Edirne Tabip Odası Başkanı Prof. Dr. Celal Karlıkaya, Dünya Su Günü nedeniyle Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği (EÇGD) tarafından düzenlenen İklim Krizi ve Edirne Sempozyumu’nda, “Yerküremiz İklimimiz Değişirken Ayakta Kalabilmek İçin Başka Bir Sağlık Yönetişimi Gerekiyor Mu?” konusunda sunum yaptı.
Karlıkaya, iklim krizi ile ilgili iyi, orta ve kötü senaryoların olduğuna dikkat çekerek; “Kötü senaryo; ortalama sıcaklıkların 4 derece ve üstü artışıdır. 2100 yılında dünya, bugün yaşayan insanların 10’da biri kadar insana, 800 milyon insana yaşama hakkı verecek. O kadar kötü olasılıklar da söz konusu. Hükümetler arası paneller yapılıyor ama en çok kirleten ülke ABD, Paris Anlaşması’ndan çekildi” ifadelerini kullandı.
İklim göçü ve iklim mülteciliğinin arttığını söyleyen Karlıkaya; “Hatta bu yüzyılda bizim ülkemizde 100 milyonun üzerinde iklim mültecisi olabileceğine dair tahminler var. Ülke nüfusunun çok daha üzerinde bu tip bir mülteci krizi de yaşayabiliriz” dedi.
Karlıkaya, iklim krizinin aynı zamanda bir sağlık krizi olduğunu belirterek; “İnsanlığın bugüne kadar karşılaştığı en büyük sağlık felaketi riskinden bahsediliyor. 2030-2050 yılları arasında her yıl ilave 250 bin ölüm olacak. Ondan sonrası çok daha felaket. Kötü senaryo olursa 2050’lerde hekimlerin ileri yaşta Alzheimer, kanser, koah tedavi etmeyi bırakacakları, sağ kalımın ortalama 50’li yaşlara düşeceği, insanların çok daha erken yaşlarda ishal, sıtma ve bulaşıcı hastalıklardan kaybedileceği öngörülüyor. İklim krizi, çocuklar, hamileler, ileri yaştaki kişiler, kendini idame ettirme gücü zayıf olanları daha çok etkileyecek ve daha çok öldürecek. Bu çok hızlı oluyor. Sağlık sistemlerimiz buna hazır mı? Pek de hazır olduğu düşünülmüyor” sözlerine yer verdi.
İklim değişikliği nedeniyle gıda güvenliği sorunu da olduğunu söyleyen Karlıkaya; “Her yıl 600 milyon civarında gıdaya bağlı hasta ortaya çıkıyor ve 420 bin ölüm var. İklim değişikliğiyle birlikte deniz seviyesi bir metre civarında yükseldiğinde bile birçok ekilebilir tarlamız yok olacak. Bir kez deniz suyu bassa bile tuzlandığı için verim düşecek. Gıda güvenliği, yeterli gıda ve yoksullaşma gibi sosyal faktörler de söz konusu. Ülkemiz çok büyük risk altında. Bir derecelik sıcaklık, kuraklığı yüzde 30 artırıyor. Türkiye’de 2 derecenin üzerine çıktığı söyleniyor. Bunu hızlıca durdurmak lazım” diye konuştu.
UĞUR AKAGÜNDÜZ
Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ