Beyin göçünün, ülkenin en değerli kaynağı olan nitelikli insan sermayesinin yurt dışına kayması anlamına geldiğini söyleyen Akalın, bu durumun ülkenin geleceğini tehdit ettiğine dikkat çekti.
Beyin göçünü “nitelikli iş gücünün yetiştiği ülkeden, değer gördüğü ülkelere giderek geri dönmemesi” olarak tanımlayan Akalın, Türkiye’nin itici politikalar uyguladığını ifade etti. Türkiye’den yurt dışına göç eden yükseköğrenim mezunlarının oranının 2020 itibarıyla yüzde 21,4’e yükseldiğini belirterek, “Bu oran, iş gücündeki yükseköğrenim mezunlarının genel oranının iki katından fazladır” dedi.
İktidarın politikalarını eleştiren Akalın, “Üniversite hocalarımızı ekonomik olarak açlığa mahkûm ediyor, sosyal olarak boğuyoruz. ‘Giderlerse gitsinler’ yaklaşımıyla nitelikli insan kaynağımızı elimizle itiyoruz” ifadelerini kullandı.
Özellikle yapay zekâ, bilişim, moleküler biyoloji gibi stratejik alanlarda eğitim alan gençlerin yurt dışında iş bulmaya zorlandığını belirten Akalın, Dünya Bankası verilerine göre yükseköğrenim görmüş bireylerin göç oranının diğer eğitim seviyelerine göre çok daha yüksek olduğunu kaydetti.
Akalın, “Moleküler biyoloji ve genetik bölümlerinde beyin göçü oranı yüzde 18. Bu, stratejik alanlarda yetişmiş en değerli insan kaynağımızı kaybettiğimiz anlamına geliyor” dedi.
Akalın, Türkiye’de gençlerin daha eğitimlerine başlamadan yurt dışında kariyer planları yaptığını veya mezun olduktan sonra yurt dışına gitmeyi hedeflediğini ifade ederek, buna “sanal beyin göçü” adını verdi. Gençlerin bu tercihlerinin, ülkedeki ekonomik ve sosyal sorunlardan kaynaklandığını vurguladı.
Sorunun çözümüne yönelik önerilerde bulunan Akalın, “Liyakat ve adaleti tesis ederek, akademik özgürlükleri sağlayarak, nitelikli insan kaynağına değer vererek bu tablonun tersine çevrilmesi mümkündür” diye konuştu.
Akalın, Çin’in bilim ve teknoloji alanında gösterdiği gelişmeyi örnek göstererek, “1980’lerde on binlerce öğrencisini yurt dışına gönderen Çin, bu bireyleri ülkesine bilim insanı olarak geri döndürmeyi başardı. Böylece sanayisini AR-GE ile entegre ederek gerçek bir büyüme sağladı. Bu, bilimle gelişmenin açık bir örneğidir” dedi.
Akalın, konuşmasını “Gençlerimize değer vermezsek Türkiye’nin uluslararası rekabet gücü daha da zayıflayacaktır. Geleceğimizi şansa bırakmamalıyız” diyerek tamamladı.
HABER MERKEZİ
Kaynak: Haber Merkezi