Hava Durumu

“Fast Food” Beslenme Bağımlılık Yapıyor Mu?

Marmara Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi Hizmetler ve Teknikler Bölümü Öğr. Gör. Prof. Dr. Meral Yüksel, TÜ’de düzenlenen konferansta, “fast food” yiyeceklerin bağımlılık yaptığına dair iddialarla ilgili araştırmaların devam ettiğini söyleyerek; “Özellikle malzeme içine tat unsuru birtakım malzemeler var. Bu malzemeleri tükettikçe, tüketme isteğimizin arttığını görebiliyoruz” dedi.

Haber Giriş Tarihi: 17.12.2024 16:13
Haber Güncellenme Tarihi: 17.12.2024 16:15
Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ
“Fast Food” Beslenme Bağımlılık Yapıyor Mu?

Trakya Üniversitesi (TÜ) Genetik ve Biyoteknoloji Topluluğu tarafından düzenlenen “Beslenme Beyin İlişkisinde Yağ, Kas ve Karaciğerin Rolü” konulu konferansta Marmara Üniversitesi Sağlık Hizmetleri Meslek Yüksekokulu Tıbbi Hizmetler ve Teknikler Bölümü Öğr. Gör. Prof. Dr. Meral Yüksel sunum yaptı.

TÜ Eczacılık Fakültesi Gazi Mustafa Kemal Atatürk Konferans Salonu’nda düzenlenen etkinliğe akademisyenler ve öğrenciler katıldı. Prof. Dr. Yüksel, sunumunda beynin beslenme ile olan ilişkisinden bahsederken; obezite, beslenme alışkanlıkları ve hastalıklara etkisi gibi konularda açıklama yaptı.

“DÜNYADA OBEZ TOPLUM YAYGINLAŞTI”

Dünyada yaygın bir şekilde obezite toplumunun söz konusu olduğunu belirten Yüksel; “Bu obez topluma baktığımızda, özellikle bu yeme alışkanlıklarının sadece beslenmeyle ilgili değil; duygusal anlamda da etkilendiğini görüyoruz. Öte yandan beslenmenin yarattığı en önemli etkilerden bir tanesiyse yağ dokusunun artışıyla ilgilidir. Günümüzdeki teknolojik gelişmelerle birlikte biliyoruz ki bu yağ dokusundan salgılanan birtakım moleküller var. Bu moleküllerin beynimizi de etkilediği artık bilinmekte. Bu bilgilere baktığımızda, beynimizin yağ dokusunu kontrol ettiğini, yağ dokusunun da aslında beyni kontrol ettiği görüyoruz. Dolayısıyla kilo artışıyla beraber beslenme alışkanlıklarımızın düzelmediği, bilakis bozulma yönünde devam ettiği ve bu bozulmayla beraber kilo artışının gittikçe artabildiğini, buna bağlı olarak da çeşitli metabolik hastalıkların ortaya çıktığını görebiliyoruz” ifadelerini kullandı.

“DİYABET VE KANSER GİBİ ÇEŞİTLİ HASTALIKLAR ORTAYA ÇIKAR”

Yüksel, kilo artışı ile ortaya çıkan metabolik hastalıklara dikkat çekerek; “Bu metabolik hastalıkların en önde gelenleri hiç kuşkusuz ki diyabet hastalığıdır. Bunun en önemli unsurlarından bir tanesi TİP-2 diyabettir. Bunun haricinde özellikle kardiyovasküler sistem hastalıkları, kanser gibi çeşitli hastalıkların oluşumuna neden olmakta. Bu konuda yapılabilecek olan en önemli etkenlerden bir tanesi, hiç kuşkusuz ki egzersizdir. Egzersiz olarak da yoğun ve stres oluşturan egzersiz yerine, aerobik egzersiz diye nitelendirdiğimiz günlük yürüme, günlük yüzme gibi birtakım egzersizler yapabiliriz” dedi.

“TOPLUMDA OBEZİTE ORANI YÜZDE 30’LARDA”

Toplumda obezite oranının oldukça yüksek olduğunu söyleyen Yüksel; “Bu konudaki güncel rakamlar oldukça yüksek; yüzde 30’larda olduğunu düşünüyorum. Gün geçtikçe de bu rakamların artacağını düşünüyoruz. Toplumumuz artık yaşlanıyor. Yaşlanmayla beraber ömrümüz uzuyor. Lakin obez olarak yaşlanıyoruz. Obez olarak yaşlandığımız için de bu rakamların kesinlikle düşürülmesi lazım. Günümüzde ‘Z kuşağı’ diye nitelendirdiniz gençleri de özellikle sedanter dediğimiz oturma eylemiyle süren yaşamlarını, harekete teşvik etmemiz gerektiğini düşünüyorum. Dolayısıyla gençleri daha canlı, daha hareketli, daha enerjik bir şekilde toplumda görmek, gelecekteki yaşlılar için de yaşlılık popülasyonu için de önemli bir destek sunacağını düşünüyorum” sözlerine yer verdi.

“TENCERE YEMEĞİ TEKRAR ALIŞKANLIK HALİNE GELMELİ”

Yüksel, günümüzdeki ‘fast food’ beslenme şekli ile ilgili de konuşurken; “Fast food beslenme şeklinin içerisinde kullanılan çeşitli besin desteklerinin bizi adeta bağımlılık yapacak şekilde bu besinlere daha çok yemeğe teşvik ettiğini biliyoruz. Dolayısıyla o tatlandırıcı unsuru içeren besinlerin, mümkün olduğu kadar kullanılmaması kesinlikle tavsiye edilmektedir. Büyüklerimizin daha önce sunmuş olduğu ‘tencere yemeği’ diye nitelendirdiğimiz yemeklerin tekrar alışkanlık haline gelmesi gerektiğine inanıyorum. Her ne kadar birtakım hazırlama konusunda zaman alıcı gibi görünse de bu yemeklerin hazırlanması ve tüketilmesi bizim biyolojik, fiziksel, fizyolojik unsurlarımız için oldukça önemlidir. Hastalık oluşmaması açısından bu besinleri tüketmemiz, başta beslenme sağlığı olmak üzere beyin ve aynı zamanda bağırsak sağlığımız için oldukça önemlidir” dedi.

“TÜKETME İSTEĞİMİZİN ARTTIĞINI GÖREBİLİYORUZ”

‘Fast food’ yiyeceklerin bağımlılık yaptığı iddiasına da cevap veren Yüksel; “Bu konuda ciddi anlamda araştırmaların yapılması gerektiğini biliyorum. Özellikle malzeme içine eklenen ‘Monosodyum Glutamat’ adı verilen tat unsuru birtakım malzemeler var. Bu malzemeleri tükettikçe, tüketme isteğimizin arttığını görebiliyoruz. Bunu da bağımlılık yapılması üzerine araştırmaların sürdüğünü biliyorum. Bu nedenle araştırma daha derinleştirmesinde fayda var” ifadelerine yer verdi.

“ÖĞRENME BOZUKLUKLARI MEYDANA GELİYOR”

Yüksel, ‘Fast food’ yiyecekler ve obezitenin beyinde yarattığı olumsuzluklara da dikkat çekerek; “Yağ dokusundan salgılanan birtakım moleküller var. Bunların içerisinden özellikle leptin çok önemli. Vücudumuzdaki yağ dokusu miktarı ne kadar çok artarsa salgılanan leptin miktarı da o oranda artmaktadır. Artan bu leptin miktarı, beynimizde normalde doyma dürtüsünün oluşması için gerekli uyarıyı sağlamak zorunda. Ancak leptin miktarı belirli bir düzeyin üstüne çıktığı zaman, biz bu doyma merkezimizin çalışmadığını görüyoruz. Beynimiz, o doyma sinyalini algılamamaya başlıyor. Bu algılamamaya bağlı olarak da bizim açlık durumumuz devam ediyor. Tokluk durumuna geçemiyoruz. Bu durumda yemek yeme alışkanlığımızı sürdürerek daha obez olmaya devam ediyoruz. Dolayısıyla daha çok yeme ihtiyacı içinde oluyoruz. En büyük sıkıntı budur. Bu durumda beyinsel anlamda ortaya çıkan en önemli sorun; öğrenme bozuklukları meydana gelmeye başlıyor. Öğrenme bozukluklarının yanı sıra özellikle hafıza, bellek sorunları ortaya çıkmaya başlıyor. Şeker metabolizmasının da bozulmasına bağlı olarak özellikle alzheimer gibi çeşitli nörodejeneratif hastalıklarının ortaya çıkmaya başladığını görebiliyoruz” diye konuştu.

UĞUR AKAGÜNDÜZ

Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ

logo
En son gelişmelerden anında haberdar olmak için 'İZİN VER' butonuna tıklayınız.