Trakya Üniversitesi Fen Fakültesi Biyoloji Bölümü Hidrobiyoloji Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Belgin Elipek, Dünya Su Günü kapsamında Edirne Çevre Gönüllüleri Derneği (EÇGD) tarafından düzenlenen İklim Krizi ve Edirne Sempozyumu’nda “Küresel İklim Değişikliği ve Edirne” konulu sunum yaptı.
Elipek, sunumunda insanlar için dünyada kullanılabilir olan su miktarına dikkat çekti. Dünyadaki suyun yer değiştirdiğini açıklayan Elipek, pet şişelerin içinde kalan suyun önemini ifade etti. Elipek, Trakya bölgesindeki su kaynaklarını da hatırlatırken; iklim değişikliğinin Trakya ve Edirne’ye olası etkilerini değerlendirdi.
İnsanların her gün kişi başına 300 litre su tükettiğine dikkat çeken Elipek; “Dünyanın adı mavi gezegen. Çünkü uzaydan bakıldığından mavi gözüküyor. Bunun sebebi ise su kaynakları. Fakat dünyadaki suyun dağılımına baktığımızda yüzde 97’si okyanus ve denizlerde tuzlu su olarak bulunuyor. Yani biz onu kullanamıyoruz. Geriye kalan yüzde 3’lük kısımda ise tatlı su kaynakları olarak bulunuyor. Tatlı su kaynaklarımızı açtığımızda ise yüzde 3’lük kısmın yüzde 70’e yakınını buzullarda donmuş halde görüyoruz. Biz buzulları eritip kullanamıyoruz. Geriye kalan ise yer kürede, toprak içerisinde, atmosferde, canlılar içerisinde bulunan suyumuzdur” ifadelerini kullandı.
Elipek, dünyadaki bir damla suyun bile uzaya gönderilemeyeceğini söyleyerek; “Çünkü dinozorlar döneminde dünyada ne kadar su varsa hala o kadar su var. Aslında su kaynaklarımız tükenmiyor. Sadece yer değiştiriyor. Buzulların içerisinde, atmosferde, göl ve akarsu gibi yüzeysel su kaynaklarında ya da yeraltında, toprakta bulunuyor. İnsanın yüzde 70’i su zaten. Hayvanlarda, bitkilerde bulunuyor. Bir de biz pet şişelerin kapaklarını kapattığımız zaman suyu pet şişelere hapsediyoruz. Suyun bir döngüsü var; buharlaşır, yoğunlaşır ve yağar. Kapağı kapatılarak atılan ve geri dönüşüme de verilmeyen pet şişelerin içerisinde de aynı şeyi yapar. Bu şekilde dünyada her yıl 1 gölün kaybedildiği ifade edilmiştir” dedi.
Elipek, Trakya bölgesinin, Türkiye’de su kaynakları açısından en fakir bölge olduğunu söyleyerek; “Fakat en zengin olduğu düşünülüyor. Su krizinin Edirne ve Trakya’da yaşanacağı söyleniyor. Ülkemizde çeltik tarımının en fazla yapıldığı il Edirne olarak karşımıza çıkıyor. Çeltik için mutlaka suya ihtiyacımız var. Çeltikte sulama suyu ya da basınçlı sulama yöntemleriyle sulama yapılıyor. En fazla da Ergene Nehri’nden yeraltı suyundan ya da Ergene Nehri’nin suyu ile yeraltı suyunun karıştırılmasıyla oluşan sudan yapılıyor. Edirne’de ayçiçeği de en çok üretilen ürünlerden biri. Ayçiçeğinin de yağışa ihtiyacı var. Özellikle toplam 3 defa yağış alması gerekiyor. Buğdayda da Edirne önemli bir konumda. Buğdayın da mevsim içerisindeki günlere dağılması gerekiyor” sözlerine yer verdi.
İklim değişikliğinden en çok tarım alanlarının etkileneceğini belirten Elipek; “Aslında şu anda iyi günlerimiz. Şunu takip etmemiz gerekiyor; gündüz sıcaklığıyla gece sıcaklığı arasındaki farka bakmamız gerekiyor. Mesela; Sahra Çölü’nde arada 42 derecelik fark var. Eğer Edirne’de ya da Türkiye’de de bunu yaşamaya başlarsak, çöle dönüşme ihtimalimiz çok yüksek oluyor” diye konuştu.
UĞUR AKAGÜNDÜZ
Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ