Edirne’nin Kapıkule Gümrük Kapısı’nın karşısında bulunan Bulgaristan’ın Kapitan Andreevo Gümrük Kapısı’nda geçtiğimiz ocak ayı ortalarında Türkiye’ye dönüş için bekleyen Türk TIR’ında yangın çıktı. TIR’ın adı öğrenilemeyen Türk şoförü, şoför kabininde uykudaydı. Alev ve dumanların kapladığı kabinde güçlükle uyandı ve kendisini dışarı atmaya çalıştı. Onun yardımına o anda mesaide bulunan 56 yaşındaki Bulgar kadın gümrükçü Dimitrina Boyacieva yetişti. Bu hareketiyle ülkesinde “Yılın Gümrükçüsü” ödülünü alan Boyacieva, o gece yaşananları Batı Ekspres’e anlattı.
Boyacieva o gece yaşananları şöyle anlatıyor:
“Yangın, TIR kamyonlarının kantarda tartıdan geçip gümrük kontrol gitmeye hazırlandığı bölümde meydana geldi. Tarihi 15 Ocak 2025 gece yarısı civarıydı. TIR kamyonlarının klaksonları aşırı derecede çalıyordu. Ne olduğunu anlamak için bulunduğum gişeden dışarı çıktık. Gördük ki, büyük bir yangın çıkmıştı, her şey yanıyordu. Telefonumu alıp Avrupa Birliği’nin Acil Yardım hattı olan 112’yi aradım ve acil yardım ihbarında bulundum. TIR’ın şoför kabini yanıyordu. Özellikle şoför kapısının orasında daha fazla alev vardı. Her şey alevler içindeydi. TIR’ın yanına vardığımda, yanan TIR’ın önünde bir TIR’ın bulunduğunu ancak bu TIR’ın şoförünün yerinde olmadığını fark ettim. Şoförün kabinden çıkmaya çalıştığını gördüm. Kendi kapısından değil diğer kapıdan çıkmak üzereydi. Ayağında sadece çorap vardı, ayakkabıları yoktu. Üzerinde sadece atlet vardı. Yüzü ve vücudunun çeşitli yerleri yanmıştı. Kendisine, TIR’da ne tür bir yük olduğunu sordum. Bana ‘boş’ cevabını verdikten sonra yere düştü. Gelen Türk şoförlerin yardımıyla onu yangın yerinden daha uzak bir yere taşıdık. Sanırım dumandan, yangının heyecanından kendini kaybetmişti. Kolları, başı, ayakları kısacası tüm vücudu titriyordu. Ben bunu dışarısının soğuk olmasını bağladım. Yanan bir kabinden çıkmıştı ve dışarısı -3, -4 dereceydi, soğuk rüzgar vardı, hava soğuktu. Bir hipotermiye tutulduğunu düşündüm.”
Anlatmaya devam ediyor Boyacieva: “Montumu çıkardım, üzerine sardım. Bir TIR şoförü de üzerine oturabilmesi için bir minder verdi. Çünkü çıplaktı ve yere oturması sakıncalıydı. Hatta çevredeki TIR şoförleri, yangından kurtulmuş TIR şoförünün etrafından çember oluşturdular. Ancak onun titremeleri devam ediyordu. Sonra onu bir başka TIR’ın şoför kabinine götürdük. Yaklaşık 15 dakika içinde sakinleşti. O süre içinde ilk yardım ekipleri gelip şoförü aldılar, tedavi için götürdüler. Ancak ben şoförün ismini bilmiyorum, diğer şoförlerden sağ olduğunu öğrendim. Umarım sağlık durumu iyidir. Umarım iyileşip işine daha uzun yıllar devam eder.”
Yangın sırasında bütün gümrük çalışanlarıyla birlikte sahada bulunan TIR şoförlerinin de bir şeyler yapmaya çalıştığını belirten Dimitrina Boyacieva “Gümrükçü arkadaşlarımızın bir kısmı gümrük sahasındaki yangın hortumlarını alıp TIR’daki yangını söndürmeye çalıştılar. Gişelerde çalışan diğer arkadaşlarımız, yangının başka TIR araçlarına sıçramaması için bu TIR araçlarının sadece belgelerini aldılar, resmi gümrük işlemleri daha sonra yapılmak üzere yangın yerinden uzaklaşmalarına yardımcı oldular. Yoksa yanan TIR’ın önünde arkasında sağında solunda TIR aracı doluydu ve onları uzaklaştırmasaydık yangın başka TIR araçlarına sıçrayabilirdi. Ayrıca böyle yaparak gelen itfaiye ve ilk yardım araçlarına da geçebilecekleri, çalışabilecekleri boş alanlar yarattık” diye konuştu.
Boyacieva, insan hayatıyla birlikte sahada bulunan TIR’ları da kurtarmak için yaptığı hareketin kendisine ödül getirdiğini belirterek “Bulgaristan Gümrük Ajansı bana ‘Yılın Gümrükçüsü’ ödülünü vererek onurlandırdı. Bu gümrük camiasında en büyük ödüldür. Çok sayıda gümrük kaçağı veya uyuşturucu yakalamaları oluyor. Bunlar da ödüllendiriliyor. Ancak bu insan hayatını ilgilendiren bir şey ve insan hayatının değeri hiçbir şeyle ölçülemez. Bu konuda büyük bir ödül ve bu ödülü aldığım için büyük bir gurur yaşadım. Bana bu gurur yeter” dedi.
“Ben insanım” diyen Dimitrina Boyacieva daha sonra şöyle devam etti: “Bugün aynı durumla karşılaşsam, hayat kurtarmak için yine hiç düşünmeden harekete geçerim. İnsanlık bunu gerektirir. Bir insanın hayatı hiçbir şeyle ölçülemez. Aslında daha önce de bir başka şoförü hayata döndürdüm. Bu kez bir Bulgar şofördü. Baygınlık geçirdi, ağzından köpük gelmeye başladı. O şoförün telefonunu aldım. Son görüştüğü numarayla görüşüp hangi firmada çalıştığını öğrendim. Firma yetkilileri şoförün epilepsi hastası olduğunu söylediler. Devamlı kullandığı ilacı şoför kabininde buldum ve verdim. Daha sonra acil sağlık servisi geldi. Böylece bir anlamda onun da hayatını kurtarmış oldum. Bazen de ne yapsanız ölüme engel olamıyorsunuz. Bir seferinde bir Türk otobüs şoförü ‘ben kötüyüm’ dedi ve kalbini tutmaya başladı. Biz yardım için çabalarken maalesef ki şoför hayatını kaybetmişti.”
Bulgaristan’ın bir sınır şehri olan Svilengrad’da yaşadığını söyleyen Boyacieva “Burası zaten küçük bir şehir. İnsanların büyük bir kısmı beni zaten tanıyordu. Ancak bu olay kamuoyuna yansıyıp Bulgar basınında yer aldıktan sonra beni tanımayanlar da artık tanıyorlar. Ancak ben bunu tanınmak, basında yer almak için değil, insanlık adına, bir hayat kurtarmak için yaptım. O sırada şoför kabini alev alev yanıyordu. Belki alevler yakıt deposuna sirayet edip büyük bir patlama meydana getirebilirdi. Korkunç bir manzaraydı. Ancak çok şükür ki, Tanrı bizimleydi. Bu arada bizim genç meslektaşlarımıza da teşekkür etmek isterim, hemen harekete geçip yangını söndürmeye başladılar. Bu sayede hem yangın yayılmadı hem de TIR’daki yangın söndürülmüş oldu” ifadelerini kullandı.
Bir hayvansever olduğunu ifade eden Boyacieva, boş zamanlarında sokak hayvanlarının beslenmesi ve barınması için çalışmalar yapıyor. Boyacieva “İnsanları seven hayvanları da sever. Hayvanları seven insanları da sever. Ben bütün canlıları seviyorum” dedi.
MURAT SAVAŞ
Kaynak: MURAT SAVAŞ