2025-2027 yıllarında yapılacak bitkisel üretime yönelik desteklemeler ile diğer bazı tarımsal desteklemelere ilişkin karar ile ilgili açıklama yaptı.

Karar ile birlikte Türkiye’de tarımsal destekleme sisteminin tamamen değiştiğini belirten Ilgın, yeni sistemin 2025 yılı itibariyle geçerli olacağını söyledi.

“KATSAYI SİSTEMİNE GEÇİLDİ”

Tarımsal destekleme sistemindeki yeniliklere dikkat çeken Ilgın; “Ürün bazlı katsayı hesabı geçerli olacak. Daha önce mazot desteği, gübre desteği ve prim desteği vardı. Bu destekleme, bu başlık altından kaldırılmış oldu. Artık bu tür bir destekleme başlığı yok. Bunun yerine katsayı sistemi var. Belli ürünlerin, belli kat sayısı olacak. O katsayı, dönüm sayısıyla çarpılacak. Destek katsayısı, ilk 244 lira olarak belirlenmiş. 244 TL’yi ektiğin dönüm kadar tarla miktarıyla çarpacaksın. Sertifikalı ürün kullanırsan ayrıca bir desteği var. Yerli tohum kullanırsan ayrıca bir desteği var. Bu şekilde bir sisteme geçildi” ifadelerini kullandı.

“TARIM SİSTEMİ, MİLLİ EĞİTİM’E BENZEMEYE BAŞLADI”

Ilgın, karar ile birlikte ilk defa ürün ekmeden önce desteğin miktarının açıklandığını belirterek; “3 yıllık olarak açıklandı. ÇKS'ye kayıtlı olan tüm çiftçiler yararlanabiliyor. Bu manada tabii ki çiftçinin beklentisi böyle bir şey değildi. Ben artık bunu da Milli Eğitim’e benzetmeye başladım. Milli Eğitim'de nasıl sürekli sistem değişiyor ama Türkiye eğitimde istediği başarıyı bir türlü yakalayamıyor. Bizim tarım sistemi de bu noktaya geldi. Bakan değiştikçe, genel müdür değiştikçe destekleme sistemleri, tarım politikası değişmeye başladı” dedi.

“ÇİFTÇİDE KAFA KARIŞIKLIĞINA NEDEN OLDU”

Tarım politikasındaki değişikliklerin, çiftçide kafa karışıklığına neden olduğunu söyleyen Ilgın; “Bizim çiftçimizin zaten yaş ortalaması çok yüksek oldu. 50 yaşın üstünde bir çiftçi potansiyelinden söz ederken, bu katsayı sistemi çiftçinin çok hassasiyet göstereceği, hakkını arayacağı bir sistem değil. Zaten toplulaştırmada çiftçinin 13 dönüm toprağı eksiliyor veya memnun olmuyor. Bunun için bile hakkını aramak için yargıya başvurmuyor. Böyle bir kesimden söz ediyoruz. Çiftçiler, sessiz, her şeyi kabullenen bir kesim haline geldi. Aslında çok da ön yargılı olmayalım ama 2026 yılında bakacağız. Bu sistem uygulamaya geçtikten sonra çiftçinin kazancı artmış mı? Cebinde daha fazla para kalmış mı? Borçları azalmış mı? Eğer borcu azaldıysa, cebinde daha fazla para kaldıysa bu sistem başarılı olmuş demektir. Ama borcu artmışsa, para kazanamamışsa, çiftçi sayısı azalmışsa, hayvancı sayısı azalmışsa bu sistem de başarısız olmuş demektir” sözlerine yer verdi.

ILGIN’DAN ÇİFTÇİNİN DESTEKLENMESİ İÇİN ÖNERİLER

Ilgın, çiftçinin daha farklı şekilde desteklenmesi gerektiğini söyleyerek; “Tabii ki her türlü destek anlamlıdır. Bir destek verilmesi düşüncesi bile güzeldir ama bizim temel sorunlarımız var. Son nesil çiftçilik yapıyor. Genç nesilleri çekebilmemiz için bana göre belirli bir yaşa kadar çiftçilik yapan kişinin SGK prim desteği devlet tarafından karşılansa veya yüzde 50’si karşılansa, kadın çiftçilerin SGK prim desteğine indirim yapılsa, yüzde 50’si yatırılsa üretim daha fazla artar. Bunun yanı sıra köylerin altyapısı güçlendirilse, köyden şehre göçü önleyici çalışmalar yapılsa, miras hukuku kaynaklı toprak bölünmelerinin önüne geçilse daha iyi destekler olurdu. Çünkü çok bölünmeye başladık. 1950 yılında 2 bin dönüm, bin 500 dönüm arazisi olan bir kişinin, şu an torunlarının çocukları 70 dönüm, 80 dönüm alanda tarım ve çiftçilik yapmaya çalışıyor. Bununla da geçinmesi mümkün değil. Bunun yerine destek olarak çiftçilik yapacak, üretecek kişilere, mera ıslah edilerek çiftçilik yapılacak gençlere dağıtılabilir. Bir toprak reformu gibi belli bir toprak dağıtımı olabilir. Üretimi arttırıcı faaliyetler bunlar olur” dedi.

“TAMAMEN BÜYÜK ŞİRKETLERİN İŞİNE YARAYACAK”

Geçtiğimiz günlerde açıklanan 2 yıl işlenmeyen toprağın kiralanması konusuyla ilgili de konuşan Ilgın; “Tamamen büyük şirketlerin işine yarayacağını düşünüyorum. Bunlar tamamen büyük şirketlerin önünü açmak üzerine kurulmuş bir şey. Büyük şirketler tarım yaptığında ne kadar başarılı olacak? Onu göreceğiz. Küçük aile işletmecileri, geleneksel yöntemlere göre tarım yapıyor. Bitkiden anladığı için veya hayvandan anladığı için daha az ilaç kullanıyor. Emek daha yoğun oluyor. Böylece ürünlerin fiyatı da düşmüş oluyor. Ama bu yıl çok ilginç bir şekilde gıda tedarik zincirinin bozulduğunu da görüyoruz zaten. Sağlam bir planlama olsaydı bugün Karacabey'de domates üreticisi asfalta domatesini dökmezdi. Edirne'deki vatandaş da marketten fahiş fiyata domates almazdı. Böyle bir adaletsizlik var. Devlet, Karacabey’de 70 bin dönüm domates eken çiftçiye; “Sen bu 70 bin dönümü niye ekiyorsun?’ diye sormuyor. Ama Avrupa'da sistem böyle değil. Maalesef bizde plansızlık hakim. Böyle yeni kafa karışıklıklarıyla çiftçi ayakta durmaya çalışıyor” ifadelerine yer verdi.

“1 YIL SONRA PARANIN DEĞERİ DÜŞMEYE BAŞLAYACAK”

Ilgın, destek miktarında katsayı olarak açıklanan 244 TL’nin yarından itibaren değersizleşmeye başlayacağını da belirtirken; “Bu paranın zaten değeri düşmeye başlayacak. 1 yıl sonra bu parayla çiftçinin alacağı mazot miktarı düşecek. Alacağı gübre miktarı düşecek. TL'nin değer kaybettiği bir ekonomik sistemde çok düşük bir rakam açıklanmış. Bunun yerine mazotun, gübrenin fiyatına endeksli olarak açıklansaydı veya 2025 yılında ona göre şekillenseydi daha farklı olurdu. Devletin çeşitli imkanları var. Tarım Kredi elinde. Tarım Kredi Kooperatifi, petrol, mazot satan bir kuruluş. Belirli oranda görev zararı yapabilen bir kuruluş. Çiftçiler bunu illaki para olarak da beklemiyor. Sen, ne kadar mazot ihtiyacı varsa hesaplayıp yüzde 40 indirimli mazotu, üreten çiftçine verebilirsin. Para da istemez. Gider, yüzde 40 indirimli bir şekilde mazotunu alır, parasını da verir. Çiftçinin derdi, ‘Bakanlıktan bir destek alalım, hesabımıza para yatsın’ değil. Çiftçinin derdi mazotunu alabilmek, traktörünü çalıştırabilmek, tarlasını işleyebilmek. Hayvancılıkta da Tarım Kredinin olanakları var. Ama Tarım Krediler piyasa koşullarını aratmıyor. Dolayısıyla destek konusunda samimiyet çok önemlidir” dedi.

“TAMAMEN BİR SİSTEM DEĞİŞİKLİĞİ GEREK”

Ilgın, destekleme katsayısında güncelleme de olabileceğini söylerken; “Ama enflasyon oranıyla bir güncelleme beklemiyoruz. Devletin burada buğdaya verdiği katsayı farklı, ayçiçeğine farklı olacak. Şuna yönlendirebilecek; biz ne üretmek istiyoruz? Ayçiçeği üretmek istiyorsak, bir sonraki yıl ayçiçeğinin ilave katsayısı daha fazla olacak. İnsanları ayçiçeği ekimine yönlendirecekler. Çiftçinin ekeceği ürünü bir nevi devlet belirlemek istiyor. O noktaya geldik gibi. Böyle olduğunda şöyle bir soru işareti de doğuyor; siz bir ürünü ektirmek istiyorsunuz, o alanda desteği daha fazla vereceksiniz ve o ürün çok bol olacak. O ürün piyasada çok bol olduğunda bu sefer fiyatı çok düşük olacak. Böylece tekrar aynı paradoksları yaşamaya başlayacağız. Bizim tarımda artık fiyatın ötesinde şeyleri konuşma zamanımız geldi. Paranın dışında verim problemini konuşmamız lazım. Planlı üretimi konuşmamız lazım. Artık çiftçiler bitiyor, çiftçi sayısı azalıyor. Biz, çiftçi sayısını artırmaya yönelik şeyleri konuşmamız lazım. Bu destekleme modeli açıklandı diye insanlar kırsalda tarla satmaktan vazgeçmeyecek. Bu sistem değişti diye insanlar köye dönmeyecek. Bu sistem değişti diye insanlar asgari ücretle çalışmaya, köyde oturmaya tercih etmeyecek. Dolayısıyla tamamen bir sistem değişikliği gerek” sözlerine yer verdi.

UĞUR AKAGÜNDÜZ

Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ

En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.