Edirne’nin En Çok Okuyanı Batı Ekspres’e Konuştu

Edirne İl Halk Kütüphanesi’nde 61. Kütüphane Haftası kapsamında düzenlenen etkinliklerde 2024 yılının en çok kitap okuyan yetişkinleri ödüllendirildi. Yetişkinler kategorisinde ödüle layık görülen üç isimden biri olan Ayşe Gökbulut, ‘www.batiekspres.com’ internet haber sitesine özel açıklamalarda bulundu.

24 yaşındaki Gökbulut, Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde lisans eğitimini tamamladığını ve şu anda Trakya Üniversitesi’nde aynı alanda yüksek lisans eğitimine devam ettiğini belirterek, akademik kariyer hedefiyle bu yolda ilerlediğini söyledi. Edirne Lisesi mezunu olan Gökbulut, lisede sık sık kütüphaneye gittiğini ve özellikle teorik kitaplara ilgisinin o dönemlerde başladığını ifade etti. Kitap okuma alışkanlığının temelinde çocukluk yıllarının yattığını dile getiren Gökbulut, “Okuma alışkanlığı kazanmanın en büyük sebebi eğitimci bir ailede büyümüş olmam. Babam Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeni, annem ise Tarih öğretmeniydi. Küçük yaşlardan itibaren kitaplarla iç içe bir hayatım oldu” dedi.

Okumanın kısa vadede etkisini göstermese de uzun vadede insan hayatına önemli katkılar sağladığını söyleyen Gökbulut, özellikle anlama, anlatma ve ifade kabiliyetlerinin gelişmesinde okumanın büyük rolü olduğuna dikkat çekti.

“TEORİK KİTAPLAR OKUMAYA ÇOK MERAKLIYDIM”

Gökbulut; “24 yaşındayım. Hacettepe Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde lisans eğitimi bitirdim. Şu an Trakya Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyatı Bölümünde yüksek lisans yapıyorum. En başından akademik kariyer düşündüğüm için bu yolda devam ediyorum. Kütüphane Haftası sebebiyle düzenlenen törende yılın en çok okuyanları yetişkin kategorisindeki ödül almaya hak kazanan 3 kişiden biriyim. Okuma alışkanlığı kazanmanın en büyük sebebi eğitimci bir ailede büyümüş olmam, çok mutluyum. Babam Türk Dili ve Edebiyatı öğretmeniydi annem ise Tarih öğretmeniydi. Edirne Lisesi mezunuyum, orada çok tatlı kütüphanemiz vardı. Ben oraya sık sık giderdim. O zaman daha çok teorik kitaplar okumaya meraklıydım. Okuma serüvenim aslında lise, üniversite çok büyük katkılarla şekillendi ama öncesinde de elbette vardı” diye konuştu.

“GÜNDE 5-10 SAYFA BİLE OLSA OKUMAK ÖNEMLİ”

Okumanın bir alışkanlık olduğunu ve herkesin kendine uygun bir tempoyla bu alışkanlığı kazanabileceğini söyleyen Gökbulut, babasından edindiği bir benzetmeyle düşüncesini şöyle aktardı; “Kitap okurken gözümüz biraz yükseklerde oluyor. O bilgi açlığının, uzun süre okumamış olmanın ve yeniden okumaya başlayacak kişilerde ‘Ben bunları nasıl halledeceğim?’ gibi bir his oluyor. Benim babamın bununla ilgili çok güzel bir benzetmesi vardır. Der ki; ‘Bir fırının önüne gittiğinizde tüm fırını bitirmek gibi bir gayeniz elbette ki olamaz, bir şeylere küçük küçük başlamak her zaman daha verimlidir. O günkü gıda ihtiyacınızı tamamlamaya odaklanmalısınız.' Belki günde 100-150 sayfa okuyamazsınız ama günde 5-10 sayfa bile olsa çekirdek dediğimiz o içindeki ağaçları yeşertecek adımı atmak çok önemli olabiliyor. O yüzden her gün en azından minimal düzeyde yapılabilir olanı yapmak önemli. İnsan bence bu çağda kendi bir yere odaklamalı çünkü her şey o kadar hızlı geçiyor ki ve siz hiçbir şey yakalayamıyorsunuz. Bir kitaba bakarken etrafınızda o kadar uyarıcı var ki telefonunuzdan tutun arkadaşınıza kadar. Cama konan bir güvercin bile olabilir bu. Dikkat çok çabuk dağılabilen bir şey. O yüzden insanların kendisini bazen bir şeylere mecbur bırakması sonradan alacağı meyveleri bence arttırabiliyor. Okumak anında etkisini görebileceğimiz bir sihir olmasa da zaman içerisinde algı alanımızı inanılmaz genişletiyor. Anlama kabiliyetimizi, okumayandan farklı bir noktaya götürüyor. Jung'un şu sözü okuma sürecinin bünyemizdeki etkisini çok güzel anlatıyor: "İki kişi düşünün. Biri binlerce kitap okumuş olsun, diğeri hiç okumasın. Binlerce kitap okuyan kişi okuduklarının hepsini unutmuş olsa bile hiç okumayan kişiden farklı olacaktır. Çünkü bilinçdışı kayıt tutar.”

HİLAL PEKER