Anadolu Gençlik Derneği (AGD) Edirne Şubesi, bu yıl İstanbul’un Fethi Edirne’den Başlar etkinliğinin 18’incisini düzenledi.
Edirne’nin Kıyık semtindeki Tophane bayırında oluşturulan etkinlik korteji, program kapsamında Selimiye Camii meydanına yürüdü. Kortejde Fatih Sultan Mehmet’i temsilen atlı katılımcılar ile birlikte mehter takımı da bulunurken; kortej marşlar eşliğinde yürüdü.
Kortej yürüyüşüne Edirne Valisi Yunus Sezer, İl Emniyet Müdürü Onur Karaburun, AGD Edirne Şubesi Başkanı Abdülhamit İriş ve yönetim kurulu üyeleri, siyasi parti temsilcileri, sivil toplum örgütlerinin temsilcileri ve vatandaşlar katıldı. Yürüyüşün Selimiye Camii meydanında tamamlanmasının ardından program, İstiklal Marşı ve Kur’an-ı Kerim okunması ile devam etti. Programda günün anlam ve önemini belirten konuşmayı AGD Edirne Şube Başkanı Abdülhamit İriş yaptı.
“EDİRNE İLE ÖZDEŞLEŞMİŞ BİRÇOK KONU GÖLGEDE KALMIŞTIR”
İriş, konuşmasında Edirne’nin köklü gelenekleri ve muhteşem yapılarıyla yeryüzündeki müstesna şehirlerden biri olduğunu belirterek; “İçinde yaşamaktan onur duyduğumuz Edirne’miz, yüzlerce eserin yanında binlerce tarihi kişiliği de sinesinde barındırmıştır. Bu önemli şahsiyetlerin başında da hiç kuşkusuz Fatih Sultan Mehmed Han gelmektedir. Bilindiği gibi; dünya tarihindeki en önemli olaylardan biri olan İstanbul’un fethi, her yıl görkemli bir şekilde kutlanıyor. Ancak, Fatih Sultan Mehmet Han’ın Edirneli olması, fetih hazırlıklarının Edirne’de yapılması, İstanbul’un fethinde önemli rol oynayan topların Edirne’de dökülmesi gibi Edirne ile özdeşleşmiş birçok konu, bugüne kadar maalesef gölgede kalmıştır. Fetih ile Fatih, et ile tırnak gibi iki kelime, iki isimdir. Özetle fetih İstanbul’dadır ama her şey Edirne’de başlamıştır. İstanbul’un Fethini anmak/anlamak için, önce Edirne’yi ve Edirne’de yapılanları anmak ve anlamak gereklidir” ifadelerini kullandı.
“İSTANBUL’UN FETHİNİN ZOR OLACAĞINI BİLİYORDU”
Fatih Sultan Mehmet’in 30 Mart 1432 tarihinde Edirne’de doğduğunu hatırlatan İriş; “Sultan 2. Murat’ın oğlu olan Fatih’ in annesi, Hüma Hatundur. Sultan 2. Murad, Fatih’ in eğitimine çok özen göstermiştir. Eğitim süreçlerinde çok değerli hocalar vardır. Molla Gürani, Molla Hüsrev, Ahmet Paşa, Ak Şemsettin, Molla Yegân, Molla Ayas, Hocazade Ali Tusi gibi ünlü âlimler, Fatih’in hocaları arasındadır. Fatih, hem maddi, hem de manevi sahada çok iyi eğitim almıştır. Matematik, astronomi, fizik, mühendislik, edebiyat/şiir alanlarında çok iyi yetişmiş ayrıca Arapça, Farsça, İtalyanca, Rumca, Sırpça, Latince ve İbranice dillerini de öğrenmiştir. Sultan 2. Mehmet tahta geçtikten sonra Hz. Peygamber’ in (S.A.V.) İstanbul’ un fethi ile ilgili müjdesine nail olabilmek için, yanıp tutuşuyor, gözlerine uyku girmiyordu. Müstahkem surlara ve çok iyi korunma imkânlarına sahip İstanbul’un fethedilmesinin, çok zor olacağını biliyordu. Fetih hazırlıkları öncesinde Edirne sarayında şu meşhur konuşmasını yaptı; ‘Allah’ın takdiri olunca, alışılagelmiş nice imkânsızlıklar kolaylaşır. Bütün kâinat onun aksine çalışsa da fayda vermez. Bunun aksine basit ve elde edilmesi kolay bir işi de, şayet Allah dilemez ise cümle âlem onu yapmaya yönelse yine de başaramaz. Bu konuda ümidim, ne mal, ne mülk bolluğuna, ne ordu ve kahramanların çokluğuna ne de savaş alet ve vasıtalarının fazlalığınadır. Aksine, sadece Hakkın lütuf ve yardımınadır. Esas gayem, tüm insanlığın saadeti için İslam’ın yüce prensiplerini hâkim kılmaktır’ demiştir. Fatih, bu yüksek inanç ve itikadının yanında, zafer için bütün tedbirleri almanın şart olduğunu da çok iyi biliyordu” dedi.
“İSRAİL’İN İŞGALCİ OLDUĞUNU KİM İNKAR EDEBİLİR?”
İriş, fethin, yakarak, yıkarak yok etmek olmadığını söyleyerek; “Başta insan olmak üzere medeniyet inşa etmek için çıkılan yola verilen addır. Mekke, Kudüs ve İstanbul gibi büyük fetihlerin her biri insan ve medeniyet inşasının nasıl yapılacağına dair en güzel örnekleri ifade eder. Fetih gibi muhteşem bir olayın Edirne’den başlamış olması da şehrimiz için ayrı bir övünç ve heyecan kaynağıdır. Bu heyecanın genç nesillerimize aktarılmasının en önemli vazifelerimiz arasında olduğunu düşünüyoruz. Diğer taraftan, böyle bir şehirde yaşamanın bir ayrıcalığı vardır. Bunun yanında sorumluluklar ve hassasiyetler de vardır. Hepimiz bu hassasiyetleri özümsemek ve ona göre davranmak durumundayız. Bunun için her kademede medeniyet değerlerimize sımsıkı bağlı, gönlü ve ufku geniş, iyiliği, adaleti kendine şiar edinmiş insanlara ihtiyaç vardır. Dünyevileşme, taklitçilik, özgüven noksanlığı gibi günümüz hastalıklarından arınmış gönüllere ve zihinlere ihtiyacımız vardır. Milletimizin geleceğini batının kokuşmuş değerlerinde değil, eskimez öz değerlerinde arayan yönetim ve zihniyete ihtiyacımız vardır. Fetih bize bunu öğretiyor. Zira Fetih ile işgal arasındaki farkı anlamak için, Filistin topraklarına bakmak kâfidir. Filistinlilere ait toprakları zapt ve gasp ederek vatanın gerçek sahiplerine yaşam hakkı vermeyen İsrail’in, işgalci olduğunu kim inkâr edebilir?” sözlerine yer verdi.
“İSTANBUL’UN FETHİNİN 571’İNCİ YILINDAYIZ”
Fetih ile Fatih Sultan Mehmet’in sadece bir çağı açmadığını söyleyerek; “Avrupa’ya, hatta tüm dünyaya, sahip olduğumuz adaleti, hoşgörüyü, sosyal barışı, insan hakları gibi o günlerde onların bilmediği, varlığından haberdar dahi olmadığı değerleri de tanıttı. Onları herkesin huzur içinde, eşit ve özgür olarak insanca yaşadığı sevgi ortamı ile tanıştırdı. Yani sadece surları değil, onların katı, bağnaz ve korkuya dayalı karanlık yaşam duvarlarını da yıktı. Kısaca dünyaya ilim ve medeniyetimizden aydınlanma, faydalanma kapılarını da açtı. Tarihimizin müstesna olaylarından birisi olan İstanbul’un Fethi’nin 571’inci yılındayız. Bu fetih şuur ve heyecanı ile gerçekleştirdiğimiz ‘İstanbul’un Fethi Edirne’den Başlar’ programımızın Edirne’mize, tüm milletimize ve bütün insanlığa hayırlı olmasını diliyoruz” diye konuştu.
MEHTER TAKIMI KONSER VERDİ
İriş’in konuşmasının ardından programda mehter takımı konser verdi. Program, duaların edilmesi ile sona erdi.
UĞUR AKAGÜNDÜZ
Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ