Edirne’de Eğitim ve Bilim İşgörenleri Sendikası, (EĞİTİM-İŞ) Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) ve Tüm Eğitim Çalışanları Sendikası’na (TEÇ-SEN) bağlı öğretmenler, Saraçlar Caddesi’nde bir araya gelerek eğitimcilere yönelik şiddete ve öğretmenlerin katledilmesine yönelik bir günlük iş bırakma eylem gerçekleştirdi.
Eyleme Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, CHP Edirne Merkez İlçe Başkanı Yücel Balkanlı, öğretmenler ve vatandaşlar da destek verdi. Sendikaların ortak açıklamasını Eğitim Sen Şube Başkanı Ahmet Acet ve Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Murat Akçay okudu. Program ilk olarak görevi başında şehit edilen öğretmenler için saygı duruşuyla başladı.
“EĞİTİMSİZ TOPLUM KARANLIĞA MAHKUMDUR”
Bir toplumun uygarlık düzeyinin öğretmene verdiği saygıyla ölçüldüğüne değinen Eğitim Sen Şube Başkanı Ahmet Acet, “Millî Eğitim Bakanlığı (MEB) ve siyasi iktidarın eğitim emekçilerine yönelik söylem ve yaklaşımları ile Öğretmenlik Meslek Kanunu üzerinden emeğimizin değersizleştirildiği, mesleğimizin itibarsızlaştırdığı koşullarda, savaşlarda bile hedef alınmayan eğitim emekçileri okullarda şiddetin hedefi olmaya devam etmektedir. Önceki gün ömrünün büyük bölümünü eğitime ve öğrencilerine adamış olan bir meslektaşımızı hayattan ve öğrencilerinden koparan ne basit bir öfke krizi ne failin öğrenci oluşu ne de failin uyruğu ile ilgilidir. Bugüne kadar eğitimden sorumlu olanların yaptıkları açıklamalarda eğitimde yaşanan olumsuzlukların sorumlusu olarak öğretmenleri göstermesi, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi (CİMER) uygulamasının bizlere karşı bir sopaya dönüştürülmesi, MEB’in eğitimde yaşanan sorunlara çözüm üretmek yerine öğretmenleri ve idarecileri veli/öğrenci karşısında tek muhatap olarak bırakması, bugün yaşananlara zemin oluşturmuştur. Bu ülkede okulda öğretmen öldürüldü! Söz bitti! Şiddetin, cinayetin tek bir faili olmadığını hepimiz çok iyi biliyoruz. Cinayetin arkasındaki zihniyet, bizleri ötekileştiren, her fırsatta tehdit ederek hedef haline getiren, mesleğimizin itibarını ayaklar altına alanlardır. ‘Bir toplumun uygarlık düzeyi, öğretmene verdiği değerle ölçülür.’ Öğretmenler, toplumun temel taşlarını döşeyen, gelecek nesilleri yetiştiren ve aydınlık bir geleceğe rehberlik eden mimarlardır. Öğretmene yapılan her saldırı, tüm topluma ve ülkenin geleceğine yapılmış bir saldırıdır. Unutmayalım ki, eğitimsiz bir toplum, karanlığa mahkumdur” sözlerine yer verdi.
“DAHA KAÇ EĞİTİM EMEKÇİSİNİN CAN VERMESİ GEREKİYOR?”
MEB’i harekete geçmeye çağırdıklarını belirten Eğitim İş Edirne Şube Başkanı Murat Akçay, “Buradan Milli Eğitim Bakanı’na soruyoruz; Okulda şiddeti önlemek için daha kaç eğitim emekçisinin can vermesi gerekiyor? İktidarın ve MEB’in plansızlığı nedeniyle okullarımız güvenlik açısından ciddi risk altındadır. Okullarımızdaki güvenlik açığının faturasını canımızla mı ödeyeceğiz? Buradan bir kez daha altını çiziyoruz. Her suç gibi bu suçun da azmettiricileri olduğunu biliyor ve onları çok iyi tanıyoruz. Daha önce defalarca yaşadığımız cinayetler gibi bu son bu cinayetin de azmettiricileri; öğretmenler çalışmıyor gibi yanlış bir algıyı toplumda yaymaya çalışanlardır. Bizleri bugün okullarımızda açık hedef haline getirenler; liyakatsiz şekilde atandıkları koltukları bir hükümdarlık alanı gibi kullananlar, her fırsatta bizleri aşağılamaya çalışan mülki amirlerdir. Öğretmenliğin aynı zamanda bir uzmanlık mesleği olduğunu görmezden gelenlerdir. Okullarda şiddeti körükleyenler; eğitime dair eleştiri ve önerilerimize yıllardır kulak tıkamakta ısrar edenlerdir. Bizleri hedef haline getirenler; her fırsatta emeğimizi küçümseyenler, mesleğimizi itibarsızlaştıranlardır. Bugün eğitim emekçilerinin canlarından endişe ederek okula gidiyor olması işte bunların eseridir. Bunun için atılması gereken ilk adım bu zihniyetin kökten değişmesidir. Okullardaki şiddetin arkasındaki nedenler ortaya çıkarılmalı, eğitim emekçilerinin can güvenliği sağlanmalıdır. Okulda şiddetin son bulması için MEB’i acilen harekete geçmeye ve önlem almaya çağırıyoruz. Okullarda yaşanan şiddet olaylarındaki korkutucu tırmanışı engellemek için bir an önce eğitimde şiddet yasası çıkarılmalıdır. Eğitim kurumlarının tümünde, şiddetle mücadele etmek için alınması gereken somut önlemleri, ne yapılacağını ve nasıl önleneceğini gösteren bir eylem planı hazırlanmalıdır. Failler toplumun vicdanını rahatlatacak ve yeni olaylar açısından caydırıcı olacak şekilde cezalandırılmalıdır. Özel ya da devlet okulu fark etmeksizin, derhal tüm okulların güvenliği sağlanmalıdır. Ahlak bekçiliğine soyunan Radyo ve Televizyon Üst Kurulu’nun (RTÜK) toplumsal şiddeti başlıca gündemi haline getirip, mafya ve suç temalı televizyon yapımlarını denetlemesi sağlanmalıdır. İçine bin bir tane gereksiz ve hatta zararlı içeriklerle doldurulan müfredat yerine şiddetin çağdışı ve yanlış olduğunu öğreten, toplumsal yaşam dersleri içeren öğretim programları hazırlanmalıdır. Kendimizin ve öğrencilerimizin canından endişe ederek okula gitmek istemiyor, can güvenliğimizin olmadığı bir eğitim sistemini kabul etmiyoruz” ifadelerine yer verdi.
“AĞIRLAŞTIRILMIŞ CEZALARIN GELMESİ İÇİN KONUNUN TAKİPÇİSİ OLACAĞIZ”
Cumhuriyet Halk Partisi Edirne Milletvekili Ahmet Baran Yazgan, “Cumhuriyet Halk Partisi olarak bu konunun yanında olacağız. Ağırlaştırılmış cezaların gelmesi için konunun takipçisi olacağız. Esas problem yozlaştırılmış eğitimdir. Yozlaştırılan eğitim sistemi yüzünden artık öğretmenlerin üzerindeki o saygı kalkanı kaybolmuş durumdadır. Toplumun saygısını kazanamayan, toplumun saygısını hissedemeyen öğretmen de hiçbir şekilde koruma altında değildir. Bunun için elimizden ne geliyorsa yapacağız. Ben de bir öğretmen çocuğu olarak, Cumhuriyetin yetiştirdiği öğretmenlerin evladı olarak, öğretmenlerin değerini bir kere daha burada daha iyi anlaşılabilmesi için buraya katıldım. Her zaman yanlarında olacağız” diye konuştu.
MERT ERİŞKİN
Kaynak: MERT ERİŞKİN