Edirne Kent Konseyi 31 Mart 2024 tarihinde yapılacak yerel seçimleri için hazırladığı seçim bildirgesini basın ve kamuoyuyla paylaştı.
Edirne Kent Konseyi Başkanı Nihat Çolak bildirge için kameraların karşısına geçti. Çolak “Hazırlık yapıyoruz, çalışma yapıyoruz. Bu yılda 2024 seçim bildirgemizi hazırladık. Bu konuda Edirne Kent Konseyi’nin yerel seçim çalışma gurubumuz var. Bu çalışmaları sürdüren kentin sorunlarını takip eden seçim ile ilgili vaatleri izleyen bir çalışma gurubumuz var. Onların bir çalışması oldu. Tabi ki 2019 ve 2024 seçim bildirgemizden bazı şeyleri çıkardık. Bazı taleplerimiz hayata geçti. Kentin bazı sorunları değişti, yeni sorunlar eklendi. Bazı sorunlara çözüm getirildi. Bunların hepsini 2024 seçim bildirgesi içerisinde toparladık. Edirne ile ilgili sorunlarımızı taleplerimizi özetleyerek ben sizlere sunmak ve kamuoyu ile paylaşmak istiyorum. Edirne Kent Konseyi olarak tüzüğümüzdeki görev ve Belediye Kanunu’nun 76. Maddesinin verdiği sorumluluk gereği hazırladığımız ‘Seçmen Bildirgesi’ ile yerel yönetime talip olan tüm adaylardan beklentilerimiz aşağıda sıralanmıştır” dedi.
Çolak’ın paylaştığı 14 ana başlıkta toplanan seçim bildirgesi şöyle:
1-İÇME VE KULLANMA SUYU:
Yıllardan beri süren taleplerimizden bir tanesi içme suyunun sağlıklı ve nitelikli bir biçimde kentliye ulaştırılmasıydı. Bu konuda mevcut belediye yönetimi asbestli boruların değiştirilmesi ve su şebekesinin yenilenmesi konusunda projesini gerçekleştirerek önemli bir adım atmıştır.
İklim değişikliği ile azalan yağışlar düşünülerek su kullanımında bütün tasarruf önlemlerinin alınması, Yağmur suyu hasadı konusunda belediyenin örnek olması ve site yönetimlerinin yağmur suyu hasadı konusunda teşvik edilmesi, yağmur sularının daha yoğun toprağa aktarılacak çalışmalarının yapılması, beton ve asfalt yüzey alanların azaltılıp, kilit taşı, parke taşı, çimtaşı gibi sokak ve kaldırım kaplamalarının yaygınlaştırılması gerekmektedir.
Su dağıtım hizmetinin kesinlikle kamu hizmeti olarak kalmasına devam edilmelidir.
2-ATIK TOPLAMA VE DEPOLAMA:
Kentte oluşan katı atıkların toplanması, depolanması sorunu Edirne Katı Atık Düzenli Depolama ve Bertaraf Tesislerinin hizmete girmesiyle büyük ölçüde çözülmüştür. Ancak depolama alanından zaman zaman atık suların Hasanağa Deresi’ni kirlettiği görülmektedir. Hasanağa Deresi’nin periyodik su analizlerinin alınarak olası kirliliğe önlem alınmalı, tahlil sonuçları kamuoyu ile paylaşılmalıdır.
Konutlarda yerinde ayrıştırmayla ilgili çalışmalar eksik kalmıştır. Ayrıştırma ile ilgili materyaller (atık ayrıştırma / toplama kutuları, çöp poşetleri vb) ücretsiz verilmeli, site ve apartman yöneticileri eğitilerek yerinden ayrıştırma hız kazanmalıdır.
3-EĞİTİM:
Edirne giderek artan öğrenci sayısıyla eğitim kenti olmaya adaydır. Üniversite öğrencilerinin yoğun olduğu kentimizde, yeterince sosyal, sportif ve eğitim tesisleri bulunmamaktadır. Eskişehir gibi öğrenci dostu kent olma hedefi olmalıdır.
Hizmete giren Atatürk Kültür Merkezi ve Belediye Konservatuvarı bu hususta daha işlevsel hale getirilmelidir. Üniversite öğrencileri dışında, toplumsal yaşamdan kopmuş, işsizlik yaşayan gençlik kesiminin her türlü sosyal, ekonomik, kültürel sorunları için bu merkezler çözüm üretmelidir.
İçinde bulunduğumuz ekonomik kriz nedeniyle, özellikle öğrencilere ucuza yemek verecek kent lokantalarının açılması, barınma ve ulaşım sorunlarına çözüm getirilmesi gerekmektedir.
Kentimiz üniversite ile iç içe olduğu gibi; sorunları çözülmüş öğrencilerimiz sayesinde Edirne’mizin tanıtımını yapacak binlerce fahri hemşerimiz olacaktır.
4-KÜLTÜR, SANAT, TARİH VE TURİZM:
Çok kültürlü kentimiz Edirne 3 nehrin ve 3 ülkenin buluştuğu yerdir. Bu zenginlik; 3 ülkenin komşu yerel yönetimleri tarafından ortak etkinlikler ile ortaya konulmalıdır. Balkan Film Günleri, Balkan Kitap Günleri; Sportif ve folklorik yarışmalar gibi etkinlikler kent turizmine ve kültürüne katkı sunacaktır.
Başta Edirne Kent Müzesi olmak üzere Edirne’deki müzeler daha işlevsel düzenlenmeli, daha iyi duyurulmalıdır. Milyonlarca turistin geldiği şehrimizde çok az sayıda turist bu müzelerden haberdardır. Örneğin Edirne Kent Müzesini her yıl ortalama 20.000 kişi gezmektedir. Bu sayıları artırmak gereklidir.
Kültür turizmi için kent içinde profesyonel gezi parkurları ve kültür rotası oluşturulmalı, sertifikalı rehberlik kursları açılması için girişimlerde bulunmalıdır.
Edirne’nin en önemli tanıtım unsurlarından biri olan Kırkpınar Yağlı Güreş Festivali, panayır havasından çıkarılarak daha otantik, daha nitelikli düzenlenmeli ve kurumsallaştırılmalıdır. Güreşlerin yapıldığı stadyum, Eski Edirne Saray alanı içinde inşa edilmiştir. Ne yazık ki sit alanı ve taşkın alanı içerisinde kalmaktadır. Yerinin değiştirilerek, ulaşımın ve park sorununun çözüldüğü, yılın her günü ziyaretçilere açık olduğu ve her mevsim etkinliklerin yapılabileceği bir alana taşınmalıdır.
Kırkpınar, Hıdrellez ve Kakava etkinlikleri uzun süreli festivallere dönüşmeli; Kabak festivali, Bando festivali gibi tarihi ve kültür geleneği olmayan etkinlikler bu festivaller içerisinde yer almalıdır.
Fuar, kitap ve sinema günleri gibi ulusal/uluslararası etkinlikler sık sık düzenlenmelidir.
Helva Geceleri gibi ritüel olmuş gelenekleri yaşatmalı, Belediye organizasyonları arasına alarak kurumsallaştırılmalıdır.
Kale içinde yeni yapılaşmalara izin verilmemelidir. Kaleiçi semtindeki eski Edirne evleri aslına uygun onarılarak “Safranbolu evleri” tarzında konaklama ve gastronomi turizmine açılmalıdır.
İslam, Hıristiyanlık, Musevilik, Bahaî din ve kültürlere ev sahipliği yapan Edirne'mizde inanç turizmi açısından büyük bir potansiyel yaratılabilir.
Osmanlı kültürünün yanı sıra Edirne’ye iz bırakmış Trak, Roma ve Bizans uygarlıklarının eserleri ve kültürlerini tanıtıcı etkinlikler yapılmalıdır. Edirne’yi pek çok Tümülüs ve Dolmenler çevrelemektedir. Kırklareli’ndeki Aşağıpınar tümülüs projesi gibi neolitik dönemleri anlatan antik köy tarımını canlandırma projeleri gibi farklı destinasyonlar yaratılabilir.
UNESCO kültür mirası hinterlandı içinde kalan Selimiye Camisi Yönetim Alanı hakkında ciddi projeler geliştirilmelidir. UNESCO kültür mirasımızın siluetini bozacak yapılaşmalara izin verilmemelidir.
Edirne’nin önemli bir sayfiye semti görünümünde olan ve koruma altında olması gereken Karaağaç’da kentsel sit kararı uygulanmalı, beton yapılaşmadan uzak durulmalıdır.
Özellikle şehir merkezinde, görsel kirlilik yaratan boyasız, badanasız, harap görünümlü binalar ile işyeri tabelalarının bir plan dâhilinde düzenlenmesi, sağlıklaştırma projelerinin bir an önce yaşama geçirilmesi gerekmektedir.
5-KATILIMCILIK VE MAHALLE SAKİNLERİ:
Kent yönetimine halkın katılımı sağlanmalı, Kararlar kentlilerle tartışılarak alınmalı, Kente ilişkin harcamalarda, kent bütçesinin oluşturulmasında kentlinin öncelikleri ve önerileri dikkate alınmalıdır. Bu konuda Şişli Belediyesinin yaptığı Katılımcı bütçe çalışmaları örnek alınabilir.
Kent yönetimine kentlinin katılımının en önemli aracı Kent Konseyi ve Mahalle Meclisleridir. Kent Konseyi belediyenin temel bileşeni olmalıdır. Kent Konseyi yönlendiren değil; iş içinde olan, gönüllü çalışan özerk yapıdır. Belediye yönetimi Mahalle Meclisleri aracılığı ile kentliyle daha iyi iletişim kurabilir, projelerini daha rahat uygulamalıdır. Buralarda beyin fırtınası şeklinde toplantılar düzenlenmeli, Kent forumları yapılmalı, kentin tüm bileşenlerinin katılımı sağlanmalıdır.
Bu amaçla her mahalleye çok amaçlı tesisler kazandırılmalı. Bu tesisler yeşil alanlarıyla birlikte sosyo-kültürel merkez işlevi görecektir. Her mahallede bulunan kamuya ait yeşil alan ve parklarda; varsa özel işletmeler tahliye edilerek, bu alanlardaki yapılar çok amaçlı tesis olarak kullanılmalıdır.
Yüksek ücretleri nedeniyle halka kısmen kapanmış bu alanlar, tekrar kamuya açılmış olup aynı zamanda belediyenin kent sakinlerine kolayca ulaşımını sağlayan mekânlar olacaktır. Meslek edindirme, hobi, eğitime katkı kursları buralarda açılabilir. Gerekirse buralarda ucuz tanzim mağazaları, sosyal tesisler, el emeği ürünlerin satıldığı dükkânlar açılabilir.
Halk ekmek üretim tesisleri kurularak halkın temel gereksinim maddesine kolay ve ucuza ulaşabilir bir politika uygulanmalıdır.
AFAD gibi acil durumlar için kentlinin yardımına koşacak bir organizasyon Belediye bünyesinde oluşturulmalıdır. Özellikle gönüllü katılımcılar eğitilerek, ilk yardım ve kurtarma faaliyetlerinde aktif yer almaları sağlanabilir. Beklenen İstanbul depreminde bu oluşum büyük görev üstlenecektir.
6-YAŞLILAR VE SOSYAL YAŞAM MERKEZLERİ:
Bu mekânlar, yaşlı bireylerin sosyal etkileşimde bulunmalarını, aktivitelere katılmalarını, izolasyonu önlemeyi, toplumla bağlarını güçlendirmelerini, yaşam kalitesini artırmayı destekleyen yerlerdir. Buralarda Sosyal Aktiviteler, Eğitim Programları, Sağlık Hizmetleri, Kültürel Etkinlikler, Gönüllülük Çalışmaları, Sosyal Destek Hizmetleri, Teknolojik Yardım etkinlikleri gerçekleştirilmelidir.
Sosyal yaşam merkezlerinde hobi ve sanat atölyeleri, spor ve rekreasyon, kültürel etkinlikler, eğitim seminerleri ve konferanslar, sağlık konularında bilgilendirici seminerler, teknoloji kullanımı, gönüllülük faaliyetleri, sosyal oyunlar ve turnuvalar: sağlık aktiviteleri, özel gün kutlamaları, yazı ve anlatı grupları oluşturulmalıdır.
Emekli ve yaşlıların kendilerini daha iyi ifade edebilecekleri, güvenli ve özgür hissedecekleri sportif, kültürel ve sanatsal gelişimlerini sağlayabilecekleri bu ortamlar sosyal belediyeciliğin temel taşlarıdır.
Edirne “Yaşlı Dostu Kent” olmayı hedeflemelidir.
7-ENGELLİLER:
Engelli bireylerin toplumsal yaşamın her kademesinde yer alabilmesi için erişilebilirlik standartlarının iyileştirilmesi ve yaşamı kolaylaştıracak bütüncül sosyal politikaların uygulanması temel bir gereksinimdir. Bu sosyal politikaları; erişilebilirlik ve altyapı düzenlemeleri, eğitim ve istihdam, toplumsal katılım, sağlık hizmetleri, hukuki haklar ve koruma desteği, engelli bireylerin yerel yönetim organlarında daha fazla temsil edilmesi şeklinde özetleyebiliriz.
Kentimiz Bedensel Engelliler için engelsiz ve güvenli hale getirilmelidir. Bu nedenle kaldırımlar buna uygun düzenlenmeli, kamu binalarından başlamak üzere tüm binalar bir plan dâhilinde engellilerin kullanımına uygun hale getirilmelidir. Engelli bireyler için özel yön tabelaları, hissedilebilir zeminler, sesli sistemler olmalıdır.
Trafik ışıklarında görme engelli bireyler için sesli sinyalizasyon sistemleri olmalıdır. Ulaşım; engelli bireyler ve onların refakatçileri için ücretsiz olmalıdır.
Yerel yönetimler tarafından planlanarak (parklar, bahçeler, etkinlik alanları vb.) hayata geçirilen tüm sosyal ve sportif etkinlikler bütüncül bir yaklaşım ile engelli bireyleri ve diğer bireyleri ayrıştırmadan eşitlik, çeşitlilik ve kapsayıcılık bakış açısı ile yeniden düzenlenmelidir.
Bu planlamayı yaparken, engelli kadın, engelli erkek, engelli kız çocuğu ve engelli erkek çocuğunun ihtiyaçlarına göre ayrı çalışma yapılmasına dikkat edilmelidir.
8-KENTLİNİN SAĞLIĞI:
Yerel Yönetimler halk sağlığını koruyucu tedbirler almalıdır. Yerel yönetimce yiyecek ve içecek imalatı ve satışı yapılan yerler daha sık ve doğru denetlenmelidir. Restoran ve oteller bağımsız bir komisyonca puanlanmalı. Bu puanlama internet ortamında yayınlanmalıdır. Özellikle nitelik ve hizmet yönünden yetersiz kalmış, turizme katkısı yetersiz kalan işletmelerin iyileştirilmesi için destek verilmelidir.
Kentin değişik yerlerinde denetimsiz satılan gıda maddelerinin önüne geçilmelidir. Seyyar satıcıların trafiğin ve yaya ulaşımının yoğun olduğu yerlerden uzak tutulması gerekmektedir.
Kâğıt / plastik toplayıcılarının konteynerden çöp toplarken çevreyi kirletmelerinin önüne geçilmelidir. Geçimini bu yoldan sağlayan vatandaşlarımızın farklı alanlardaki işlere yönlendirilmesi, meslek kurslarına dâhil edilerek, daha üretken olmaları, daha çok kazanmaları sağlanmalıdır.
Kentleşmede hava koridorlarının açık olması çok önemlidir. Aksi halde hava kirliliği artmaktadır. İmar planlarında bu koridorların yüksek binalarla kapanmamasına dikkat edilmelidir.
Kamu ve toplu ulaşım araçlarında doğa dostu yakıt kullanımına geçilmelidir
Kaldırımları işgal eden değişik esnaf gruplarına karşı belediye görevlileri önlem almalı ve kaldırım işgallerini önlemelidir.
9-İMAR PLANLARI VE UYGULAMASI
Yaşanabilir bir Edirne için; planlama temel araç olarak görülmelidir. Kişiye rant odaklı parçacı planlama anlayışı yerine katılımcı, şeffaf, bütüncül planlama anlayışı hayata geçirilmelidir. Yani mevzi imar plan tadilatları ile plan bütünlüğü bozulmamalıdır.
Tarihi kent silüetini bozan yapılaşmadan tamamen kaçınılmalıdır.
İmar planları, Bireylerin ve Müteahhitlerin kişisel çıkarından çok kamu yararına kullanılmalı, imar uygulamaları ada veya mahalle ölçeğinde gerçekleştirilmelidir. Kentin tarihi mimari yapısına sahip çıkılmalı, kent yapısını bozan uygulamalardan vazgeçilmelidir.
İnşaat işi ile uğraşan müteahhitlerin Encümen ve imar komisyon üyeliklerinden uzak tutulması prensip olmalıdır.
Kentte ait imar planlarda değişiklik söz konusu olduğunda, Encümen ve imar komisyonu toplantılarına, TMMOB Edirne birimlerinin, Edirne Kent Konseyi ve Çevre STÖ temsilcilerinin yer alması, önerileri ve görüşlerini ifade edecekleri şeffaf bir ortam yaratılmalıdır.
Encümen ve İmar komisyonu toplantılarında alınan kararlar, sıcağı sıcağına WEB sayfasında, sosyal medyada, yerel basında paylaşılmalıdır. Plan değişiklikleri hangi mahalleyi ilgilendiriyorsa o mahalle muhtarlığında ilan edilmelidir. Plan tadilat işleri, imar uygulama ihaleleri, yapım süreçleri, askı ilanları şeffaf ve aleni yapılmalıdır.
Edirne tarih, turizm, ticaret ve eğitim kenti olduğu kadar aynı zamanda bir tarım kentidir. Mutlak tarım arazileri konuta ve sanayiye açılmamalıdır.
10_Kentsel Dönüşüm:
Kentsel dönüşüm adı altında yürütülecek çalışmalar, kentin kimliğine, kültürüne tarihi dokusuna uygun olarak kentli ile birlikte planlanmalı, mağduriyetler yaratılmamalıdır.
Protokolle TOKİ’ye devri gerçekleşen 25 Kasım Stadyumu alanı çok amaçlı yeşil alan olarak düzenlenmeli, planlanan spor tesisleri bir an önce Edirne’ye kazandırılmalıdır.
Bakanlar Kurulu Kararıyla ‘’Riskli Alan’’ ilan edilen Menzilahir Mahallesinde gerçekleştirilmesi planlanan yerinde dönüşümün her aşaması muhataplarıyla paylaşılmalı, karar süreçlerine katılmaları sağlanmalı, kültürüne uygun ve mağduriyet yaratılmadan, onayları alınarak süreç yürütülmelidir.
Kent içinde kalmış halk sağlığına zarar verici sanayi tesisleri, hurda depolama yerleri bir program dâhilinde kent dışına taşınmalıdır.
11-YEŞİL ALANLAR, PARKLAR VE NEHİR KENARLARI:
Yeşil alanlarımız gerek yoğun kentleşme, gerekse nüfus artışı nedeniyle yetersiz kalmıştır. Var olan yeşil alanların-parkların amaç dışı kullanımın durdurulmasıyla yasa ve yönetmeliğe uygun, kentin geleceğini düşünerek düzenlenmesi sağlanmalıdır. Amacı dışında kullanılan alanlarda işletmeciler tahliye edilmelidir.
Kentimizde yaşanan yeşil alan talanlarına gerekçe olarak gösterilen dernek ve odaların ihtiyacı olan yer sorununun çözülmesi için; Belediye tarafından içerisinde toplantı, tiyatro, sergi, konferans salonlarının vb. olduğu, her dernek ve kurumun kendi odalarının bulunduğu bir merkezin oluşturulması gerekir.
Ecrimisil yöntemi ile kiralama uygulamalarından vazgeçilmelidir.
Kıyı ve Taşkın Yasasına uyularak Nehir kenarlarındaki yasadışı yapılaşmaların durdurulması, Nehir kenarlarındaki işgallerin kaldırılması, Sportif etkinlik alanları, dinlenme yerleri ve yürüyüş yollarının yapılması gerekmektedir.
Yeşil alanların her yerleşim bölgesinde, halkın yürüyerek ulaşabileceği mesafede planlanması, her kesimin yararlanması açısından önemlidir.
Meriç ve Tunca temizlenerek turizme açılmalıdır. Buralarda kurulan enerji tesisinin, kum ocaklarının, beton santrallerin, kilit taş üretim tesislerinin bir an önce taşınması, mevcut durumun doğal haline getirilmesi gerekmektedir.
Uygun bir yer Barış Ormanı olarak düzenlenmeli, dünya barışına katkı sunmuş kişileri tanımlayan sanat eserleri ile donatılmalıdır. Doğallığı bozmayacak şekilde sanat müzesi atölyeleri, bilim parkı ve spor yapılabilecek alanları ile birlikte festival de yapılabilecek şekilde planlı bir mekâna dönüştürülebilir.
Yeşil alanlara özellikle de nehir kenarlarında olan yeşil alanlara engelli engelsiz tüm bireyler için psikolojik sıkıntılarını uzman kişiler eşliğinde çözebileceği rehabilitasyon ve fizik tedavi merkezleri olmalıdır.
12-ULAŞIM:
Ulaşım belediyenin en temel görevidir. Ulaştırma planları insan odaklı olmalıdır. Belediye ulaşımdan tamamen çekilemez ya da kendi işini başkasına devredemez. Belediyemiz; otobüslerle, taşıma kooperatifinin fiyatlarını da dengeleyecek şekilde ucuz ve nitelikli taşımacılık yapmalıdır.
Belediye yaya ve bisiklet ulaşımını temel alan ulaşım politikaları oluşturmalıdır. Kent içi güzergâhlarda ulaşım amaçlı bisiklet yolları yapılmalıdır.
Kentin ulaştırması kentten ve kentin kimliğinden ayrı olarak değerlendirilemez. Tarih ve turizm kenti Edirne’de tarihi eserlere zarar veren trafik güzergâhları yeniden gözden geçirilmelidir. Tarihi köprüler ve kentsel sit alanları araç trafiğinden arındırılmalıdır.
Şehir merkezi araç kullanımına kapatılmalı, yayalaştırılmış alanlar arttırılmalı, sokaklar sosyal birer arena olarak ele alınmalı ve yürüme güzergahlarına uygun kent mobilyaları ve sosyal donatılar konulmalıdır.
İmar planlarında da yer alan alternatif yollar ve otoparklar bir an önce açılmalıdır.
İmar planları ve ulaşım politikaları birlikte gerçekleştirilmelidir. Araç yoğunluğuna neden olan AVM’ler şehir merkezlerine yapılmamalıdır. Edirne ulaşımında en önemli arterlerden olan Atatürk Bulvarı’nın Kırklareli kavşağına kadar giden güzergâh üzerine birçok otel ve AVM bulunmaktadır. Şu anda bile bu güzergâh tıkanmaktadır. Bu güzergâhta araç yoğunluğunu arttıracak çok katlı yapılaşmaya izin verilmemelidir. Toplu ulaşım araçlarının durakları tehlike yaratmayacak şekilde yeniden düzenlenmelidir.
Talatpaşa Caddesi üzerindeki trafik yükünü azaltmak için yeni adliye binası da hesaba katılarak, Talatpaşa mahallesi, Tarlakapı Caddesi güzergâh olarak toplu taşımada aktif hale getirilmeli, yeni durak yerleri belirlenmelidir
Tüm oto galerileri, araç kiralama şirketleri ortak bir tesis yapılarak şehir dışına taşınmalıdır.
Harap ve bakımsız haldeki Şehirlerarası terminal tesisleri yeniden yapılandırılmalı, işletmecisi tasfiye edilerek, kamu eliyle yönetilmelidir.
Ulaşım kentsel sorunun parçası olarak tüm yönetim düzeyleri ve ilgili tüm aktörlerin katılımı ile ele alınmalıdır. İl Trafik Komisyonu ve Belediye Ulaşım Komisyonunda Kent Konseyinin temsilcileri de yer almalıdır.
13-EL SANATLARI:
Geleneksel el sanatlarımıza sahip çıkılmalıdır. Ağaç işlemeciliği, lake kap ve kutu yapımcılığı, çiçek ressamlığı, kitap kapakçılığı, mezar taşçılığı, mis sabun, Edirnekâri sanatı, el işlemeleri gibi Edirne’ye özgü yerel el sanatlarını geliştirici kurslar çoğaltılarak üretim artışına ve ticaretine olanak sağlanabilir. Yemekleriyle ünlü Edirne, ulusal ve evrensel ölçekli yarışmalar düzenlenebilir.
14-SOKAK HAYVANLARI:
İlgili mevzuat gereği sokak hayvanları için beslenme ve su odakları kurulmalı, gönüllülerle birlikte çalışılmalıdır.
Kent içindeki hayvanların artmasına neden olan köylerden getirilen hayvanların da planlı bir şekilde rehabilitesi ve kente yığılmanın önlenmesi için Belediye, Valilik, köy muhtarları ve Hayvan hakları örgütleri ile birlikte çalışmalıdır.
Edirne Sokak Hayvanları Barınağı Birimi, ilgili derneklerin tecrübelerinden faydalanarak etkin ve planlı bir sokak köpeği/kedisi kısırlaştırma çalışması yürütmelidir. Kısırlaştırma ameliyatı öncesi sağlık sorunu olan hayvanların önce tedavisi yapılmalı, Ameliyat edilenler iyileşene kadar barınakta veteriner kontrolünde kalmalı, Ameliyat sonrası alındıkları yere bırakılmalıdır.
Küpeleri olan köpekler gelişi güzel toplanıp yiyecek bulamayacağı başka ortamlara salınmamalıdır.
En önemlisi tam donanımlı bir hayvan hastanesi kurulmalıdır. Hatta kurulacak evcil hayvan kreşi / hoteli ile evcil hayvanlar sahiplerine hizmet verilerek buradan elde edilecek ücretler barınak giderlerinde kullanılabilir.”
ŞENER ŞENTÜRK
Kaynak: ŞENER ŞENTÜRK