Edirne Belediyesi tarafından bu yıl 9’uncusu düzenlenen Edirne Kitap Günleri’ne gazeteci yazarlar Timur Soykan ve Murat Ağırel katıldı. Etkinliğin katılan ikili, 100’üncü yılında cumhuriyetimizin demokrasi karnesi konulu söyleşi gerçekleştirdiler.
Edirne Belediyesi Atatürk Kültür Merkezi ve Belediye Konservatuvarı salonunda düzenlenen söyleşiye, Edirneliler yoğun ilgi gösterdi. Salonu dolduran Edirneliler, Soykan ve Ağırel’in konuşmalarını sık sık alkışlayarak desteklediler.
“BEN EDİRNELİYİM”
Soykan, söyleşi öncesi Kırklareli doğumlu olsa da çocukluğunu Edirne’de geçirdiğini belirterek; “Şükrüpaşa İlkokulu ve Atatürk Ortaokulu’nda okudum. Daha sonra da Edirne Lisesi’nden mezun oldum. Üniversiteye gidene kadar hep Edirne’deydim. O nedenle aslında ben Edirneliyim. Sizlerle bir arada olmak çok güzel. Kentimin aydınlık insanlarını çok seviyorum” ifadelerini kullandı. Soykan, açılış konuşmasının ardından sözü Ağırel’e verdi.
THE ECONOMİST’İN DEMOKRASİ RAPORUNA DİKKAT ÇEKTİ
Ağırel, konuşmasında ‘The Economist’ dergisinin tüm dünyada ülkelerdeki demokrasileri inceleyerek bir lig oluşturduğunu söyleyerek; “Bu ligi oluştururken de araştırmış olduklarını 5 ana başlıkta inceledi. 196 dünya ülkesini inceledi ve bunları kategorilere böldü. 5 temel kategorinin içerisinde dünyanın en gelişmiş demokrasisine sahip ülkesi Norveç çıktı ve puanlaması 9,81 olarak açıklandı. Dünyanın demokrasi olarak en geri ülkesi de Afganistan çıktı. Bugünün anlam ve önemine dair en kapsamlı raporlardan birisi bu rapordur” dedi.
“DEMOKRASİYİ 5 KATEGORİDE DEĞERLENDİRDİLER”
Raporda demokrasinin 5’e bölündüğünü vurgulayan Ağırel; “Birincisi tam demokrasi, ikincisi kusurlu demokrasi, üçüncüsü hibrit rejim, dördüncüsü otoriter rejim ve diktatörlük. Bunları konu başlıklarında derliyor. Puan verirken de seçim süreci ve çoğulculuk, sivil özgürlükler, devlet fonksiyonları, politik katılım ve politik kültüre bakıyor” sözlerine yer verdi.
“TÜRKİYE HİBRİT REJİM KATEGORİSİNDE YER ALDI”
Ağırel, Türkiye’nin raporda hibrit rejim kategorisinde yer aldığını açıklarken; “Bizim demokrasimiz, 196 ülke içerisinde 126’ncı sırada yer alan ülke. 24 ülkenin bulunduğu tam demokrasi kategorisinde Norveç, Yeni Zelanda, İzlanda, İsveç, Finlandiya, Danimarka gibi ülkeler var. 48 tane ülkenin bulunduğu kusurlu demokrasiler kategorisinde Çekya, Yunanistan, Estonya, Portekiz, İsrail, ABD gibi ülkeler var. Bizim de olduğumuz 36 ülkenin bulunduğu hibrit rejim kategorisinde ise bizi temsil eden ve diğer dünya ülkelerinin bakış açısını belirten aslında bulunduğumuz ligdeki ülkelerin isimleri çok önemli. Bangladeş, Papua Yeni Gine, Peru, Malavi, Zambia, Senegal, Madagaskar ve sonra biz geliyoruz. Bizden sonra da zaten Afganistan vs. var. Otoriter rejimler ve diktatörlüklerde de Angola, Kuveyt, Nijer, Lübnan, Togo gibi ülkeler var. Ülkemizde demokrasi sadece sistemin içinde var olan bir isim. Özellikle son 20 yılda demokrasinin unsurlarını yitirdik” dedi.
“100 YILLIK ÖZET İLERİCİLERLE GERİCİLERİN MÜCADELESİDİR”
Soykan ise cumhuriyetin birçok kazanımı olduğuna dikkat çekerken; “Ama maalesef cumhuriyetimizin 100’üncü yılına bunlarla girmiyoruz. Çünkü bu 100 yıl boyunca, anti-emperyalist mücadele gibi bir savaş vardı. Bir yanda aydınlanmacı fikirler vardı, diğer tarafta ona karşı olanlar vardı. Bu işin içerisinde işgalcilerle işbirliği yapanların torunları vardı. Toprak reformu dendiğinde onlar, ‘Toprak reformu yapılamaz’ diye yerlerinden zıplarlardı. Ağaların sistemini korumaktan bahsedenler vardı. 100 yıl boyunca aydınlıkçı fikirlerin karşısında gerici fikirler var oldu. Aslında Türkiye’nin 100 yıllık tarihinin özeti de ilericiler ile gericilerin mücadelesidir. Onlar saltanatı, hilafeti geri isterler. Onlar ülkenin bütün kaynaklarını satarlar. Onlar kadın-erkek eşitliğine, kadına düşmandır. Bunun için cumhuriyet ile hesaplaşmak isterler. Onlar bağımsızlığa karşıdır. Onlar, 6’ncı filonun önünde secde edenlerdir” ifadelerine yer verdi.
“MEMLEKETE KÜSEMEYİZ”
14 ve 28 Mayıs seçimlerinin kritik bir eşik olduğunu söyleyen Soykan; “Ülkenin ilerici fikirlerinin karşısında duran gericilere karşı bu ülkenin sandıktan bir kurtuluş olarak çıkmasını, cumhuriyeti daha ileriye taşıyabileceğimiz bir fırsattı ve başaramadık. Ama bitmedi. Mücadele basit bir şey değildir. Cumhuriyetin kurulduğu dönemlerdeki koşulların zorluğunu hepimiz biliyoruz. Şimdi cumhuriyetimizin 2’nci yüzyılına geldiğimizde çok ciddi bir demokrasi sorunu yaşıyoruz. Devlet de, ülke de çürüdü. Bu ülkenin demokrasisine verdikleri ağır hasar, beklenen sonucu doğurdu. Herkese küsebiliriz, memlekete küsemeyiz. Bu memleket bizim. Gerekirse derneklerde, sokak sokak örgütleneceğiz, her gün 1 kişiyi ikna edeceğiz ama teslim olmayacağız. Cumhuriyetimizin 2’nci yüzyılında bu cumhuriyeti daha demokratik, daha özgür, daha eşitlikçi, daha laik harika bir konuma getireceğiz. Bu ülkenin, bu potansiyeli var. Bu cumhuriyetin temellerinde bu var” diye konuştu. Soykan ve Ağırel, konuşmalarının ardından Kırmızı Kedi Yayınevi’nin standında kitaplarını okurları için imzaladı.
UĞUR AKAGÜNDÜZ