Edirne Valisi Yunus Sezer, 25- 27 Ekim tarihleri arasında Karaağaç Tren Garı’nda düzenlenecek Topraktan Sofraya Edirne Gastronomi Festivali ile ilgili açıklama yaptı.
II. Bayezid Külliyesi Sağlık Müzesi’nde düzenlenen basın açıklamasına, Vali Sezer’in yanı sıra eşi Canan Sezer, İl Kültür ve Turizm Müdürü Kemal Soytürk, kentteki şefler ve çeşitli köylerden üretici kadınlar katıldı.
Vali Sezer, Edirne’nin hem Rumeli hem de Saray mutfağının iç içe olduğu ender şehirlerden bir tanesi olduğunu belirterek; “Çok önemli bir kültürel mirasın üzerinde yaşıyoruz. Biz de bu mirası nasıl günümüze taşıyabileceğimizi gerçekleştirmek üzere birtakım projeler yapıyoruz. Bunlardan en değerlilerden bir tanesinin önümüzdeki dönemde gerçekleştireceğiz. Yaklaşık 1 yıllık bir çalışma. Maalesef bazı yemeklerimiz tarihe karışıyorlar. Bunları yeniden gün yüzüne çıkarmak, tarih kitaplarında olan, gastronomi kitaplarında olan, Evliya Çelebi’nin Seyahatnamesi’nde yer alan çok önemli Rumeli mutfağını, Saray mutfağını yeniden gündemimize alarak günümüz koşullarına yeniden yorumlamak için yola çıktık. Burada anneannelerimizin, babaannelerimizin, herkesin katkısı var. Köylerdeki yemekler tespit edildi. Geçmişte unutulan bazı yemekler, içecekler yeniden tespit edildi. Çok büyük bir ekip çalışma yaptı. Sadece 58 tane şefimiz, köylerimizde yemek yapan ablalarımız için büyük bir stüdyo kuruldu. Bu stüdyoda sadece tespitler yapılmadı, bu yemeklerin tamamı pişirildi ve çekimleriyle beraber ‘www.edirne.com.tr’ internet sitesinden herkese QR kodu okutularak hizmet verebilecek hale getirildi” ifadelerini kullandı.
101 adet yemek, içecek ve tatlının kitapta yer aldığını açıklayan Sezer; “Bunu da büyük bir gastronomi festivali ile taçlandırmak istedik. Önümüzdeki yıllarda tarihi yaza doğru çekilebilir. Ama bundan sonra süreklilik arz edecek bir gastronomi festivali yapmak istiyoruz. 3 gün sürecek bir gastronomi festivali yapacağız. ‘Topraktan Sofraya Edirne’ kitabımızda yer alan yemeklerimizin, içeceklerimizin ve tatlılarımızın sunumunu yapacağız. Edirne’mize özgü ne varsa onun da sunumunu yapacağız. Biz, Türkiye’nin ilk peynirciliği yapan şehiriz. Edirne peyniri ünlü bir peynirdir. Kurabiyemiz ve badem ezmemizle ilgili stantlarımız olacak. Ciğer zaten bizim önemli bir yiyeceğimiz. Şerbetlerle ilgili stantlar olacak. Edirne’mize ait ne varsa gelen misafirlerimize sunmuş olacağız. Bununla ilgili alanında uzman akademisyenler Edirne’mizde olacak. Çok ünlü 20’ye yakın şef festivale katılacak. Kendi şeflerimiz de onlara eşlik edecekler. Ayrıca bazı sanatçıları misafir edeceğiz. Akşamları burada yer alacaklar” dedi.
Sezer, Edirne’nin sadece ciğer, badem ezmesi ve kurabiyeden ibaret olmadığını, çok önemli bir gastronomi varlığına sahip olduğunu anlatmak istediklerini söylerken; kitabın ve festivalin hazırlanmasında emeği olanlara teşekkür etti. Programda ayrıca şefler ve üretici kadınlar, ‘Topraktan Sofraya Edirne’ kitabında yer alan Edirne’ye özgü yemekleri anlattılar.
UĞUR AKAGÜNDÜZ
Kaynak: UĞUR AKAGÜNDÜZ